Kolonya Nedir

Kolonya Nedir ? Kolonya Ne demek ?

1-)Alm. Kölnischwasser (n) Besir, Fr. Edu (f) de Cologne, İng. Cologne. Hoş kokulu esansların (eterik yağların) alkolde (ispirtoda) çözünmesiyle elde edilen alkol-esans çözeltisi. Koku verici uçucu madde olarak bergamot, limon, lavanta, biberiye, turunç çiçeği yağı vb esanslar kullanılır.

Hemen hemen bütün kolonyalar, kokulu maddelerin etil alkolde çözünmeleri ile elde edilir. Kolonya yapımında kullanılan çoğu esanslar 80°’lik (% 80 alkol ihtiva eden etilalkol-su karışımı) alkolde yeterli miktarda çözünür. Bu şekilde hem alkolün kokusu kaybolur, hem de meydana gelen kolonyaya esansın kokusu hakim olur. Turunçgillerin çiçeklerinden ve yapışık taç yapraklı çiçeklerden alınmış esanslar, terpen bakımından zengin olduğu için alkolde zor çözünürler. Bu esanslar, alkol ile karışım verebilen bir çözücüde çözünür ve bu çözelti talka emdirilir. Esans emdirilmiş talk, karıştırılarak alkolde dağıtılır. Böylece kolonya elde edilmiş olur.

Kolonyanın uçucu olması için, kullanılan esans miktarı, 1 litre alkol başına 15-25 gram arasında olur. Kolonya yapımı için 96°’lik alkol, yapım tankına (kabına) alınır, önceden hazırlanmış esansla, basınçlı hava verilerek karıştırılır. Alkolü 80°’ye düşürecek şekilde su katılır. Bu karışım soğutularak özel filtrelerden geçirilerek süzülür.

Ticarette yaygın olan kolonya türleri şunlardır:

1. Nane esansının kullanıldığı, serinleme duygusu uyandıran soğuk kolonyalar.

2. Çiçek esanslarıyla yapılan çiçek kokulu kolonyalar.

3. Tabii veya sentetik amber kokusuyla yapılan amberli kolonyalar.


2-)KOLONYA



Hafif koku ihtiva eden tuvalet ispirtosu.

Bayılmalarda, fenalaşmalarda, başağrılarında, mikrop kırıcı özelliği bakımından da temizlik için kullanılır. İçine karıştırılan kokuya göre "limon kolonyası", "Lavanta çiçeği kolonyası" gibi adlar alır.

Kolonyayı ilk defa kimin yaptığı kesin olarak bilinmemektedir. Eski vesikalara göre onu ilk defa 1690'da Almanya'nın Köln şehrinde yaşayan Jean Paul Feminis adlı bir seyyar satıcı yapmıştır. Bu şahıs kolonyayı yaptığı reçeteyi Giovanni Antonio Farina adlı birisine bırakmış, o da yeğeni Giovanni Maria Farina'ya vermişti. Giovanni Maria kolonya yapımı üzerinde çalışmış ve "hoş lavanta suyu" adıyla ilk kolonyayı yapmıştır. Bundan sonra kolonya yapımı işi Köln (Kolonya) şehrinde gelişti. XIX. yüzyıl başlarında kolonya yapımı Fransa'ya geçti ve "Eau de Cologna (Kolonya suyu)" adı ile üretildi. Bundan sonra bu hos kokulu sıvıyı dünya kolonya olarak tanıdı.

Bu gün yapılan ispirto ve kolonyalar da, maliyeti yükseltmemek için şarap (hamr) dışındaki alkol çeşitleri kullanılmaktadır. Kolonyanın asıl maddesi kamış, patates, bazı ağaçlar, mısır ve benzerleridir. Ayrıca limon, lavanta, çam vb. ferahlatıcı kokular da karıştırılır. Kolonya yapılırken önce etil alkolün derecesi alkolometre ile bulunduktan sonra istenilen dereceye düşürülünceye kadar damıtık suyla karıştırılır. İstenilen derecede alkol elde edildikten sonra 95,5 derece alkol içinde eritilmiş tesbit edici (fiksatif) esans ilave edilir ve hazırlanan alkolle karıştırılır. 7-10 gün kadar ağzı iyice kapalı bir kapta bekletilir. Sonra da şişelenir.

Kolonyanın İslami hükmünü, içinde bulunan "alkol unsuru"na göre belirlemek gerekir.

Cenab-ı Hak içkiyi yasaklamıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları sadece şeytanın işinden birer pisliktirler. Bu pislikten kaçının ki, kurtuluşa eresiniz" (el-Maide, 5/90).

