Fare Nedir

Fare Nedir ? Fare Ne demek ?

1-)Sıçan, BİRR, FÜVEYSİKA, KUNFUZ, FASİKA, FERNEB, EBU ZÜBAB, Sıçangillerden, küçük vücutlu, kemirgen, memeli hayvan (Mus), sican, çıçkan, pendici, far, Zoolojide, Mus olarak tanımlanan, sıçangillerden, küçük vücutlu, kemirgen, memeli hayvan,

2-)Sıçangillerden, küçük vücutlu, kemirgen, memeli hayvan (Mus).

3-)Sıçan.

4-)Memeliler (Mammalia) sınıfının, kemiriciler (Rodentia) takımından, sıçanımsılar'a (Myomorpha) mensup memelilerin genel adı.

5-)Yol parası, bilet ücreti

6-)Navlun

7-)Yolcu, kayık veya araba yolcusu

8-)Yiyecek

9-)Eski olmak, vaki olmak

10-)Başından geçmek

11-)Yemek yemek

12-)Geçinmek, yemek temin etmek

13-)Eski yolculuk etmek

14-)Gitmek (iş), yola çıkmak, olmak, başından geçmek

Bu bilgi faydalı oldu mu ?

Dil

Anlamı

İngilizce

Dormouse.

İngilizce

To go; to pass; to journey; to travel.

İngilizce

To be in any state, or pass through any experience, good or bad; to be attended with any circummstances or train of events, fortunate or unfortunate; as, he fared well, or ill.

İngilizce

To be treated or entertained at table, or with bodily or social comforts; to live.

İngilizce

To happen well, or ill; used impersonally; as, we shall see how it will fare with him.

İngilizce

To behave; to conduct one's self.

İngilizce

Journey; a passage.

İngilizce

The price of passage or going; the sum paid or due for conveying a person by land or water; as, the fare for crossing a river; the fare in a coach or by railway.

İngilizce

Ado; bustle; business.

İngilizce

Condition or state of things; fortune; hap; cheer.

İngilizce

Food; provisions for the table; entertainment; as, coarse fare; delicious fare.

İngilizce

The person or persons conveyed in a vehicle; as, a full fare of passengers.

İngilizce

The required payment for a ride on a public transportation vehicle It must be paid by an acceptable means, for example, using cash, token, ticket, transfer, farecard, voucher, pass or user's fee.

İngilizce

Fahrpreis.

İngilizce

Mouse.

İngilizce

The catch of fish on a fishing vessel.

İngilizce

The food and drink that are regularly consumed a paying passenger the sum charged for riding in a public conveyance eat well.

İngilizce

House mouse.

İngilizce

Whisker.

İngilizce

An agenda of things to do; 'they worked rapidly down the menu of reports'.

İngilizce

The sum charged for riding in a public conveyance.

İngilizce

Paying passenger.

İngilizce

The food and drink that are regularly consumed.

İngilizce

Proceed or get along; 'How is she doing in her new job?'; 'How are you making out in graduate school?'; 'He's come a long way'.

İngilizce

Eat well.

İngilizce

The price charged for transportation 2 A paying passenger on a plane, train, or other public means of transport 3 Range of food, for example, the fare served by a restaurant.

Fransızca

Souris

ABD'de yaşayan inanılmaz Fare ABDnin güney batı topraklarında ve Meksikaya yakın olan çorak arazilerinde, küçük ama son derece korkutucu bir kemirgen yaşıyor.
Buna göre kediler, yalnızca ABD'de yılda 3,7 milyara yakın kuş, 20,7 milyar kadar da Fare ve diğer küçük memelileri öldürüyor.

Sizde içinde Fare kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Fare kelimesi anlamı 159 defa okunmuştur. [187175]

Fare Nedir ? Fare Ne demek ?

Paylaş