Dünya Nedir

Dünya Nedir ? Dünya Ne demek ?

1-)Alm. Erde Welt (f), Fr. Terre (f), monde (m), İng. Earth, world. Güneş sistemindeki gezegenlerden biri. Dünyanın uzaydan görünüşü mavi olduğu için uzay dilinde dünya mavi gezegen ismi ile de çağrılır. Bu mavilik atmosferde bulunan oksijenin, güneş ışığının tayfı neticesidir. Bu mavilik aynı zamanda kainatta yegane canlı bulunan yerin dünya olduğunu da göstermektedir.

Dünya güneşten itibaren üçüncü büyük gezegendir. Güneşten 149.589.000 km uzakta elipsoidal bir yörünge boyunca dönmektedir. Güneş etrafındaki bir dönüşü güneş yılı olarak tarif edilmiş olup 365 gün 5 saat 48 dakika ve 46 saniyedir. Bu dönüşünden mevsimler hasıl olur. Kutuplardan basık karpuz biçimindedir. Dünyanın yuvarlak olduğunu Avrupalılardan ilk açıklayanlar Kopernik (1540) ve Galile (1640)dir. Bundan çok daha önce dünyanın yuvarlak olup döndüğünü büyük İslam alimleri mesela, Biruni isbat etmişti. Endülüs İslam Üniversitesinde astronomi profesörü olan Nureddin Batruci ise 1185 senesinde yazdığı El-Hayat kitabında bugünkü astronomiyi anlatmaktadır. Pekçok Avrupalı Endülüs Üniversitesinde tahsil yapmış, fennin Avrupa’ya yayılmasına çalışmışlardır.

Dünyanın ekvatordaki çapı 12.756,3 km, kutuplardaki çapı ise 12.713,6 km’dir. Ekvator bölgesinde çapın büyük olması dünyanın ekseni etrafında hızla dönüşünün neticesi olabilir. Dünyanın yoğunluğu 5.52 gr/cm3tür. Atmosferinde % 78.09 azot, % 20.95 oksijen ve az miktarda da hidrojen, karbondioksit, helyum, argon, kripton, metan, neon bulunur. Atmosferdeki su miktarı ise % 0.2-0.4 arası değişir.

Dünya bir günde, yani 23 saat 56 dakika 4 saniyede kendi ekseni etrafında bir tur atar. Bu dönmesinden gece ve gündüz hasıl olur. Dünyanın ekseni yer küresi ile güneş arasındaki doğruya dik olmayıp bu doğruya dik olan aydınlanma düzlemine 23,5 derece eğik olduğu için gece ile gündüz uzunluğu yalnız ekvator üzerinde her zaman eşittir.

Diğer yerlerde eşit olmayıp her ay değişmektedir. Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe gece ile gündüz arasındaki fark artar. Kutuplarda altı ay gündüz, altı ay gece sürer. Gece de tam gece değil yarı karanlıktır. Son yapılan ölçümler ayrıca göstermiştir ki, günün uzaması kısalması, ayın çekim kuvveti etkisi ile dünya dönüş hızında yaptığı yavaşlatma sebebiyle de değişmektedir. Güneşin, ayın ve diğer gezegenlerin çekim kuvvetleri etkisi ile 41.000 senelik bir peryotta dünyanın eğimi 23,5 derece ile 22 derece arasında değişir. Her mevsim dünyanın eksenel eğimi farklıdır.

Dünya güneş etrafında elips şeklindeki yörüngesinde dönerken güneşten mesafesi artar ve azalır. En yakın noktada dünyanın ekseni etrafında dönüş hızı da saniyede 960 km artar. Bunun neticesi olarak kuzey yarım kürede kışlar, kısa ve daha ılık geçer. Buna mukabil güney yarımkürede de yazlar uzun ve serin geçer. Güneşin, ayın ve diğer gezegenlerin çekim kuvveti sebebiyle yörünge elipsindeki yaklaşma ve uzaklaşma özelliği 25.800 sene ara ile değişir. Kuzey Yarımkürede bugünkü özellikler 12.900 sene sonra tam tersine dönecektir. Kıtaların Kuzey Yarımküresine kümelendiği düşünülürse dünya ileride takrar bir buz çağı yaşıyabilir.

