Elfaz-I Küfür Nedir

Elfaz-I Küfür Nedir ? Elfaz-I Küfür Ne demek ?

1-)ELFÂZ-I KÜFÜR



Elfaz'ın tekili olan lafız; söz, sözcük ve ifade demektir. Küfür ve küfr ise "kefera" fiilinden mastar olup, sözlükte; bir şeyi örtmek anlamına gelir. Kalbindeki imanını örten kimseye de bu yüzden "münkir" veya "kafir" * denilmiştir. Bir terim olarak, kişiyi küfre düşüren ve dinden çıkmasına sebep olan sözlere "elfaz-ı küfür" adı verilir.

Bir mümini küfre düşüren sözler üçe ayrılır. Bunları: istihza; dinin esaslarından birini alaya almak; istihfaf; inanılması gereken ve zarurat-ı diniyye denilen prensipleri küçümsemek, hafife almak: bir islami hükmü açıkça inkar etmek veya dince mukaddes olan şeylere küfretmek.

Allahu Teala'nın zati, sıfatları, fiilleri, isimleri, emirleri, yasakları hakkında şaka yollu da olsa alay ederek konuşmak, bunları küçümseyici sözler söylemek ve Allah'a sövmek kişiyi dinden çıkarır (el-Fetava'l-Hindiyye, II, 258). Âyette şöyle buyurulur: "Allah ile, O'nun ayetleriyle, O'nun Rasulü ile alay mı ediyorsunuz? Boş yere özür dilemeye kalkışmayın. Siz imandan sonra küfre düştünüz" (et-Tevbe, 9/65 vd.)

Peygamberlik müessesesi ve peygamberlikte alay etmek, onları küçük düşürücü sözler söylemek sövme sayılır. Bu yüzden diğer peygamberleri veya Hz. Peygamber'i küçük gören alay eden ve O'na eza veren dinden çıkar. Ayetlerde şöyle buyurulur: "Şüphe yok ki, Allah'a ve Resulu 'ne eziyet verenlere Allah dünyada ve ahirette lanet etmiştir. Onlara çok küçük düşürücü bir azap da hazırlamıştır" (el-Ahzab, 33/57). "Münafıklardan öyleleri vardır ki, peygamberi incitiyorlar ve, 'O her söyleneni dinleyen bir kulaktır' diyorlar. De ki, 'O sizin için bir hayır kulağıdır. Allah'a da inanır, müminlere de. İman edenleriniz için bir rahmettir. Allah'ın Resulune eziyet verenlere ise acıklı bir azab vardır" (et-Tevbe, 9/61).

Ebu Hanife ve tabileri, İmam Şafii, İmam Ahmed b. Hanbel ve İmam Malik gibi İslam hukukçularının büyük çoğunluğuna göre, Hz. Peygamber'e söven kimse dinden çıkar ve öldürülmesi gerekir. Diğer peygamberlere söven de dinden çıkar ve öldürülür (İbn Teymiyye, es-Sarimü'l-Meslul, Nşr. Muhammed Muhyiddin Abdülhamid, Mısır 1960, s.512, 565).

Mukaddes kitaplara ve Kur'an-ı Kerim'e sövmek veya bunların aslını inkar edici sözler söylemek küfürdür. Kur'an'la, bir suresi veya ayetiyle alay etmek, onu küçümsemek küfürdür (Aliyyu'l-Karı, Şerhu'l-Fıkh'ı-Ekber, Mısır 1323 h., s.151 vd.; el-Heytemi, ez-Zevacir, I, 30). Kur'an'ın Allah kelamı değil de beşer sözü olduğunu söylemek de küfürdür. Velid b. Muğire (ö.1/622) Kur'an hakkında şöyle demişti: "Bu ancak sihirbazlardan öğrenilip nakledilen bir sihirdir. Şüphesiz bu bir insan sözüdür". Yüce Allah da Velid hakkında "Ben de O'nu muhakkak cehenneme sokacağım'' (Müddessir, 74/24 vd.) buyurmuştur.

