Meşru Müdafaa Nedir

Meşru Müdafaa Nedir ? Meşru Müdafaa Ne demek ?

1-)MEŞRÛ MÜDÂFAA



Meşru; şeriata uygun, şer'an caiz, şeriatın müsaade ettiği şey. Müdafaa; savunma. Meşru müdafaa; mal, can veya ırza yönelik haksız bir saldırıya karşı devlet gücüne başvurmaksızın kendi gücüyle, İslami ölçüler içinde savunma yapmak, anlamında bir İslam Hukuku terimi.

Toplum düzeninin sağlanmasında ve toplumda huzur ve istikrarın gerçekleştirilip devam ettirilmesinde, kişilerin sahip oldukları hakların başkalarına, hatta kimi zaman kendilerine karşı korunmasının rolü büyüktür. İslam hukuk sisteminde, bugün beşeri hukuk sistemlerinin de benimsediği gibi, hakların devlet eliyle korunması ve cezanın devlet tarafından uygulanması esastır. Nitekim, Kur'an-ı Kerim'de yüce Allah, "...Haksız yere öldürülenin velisine bir yetki tanımışızdır; artık öldürmede aşırı gitmesin." (el-İsra, 17/33) buyurmaktadır. İslam hukukçuları, özellikle kan dökme ve cana kasdetme durumlarında, saldırıya uğrayan kişinin bizzat ihkak-ı hak yapamayacağını; hakkını devletin yetkili organları önünde dava açmak suretiyle elde edebileceğini belirtmişlerdir (İbnü'l-Arabi, (ö. 543/1148) Ahkamu'l-Kur'an, Nşr. Ali M. Becavi, Beyrut t.y., I, 111-112).

Gerek özel hukukta, gerekse kamu hukukunda, genel kural; hakkın devlet eliyle korunması olmakla birlikte hukuk düzeni istisnai olarak bazı özel hallerde, hak sahibinin, hakkını bizzat korumasına imkan tanımaktadır. Kişinin kendi hakkını bizzat kendisinin koruyabileceği özel durumların başında "meşru müdafaa (haklı savunma)" hakkı gelir.

Meşru müdafaa, bir kimsenin, gerek kendisinin gerekse başkasının canına, ırzına ve malına karşı yapılan hukuka aykırı bir saldırıyı savuşturmak (defetmek) için yaptığı uygun ve ölçülü savunmadır.

İslam hukuk sisteminde, kişinin canı, ırzı (namus) ve malı koruma altında ve saygıdeğerdir. Hz. Peygamber: "Müslümanın kanı, ırzı ve malı diğer müslümana haramdır" (Müslim, Birr, 32) buyurarak bu hususu belirtmiş; dolayısıyla da herkesin başkasının canına, namusuna ve malına tecavüz etmemekle yükümlü bulunduğuna işaret etmiştir. Söz konusu haklar, devletin koruması altında olmakla birlikte kişi bu haklarını bizzat kendisi korumak zorunda kalabilir. Nitekim bunun ölçüsü Kur'an-ı Kerim'de şöyle belirtilir: "Bir kimse size -ne amaçla ve ne şekilde- saldırmışsa, siz de aynı şekilde karşı saldırıda bulunun" (el-Bakara, 2/194). Aynı şekilde Hz. Peygamber: "Kim, canı (nefs) uğrunda ölürse şehittir, kim namusu (ailesi) uğrunda ölürse şehittir; kim malı uğrunda ölürse şehittir" (Tirmizi, Diyat, 22/IV, 30) buyurarak, meşru müdafaayı, en özlü ve kapsamlı bir biçimde teşvik etmiştir.

Meşru müdafaa hakkının kapsamı, sadece ferdin bizzat kendisine yönelen haksız saldırılarla sınırlı olmayıp, aynı şekilde başkalarına vaki olan haksız saldırıları da içine almaktadır. Buna göre, bir kimse, başkasının canına, ırzına veya malına tecavüz edilmesi durumunda, o tecavüz bizzat kendisine yapılıyormuşçasına meşru müdafaa hakkını kullanabilir. Başkası adına meşru müdafaa yapmanın şer'i dayanaklarından birisi Hz. Peygamber'in: Her hangi biriniz bir kötülük görürse, gücü yetiyorsa onu eliyle değiştirsin..." (Müslim, İman, 78) hadisiyle yine yakın bir anlamı ifade eden Kim kardeşinin -yani toplumun herhangi bir ferdinin- namusunu korursa Allah da kıyamet gününde onun yüzünü Cehennem ateşinden korur" (Tirmizi, Birr, 20/IV, 327) hadisidir.