Dünyanın Fiziki Özellikleri

Dünyanın toplam yüzey alanı yaklaşık olarak 510.2 milyon km2dir. Bu yüzölçümünün yaklaşık yüzde 70.8’i su ile ve 29.2’si de kara ile örtülüdür. Kıtalar daha ziyade kuzey yarım kürede toplanmıştır. Coğrafi kuzey kutup, okyanus ortasına; güney kutup ise, buzlarla kaplı Antarktika kıtasına rastlar.

Dünya kabuğu devamlı hareket halinde olup, radyoaktif maddelerin reaksiyonu ile meydana çıkan ısı neticesi devamlı dışarı itilir. Bu kuvvet yer yer kırılmalar ve yeni toprağın yüzeye çıkmasına sebep olur. Yer kabuğu kalınlığı kıtalarda yaklaşık 35 km, okyanuslarda 4,8-6,4 km mesafeye ulaşır.

Yer kubuğunu 2900 km kalınlıkta ergimiş metal tabaka takip eder. En içeride 3.200 km çapında top biçimde iç kor kütle vardır. Dünyanın kütlesi 5,98X10 27 gram olarak hesaplanmıştır. Dünya kabuğunun analiz neticesine göre % 46’sı oksijen, % 28’i silikon, % 11’i kalsiyum, potasyum, mağnezyum ve % 8’i alüminyumdur.

Dünyanın etrafında dönüşü, metal kordan ötürü elektrik akımları doğurur. Bu elektrik akımlarının doğurduğu manyetik saha ise dünya üzerinde yaşayan canlıları güneş ve diğer yıldızların yaydığı zararlı parça radyasyonlarına karşı koruma görevi yapar. Manyetik saha yönü değişirse bu değişmenin dünya üzerinde yaşıyan canlıların çoğunun ölmesine sebeb olacağı, deniz dibi incelemelerinde bir zamanlar ölmüş olan hayvanlardan anlaşılmıştır. Kayaların incelenmesinden dünya manyetik saha yönünün değişmesinin 750.000 ile 7.700.000 senede bir tekrarlandığı anlaşılmıştır. Bugünkü durumun 730.000 sene önce yine aynı olduğu tahmin edilmektedir.

Yer’in İç Yapısı

Yer, yüzeyden merkeze doğru genel olarak üç tabakadan meydana gelir:

1. Litosfer (Taşküre)+ Kabuk: Yerin üzerinde bulunduğumuz katı kısmıdır. Yüzeyden içeri doğru 33 m’de 1° sıcaklık artar. Yer kabuğu yaklaşık 35 km kalınlıktadır. Bu tabakada alüminyumlu silikatlar esas kütleyi teşkil eder. Ortalama yoğunluğu 2,5-3’tür.

2. Pirosfer (Ateşküre)-Örtü (Manto): Kalınlığı 2.900 km’dir. Sima ve Nifesima diye iki tabakaya ayrılır. Merkeze doğru sıcaklığın kısmen artması sebebiyle bu tabakanın sıvı olması ileri sürülmüş, fakat faaliyette bulunan volkanlardan lavların alınması, deprem dalgalarının hızlarından yerin içinin sıvı olmadığı anlaşılmıştır. Mağnezyumlu silikatlar ve demirli elementlerin bulunduğu bu tabakanın ortalama yoğunluğu 3-5’tir.

3. Barisfer (Ağırküre)-Çekirdek: Ağır madenlerden demir ve nikel bulunur. Ortalama yoğunluğu 11’dir. İç çekirdeğe kütle sebebiyle yapılan basınç 4 milyon atmosfere varır. Çelikten daha sert durumdadır.

Yer’in Dış Yapısı

Yerin etrafını atmosfer adı verilen Lui gaz tabakası sarmıştır. Eski Yunanca Atmos= nefes, sphere= küre, Atmosfer= nefes alınan küre, hava küre demektir. % 78,09 azot, % 20,95 oksijen, % 1’de su buharı, karbondioksit, hidrojen, helyum ve soy gazlar bulunduğu daha önce bildirilmişti. Atmosferin yoğunluğu yere yakın kısımlarda azalır. Yerden yukarı doğru 4 tabaka vardır:

1. Troposfer: 16 km’ye kadar uzanır. Atmosferdeki gazların % 75’i bu tabakada bulunur. Sıcaklık 100 m’de 0,56 derece düşer. Meteorolojik olaylar bu tabakada, bilhassa bu hareketlerde önemli rolü olan su buharının olduğu 3-4 km’lik bölümde cereyan eder, 9 km’den sonra solunuma, 17 km’den sonra ateş yakmaya yeterli oksijen bulunmaz.