Meleklere sövmek, alay etmek, ayıplamak, onları küçük görmek küfürdür. Cebrail (a.s.)'in vahyi getirirken hata ettiğini, Hz. Ali yerine yanlışlıkla Hz. Muhammed'e vahyi verdiğini söylemek de kişiyi dinden çıkartır (İbn Abidin, Reddu'l-Muhtar, III, 292; el-Fetava 'l-Hindiyye, II, 266; Ahmet Saim Kılavuz, İman-Küfür sınırı, İstanbul 1982, s.132-133).

Ashab-ı Kiram'ı tekfir ederek, onların mümin olmadığını söylemek küfürdür. Sahabeyi küçümsemek, alay etmek ve onlara buğzetmek ise bid'at ve sapıklıktır. Diğer mü'minleri tekfir edenin dinden çıkması ile ilgili hadislerin vahid haber kabilinden olması konuyu kelamcılar arasında tartışmalı hale getirmiş, sahabeyi tekfir edenin kafir sayılması hükmü ise aşağıdaki delillere dayandırılmıştır.

Ayetlerde ashab-ı kiram övülmüştür: "Müminler ağaç altında sana bey 'at ettikleri zaman Allah onlardan razı olmuştur. Allah onların kalplerindekini bildi de, onlara huzur ve itminan verdi. Onları pek yakın bir fetih ve zaferle mükafatlandırdı " (el-Fetih, 48/18). ''Muhacirlerden ve ensardan en ileri ve önce gelenlerle, iyilikte onlara tabi olanlardan Allah razı olmuştur; onlar da Allah 'tan hoşnut oldular, Allah onlara, altında ırmaklar akan cennetler hazırladı; Onlar orada ebedi kalırlar. İşte en büyük mutluluk da budur" (et-Tevbe, 9/100).

Sahabeyi öven pek çok hadis de vardır. "Ashabıma sövmeyiniz. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz Uhud dağı kadar altın infak etse, onların iki avuç veya bir avuç miktarındaki bağışına ulaşamaz '' (Müslim, Fedailu's-Sahabe, 54; Ebu Davud, Sünnet, 11; Tirmizi, Menakıb, 59; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 111, II). "On kişi var ki, cennettedir: Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Abdurrahman, Sa'd, Said ve Ebu Ubeyde" (Tirmizi, Menakıb, 26). "Ümmetimin en hayırlısı aralarında bulunduğum bu nesildir. Sonra onları takip edenler, sonra onların ardından gelenlerdir" (Buhari, Fedailu's-Sahabe, I, Rikak, 7). Sahabeyi tekfir eden, bize Kur'an-ı Kerim'i tevatüren nakleden bir nesli mahkum etmiş olmaktadır.

Âlimlere ve fakihlere sebepsiz yere sövmenin dinden çıkaracağına dair çeşitli fetvalar verilmiş ise de, kendileri ayet ve hadislerle övülen sahabelere sövenin bile kafir değil sapık ve bid'atçı sayıldığı düşünülürse bu kimselerin fısklarıyla başbaşa bırakılması daha uygun olur (Aliyyü'l-Kari, a.g.e., 156-159; el-Fetava'l-Hindiyye, II, 270 vd.; el-Heytemi, a.g.e., I, 31; İbn Âbidin, Reddu'l-Muhtar, III, 293, Mecmuatü'r-Resail, I, 360).

Hanefilerin çoğunluğu bir kimsenin sahabeye sövmeyi, onlarla alay etmeyi, onları küçümsemeyi helal görüp bu fiilleri isleyecek olursa kafir, helal görmeden isleyecek olursa fasık olacağını, söylemiştir. Ancak bazı Hanefi fakihleri, aynı sözler Hz. Ebu Bekir ve Ömer için söylenirse, söyleyenin dinden çıkacağını söylemişlerdir. Hanefilerden bir grup alim ise, sahabe büyüklerine sövenin siyaseten öldürülmesini caiz görür. İmam Malik, Hz. Peygamber'e sövenin öldürülmesi, ashaba sövenin ise te'dib amacıyla cezalandırılması gerektiği kanaatindedir. Ahmed b. Hanbel'e göre ise, sahabeden birine söven kimse şiddetli bir şekilde dövülür (Aliyyu'l-Kari, a.g.e., II, 410-411; İbn Abidin, Reddu'l-Muhtar, III, 293, Mecmuatü'r-Resail, I, 359; İbn Teymiyye, es-Sarimu'l-Meslul, s.561).