Bu konudaki bir diğer şer'i dayanak, sosyal hayatın tabii dengesini gereği halinde, toplumun fertleri eliyle koruma amacı güden ve veciz ifadesini Hz. Peygamber'in bir hadisinde (Buhari, Mezalim, 34) bulan "mazluma yardım" prensibidir.

Meşru müdafaa halinin gerçekleşebilmesi için; can, ırz veya mala karşı girişilmiş ve halen devam eden fiili bir saldırının mevcut bulunması veya mevcut olmak üzere olması, saldırıya uğrayan kişinin devletin güvenlik güçlerine sığınma imkanı ve vakti bulamamış olması ve başkaca savunma yolu kalmamış olması şarttır. Bunun yanında, meşru müdafaada bulunan kişinin, herhangi bir maddi veya manevi yükümlülük altına girmemesi için, saldırıya, ölçülü ve uygun bir şekilde karşılık vermiş olması da şarttır.

Meşru müdafaanın amacı, saldırganı cezalandırmak değil, onun bir kötülük yapmasına engel olmaktır. Bu itibarla, saldırıya, mümkün olan en kolay ve en hafif bir yolla karşı koymak esastır. Saldırganı daha az bir zarar ile etkisiz hale getirmek mümkün iken zaruretin ve halin gerektirmediği yollara başvurmak sorumluluğu gerektirir. Çünkü meşru müdafaa, bir zaruretten dolayı caiz ve meşru kılınmıştır; zaruret ise miktarınca takdir olunur (Mecelle, mad. 22). Bununla birlikte, saldırıya uğrayan kişinin içerisinde bulunduğu psikolojik durumun (halet-i ruhiye) da göz önünde bulundurulması gereklidir.

Meşru müdafaa, İslam hukuk doktrininde ittifakla meşru kabul edilmekle birlikte, onu pir hak mı yoksa bir görev (vacip) mi olduğu tartışmalıdır. İslam hukukçuları, saldırının ırz ve namusa yönelik olması durumunda, meşru müdafaa yapmanın gerekli olduğunda görüş birliği etmişler; fakat, saldırının cana veya mala yapılması halinde meşru müdafaa yapmanın hükmünde farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.

Saldırganın, mükellef bir kimse olması ile çocuk, akıl hastası veya bir hayvan olması arasında, daha çok tazmin sorumluluğunu ilgilendiren birkaç husus dışında önemli bir farklılık yoktur.

İslam hukuk doktrininde yer alan meşru müdafaa haliyle ilgili görüşler, haksız saldırıdan kaçındırma açısından "caydırıcı"; insan hak ve hürriyetleri açısından "adil ve dengeci"; hukuk tekniği açısından da, "yeterli ve dolgun" bir muhtevaya sahiptir. Bugün, beşeri hukuk sistemleri de, pek çok yönde bu görüşleri benimsemişler, hatta beşeri hukuk sistemleri XX. yüzyılda, İslam hukuk sisteminin VII. yüzyılda başladığı noktaya ulaşmışlardır (Abdulkadir Üdeh, et-Teşriu'l-Cinai'l-İslami, Kahire 1959, I, 473, 489;Abdulkerim Zeydan, Haletu'd-Darura fi'ş-Şeriatil İslamiyye (Mecmuatu Buhüsil-Fıkhiyye" adı altında diğer 8 makalesiyle birlikte), Beyrut 1986, s. 184-195).

Yunus APAYDIN


2-)Uğranılan bir saldırı karşısında kişinin kendisini korumak için başvurduğu yol.


3-)Bk. yasal savunma


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Self defense.
İngilizcesi İngilizce
Self-Balancing.
İngilizcesi İngilizce
Lawful defense.
İngilizcesi İngilizce
Lawful defence defense.
İngilizcesi İngilizce
Legitimate defence defense.
İngilizcesi İngilizce
Excusable homicide.
İngilizcesi İngilizce
Valid defense.

  • Rusya'dan Türkiye'ye sürpriz destek Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova'nın Türkiye'nin Suriye sınırına yerleştireceği Patriot füzelerine karşı çıkmadıklarını, Ankara'nın Meşru Müdafaa hakkına engel olmak istemediklerini söyledi.
  • Ancak Nasrullah’ın sözlerine göre, çatışmalar sınır bölgelerinde faaliyet gösteren terörist çete veya “ferdi cihat” olayları tehditlerine karşı Meşru Müdafaa niteliği taşımaktaydı.

Sizde içinde Meşru Müdafaa kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Meşru Müdafaa kelimesi anlamı 52 defa okunmuştur. [242250] Meşru Müdafaa kelime anlamı, Meşru Müdafaa nedir, Meşru Müdafaa ne demek, Meşru Müdafaa sözlük anlamı

Paylaş