Bu ayette zikredilen "hamr" kelimesi, Ebu Hanife ile birçok sahabe ve tabiin bilginlerine göre "üzüm şarabı" anlamındadır. Dil bilginleri de, hamr'ın bu anlamı üzerinde görüş birliği iğindedir.

Kur'ani anlamda "Her sarhoş edici içki hamr'dır" denilemez. Ebu Hanife ve ayni görüşe olanlara göre, bazı hadislerde "hamr" sözcüğünün kullanılması (bk. Buhari, Edeb, 80, Ahkam, 22, Meğazi, 60; Müslim, Eşribe, 73-75; Ebu Davud, Eşribe, 5,7) ve hamr'ım buğday, arpa, kuru üzüm veya baldan yapılmış olabileceğinin bildirilmesi (bk. Buharı, Tefsiru Sure, 5, Eşribe, 2,5; Müslim, Tefsir, 32,33; Ebu Davud, Eşribe, 1,4), üzüm şarabı dışındaki müskirat için mecaz yoluyla kullanılmıştır. Çünkü, üzümden yapılan şarabın (hamr) dışındaki diğer içkilere arapçada; müselles, bazuk, musannaf gibi başka adlar verilmiştir (İbn Âbidin, Reddü'l-Muhtar, İstanbul, 1984, VI, 448, 449).

Bu duruma göre, üzüm şarabının aynen haram ve necis olduğunda görüş birliği vardır. Kur'an'da ona, şeytanın işinden bir "rics (pislik)" denilmesi, bizzat kendisinin haram olmasından dolayıdır. Ayrıca hamrın haramlığı mütevatir sünnetle de sabittir ve bu konuda icma' da vardır. İçene had uygulanması için, sarhoşluk verecek kadarını içmek de şart değildir. Onun tek damlası dahi haramdır, içene had uygulanır.

Galiz necaset çeşidinde pis sayıldığından alım-satımının caiz olmadığında da şüphe yoktur.

Kolonyanın yapımında şarap cinsi alkol kullanıldığı takdirde, bu alkol karıştığı sıvıyı da pis hale getirir ve insanın beden veya elbisesinden avuç içinden daha büyük bir kısmına sürülmesi halinde temizlenmedikçe namaz kılmak caiz olmaz.

Ebu Hanife ve bazı sahabe ile tabiin bilginlerine göre üzümden başka maddelerden yapılan diğer sarhoşluk veren şeylerin haramlığı ise; sarhoş edici özelliği yüzündendir. Bunların içme dışında başka amaçlarla kullanılması ve alım-satımları caizdir.

İspirtonun yakıt olarak bazı alkol türevlerinin de sanayide temizleyici, parlatıcı; tıpta mikrop öldürücü olarak kullanılması gibi. Hatta Ebu Hanife üzüm şarabı dışındaki müskiratın, sarhoşluk vermeyecek miktarını, fasık ve ehl-i küfre benzeme kastı bulunmaksızın, sırf kuvvet kazanmak amacıyla az bir miktarının içilmesinin caiz olabileceğini söylemiştir. Buna göre, üzüm şarabından üretilmeyen ispirto, bira ve benzeri içkiler, içilemezse de, elbiseye veya bedene sürülmeleri halinde bu, namaza engel olmaz (el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi', Beyrut, 1394/1974, V, 112,113 vd.; İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadir, Bulak 1318, VIII, 153 vd.; Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul, 1960, 11 761-763).

Hanefilerde tercih edilen görüşe ve Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre, müskiratta azın hükmü çoğun hükmüne bağlıdır. Delil, Hz. Peygamber'in şu hadisidir: ", çoğu sarhoş edenin azı da haramdır" (Tirmizi, Eşribe, 3; Nesai, Eşribe, 25; İbn Mace, Eşribe, 10; Darimi, Eşribe, 8; Ahmed b. Hanbel, II, 91, 167, 179, III, 343). İslam'a göre, içme bakımından bütün sarhoşluk veren maddeler genel anlamda "hamr" kapsamına girer. Tıp ilminin sarhoş edici müskiratı aynı nitelikte görmesi ve alkol kelimesinin arapça "elkuhl" kelimesinden Avrupa'ya geçtiği dikkate alınırsa, hamr'ın genel ve özel anlamı birlikte kapsadığını söylemek mümkündür. Bu müskiratın tıp alanında kullanılması ise, "zaruretler, haram olan şeyleri mübah kılar" prensibine dayanır (Elmalılı, a.g.e., II, 763).