2. Stratosfer: Troposferden sonra 30-35 km’ye kadar olan tabakadır. Sıcaklık ve hava hareketlerinin nisbeten sakin olduğu bir tabakadır. Ultraviyole ışınlar tesiri ile oksijen gazı ozon haline döner. 19-45 km arasında ozon tabakası olmasaydı, atmosferden geçen ultraviyole ışınlar şimdikinden 50 defa daha kuvvetli olup yeryüzünde sular dışında hayat olmazdı. Ozon tabakası bugünkünden 2 kat daha fazla olsaydı, yere ulaşan ultraviyole ışınları bugünkünün 10’da biri kadar az olup hayat bu hale gelmeyecekti. Atmosferdeki gazların % 97’si 27 km’ye kadar bulunur.

3. Mezosfer: Stratosferden 80-90 km’ye kadar uzanan tabakadır.

4. İyonosfer: 80-90, 250-300 km arasındadır. Seyrek gaz iyonları bulunur. İyonların özelliklerine göre harflerle gösterilen tabakalara ayrılır. İyonların güneşten aldıkları enerji tesiriyle sıcaklıkları fazladır. Ancak insan oralara çıksa, çok seyrek oldukları için bu yüksek sıcaklığı fark edemez. Bu tabaka radyo dalgalarını aksettirir. Kutup ışığı belirir. Füzelerle incelenmektedir.

5. Ekzosfer: 300 km’den yukarıdadır. Yer çekimi tesiri çok azalır. Hidrojen ve helyum gibi hafif gazların atom ve iyonları bu çekimden kurtulup uzaya kaçabilir.

Atmosferin sebep olduğu olaylar:

1. Gökyüzünün rengini verir: Güneşten gelen ışınların, % 15’i atmosfer tarafından emilir. % 27’si yeri ısıtır. % 8’i yere çarpıp uzaya yansır. % 25’i atmosferde dağılmaya uğrar.

Dağılmaya uğrayan ışınlar gölge yerlerin aydınlanmasını ve mavi ışınların kırmızı ışınlara nazaran daha fazla dağılması sebebiyle havanın mavi görünmesini sağlar. % 25’in; 16’sı yine yere iner. Havanın sıcaklığı daha ziyade alttan ısınma ile olur. Atmosfer olmasaydı, gökyüzü karanlık olacak, gündüzün yıldızlar görünecekti. Güneş gören yerler aydınlık ve sıcak, gölge yerler karanlık ve soğuk olacaktı.

2. Yeryüzünün ısınmasına sebep olur. Yere gelen güneş enerjisi atmosfer sebebiyle uzaya kaçamaz. Hava cereyanları ile güneş gören yerlerin çok sıcak, gölge yerlerin çok soğuk olmasına engel olur. Kış odasının, pencere camından giren güneş ışınları ile ısınması gibi atmosfer sebebiyle de yeryüzü ısınır. Yani atmosferi geçip yere gelen güneş ışınları atmosferden tekrar uzaya kolayca dönemez.

3. Basınç sebebiyle yerde suyun bulunmasına, buharlaşma yolu ile kaybolmasına sebep olur.

4. Kırılma olayı görülür.

5. Tan olayı meydana gelir. (Bkz. Atmosfer)

Dünya İle İlgili Yeni Buluşlar

Dünya ile ilgili incelemeler atmosferin bileşimi, hareketleri, dünya güneş münasebetleri, atmosfer dışındaki atomik parçacıklar, dünyanın manyetik sahası üzerinde devam etmektedir.

Dünyanın manyetik sahasının, merkezindeki metal kütleden meydana geldiği anlaşılmıştır. Uzaya gönderilen inceleme uzmanları bu manyetik sahanın uzaydan gelen atomik parçaları, elektronları tuttuğunu tesbit etmiştir. Tutulan bu elektronların bir şerit içinde helezonlar çizerek dünyanın manyetik bir kutbundan diğerine doğru yol aldığı anlaşılmıştır. Daha sonraki incelemeler elektron tutan şeridin iç içe iki kuşaktan oluştuğunu göstermiştir. Bütün bu incelemeler 1957 senesinde Sputnik 1’in uzaya fırlatılması ile başlamış Explorer 1, Explorer 3, Explorer 4 gibi birçok inceleme uyduları ve devamlı gönderilen insanlı, insansız uydularla devam etmektedir.

