Hapıs Cezası Nedir

Hapıs Cezası Nedir ? Hapıs Cezası Ne demek ?

1-)HAPİS CEZASI



Suçlunun bir yere kapatılarak toplumdan tecrid edilmek suretiyle cezalandırılması. Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde mescid bu iş için de kullanılmış, Raşid halifeler döneminde ise bir ev cezaevi olarak tahsis edilmiştir.

Kur'an-ı Kerim'de: "Kadınlarınızdan fuhuşu irtikap edenlere karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer şehadet ederlerse, onları ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir yol gösterinceye kadar kendilerini evlerde hapsedin"(en-Nisa, 4/15) hükmü beyan buyurulmuştur. Bu hüküm Nur suresinde açıklanan cezalar ve sünnet ile nesh edilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Benden alınız!... Benden alınız!... Allahu Teala şüphesiz zina edenler için bir yol göstermiştir. Bekarın Bekarla zinası yüz değnek ve bir sene sürgündür. Evlinin evliyle zinası yüz değnek ve recmdir" (Buhari, Tefsiru sure (4); Müslim, Hudud,12; Ebu Davud, 23; Tirmizi Hudud, 8; İbn Mace Hudud, 7; Darimi, Hudud, 19).

Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde, hapishane mevcut değildi. Suç işleyen kimseler; mescidde veya dehlizlerde bekletilmiştir. Nitekim Hz. Peygamber bir cinayet suçundan sanık olan Sumame b. Usale (r.a.)'ı, mescidin duvarına bağlamıştır (Buhari, Husumet, 6, 7). Yine Hz. Peygamber döneminde zengin olduğu halde borçlarını ödemeyenler tutuklanmıştır. Hz. Ömer (r.a.) dört bin dinara bir ev satın alıp hapishane olarak kullanmıştır. Fakihlere göre; Hz. Peygamber ve Ebu Bekir (r.a.) döneminde özel hapishane yoktu suçlular mescidde veya evlerde bekletilirdi. Hz. Ömer'den sonra Hz Ali (r.a.) da kamıştan "Nafı" isimli bir hapishane yapmıştır. Suçluların buradan kaçması üzerine, daha muhkem olan "Mehis" cezaevini inşa ettirmiştir.

Ancak ne Hz. Peygamber döneminde ne Raşid halifeler döneminde uzun süreli hapis cezası uygulanmamıştır. Hapis cezası belirli bazı suçlar için tedbir mahiyetinde uygulanmış geniş bir şekilde de tatbik edilmemiştir. Çünkü İslam'ın getirdiği ölçüler uzun süreli hapis cezasına karşıdır. Allahu Teala "Însanları ve cinleri ancak bana ibadet etmeleri için yarattım" (ez-Zariyat, 51 /56) buyurmuştur. Bir çok ibadetin eda edilebilmesi için ise hürriyet şarttır.

İslam'ın temel hedefi insanların can, mal, nesil, akıl ve din emniyetlerini sağlamaktır. Uzun süreli hapis cezası buna engeldir. İslam hukukunda suçun şahsiliği prensibi vardır. Fakat uzun süreli hapis cezası suçlu ile birlikte ailesini de hedef almaktadır. Sağlıklı bir toplumun oluşması için insanların fıtratına aykırı ceza ve müeyyidelerden kaçınmak gerekmektedir. Bunun için İslam hukukunda hapis cezası bir ceza olarak değil, hakkın tesbiti için alınan tedbir olarak düşünülmelidir. İmam Muhammed (r.a.)

"herhangi bir sebeple tutuklanan müslümanın hanımının belirli süreler içerisinde yanına girmesine müsaade edilmesi gerektiğini" söyler. Zira tedbir açısından önem kazanan tutuklama, ceza hükmüne dönüştürülmemelidir. Yol kesen herhangi bir cana dokunmamış ve mal almamışsa tevbe edinceye kadar hapsedilir. Bu bizzat ceza hükmünde olsa da burada da belirli bir süre ile sınırlandırma sözkonusu değildir. Suç işleyen mükellefin yaptığı işten pişmanlık duyması ve tevbe etmesi hapisten çıkarılması için yeterlidir. İslam hukukçuları sünnetteki bazı uygulamaları esas olarak bu konuda değişik değerlendirmeler yapıp ayrı ayrı ictihadlarda bulunmuşlardır. Hapis cezası süresinin tayin edilmiş olup olmaması bakımından ikiye ayrılır:

1- Süresi belli hapis: Adi suçlular süresi belli hapis cezasına çarptırılabilir. İslam hukukçuları suç ağır olduğu veya suçlunun ıslahı için gerek görüldüğü zaman dayak cezasını, diğer cezalara tercih ederler. Hapis cezasının en az süresi bir gündür. En uzun süresi ihtilaflıdır. Bazı İslam hukukçuları altı ay derken bazıları bir yıl, diğer bazıları da veliyyü'l-emr'in belirleyeceği kadar süreyi en çok süre sayarlar (İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadir, IV, 216). Şafiiler bunun bir yılı geçmemesini şart koşarlar. Bu konuda, zina haddindeki bir yıl sürgün cezasını kıyas esas alırlar.