Söyleyeni dinden çıkaran küfür sözlerinin bu sonucu meydana getirmesi için hür bir irade ve ihtiyarla söylenmesi gerekir. Tehdit, zor ve baskı altında küfür sözlerini söyleyen kimse zorlama tam ise, yani öldürme, kesme, bedene zarar verme ve şiddetli dövme tehdidi varsa küfür sözü söyleyebilir. Ayette şöyle buyurulur: "Kalbi imanla dolu olduğu halde, küfre zorlanan müstesna olmak üzere, kim iman ettikten sonra, küfre sine açarsa Allah'tan onlara bir azap vardır" (Nahl, 16/106). Bu ayet, küfre zorlanan kimsenin dinden çıkmayacağını gösterir. Nitekim Mekke müşrikleri, Yasir ile hanımı Sümeyye'yi İslam'dan dönmeleri için zorlamış, işkence altında ikisini de öldürmüştür. Yasir'in oğlu Ammar'ı da bir kuyuya atarak işkence yapmışlar, Ammar işkenceye dayanamayarak, kalbi imanla dolu olduğu halde, diliyle İslam'dan döndüğünü söylemiş ve canını kurtarmıştır. Haber Hz. Peygamber'e ulaşınca, kendisiyle görüşmüş ve yine işkenceye maruz kallısa aynı sözleri söylemesine ruhsat vermiştir. Yukarıdaki ayet-i kerime bu olay üzerine inmiştir (İbnü'l-Esir, Üsdü'l-Gabe, I V, 130 vd.)

Hamdi DÖNDÜREN


2-)

Elfaz'ın tekili olan lafız; söz, sözcük ve ifade demektir. Küfür ve küfr ise "kefera" fiilinden mastar olup, sözlükte; bir şeyi örtmek anlamına gelir. Kalbindeki imanını örten kimseye de bu yüzden "münkir" veya "kafir" * denilmiştir. Bir terim olarak, kişiyi küfre düşüren ve dinden çıkmasına sebep olan sözlere "elfaz-ı küfür" adı verilir.

Bir mümini küfre düşüren sözler üçe ayrılır. Bunları: istihza; dinin esaslarından birini alaya almak; istihfaf; inanılması gereken ve zarurat-ı diniyye denilen prensipleri küçümsemek, hafife almak: bir islami hükmü açıkça inkar etmek veya dince mukaddes olan şeylere küfretmek.

Allahu Teala'nın zati, sıfatları, fiilleri, isimleri, emirleri, yasakları hakkında şaka yollu da olsa alay ederek konuşmak, bunları küçümseyici sözler söylemek ve Allah'a sövmek kişiyi dinden çıkarır (el-Fetava'l-Hindiyye, II, 258). Âyette şöyle buyurulur: "Allah ile, O'nun ayetleriyle, O'nun Rasulü ile alay mı ediyorsunuz? Boş yere özür dilemeye kalkışmayın. Siz imandan sonra küfre düştünüz" (et-Tevbe, 9/65 vd.)

Peygamberlik müessesesi ve peygamberlikte alay etmek, onları küçük düşürücü sözler söylemek sövme sayılır. Bu yüzden diğer peygamberleri veya Hz. Peygamber'i küçük gören alay eden ve O'na eza veren dinden çıkar. Ayetlerde şöyle buyurulur: "Şüphe yok ki, Allah'a ve Resulu 'ne eziyet verenlere Allah dünyada ve ahirette lanet etmiştir. Onlara çok küçük düşürücü bir azap da hazırlamıştır" (el-Ahzab, 33/57). "Münafıklardan öyleleri vardır ki, peygamberi incitiyorlar ve, 'O her söyleneni dinleyen bir kulaktır' diyorlar. De ki, 'O sizin için bir hayır kulağıdır. Allah'a da inanır, müminlere de. İman edenleriniz için bir rahmettir. Allah'ın Resulune eziyet verenlere ise acıklı bir azab vardır" (et-Tevbe, 9/61).

