Heva Nedir

Heva Nedir ? Heva Ne demek ?

1-)HEVÂ



Şahinin inişi gibi hızla süzülüp inmek; düşmek; yukarı fırlamak; yıldızların doğuşu ve batışı; mahvolmak; rüzgarın esmesi; kabın boş olması; hava gibi anlamlara gelir. Ayrıca boş, hava dolu, sonuçsuz, değersiz gibi anlamlara da gelir.

Heva, nefsin şehvetlere eğilimi, keyfe düşkünlük, şehvete düşkün ve ilim sahibi olmadan sahibine hükmeden nefs anlamında Kur'ani bir kavramdır. Nefis; şehvet ve keyiflere düştüğü gibi sahibini de uçurumlara, cehennem çukuruna sürükler, aslında nefis, yapısı bakımından şehvet sahibi olmak durumundadır. Fakat bu şehvet "ilm"e tabi olduğunda fıtri bir nitelik kazanır ve günah olmayan yararlı yönlere kanalize edilir. Sözgelimi, yeme-içme ihtiyacı helalinden ve normal ölçülerde giderilir, karşıt cinse duyulan arzu, nikah ile meşru yollarla doyurulur. Fakat nefis, bütünüyle sınır tanımaz şehvet ve arzulardan ibaret hale gelirse, o zaman sahibini saptırır ve onu hem dünyada, hem de ahirette felakete sürükler. İşte heva kelimesi Kur'an'da bu tür bir nefsi ifade eden bir kavramdır.

Kur'an'ın belirlemesiyle heva, dalaletin en yakın nedenidir. Bu nedenle hevalarına uyanlar, dalalete düşenler, sapıklık içinde olanlardır. Kur'an; Rasulullah (s.a.s)'e şöyle emreder:

"Ben Allah'tan ayrı olarak çağırdıklarınıza ibadet etmekten men olundum" de, "Ben sizin hevanıza uymam, o zaman dalalete düşerim ve hidayete erenlerden olmam (el En'am, 6/56). Bir başka ayette ise hevasına uyanların içine düştükleri sapkınlık şöyle dile getirilir: "Allah'tan bir hidayet olmaksızın hevasına uyandan daha dalalette olan kim vardır?" (el-Kasas, 2/50).

Müminlere düşen, hevasına uyan kişilere değil, ilme tabi olmaktır. İlmin kaynağı vahiy olduğuna göre, vahiy ile heva birbiri ile çelişen, birbirine zıt şeyler olmaktadır. Kur'an bunu şöyle ifade eder: "Sana ilm'den geldikten sonra eğer onların hevalarına uyarsan, senin için Allah'tan ne bir veli, ne de bir yardımcı olur" (el-Bakara, 2/ 120).

İlm'in karşısında yer alan olumsuz kavramlardan "zan" da hevanın doğal işbirlikçisi, destekçisidir. Çoğu zaman ikisi bir arada bulunurlar: "Onlar ancak zanna ve nefislerin (in) hoş gördüğüne (heva) uyuyorlar" (en-Necm, 53/23). Hatta kimi zaman doğrudan hevanın yerini alır: "Yeryüzündeki çoğu insana uyacak olursan, onlar seni Allah'ın yolundan uzaklaştırırlar (saptırırlar), çünkü onların peşinden gittiği şey safı zandır. Onlar yalnızca saçmalıyorlar" (el-En'am, 6/ 116).

Kur'an bu noktadan bir adım daha ileri giderek bütünüyle hevaya tabi olmayı "hevayı ilah edinmek"olarak değerlendirmiştir. Yani hevalarına uyanlar, Allah'ı değil, hevalarını ilah edinmiş olmaktadırlar. Bu durumda böylesi kimselerin Allah'a inanma iddiaları herhangi bir değer ifade etmemektedir: "Gördün mü hevasını ilah edineni? Onun üzerine sen mi vekil olacaksın?" (el-Furkan, 25/43) Mevdudi "Tefhimu'l-Kur'an" adlı eserinde, bu ayetin tefsirinde şöyle demektedir: "Hevasını ilah edinen, arzu ve tutkularının kölesi olandır. İlahına ibadet eden biri gibi o da tutkularına ibadet ettiğinden, bir puta tapan kadar şirk suçu işlemektedir. Hz. Ebu Hureyre'den rivayet olunan bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: "Allah'tan başka kendilerine ibadet olunan sahte ilahların Allah yanında en kötüsü, kişinin hevasıdır."

Kur'an diğer bir yerde de şöyle buyurmaktadır: "Gördün mü hevasını ilah edinip Allah'ın bir ilm üzerinde saptırdığı ve kulağı ve kalbi üzerine mühür koyup görme gücünün üzerine de perde çektiği kimseyi? Artık, Allah'tan sonra onu kim hürriyete erdirir? Düşünüp hatırlamaz mısınız?" (el-Casiye: 45/23). Bu ayetten de anlaşılacağı gibi kişi arzularını, nefsinin tutku ve eğilimlerini, yani hevasını tanrılaştırdığı zaman "zan" dan kaynaklanan bir bilgi üzerinde sapıtmakta, kulağı ve kalbi mühürlenip gerçek görme gücünü yitirmektedir. Böyle bir kişinin artık doğru yola gelmesi mümkün değildir. Kur'an çoğul olarak bu kişilerden söz ederken, heva kelimesinin de çoğul şekli olan "ehva" kelimesini kullanır. Bu, hevasına uyan her kimsenin hevasının diğerinden ayrı ve farklı olduğunu gösterir.

Hevalarına uyan kişilerin egemen olduğu bir toprak parçasında fesadın yaygınlaşmaması mümkün değildir. Kişilerin hevaları çatışır ve bunun sonucu olarak "fitne" kabarır, "fesat" artar, yeryüzü zulmün, haksızlığın, öldürmelerin, işkencelerin merkezi haline gelir. Kur'an, Allah Rasul'ü hakkında "O hevadan konuşmaz, onun söylediği ancak vahyedilmiş bir vahydir" (en-Necm, 53/3-4) buyurmaktadır.

Harun ÜNAI.


2-)Nefsini hevasına tabi kılıp şehevi arzularının peşinde ömrünü tükettikten sonra Allahü tealadan Cennet isteyen ahmaktır. (Hadis-i şerif-İhya)

Nefsin arzu ve isteklerine heva denmesi, kimde bulunursa onu Cehennem'e düşürdüğü içindir. Heva sahiblerine de ehl-i heva denmesi, bunlar Cehennem'e düşeceği içindir. (İmam-ı Şa'bi)

Dünya (haramlar, mekruhlar, Allahü tealayı unutturan şeyler), insanı heva ve hevesine kaptırır, nefsin arzularına uydurur. Neticede Cehennem'e götürür. (Şems-i Tebrizi)

Allahü teala insanı beyhude, boş yere yaratmadı ki, insan kendi haline bırakılsın, istediğini yapsın ve nefsin hevasına uysun. İnsan emirlere uymakla ve yasaklardan sakınmakla emrolunmuştur. (Muhammed Ma'sum)


3-)Heves


4-)Kişinin nefsi, arzusu, isteği.


5-)İstek. Nefsin isteği. Düşkünlük. Gelip geçici olan heves. Nefsin zararlı ve günah olan arzuları.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Heva kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Heva kelimesi anlamı 1200 defa okunmuştur. [243356] Heva kelime anlamı, Heva nedir, Heva ne demek, Heva sözlük anlamı

Paylaş