Ehl-İ Kitap Nedir

Ehl-İ Kitap Nedir ? Ehl-İ Kitap Ne demek ?

1-)

İslam literatüründe yahudiler ve hristiyanlar için kullanılan bir tabir, kitab ehli.

Kur'an-ı Kerim, birçok yerde yahudiler ve hristiyanlardan, ehl-i kitap diye bahseder; Hadislerde de bu tabir sık sık kullanılmıştır. Böylece vahiy yoluyla nazil olmuş Tevrat, Zebur ve İncil'e sahip bulunan yahudiler ve hristiyanlar, bu kitaplar tahrif edilmiş olmasına rağmen, müşriklerden ayırdedilmiş ve kendilerine farklı bir statü tanınmıştır.

İslam ahkamına göre, İslam idaresini kabul edip bağlandıktan sonra ehl-i kitaba ibadetlerini serbestçe yapabilme hürriyeti tanınır. Antlaşma şartlarını tamamen yerine getirmeleri ve adil ölçülerde kendilerine konan cizyeyi (baş vergisini) ödemeleri halinde İslam idareşinin himayesinde olup can ve nal güvenlikleri sağlanır.

Bu hususlara muhalif davranan müslümanlar, büyük bir günah işlemiş sayılırlar. Hz. Peygamber ve Raşid Halifeler döneminden itibaren tüm adil İslam idarelerinde ehl-i kitaba bu hakların eksiksiz verildiği, antlaşma metinlerine bu hususların hassasiyetle yazıldığı ve uygulanmasında büyük titizlik gösterildiği, tarihi bir gerçektir. Bu hassasiyet, Peygamber efendimizin, "Bir zımmiye zulmedenin... kıyamet gününde hasmı benim!" hadislerinde en güzel şekliyle ifadesini bulmuştur (Ebu Davud, İmaret, 33; ayrıca bkz. Ebu Davud, Cihad 153). Sefere çıkan ordu komutanlarına ve valilere halifeler tarafından verilen talimatlarda, muahedun, ehlü'z-zimme veya zimmiler sıfatıyla ehl-i kitabın haklarına riayet etmeleri, kendilerine ibadet hürriyeti verilmesi ve insanı muamelede bulunulması sıkı sıkıya emredilmiştir. İmam Ebu Yusuf'un Kitabü'l-Harac'ı, Ebu Ubeyd Kasım b. Sellam'ın Kitabü'l-Emval'ı ve diğer İslam hukukçularının kaynak eserleri bu talimatları ile ehl-i kitaba uygulanacak ahkam ve verilecek haklar konusunda geniş bilgiler ihtiva ederler.

İlk halifeler döneminde ehl-i kitabın, Arap Yarımadası'ndan sürülüp çıkarılması, Hz. Peygamber'in, "Arap Yarımadası'nda iki din birarada bulunmayacaktır" (Muvatta', Medine, 18,19) şeklindeki bir hadisine dayandırılırsa da bunun yanında ehl-i kitabın, antlaşma şartlarına uymamaları ve huzursuzluk çıkarmalarının da bu uygulamaya esas teşkil ettiğini göz önünde bulundurmak gerekir.

Hz. Peygamber'in, yahudi ve hristiyan olmadıkları halde Hecer ve Bahreyn'deki İranlılardan cizye almış olması, ilk dönemlerde mecusilerin de ehl-i kitap adı ile anılmalarına değilse bile, ehl-i kitaba uygulanan ahkam ile muamele görmelerine yol açmıştır. Ayrıca Arap Yarımadası'nın dışında kalan bölgelerde yahudilik ve hristiyanlıktan başka dinlere mensup olanların ehl-i kitaba tanınan haklara sahip olup olamayacakları hususu, İslam alimlerince farklı şekillerde yorumlanmıştır. Bu sebeple İslam tarihinin çeşitli dönemlerinde Arap Yarımadası'nın dışındaki putperestlerden ve diğer din mensuplarından da cizye* alınıp kendilerine ehl-i kitab gibi muamele edildiği olmuştur. Ancak bu husus, ehl-i kitab tabirinin zamanla anlam değiştirdiği ve şümulünün genişletildiği manasına gelmez.

Kur'an; yahudi ve hristiyanlar gibi, -sonradan bozulmuş da olsa-, bir hak dine inananların yiyeceklerini müslümanlara helal kılmıştır:

"Bugün size temiz ve faydalı şeyler helal kılındı. Kitap verilenlerin yiyecekleri size, sizin yiyecekleriniz de onlara helaldir" (el-Maide, 5/5).

Bu ayetin manası genel olup, domuz, şarap, içki, ölü hayvan gibi aslı haram olan yiyeceklerin dışında kalanları içine alır.

Yahudi ve hristiyanlar dışında kalanlar müşrik hükmünde olup, kestikleri yenmez. Yahudi ve hristiyanların kesim şekli kendi dinlerinin kabul ettiği bir şekilde oluyorsa, böyle kesilen hayvanlar yenir; dinlerinin kabul etmediği bir kesme ve öldürme şekliyle öldürülmüşse, böyle hayvanların etleri yenilmez.

İslam, müslüman bir erkeğin kafir veya müşrik bir kadınla evlenmesine izin vermezken, kitap ehlinden olan, yani yahudi veya hristiyan bir kadına evlenmesine izin vermiştir. Çünkü bunların dini, aslı bozulmuş olsa da semavi bir dindir. Bu konuda Kur'an'ı Kerim'de şöyle buyurulur:

"Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, iman eden hür ve iffetli kadınlar ve sizden önce kitab verilenlerin hür ve iffetli kadınları, zina etmemek ve gizli dost tutmamak şartıyla size helaldır" (Maide 5/5).

Bu, kitap ehline İslam'ın bir müsamahasıdır. Kitabi kadınlarla evlenmek bir ruhsattır, azimet değildir. Yani aslolan, müslüman bir erkeğin kitabi kadınla evlenmesi değil, evlenebilir olmasıdır. Fakat müslüman bir kadın, yahudi ve hristiyan da olsa gayr-i müslim bir erkekle evlenemez, bu haramdır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, müslüman bir erkek için mümin bir kadın şüphesiz, kitabi bir kadından daha iyidir. Doğacak neslin inanç, terbiye ve yetiştirilmesinde tehlike görülürse kitabi kadınlarla evlenilmemelidir. Müslümanların azınlık durumunda olduğu memleketlerde müslüman nüfusun artması, kitabi erkeklerle evlenemeyeceklerinden müslüman kızların açıkta kalmaması için, kitabi kadınlarla evlenebilme hükmünün geçici olarak kısıtlanması da mümkündür.




Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Ehl-İ Kitap kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Ehl-İ Kitap kelimesi anlamı 69 defa okunmuştur. [243684] Ehl-İ Kitap kelime anlamı, Ehl-İ Kitap nedir, Ehl-İ Kitap ne demek, Ehl-İ Kitap sözlük anlamı

Paylaş