Ebu Hanife ve tabileri, İmam Şafii, İmam Ahmed b. Hanbel ve İmam Malik gibi İslam hukukçularının büyük çoğunluğuna göre, Hz. Peygamber'e söven kimse dinden çıkar ve öldürülmesi gerekir. Diğer peygamberlere söven de dinden çıkar ve öldürülür (İbn Teymiyye, es-Sarimü'l-Meslul, Nşr. Muhammed Muhyiddin Abdülhamid, Mısır 1960, s.512, 565).

Mukaddes kitaplara ve Kur'an-ı Kerim'e sövmek veya bunların aslını inkar edici sözler söylemek küfürdür. Kur'an'la, bir suresi veya ayetiyle alay etmek, onu küçümsemek küfürdür (Aliyyu'l-Karı, Şerhu'l-Fıkh'ı-Ekber, Mısır 1323 h., s.151 vd.; el-Heytemi, ez-Zevacir, I, 30). Kur'an'ın Allah kelamı değil de beşer sözü olduğunu söylemek de küfürdür. Velid b. Muğire (ö.1/622) Kur'an hakkında şöyle demişti: "Bu ancak sihirbazlardan öğrenilip nakledilen bir sihirdir. Şüphesiz bu bir insan sözüdür". Yüce Allah da Velid hakkında "Ben de O'nu muhakkak cehenneme sokacağım'' (Müddessir, 74/24 vd.) buyurmuştur.

Meleklere sövmek, alay etmek, ayıplamak, onları küçük görmek küfürdür. Cebrail (a.s.)'in vahyi getirirken hata ettiğini, Hz. Ali yerine yanlışlıkla Hz. Muhammed'e vahyi verdiğini söylemek de kişiyi dinden çıkartır (İbn Abidin, Reddu'l-Muhtar, III, 292; el-Fetava 'l-Hindiyye, II, 266; Ahmet Saim Kılavuz, İman-Küfür sınırı, İstanbul 1982, s.132-133).

Ashab-ı Kiram'ı tekfir ederek, onların mümin olmadığını söylemek küfürdür. Sahabeyi küçümsemek, alay etmek ve onlara buğzetmek ise bid'at ve sapıklıktır. Diğer mü'minleri tekfir edenin dinden çıkması ile ilgili hadislerin vahid haber kabılinden olması konuyu kelamcılar arasında tartışmalı hale getirmiş, sahabeyi tekfir edenin kafir sayılması hükmü ise aşağıdaki delillere dayandırılmıştır.

Ayetlerde ashab-ı kiram övülmüştür: "Müminler ağaç altında sana bey 'at ettikleri zaman Allah onlardan razı olmuştur. Allah onların kalplerindekini bildi de, onlara huzur ve itminan verdi. Onları pek yakın bir fetih ve zaferle mükafatlandırdı " (el-Fetih, 48/18). ''Muhacirlerden ve ensardan en ileri ve önce gelenlerle, iyilikte onlara tabi olanlardan Allah razı olmuştur; onlar da Allah 'tan hoşnut oldular, Allah onlara, altında ırmaklar akan cennetler hazırladı; Onlar orada ebedi kalırlar. İşte en büyük mutluluk da budur" (et-Tevbe, 9/100).

Sahabeyi öven pek çok hadis de vardır. "Ashabıma sövmeyiniz. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz Uhud dağı kadar altın infak etse, onların iki avuç veya bir avuç miktarındaki bağışına ulaşamaz '' (Müslim, Fedailu's-Sahabe, 54; Ebu Davud, Sünnet, 11; Tirmizi, Menakıb, 59; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 111, II). "On kişi var ki, cennettedir: Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Abdurrahman, Sa'd, Said ve Ebu Ubeyde" (Tirmizi, Menakıb, 26). "Ümmetimin en hayırlısı aralarında bulunduğum bu nesildir. Sonra onları takip edenler, sonra onların ardından gelenlerdir" (Buhari, Fedailu's-Sahabe, I, Rikak, 7). Sahabeyi tekfir eden, bize Kur'an-ı Kerim'i tevatüren nakleden bir nesli mahkum etmiş olmaktadır.