Güneş Radyasyon Parçacıkları

Güneşten gelen parçacık akımları (Plazma) ilk olarak 1919 yılında İngiliz bilim adamı F.A. Lindemann tarafından anlaşıldı. Alman fizikçisi Ludwing F. Biermann kuyruklu yıldızların kuyruklarının neden güneşten uzaklaşacak yönde uzandığını, yine güneşten yayılan bu parçacıklara bağlamıştır. 27 Ağustos 1962’de Venüs’e gönderilen Mariner 2 uzayda akan parçacıkların güneşten geldiğini kesin olarak tesbit etti. 16 Aralık 1965’te Dünya ile Venüs arasında güneş yörüngesine oturtulan Pioneer 6 ise güneşten yayılan parçacıkların muntazam olarak saniyede 307,5 km hızla hareket ettiğini tesbit etmiştir. Güneşten ayrılan radyasyon parçacıkları dünya ve gezegenlerin civarından geçerken bu gezegenlerin manyetik sahaları ile dışarıya doğru itilirler. Manyetik sahayı delip geçebilen parçacıklar ise gezegen kutuplarına doğru helezonlar çizerek ilerler.

Uyduların Dünya Hakkında Verdiği Bilgiler

15-25 Mayıs 1958 tarihlerinde dünya etrafında yörüngeye oturtulan Sputnik 3500 km yükseklikte atmosferin moleküler yapıyı atomik yapıya terk ettiğini gösterdi. Dünya etrafında yörüngeye oturtulan Amerikan ve Rus uydularından alınan bilgilerle, atmosferin bileşimi, iyonosferdeki elektron yoğunlukları, iyonosferdeki elektromanyetik radyasyon ve radyo yayın karakteristikleri, dünyayı kuşatan küresel manyetik şeritler ve güneş radyasyon parçacıklarının bu manyetik şeritlerden nasıl uzaklaşarak yayıldığı devamlı incelenmektedir. İyonosferin günün muhtelif saatlerinde geometrik yapısının değiştiği anlaşılmıştır. Öğlen vakti 200 km kalınlıkta olan iyonosfer sabah ve akşamları 300-400 km’ye kadar şişer.

Meteoroloji Uyduları

1960’tan itibaren uzaydan global incelemelerle hava tahminleri yapılmaya başlandı. Uydudaki bir eleman dünya yüzeyinden yansıyan veya yayınlanan enerjiyi almakta, böylece bulutların değişimleri takip edilmekte, ayrıca hararet ve basınç değişimleri de alınmaktadır. Bu metod dünya yüzeyindeki kimyasal madde ve madenler hakkında da bilgi verir. Uydulardan alınan muhtelif bilgiler bilgisayarlarda analiz edildikten sonra meteorolojik, jeolojik tahminler yapılmaktadır.

Uydulardan çekilen resimler hem normal fotoğraf hem de enfraruj ışıkla çekilebilir. Enfraruj ışık gece de fotoğraf çekmeye yarar. Bu şekilde fotoğraf çeken, bulut, hava ve okyanuslardan yayılan enerjileri voltaj veya akım olarak hisseden birçok uydular (Tiros-Television-İnfrared Orbital Satellites) dünya etrafında yörüngelerinde dönmektedir.

Uyduların yörüngeleri ve dönüş hızları farklı olabilir. Mesela her öğle vakti kutuplardan ekvatoru geçen (ESSA) uyduları her zaman normal fotoğraf çekebilirler. Çünkü devamlı gün ışığı bulunan bölge üzerinde dolaşırlar. Dünya dönüş hızıyla aynı hızda yörüngesinde dönen GOES uyduları ise dünya dönüşüne göre sabit oldukları için bulutların ve yüzeyin gece gündüz devamlı normal ve enfraruj resimlerini çekerler.

Eski Dünya

Uzaydan radar dalgaları ile görüntülenen yerlerin jeolojik yapıları daha ayrıntılı olarak görülebilmektedir. 14 Kasım 1981 günü uzayda yörüngesinden radar dalgaları ile tesbitler yapan Columbia uzay mekiğinin çektiği resimlerin analizi çok hayret vericiydi. Sahra kumlarının altında milyonlarca sene önce mevcut olan geniş nehir yatakları bulunmaktaydı. Colombia bu tesbitlerini radar fotoğraf makinası (SIR-A) ile yapmıştı. 1,3 sigahertz frekanslı 23 cm dalga boyu olan mikro dalga, gevşek sahra toprağının 5-6 metre derinliklerine ulaşabildiği için bu nehir yataklarını tesbit edebilmiştir. Nehir yataklarının bulunduğu yerlerde sonradan araştırmacıların yaptığı kazılarda gerçekten nehir yatakları ortaya çıkarılmıştır. Eylül 1982’de Mısır Çölünde böyle bir bölgede bir metre derinliğine inildiğinde nehir yatağı ortaya çıkarılmış ve bu yatak içinde ise, eski devirlere ait alet ve silahları andıran araçlar bulunmuştur. Arkeolojistlerin yaptığı tahminlere göre 200.000 sene önce bu bölgeler, sahra yeşillik ve akarsularla dolu olup insanların yerleştiği yerlerdendi.