Günümüz kimya sanayiinde, mayalanmış şekerli sıvıların damıtılmasıyla elde edilen sıvılara "alkol" denir. Halk arasında en çok bilinen alkol türü ispirtodur. İspirtonun kimyadaki adı "etanol" veya "etil alkol"dür. Alkol elde etmek için iki yol vardır. Mayalandırma yolu, sentetik yol.

Alkol mayalandırma yoluyla; üzüm, patates, mısır, arpa ve melas gibi şekerli ya da nişastalı maddelerden; sentetik yolla da, karpit (kalsiyum karbit)'ten elde edilir. Sentetik yolla üretilen alkol, kg. başına 7.080.000 kalori ısı verir. Bu yüzden iyi bir ısıtma aracı olarak kullanılır. Bunun yanısıra iyi bir eritgendir de. Özellikle koku sanayiinde, esansları eritmekte kullanılır.

Sonuç olarak, günümüz kolonya sanayiinde, üzüm şarabı dışındaki, kamış, patates, bazı ağaçlar, mısır ve benzerleri ile sentetik yollarla elde edilen alkolün içilmesi caiz değildir. Ancak, Ebu Hanife ve ayni görüşte olan İslam hukukçularına göre, elbiseye ve ya bedene sürülmesi mümkün ve caizdir. Yıkanmadan namaz kılınması halinde namaza zarar vermez. Kolonya kullanımının çok yaygın olması yüzünden, bu konuda umumi belva vardır. (bk. "Belva-i amme" maddesi) Kısa sürede buharlaşarak iz bırakmadığı dikkate alınarak Ebu Hanife'nin fetvasıyla amel etmek mümkündür. Çoğunluğun görüşüne uyanlar da "takva"yı tercih etmiş ve ihtiyata uymuş olurlar.

Hamdi DÖNDÜREN


3-)

Kolonyanın Islami hükmünü, içinde bulunan "alkol unsuru"na göre belirlemek gerekir.

Cenab-ı Hak içkiyi yasaklamıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Ey iman edenler! Içki, kumar, putlar ve fal okları sadece şeytanın işinden birer pisliktirler. Bu pislikten kaçının ki, kurtuluşa eresiniz" (el-Maide, 5/90).

Bu ayette zikredilen "hamr" kelimesi, Ebu Hanife ile birçok sahabe ve tabiin bilginlerine göre "üzüm şarabı" anlamındadır. Dil bilginleri de, hamr'ın bu anlamı üzerinde görüş birliği iğindedir.

Kur'ani anlamda "Her sarhoş edici içki hamr'dır" denilemez. Ebu Hanife ve aynı görüşe olanlara göre, bazı Hadislerde "hamr" sözcüğünün kullanılması (bk. Buhari, Edeb, 80, Ahkam, 22, Meğazi, 60; Müslim, Eşribe, 73-75; Ebu Davud, Eşribe, 5,7) ve hamr'ım buğday, arpa, kuru üzüm veya baldan yapılmış olabileceğinin bildirilmesi (bk. Buharı, Tefsiru Sure, 5, Eşribe, 2,5; Müslim, Tefsir, 32,33; Ebu Davud, Eşribe, 1,4), üzüm şarabı dışındaki müskirat için mecaz yoluyla kullanılmıştır. Çünkü, üzümden yapılan şarabın (hamr) dışındaki diğer içkilere arapçada; müselles, bazuk, musannaf gibi başka adlar verilmiştir (Ibn Âbidin, Reddü'l-Muhtar, Istanbul, 1984, VI, 448, 449).

Bu duruma göre, üzüm şarabının aynen haram ve necis olduğunda görüş birliği vardır. Kur'an'da ona, şeytanın işinden bir "rics (pislik)" denilmesi, bizzat kendisinin haram olmasından dolayıdır. Ayrıca hamrın haramlığı mütevatir sünnetle de sabittir ve bu konuda icma' da vardır. Içene had uygulanması için, sarhoşluk verecek kadarını içmek de şart değildir. Onun tek damlası dahi haramdır, içene had uygulanır.

Galiz necaset çeşidinde pis sayıldığından alım-satımının caiz olmadığında da şüphe yoktur.

Kolonyanın yapımında şarap cinsi alkol kullanıldığı takdirde, bu alkol karıştığı sıvıyı da pis hale getirir ve insanın beden veya elbisesinden avuç içinden daha büyük bir kısmına sürülmesi halinde temizlenmedikçe namaz kılmak caiz olmaz.

Ebu Hanife ve bazı sahabe ile tabiin bilginlerine göre üzümden başka maddelerden yapılan diğer sarhoşluk veren şeylerin haramlığı ise; sarhoş edici özelliği yüzündendir. Bunların içme dışında başka amaçlarla kullanılması ve alım-satımları caizdir.