Âlimlere ve fakihlere sebepsiz yere sövmenin dinden çıkaracağına dair çeşitli fetvalar verilmiş ise de, kendileri ayet ve hadislerle övülen sahabelere sövenin bile kafir değil sapık ve bid'atçı sayıldığı düşünülürse bu kimselerin fısklarıyla başbaşa bırakılması daha uygun olur (Aliyyü'l-Kari, a.g.e., 156-159; el-Fetava'l-Hindiyye, II, 270 vd.; el-Heytemi, a.g.e., I, 31; İbn Âbidin, Reddu'l-Muhtar, III, 293, Mecmuatü'r-Resail, I, 360).

Hanefilerin çoğunluğu bir kimsenin sahabeye sövmeyi, onlarla alay etmeyi, onları küçümsemeyi helal görüp bu fiilleri isleyecek olursa kafir, helal görmeden isleyecek olursa fasık olacağını, söylemiştir. Ancak bazı Hanefi fakihleri, aynı sözler Hz. Ebu Bekir ve Ömer için söylenirse, söyleyenin dinden çıkacağını söylemişlerdir. Hanefilerden bir grup alim ise, sahabe büyüklerine sövenin siyaseten öldürülmesini caiz görür. İmam Malik, Hz. Peygamber'e sövenin öldürülmesi, ashaba sövenin ise te'dib amacıyla cezalandırılması gerektiği kanaatindedir. Ahmed b. Hanbel'e göre ise, sahabeden birine söven kimse şiddetli bir şekilde dövülür (Aliyyu'l-Kari, a.g.e., II, 410-411; İbn Abidin, Reddu'l-Muhtar, III, 293, Mecmuatü'r-Resail, I, 359; İbn Teymiyye, es-Sarimu'l-Meslul, s.561).

Söyleyeni dinden çıkaran küfür sözlerinin bu sonucu meydana getirmesi için hür bir irade ve ihtiyarla söylenmesi gerekir. Tehdit, zor ve baskı altında küfür sözlerini söyleyen kimse zorlama tam ise, yani öldürme, kesme, bedene zarar verme ve şiddetli dövme tehdidi varsa küfür sözü söyleyebilir. Ayette şöyle buyurulur: "Kalbi imanla dolu olduğu halde, küfre zorlanan müstesna olmak üzere, kim iman ettikten sonra, küfre sine açarsa Allah'tan onlara bir azap vardır" (Nahl, 16/106). Bu ayet, küfre zorlanan kimsenin dinden çıkmayacağını gösterir. Nitekim Mekke müşrikleri, Yasir ile hanımı Sümeyye'yi İslam'dan dönmeleri için zorlamış, işkence altında ikisini de öldürmüştür. Yasir'in oğlu Ammar'ı da bir kuyuya atarak işkence yapmışlar, Ammar işkenceye dayanamayarak, kalbi imanla dolu olduğu halde, diliyle İslam'dan döndüğünü söylemiş ve canını kurtarmıştır. Haber Hz. Peygamber'e ulaşınca, kendisiyle görüşmüş ve yine işkenceye maruz kallısa aynı sözleri söylemesine ruhsat vermiştir. Yukarıdaki ayet-i kerime bu olay üzerine inmiştir (İbnü'l-Esir, Üsdü'l-Gabe, I V, 130 vd.)


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Elfaz-I Küfür kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Elfaz-I Küfür kelimesi anlamı 14 defa okunmuştur. [241795] Elfaz-I Küfür kelime anlamı, Elfaz-I Küfür nedir, Elfaz-I Küfür ne demek, Elfaz-I Küfür sözlük anlamı

Paylaş