İki cezadan birisinin yalnız başına yeterli olmaması halinde hapis ve dayak birlikte de uygulanabilir. Hapis cezası suçlunun ıslah ve te'dibi amacıyla verilir. Bunun suçluya bir fayda vermeyeceği aanlaşılırsa başka cezalar da uygulanabilir.

2- Süresi belirli olmayan hapis: Bu ceza, ağır suç işleyenlere veya suç işlemeyi alışkanlık haline getirenlere uygulanır. Öldürme, dövme, hırsızlık ve yol kesicilik suçunun işlenmesi gibi. Suçlu tevbe edinceye kadar hapiste kalır ve toplumdan tecrid edilir (İbn Âbidin, Reddü'l-Muhtar, III, 260).

Hapis cezalarının şu şekilde de tatbik edilmesi mümkündür:

1) Sürgün cezası: Bu, suçlunun bir süre bulunduğu şehirden başka bir bölgeye uzaklaştırılmasından ibarettir. Bu süreyi belirleme hakime aittir. Sürgün cezası Hz. Peygamber ve daha sonra da Hz. Ömer tarafından uygulanmıştır.

2) Zincire vurma: Bazan bu ceza, öldürme cezası ile birlikte de uygulanabilir. Ta'zir olarak zincire vurma cezası diri kimseye uygulanır. Yiyecek, içecek verilir. Abdest alıp ima ile namaz kılması mümkündür. Fakihler bu cezanın en çok üç gün verilebileceğini söylerler. Hz. Peygamber (s.a.s.) Ebu Nab adlı birisine, iple bağlatarak bu cezayı uygulatmıştır.

3) Va'z ve nasihat: Hakim, suçluya öğüt vermede yarar görürse, yalnız nasihatla yetinebilir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur: "Serkeşliklerinden yıldığınız karılarınıza nasihat ediniz" (en-Nisa, 4/34).

4) Münasetleri kesme: Ta'zir cezalarından birisi de islah amacıyla münasebetlerin kesilmesidir. Nisa suresindeki sözkonusu ayetin devamında "... nasihattan anlamazlarsa hanımlarınızı yataklarında yalnız bırakınız" buyurulur. Allah'ın Rasulü Tebük Gazvesine özürsüz olarak katılmayan Ka'b b. Malik, Mürare b. Rabia ve Hilal b. Ümeyye ile münasebetlerin kesilmesini bildirmiş ve elli gün süreyle ashab-ı kiram bu üç kişi ile konuşmamıştır. Sonra tevbe edip pişmanlık duydukları için Tevbe suresi 118. ayetiyle affedildikleri bildirilmiştir.

Bu duruma göre hapis cezası İslam devletinde prensip olarak bazı suçlara karşı tedbir olsun diye uygulanıyorsa da İslam'da uzun süren, hayat boyu uygulanan hapis cezası türünün olmadığı görülmektedir. Suçun kişiselliği İslam adliye teşkilatında önemli bir prensip ve adliye teşkilat tarihinde İslam'ın getirdiği büyük bir yeniliktir.

Bu prensip göz önünde bulundurularak hapis cezasının suçlunun dışında kalan yakınlarının mağdur edilmemesi ve zarara uğratılmaması için gerekli tedbirler alınarak eğitici ve caydırıcı yönleri düşürülerek kısa sürelerde tatbik edilmesi uygun görülmüştür.

Özellikle belli suçlara belli kısas cezaları ve hadler uygulanıp suçlunun serbest bırakılması İslam hukukunun cezaya bakış açısını göstermektedir.

Şamil İA


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Hapıs Cezası kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Hapıs Cezası kelimesi anlamı 34 defa okunmuştur. [241943] Hapıs Cezası kelime anlamı, Hapıs Cezası nedir, Hapıs Cezası ne demek, Hapıs Cezası sözlük anlamı

Paylaş