Duha Suresı Nedir

Duha Suresı Nedir ? Duha Suresı Ne demek ?

1-)DUHA SÛRESİ



Kur'an-ı Kerim'in doksanüçüncü suresi. Onbir ayet, kırk kelime, yüzyetmiş iki harften müteşekkildir. Fasılası, se', ra', elif harfleridir. Sure, ismini ilk ayetindeki "Duha" kelimesinden almıştır.

Surenin muhtevasından, Mekke dönemi başlarında nazil olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

Rivayetler; Rasulullah (s.a.s.)'e,gelen vahyin bir müddet kesildiğini, Cibril (a.s.)'in bu süre zarfında görünmediğini, bunun üzerine müşriklerden bazılarının, "Rabbi Muhammed'e küstü, O'nu terk etti" iddiasında bulunduklarını, bazılarının ise -vahyin şeytandan geldiğine inandıklarından; "Şeytanı onu terk etti" dediklerini naklederler (el-Vahidi, "Esbabü'n-Nüzul ", Suretu ve'd-Duha; Buhari, Kitabü't-Tefsir, Suretu ve'd-Duha)

Tebliğ görevine başladığından beri müşriklerin sert tepkileriyle karşılaşan Rasulullah, bu defa onların alaylarına muhatap oluyordu. Haliyle bu durum onu çok üzüyor, adeta dünyayı kendisine zindan ediyordu. Ancak, O bir peygamberdi ve her ne pahasına olursa olsun görevini eksiksiz yerine getirmesi gerekiyordu. Onun en büyük yardımcısı ve koruyucusu da hiç şüphesiz Rabbi idi. Rabbinden kendisine gelen vahiy, ona bir taraftan bu meşakkatli yolda nasıl hareket etmesi gerektiğini bildiriyor, diğer yandan güç ve huzur veriyordu. Vahiy onun için, adeta uzun bir yola çıkmış yolcunun hem azığı hem de can yoldaşı durumundaydı. Vahyin kesilmesi onu bu azıktan ve kendisiyle teselli olacak dosttan mahrum bırakmıştı.

Peygamber (s.a.s.)'e huzur ve güven veren, içine düştüğü sıkıntıyı gideren bu sure, işte böyle bir zamanda nazil oldu. Bu sebepledir ki, asıl konuyu, Rasulullah'ı teselli etmek ve bundan sonraki mücadelelerinde, karşılaşabileceği her türlü engelin üstesinden gelebilmesi için ona manevi güç kazandırmak teşkil eder.

Sure şöyle başlıyor:

"Andolsun kuşluk vaktine! Sükuna vardığında geceye (ki), Rabbın seni ne terk etti ne de darıldı." (1-3)

Yüce Rabbimiz, kuşluk vaktine ve sükuna vardığı zaman geceye yemin ederek başlıyor. Böylece bu iki anın önemine dikkatleri çekiyor. Kainat hadiseleriyle ruhi duyguları birbirine bağlıyor. Âdeta Rasulüne, surenin başından itibaren çevresini dost varlıklarla doldurduğunu ima ediyor, yalnız başına ve kimsesiz olmadığını hatırlatıyor. Peygamberi üzmek, onu ye'se düşürmek ve savunduğu davadan vazgeçirmek için müşriklerin:

"Rabbi O'nu terketti." demelerine cevap olarak; " Rabbin seni ne terketti ne de darıldı" (3) buyurmaktadır.

Onların iddia ettikleri gibi Rabbin seni asla terk etmez. Sen onun sevgili kulu ve Rasulüsün, sen yüce bir davanın tebliğcisisin, sen onun tarafından yetiştirilip korunmaktasın, nasıl terk etsin seni? "Âhiret elbette senin için dünyadan daha hayırlıdır. " (4)

Rabbin, sana bu dünyada da verecek. Ancak senin için öbür dünyada, bu dünyadakilerden daha güzel, çok daha mükemmel mükafatlar hazırlamıştır:

"Şüphesiz Rabbin sana verecek ve sen hoşnut olacaksın. " (5)

Rabbin, senin için, hoşlanacağın herşeyi hazırlamıştır. Bu dünyada davanı başarıya ulaştıracak, yolundaki engelleri kaldıracak, savunduğun düzeni galip getirecek, seni ve davanı üstün kılacaktır. Bundan hiç şüphen olmasın. Nitekim:

"O, seni öksüzken barındırmadı mı? Sen bilmezken doğru yola eriştirmedi mi? Fakirken zenginleştirmedi mi?" (6-8)

Evet, Cenab-ı Allah, sevgili Peygamberine, geçmişine şöyle bir bakmasını tavsiye ediyor. Kimsesiz iken onu korumuş, şaşkın bir durumdayken hidayete erdirmiş ve fakir iken sonsuz ihsanı ile onu herkesten zengin kılmıştır. Henüz küçücük bir yavru iken de, annesini kaybederek hem ana hem de babadan yetim ve öksüz kalan sevgili Peygamberini korumuş, sapık bir cahiliyye ortamında yetiştiği halde onu şirkten korumuştur. Ne şirk pisliğine bulaştırmış, ne de muharref dinlerden yahudilik ve Hıristiyanlığa meyletmesine müsaade etmiştir.

Peygamberlik görevini yaparken, kendisini engellemek isteyen müşriklere karşı, amcası Ebu Talib'i kendisine yardımcı kılmış, mal bakımından fakir olmasına rağmen gönülce zenginlerin en zengini yapmıştır.

Surenin buraya kadar olan kısmı, müşriklerin, "Rabbi Muhammed'e küstü, O'nu terketti" gibi iftiralarına bir cevap ve vahyin yalnızca Allah'tan olduğunu beyan eder mahiyettedir. Ayrıca sevgili Rasulü'ne ihsan ettiği nimetleri de hatırlatmakta, buna bir şükran olarak kendisinden nasıl davranması lazım geliyorsa öylece davranmasını istemektedir:

"O halde yetime zulm etme. Dilenciyi de azarlama. Sadece Rabbinin nimetini (hatırla ve) anlat. " (9-11)

Rabbi onu yetimken koruduğunu, kararsız iken onu hidayete erdirdiğini, fakir iken zenginleştirdiğini belirtmişken, hem kendisini hem de peşinden giden ümmetini, her yetimi korumaya, her muhtaca destek olmaya ve Allah'ın üzerlerindeki nimetini hatırlamaya yöneltiyor.

Yetime zulmetmekten nehyettiği gibi, ikram edilmesini de emrediyor. İkram ederken, ona verirken de gönlünü kırmadan, horlamadan, haysiyetini zedelemeden vermeyi emrediyor.

Halit ERBOĞA


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Duha Suresı kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Duha Suresı kelimesi anlamı 12 defa okunmuştur. [241713] Duha Suresı kelime anlamı, Duha Suresı nedir, Duha Suresı ne demek, Duha Suresı sözlük anlamı

Paylaş