2-)1. Ölümden önce olan her şey.

Mal ve dünyadan size verilen şey, yalnız hayatta bulunduğunuz müddetçe, onunla geçinmektir. Îman edip, Rablerine tevekkül edenler için, ahirette Allahü tealanın indinde, dünya nimetinden hayırlı ve daimi çok sevab vardır. (Şura suresi: 36)

Dünyaya, burada kalacağınız kadar, ahirete de, orada kalacağınız kadar çalışınız! (Hadis-i şerif-Marifetname)

Âhiretin sonsuz olduğuna inanan kimsenin bu dünyaya sarılması çok şaşılacak şeydir. (Hadis-i şerif-Marifetname)

Arzusu ahiret olup, ahiret için çalışana Allahü teala, dünyayı hizmetçi yapar. (Hadis-i şerif-Marifetname)

Dünyayı terk etmek demek, ona düşkün olmamak, kıymet vermemek demektir. Ona düşkün olmamak da, insanın nazarında varlığıyla yokluğu eşit olmasıdır. Böyle olabilmek için Allah adamlarının yanında yetişmek lazımdır. (İmam-ı Rabbani)

Ey oğul! Dünya ve dünya nimeti hayaldir. Gök kubbesi altında hiçbir şey aynı hal üzere kalmaz, hep değişir. Onun için dünya malına makamına ve dünya hayatına güvenme. Biz bu dünyada misafiriz. Sonunda ayrılıp gideceğiz. Sıkıntı varsa üzülme. Bir an sonra ne olacağımız belli değil. (Azzaz bin Müstevdi)

Allahü tealanın sevdiklerinin yolunda olmak ile dünyaya kıymet vermek, ona düşkün olmak bir arada bulunmaz. Bu yolda bulunan bir kimsenin kalbinde dünyanın zerre kadar kıymeti bulunursa, yağdan kılın çıkması gibi kolayca bu yoldan çıkar. Allah adamları dünyaya kıymet vermezler. Onun için bu hususta gam yemezler. (Abdullah-ı Ensari)

Dünya sevgisi ve günahların kapladığı kalbden nasıl hayır beklenir. (Abdullah bin Mübarek)

Ey oğul! Dünyaya sarılmış ona gönül vermiş olanlarla bulunma. Onlarla sohbet ve beraberlik, gam, keder ve üzüntü getirir. Bu tecrübe ile sabittir. Onlar senden faydalanırlar ise de, sen onlardan faydalanamazsın. (Ahmed Siyahi)

Allahü teala, dünyayı elinizle değil, kalbinizle terketmeyi ister. (Abdullah-ı Ensari)

2. Kalbi Allahü tealadan gafil eden, O'nu unutturan her şey.

Dünya mel'undur ve dünyada Allah için yapılmayan her şey de mel'undur. (Hadis-i şerif-Mektubat-ı İmam-ı Rabbani)

Kalbi Allahü tealadan gafil eden, O'nu unutturan, kalbe Allah'tan başkalarını getiren şeyler hep dünyadır. Allahü tealayı unutturan mallar, sebepler, mevkiler, şerefler, hep dünya olur. Vennecm suresinin; "Bizi düşünmeyenlerden, bizden yüz çevirenlerden, sen de yüzünü çevir. Onları sevme!" mealindeki yirmi dokuzuncu ayet-i kerimesi böyle olduğunu açıkça göstermektedir. İşte bu dünya insanın can düşmanıdır. Bu dünyanın düşkünleri, hiç toparlanamaz, kendilerine gelemezler. Âhirette de, pişman olacaklar, çok acılarla karşılaşacaklardır. (İmam-ı Rabbani)