Ispirtonun yakıt olarak bazı alkol türevlerinin de sanayıde temizleyici, parlatıcı; tıpta mikrop öldürücü olarak kullanılması gibi. Hatta Ebu Hanife üzüm şarabı dışındaki müskiratın, sarhoşluk vermeyecek miktarını, fasık ve ehl-i küfre benzeme kastı bulunmaksızın, sırf kuvvet kazanmak amacıyla az bir miktarının içilmeşinin caiz olabileceğini söylemiştir. Buna göre, üzüm şarabından üretilmeyen ispirto, bira ve benzeri içkiler, içilemezse de, elbiseye veya bedene sürülmeleri halinde bu, namaza engel olmaz (el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi', Beyrut, 1394/1974, V, 112,113 vd.; Ibnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadir, Bulak 1318, VIII, 153 vd.; Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Istanbul, 1960, 11 761-763).

Hanefilerde tercih edilen görüşe ve Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre, müskiratta azın hükmü çoğun hükmüne bağlıdır. Delil, Hz. Peygamber'in şu hadisidir: ", çoğu sarhoş edenin azı da haramdır" (Tirmizi, Eşribe, 3; Nesai, Eşribe, 25; Ibn Mace, Eşribe, 10; Darimi, Eşribe, 8; Ahmed b. Hanbel, II, 91, 167, 179, III, 343). Islam'a göre, içme bakımından bütün sarhoşluk veren maddeler genel anlamda "hamr" kapsamına girer. Tıp ilminin sarhoş edici müskiratı aynı nitelikte görmesi ve alkol kelimesinin arapça "elkuhl" kelimesinden Avrupa'ya geçtiği dikkate alınırsa, hamr'ın genel ve özel anlamı birlikte kapsadığını söylemek mümkündür. Bu müskiratın tıp alanında kullanılması ise, "zaruretler, haram olan şeyleri mübah kılar" prensibine dayanır (Elmalılı, a.g.e., II, 763).

Günümüz kimya sanayıinde, mayalanmış şekerli sıvıların damıtılmasıyla elde edilen sıvılara "alkol" denir. Halk arasında en çok bilinen alkol türü ispirtodur. Ispirtonun kimyadaki adı "etanol" veya "etil alkol"dür. Alkol elde etmek için iki yol vardır. Mayalandırma yolu, sentetik yol.

Alkol mayalandırma yoluyla; üzüm, patateş, Mısır, arpa ve melas gibi şekerli ya da nişastalı maddelerden; sentetik yolla da, karpit (kalsiyum karbit)'ten elde edilir. Sentetik yolla üretilen alkol, kg. başına 7.080.000 kalori ısı verir. Bu yüzden iyi bir ısıtma aracı olarak kullanılır. Bunun yanısıra iyi bir eritgendir de. Özellikle koku sanayıinde, esansları eritmekte kullanılır.

Sonuç olarak, günümüz kolonya sanayıinde, üzüm şarabı dışındaki, kamış, patateş, bazı ağaçlar, Mısır ve benzerleri ile sentetik yollarla elde edilen alkolün içilmesi caiz değildir. Ancak, Ebu Hanife ve aynı görüşte olan Islam hukukçularına göre, elbiseye ve ya bedene sürülmesi mümkün ve caizdir. Yıkanmadan namaz kılınması halinde namaza zarar vermez. Kolonya kullanımının çok yaygın olması yüzünden, bu konuda umumi belva vardır. (bk. "Belva-i amme" maddesi) Kısa sürede buharlaşarak iz bırakmadığı dikkate alınarak Ebu Hanife'nin fetvasıyla amel etmek mümkündür. Çoğunluğun görüşüne uyanlar da "takva"yı tercih etmiş ve ihtiyata uymuş olurlar.


4-)İçinde, limon, lavanta, tütün vb. bitkilerin yağı bulunan, hafif kokulu alkollü bir madde
Örnek:O giderken yanaklarına, ellerine kolonya sürdürdü. H. E. Adıvar


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Eau de cologne.
İngilizcesi İngilizce
Cologne.

  • Mahmut Kocadon da bu sayede yöreye özgü mandalinadan yapılan gazoz, reçel, lokum ve Kolonya gibi pek çok ürünün marka değerinin korunacağı söyledi.
  • Keşke şekerle Kolonya ile karşılasaydık sizi"diyen Doç.

Sizde içinde Kolonya kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Kolonya kelimesi anlamı 281 defa okunmuştur. [238496] Kolonya kelime anlamı, Kolonya nedir, Kolonya ne demek, Kolonya sözlük anlamı

Paylaş