Cıkmak Nedir

Cıkmak Nedir ? Cıkmak Ne demek ?

1-)Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek:"Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık." Y. Z. Ortaç, İçeriden dışarıya varmak, gitmek:"Ortalık ağarırken, bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." F. R. Atay, Birdenbire görünmek:"Neden hiçbir korsan filosu önümüze çıkamadı?" F. F. Tülbentçi, isabet etmek, SADIR OLMAK, türemek, HARC, Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek, Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak, Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek, İş için, yetkili birini makamında görmek, İçeriden dışarıya varmak, gitmek, Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak, Bir şeyin yukarısına doğru yürümek, Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek, Sonuca ulaşmak, Gelmek:"Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakiyle derhal sezmişti." R. H. Karay, Yayımlanmak:"Yeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu." Y. Z. Ortaç, Vermeye katlanmak, Ay, güneş görünmek:"Hava açılmış, ay çıkmıştı." R. H. Karay."Güneş seni ısıtmak için çıkıyordu." Y. K. Karaosmanoğlu, Gitmek, koyulmak, Gerçekleşmek:"İnsanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!" M. Ş. Esendal, Flört etmek:"Sevim, senden başka bir kızla çıkmadım." A. İlhan, Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek, Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak, Erişmek, görmek:"Aklı başında ama, sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım." S. F. Abasıyanık, Bir iddia ile ortalıkta görünmek, Yayımlanmak, Görünmek, Geçmek, Gelmek, Gerçekleşmek, Erişmek, görmek, Flört etmek, Düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek, Yerinden oynamak, Niteliği sonradan anlaşılmak veya sonradan ortaya çıkmak, Karaya ayak basmak, Ulaşmak, varmak, Oyunda herhangi bir rolü oynamak, Yayılmak, duyulmak, Olmak, bulunmak, var olmak, Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak, Unutmak, Yapmak, Birdenbire görünmek, Ay veya mevsim geçmek, Bir konu yetkililerce karara bağlanmak, Gitmek, koyulmak:"Yola çıkmadan evvel eve gitmek, uyumak istedim." M. Ş. Esendal, Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak, Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. İş için, yetkili birini makamında görmek, Mal olmak, Oyunda herhangi bir rolü oynamak:"Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı." B. R. Eyuboğlu, Yayılmak, duyulmak:"Başından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu." A. H. Tanpınar, Karaya ayak basmak:"1919 senesi Mayısının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım." Atatürk, Bir yere ulaşmak, varmak:"Karşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar." M. Ş. Esendal, Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek:"Çok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra." T. Dursun K. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek:"Uzun, dik merdivenli bir yokuş çıktık." R. H. Karay, Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak, Yapılmak, yürümek, Süresi dolunca ayrılmak, Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak:"Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum." H. Taner, Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek:"Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı." Atatürk, Yetişecek ölçüde olmak, Eksilmek, Harcama zorunda kalmak, Sıyrılmak, ayrılmak, Sonuca ulaşmak:"Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır." R. N. Güntekin, Olmak, bulunmak, var olmak:"Bayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı." O. C. Kaygılı, Bir iddia ile ortalıkta görünmek:"Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın." P. Safa, Verilmek, Bitmek, büyümek, sürmek, Piyasaya sürülmek, Oluşmak, olmak, Yeni yetişip satışa sunulmak, Yükselmek, artmak, Büyük abdest bozmak, Sesini yükseltmek, Artırmak, fiyatı yükseltmek, Görünür veya belli bir durumda bulunmak, Yerinden oynamak:"Fukaranın hem sağ bileği çıkmış, hem davulu patlamıştı." R. N. Güntekin, Bulaşmak, Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek, Yayılmak, Bina yapmak, Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak:"Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?" M. Ş. Esendal, Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak, Atın evimden dışarı." R. N. Güntekin, Niteliği sonradan anlaşılmak veya sonradan ortaya çıkmak:"Eyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı. İstemem artık gözüm görmesin, soğudum, iğrendim, Giderilmek, yok olmak, Eski, kullanılmış, Neşet, Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, derkenar. Çıkmış:"Saraydan çıkma İstanbul eşyalarını görünce bunların hakikatine inanmak lazım geldiğini anlamış." A. Ş. Hisar, Çıkmak işi, Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, derkenar, Bir yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış bölüm, balkon, Bir binanın üst katlarından dışarıya doğru taşan bölüm, Kız ve erkek tarafının gönderdikleri hediye, Hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı, çıkacak, Çıkmış,


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Sizde içinde Cıkmak kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Cıkmak kelimesi anlamı 7 defa okunmuştur. [34494] Cıkmak kelime anlamı, Cıkmak nedir, Cıkmak ne demek, Cıkmak sözlük anlamı

Paylaş