En iyi kimse, kalbi Allah sevgisi ile çarpan ve dünyaya bağlı olmayandır. Dünya sevgisi, günahların başıdır. Çünkü Allahü teala, dünyaya düşkün olmayı sevmez. Onu yarattığı zamandan beri, hiç sevmemiştir. Dünya ve dünyaya düşkün olanlar, mel'undur yani Allahü tealanın merhametinden uzaktır. (İmam-ı Rabbani)

3. Allahü tealanın haram (yasak) ettikleri ile Resulullah efendimizin mekruh dediği şeyler.

Allahü tealanın haram etmediği, hatta emrettiği dünya işleri, zararlı ve kötü olan dünya değildir. Böylece, ne kadar çok olursa olsun, çalışıp kazanmak, fen, tıb, hesab, hendese, mimarlık ve harb vasıtalarını öğrenmek, yapmak, kısaca insanlara rahat, huzur ve seadet sağlayan her türlü medeni vasıtaları yapmak ve kazanmak, dünyalık değildir. Bunların hepsini, Allahü tealanın gösterdiği şekillerde, yollarda ve şartlarda yapmak ve kullanmak ibadet olur. Allahü teala böyle müslümanlardan razı olur. Bunlara ahirette sonsuz nimetler, seadetler ihsan eder. (İmam-ı Rabbani)

Kim umar senden vefayı, yalan dünya değil misin

Enbiyanın seyyidini alan dünya değil misin?

Kasdedip halkın özüne toprak doldurup gözüne

Ehl-i gafletin yüzüne gülen dünya değil misin.

Kimisini nalan eden, kimisini giryan eden

En sonunda uryan edip soyan dünya değil misin.

İşin gücün daim yalan, çok kişi den arta kalan

Nice kere boşalıp da dolan dünya değil misin

Gel aldanma bu dünyaya sonu viran olur bir gün

Senin bu sürdüğün demler el bet yalan olur bir gün.

(M. Sıddik bin Said)


3-)Dış, çevre, ortam
Örnek:Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın


4-)İnançları bir olan ülke veya insanlar topluluğu.


5-)Meslek veya iş birliği içinde bulunma, camia.


6-)El gün, herkes.


7-)Duygu, düşünce ve hayal alemi
Örnek:Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü konuşurlardı. Y. Z. Ortaç


8-)Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, acun
Örnek:Dünyanın düzeni, güneşin her gün beklenen saatte doğacağı üstüne kurulmuştur. N. Cumalı


9-)1-a. Birbiriyle yasal bağlantısı olan, bir düzenle belirlenmiş tek tek şeylerin ve olayların bütünü. (Ör. öbürdünya-budünya, duyulurdünya-düşünülürdünya, dışdünya-içdünya, görüngülerdünyası - kendinde şeylerdünyası; gelip geçicidünya- idelerdünyası.) b. Aynı yasalara ve aynı düzene bağlı olan nesnelerin, varlıkların oluşturduğu bütün. (Ör. Bitkilerdünyası, hayvanlardünyası vb.) 2- Üzerinde yaşadığımız yeryüzü gezegeni. 3- İnsan varoluşunun içinde yer aldığı çevre. 4- Bilincin bağlılaşık kavramı; bilincin dışında kalan nesnelerin oluşturduğu bütün (nesnelerdünyası).


10-)yeryüzü


11-)(Müz: Edna) (Denaet veya dünüvv. den) En yakın, en aşağı.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
World.
İngilizcesi İngilizce
Planetary.
İngilizcesi İngilizce
Terrene.
İngilizcesi İngilizce
Earth.
İngilizcesi İngilizce
Globe.
İngilizcesi İngilizce
Monde.
İngilizcesi İngilizce
Terrestrial globe.
İngilizcesi İngilizce
Nature.
İngilizcesi İngilizce
Vale of tears.
İngilizcesi İngilizce
The world.
İngilizcesi İngilizce
The earth.
İngilizcesi İngilizce
The universe.
İngilizcesi İngilizce
Sphere.
İngilizcesi İngilizce
Upper world.
Fransızcası Fransızca
Monde
Latincesi Latince
Mundus

  • 'Türkiye ve Suriye buna hazır'Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Federasyon Konseyi'nde konuştu : BM Antlaşması'ndaki temel prensiplerin farklı yorumlanması, Dünya düzeni için tehlike oluşturuyor.

Sizde içinde Dünya kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Dünya kelimesi anlamı 1459 defa okunmuştur. [236986] Dünya kelime anlamı, Dünya nedir, Dünya ne demek, Dünya sözlük anlamı

Paylaş