Delalet Nedir

Delalet Nedir ? Delalet Ne demek ?

1-)DELÂLET



Yol göstermek, kılavuzluk etmek; rehberlik, alamet. Mekke'de hacc sırasında hacılara ziyaret yerlerini gösteren kimseye "delil" denilmiştir. Kur'an'da delalet, kök ve türevleri itibariyle sekiz yerde geçmekte olup, hepsinde de lügat anlamında kullanılmıştır. Istılahta ise delalet, bir şeyin belirli bir durumda bilinmesinden dolayı başka bir şeyin de bilinmesinin lazım gelmesi, olarak tarif edilmektedir. Bu durumda ilk olarak bilinen şeye "dall (delalet eden, gösteren)"; buna bağlı olarak sonradan bilinen şeye de "medlul" denir (Cürcani, et-Ta'rifat, 104).

Kur'an ve Sünnet'in anlaşılması, onların lafızlarının (nass, şer'i hitab) hükme delaletinin anlaşılmasına bağlı olduğu için, delalet, daha doğrusu nassların delaleti, fıkıh usulünün başlıca konuları arasında yer alır. Ancak hemen belirtelim ki, nassların delaleti konusu dini bir mahiyete sahip olmayıp; genel bir ifadeyle, Arapça bir ibarenin doğru anlaşılmasını kolaylaştıran dil kurallarıdır.

Kur'an ve Sünnet lafızlarının hükme delalet etmesi farklı yollarla olmaktadır. Bu delalet yollarının isimlendirilmesinde ve gruplandırılmasında, usulcülerin izledikleri metodlar farklılık arzetmekle beraber; bu farklılık, önemli pratik sonuçlar doğurmamaktadır. Bu itibarla, konunun açıklanmasında, cumhur usulcülerin metodu takip edilecek, yeri geldikçe ve farklılık arzettikçe Hanefi usulcülerin görüş ve isimlendirmelerine temas edilecektir.

Şer'i hitabın hükme delaleti; biri lafzın "mantuk" ile, diğeri de "mefhum" ile delaleti olmak üzere iki çeşittir; Mantuk, lafzın söylenildiği alana delaleti olup; "sarih mantuk" ve "sarih olmayan mantuk" kısımlarına ayrılır. Sarih mantuk, lafzın konulduğu mana olup, bu manaya ya mutabakat (tam uyum), ya da tazammun (içerme) yoluyla delalet eder. Mesela,

"Allah, alım-satımı helal, ribayı da haram kıldı" (el-Bakara, 275) ayetinin sarih mantuku, alım-satımın helal, ribanın haram olmasıdır. Hanefiler bu delalet şeklini "nassın ibaresi" olarak adlandırırlar (Ebu Zehra, İslam Hukuku Metodolojisi, Çev. Abdulkadir Şener, 121) Sarih olmayan mantuk ise, lafzın konulmuş olduğu mana değil, onun lazım manasıdır. Bu hüküm şayet, söyleyenin o lafızla kastettiği anlam ise, "iktiza" veya "ima''nın delaleti; aksi halde, "işaret"in delaleti olur.

Mefhum da, lafzın söylenildiği alanın dışında kalan fakat yine lafızdan anlaşılan mana olup; mefhum-ı muvafakat ve mefhum-ı muhalefet olmak üzere iki kısma ayrılır.

Mefhum-ı muvafakat, zikredilmeyen bir hususun hükmünün, daha evla veya eşit bir şekilde, zikredilen şeyin hükmüne uygun (muvafık) olmasıdır. Hanefiler buna "nassın delaleti" adını verirler. Mesela, "Anne-babaya öf deme." (İsra, 17/23) ayetinin mantuku, anne-babaya öf demenin haramlığıdır. Bu, söylenen husustur. Anne babayı döğme ise, ayette sözkonusu edilmeyen bir husus olup, bunun da haram olduğu herhangi bir araştırma ve ictihadı gerektirmeksizin ayetten anlaşılmaktadır. İşte ayetin, anne babayı dövmenin haram oluşuna delaleti, mefhum-ı muvafakat yoluyla olmaktadır.

Mefhum-ı muhalefet ise, zikredilmeyen konunun hükmünün, zikredilenin hükmüne, olumlu ya da olumsuz bir yönde aykırı olmasıdır. Mesela, "İçinizden hür mümin kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, ellerinin altında bulunan mümin cariyelerden alsın" (en-Nisa, 4/25) ayetinin mantuku, hür mü'min kadınlarla evlenmeye güç yetiremeyenlerin mümin cariyelerle evlenebileceğini ifade etmektedir. Bunun mefhum-ı muhalefeti ise, hür mümin kadınlarla evlenmeye güç yetirenlerin, mü'min cariyelerle evlenemeyeceğidir. Cumhur, mefhum-ı muhalefeti genelde delil olarak alır, Hanefiler ise, alınması yönünde başka bir gerekçe olmadıkça mefhum-ı muhalefeti delil almayı reddetmektedirler.

Bu delalet yolları dışında lafızlar hükme delaletinin açık oluşu bakımından "zahir", "nass", "müfesser" ve "muhkem" kısımlarına ayrılır. Bu ayırımda da, sözün söyleniş amacı, başka bir nass tarafından açıklanması veya hiçbir yorum, tahsis ve nesih kabul etmeyişi gibi ölçüler getirilmiştir.

Hükme delaletinin kapalı oluşu (hafa) açısından da lafızlar, "hafi", "müşkil", "mücmel" ve "müteşabih" kısımlarına ayrılır. Bu cümleden olarak, mesela, Kur'an'daki sarık (hırsız) sözcüğünün (el-Maide, 5/38), benzeri eylemlere delaleti tartışılmış, kelime bu yönüyle hafi (kapalı) kabul edilmiştir. Aynı şekilde, Kur'an'da geçen "kuru" kelimesi (el-Bakara, 2/228), müşkil olup birkaç anlama gelmektedir. Hatta ayetlerde geçen "salat", "zekat" gibi kelimeler, ilk planda mücmel olup, Hz. Peygamberin söz ve tatbikatıyla açıklık kazanmıştır. Bütün bunlar, nassların manaya delaletinin değişik kademelerdeki farklılığı olarak değerlendirilebilir.

Yunus APAYDIN


2-)Kılavuzluk, aracılık
Örnek:Hemşehrilerinden birinin delaletiyle, senet sahiplerinin her birini ayrı ayrı öğrendi. E. E. Talu


3-)İz, işaret.


4-)Bk. gösterme


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Guidance.
İngilizcesi İngilizce
Mediation.

  • "İlçenin tanıtımı" adlı eserimin, ilgili kuruma tevdiine Delaletlerinizi istirham ederim
  • Kişinin kendi hal ve davranislarina Delalet eder
  • Orhan,'İlk grup bombalandıktan sonra diğer üç grubun mukavemet göstermemesi, onların kaçakçı olabileceklerine Delalet eder, böylece diğer gruplar bombalanmayabilirdi'dedi.
  • com ×'Overload'adı neye Delalet ediyor ? Aşırı yüklenme durumu.

Sizde içinde Delalet kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Delalet kelimesi anlamı 1502 defa okunmuştur. [241699] Delalet kelime anlamı, Delalet nedir, Delalet ne demek, Delalet sözlük anlamı

Paylaş