Geçmek Nedir

1-)Kullanımda olmak, tedavülde olmak gitmek HAVL çıkmak ilerlemek DÜRUC TAYY Harcamak Aşmak, geride bırakmak Bir iletişim aracı ile bildirmek Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak Üstünlük sağlamak Sönmek Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek Bulaşmak, sirayet etmek Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak Bir yere gidip oturmak Tükenmek, bitmek, sona ermek Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak Bir duruma uğramak, konu olmak Bırakmak, vazgeçmek Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek Bir yandan girip öte yandan çıkmak Bir yerden başka bir yere gitmek:"Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim." T. Buğra Yaşamak Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak:"Hakkın var Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak Çekiştirmek, yermek Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek:"Bu odanın içinde geçen aşk anları artık çok uzaklardaydı." A. İlhan çare ki bizden geçti, diye söyleniyor." R. N. Güntekin Çok bekletilmekten çürümeye yüz tutmak Uğramak, konu olmak Tükenmek, bitmek, sona ermek:"Yavaş yavaş bu hırs geçer." F. R. Atay. Üstünlük sağlamak Geride bırakmak, aşmak Söylemeden veya bitirmeden atlamak Zamanı aşmak, geride bırakmak:"Şehzadebaşı'na geldikleri zaman saat onu geçiyordu." P. Safa Harcamak:"Bütün günüm seni takip etmekle geçti." Y. K. Karaosmanoğlu Kalmak, devrolmak Görev almak Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak:"İstanbul'a geçecek değil, parmağımı kımıldatacak takatim yok." S. M. Alus Bulunduğu yeri veya konumu değiştirmek Yerini bırakıp başka yer almak Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak:"Şimdiki tuluat artistlerinin çoğu oradan geçtiler." S. F. Abasıyanık Etki yapmak, işlemek Bir müzik parçasını meşk ederek öğrenmek, çalmak veya söylemek Birinden meşk etmek Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak. Çekiştirmek, yermek:"Beni sana geçmişler / Vallahi ben demedim." Halk türküsü Okulda, sınavda başarı göstermek Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar Bir yerden başka bir yere gitmek Bir yerin yakınından veya içinden gitmek Kabul edilemez olmak Hastalık bulaşmak, sirayet etmek Sönmek:"Ocak sönmüş, koru bile geçmişti." N. Nazım Haberi bir iletişim aracı ile bildirmek Yazılmak, girmek Sürümü olmak, satılmak Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak:"Kısa süren bir hastalıktan sonra göçüp gideceğini hissetmiş, hatta ölümünün gazetelere bile geçmemesini istemişti..." H. E. Adıvar Herhangi bir durum, soya çekim yoluyla birinde görünmek nüfuz intikal GEŞT MÜRUR TECAVÜZ Birbirinin içine geçirilerek tutturulan iki şeyden birinde bulunan çıkıntılı parça. Çakılmış, yapıştırılmış veya lehimlenmiş olmayıp gereğinde sökülebilecek biçimde parçaları birbirine takılıp kenetlenmiş olan Geçmek işi, mürur Birbirinin içine geçirilerek tutturulan iki şeyden birinde bulunan çıkıntılı parça Çakılmış, yapıştırılmış veya lehimlenmiş olmayıp gereğinde sökülebilecek biçimde parçaları birbirine takılıp kenetlenmiş olan

2-)Bir yerden başka bir yere gitmek
Örnek:Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra

3-)Bir yandan girip diğer yandan çıkmak.

4-)Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek.

5-)Bir duruma uğramak, konu olmak.
Örnek:Limanlarımızda kabotaj hakkı tamamıyla Türklere geçmiştir. E. İ. Benice

6-)Bırakmak, vazgeçmek.

7-)Yaşamak.

8-)Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak
Örnek:Hakkın var... Ne çare ki bizden geçti, diye söyleniyor. R. N. Güntekin

9-)Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek
Örnek:Bu odanın içinde geçen aşk anları artık çok uzaklardaydı. A. İlhan

10-)Bk. göstermek

Bu bilgi faydalı oldu mu ?