Müezzin Nedir

Müezzin Nedir ? Müezzin Ne demek ?

1-)Alm. Müezzin (m), Fr. Müezzin (m), İng. Müezzin. Ezan okuyan, davet eden, çağıran, ilan eden kimse. Arapça ezan kelimesinden türemiştir. Ezan, lügatte herkese bildirmek, haber vermek, ilan etmek, çağırmak manalarına geldiği gibi müezzin de, bildiren ilan eden, çağıran kimse manalarına gelir. Dini bir terim olarak, namaz vakitlerinin girdiğini ve namazın başladığını bildirmek için ezan ve kamet okuyan kimseye denir. (Bkz. Ezan)

İslam dininde namaz için ezan okumak, sevabı çok ve mühim bir ibadettir. Müzzin, insanları, Hayye alessalah (haydin namaza) ve Hayya alel-felah (haydin kurtuluşa) diyerek namaza ve bunun neticesi olan saadete, sonsuz kurtuluşa davet etmektedir. Günde beş kere tekrarlanan bu mühim davet, ilahi bir tebligattır, Allahü tealanın kullarını kendisine ibadet etmeye çağırmasıdır. Dindeki bu mühim emri yerine getiren müezzin de çok sevap kazanmaktadır. Birçok feyizlere, üstünlüklere eriştiği Peygamber efendimiz tarafından bildirilen ve daha hayatta iken Cennetle müjdelenen dört halifenin ikincisi olan hazret-i Ömer müezzinin ezan okurken kazandığı sevabın çokluğunu ve bunun faziletini, kıymetini anladığı için, “Halife olmasaydım, müezzin olmak isterdim” buyurdu. Çünkü Peygamber efendimiz sallalahü aleyhi ve sellem birçok hadis-i şerifinde, müezzinlik yapan kimseler için müjdeler bildirmişti.

Kıyamet günü, insanların hesabı bitinceye kadar üç kimse siyah miskten yapılmış bir tepe üzerinde oturur. Onlar için ne korku ve ne de hesap endişesi vardır. Bunlar;

1. Kur’an-ı kerimi yalnız Allah rızası için okuyan ve kendisinden razı oldukları halde bir cemaate imamlık yapan kimsedir.

2. Allah rızası için bir mescidde (camide) müezzinlik edip, insanları ibadete davet eden kimsedir.

3. Dünyada mal ve servete sahip olup, bu servet kendisini Allah’a kulluktan ve ahiret için çalışmaktan alıkoymayan kimsedir.

Müezzinin ezanını duyan cinler, insanlar ve her şey, kıyamet günü onun lehine şehadet edecektir.

Allahım, imamları irşad et (doğru yolda bulundur). Müezzinleri de mağfiret et (bağışla).

İmam kefil, müezzin ise kendisine güvenilen bir emindir.

İslamiyette mühim bir ibadet olan ezan okumak, bir ehliyete sahip olmayı gerektirir. Herkesin ezan okuması caiz ve uygun değildir. Müezzinde bulunması lazım gelen bir takım şartlar vardır. Ezanı, salih, dinine bağlı bir Müslümanın, yüksek bir yere çıkarak, Peygamber efendimizin okuttuğu gibi okuması lazımdır. Müezzin, Müslüman ve akıllı olmalı, namaz vakitlerini bilmeli ve sözüne inanılan, adil (açıkça haram, günah işlemeyen) bir kimse olmalıdır. İslamiyetin yasak ettiği şeyleri devamlı ve açıkça işleyenin ezan okumasının sahih (uygun, doğru) olmaması, ibadetlerde bunun sözü kabul edilmediği içindir. Cünüp kimsenin ezan ve ikamet (kamet) okuması ve abdestsiz ikamet okumak ve kadının, fasıkın (açıkça günah işleyenin), sarhoşun akılsız çocuğun müezzinlik yapması, tahrimen mekruhtur, harama yakın günahtır. Akıllı çocuğun, ama yani körün, vakitleri ve ezan okumasını bilen, fakat başka bilgisi olmayan salih, temiz bir kimsenin ezan okumasında dinen bir mahzur yoktur.

Müezzin olan kimsenin namazda, iki mühim vazifesi vardır. Biri, namaz vakti girince ezan, ikincisiyse, farzı cemaatle kılarken ikameti (kameti) okumaktır. Bir de Cuma günü hutbe okunmadan önce hatibin yüzüne karşı cami içinde ezan okumaktır. Bunun dışında, farzdan önce üç ihlas okumak veya başka dualar ile tesbih dualarını yüksek sesle bağırarak söylemeleri bid’at olup dinde önceleri olmadığı halde sonradan yapılmaya başlanmış şeylerdir. İslam dininde emin kimseler denilerek tarif edilen müezzinlerin, vazifelerini sünnete uygun yapmamaları halinde uğrayacakları azabın da çok şiddetli olacağı bildirilmiştir...


2-)MÜEZZİN



Namaz vakitlerinde ezanı adabına uygun bir şekilde okumakla görevli kimse.

Ezan; sözlükte "ilan", "duyuru" demektir. İslam fıkhında ise, namaz vakitlerini Rasulüllah (s.a.s)'den gelen belli sözlerle ilan etmeye denir (Necmuddin b. Hafs en-Nesefi. Taalibetu't-Talebe fi Istılahatı'l-Fıkhıyye, Bağdad 1311 sh.l0; Ali b. Muhammed el-Cürcani, et-Ta'rifat, İstanbul 1302 sh. 6).

Müezzin kelimesi Kur'an-ı Kerim'in (Yusuf, (12), 90 ile el-A'raf (7), 4) ayetlerinde "ilan edici", "duyurucu" manasında kullanılmıştır: Bir de cennetlik olanlar, cehennemliklere şöyle çağırırlar: "Gerçekten biz, Rabbinizin vaad buyurduğu sevabı hak bulduk. Siz de Rabbinizin vaad buyurduğu cezayı hak buldunuz mu?" Onlar da; "Evet hak bulduk" derler. Bunun üzerine iki topluluk arasında bir çağırıcı (İlan edici, İsrafil (a.s) şöyle çağırır:

"-Allah'ın laneti, zalimler üzerine olsun!" (el-A 'raf, 7/4). "Ey Rasulüm! Bütün insanlara haccı ilan et, gerek yaya olarak, gerek her uzak yoldan binek üzerinde senin huzuruna gelsinler" (el-Hacc, 22/27). "Ey Mü'minler! Allah'tan korkun ve (girdiğiniz) faiz hesabından arta kalanını bırakın (almayın) eğer gerçek mü'minler iseniz. Yok eğer bu faizi terketmezseniz bilin ki, Allah'a ve peygamberine karşı savaş ilan etmişsiniz (harbe girmişsiniz). Eğer faiz almaktan tövbe ederseniz, ana paranız sizindir ve böylece ne zalim olursunuz, ne de zulme uğrarsınız" (el-Bakara, 2/278-279).

Müezzin olmak, günde beş defa ezan okuyarak insanları Allah'ın (cc) varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed (s.a.s)'in Allah (c.c.)'nın son Peygamberi, kurtuluşa çağıran son elçisi ve insanlığın yegane ve tek önderi olduğuna, Allah'a kulluk ederek "Kurtuluşa koşunuz! Kurtuluşa koşunuz!.. diyerek davet etmenin fazileti hakkında, Rasulüllah (s.a.s), şöyle buyurmaktadır: "Müezzinler kıyamet günü insanların en uzun boylu olanlarıdır" (Müslim ve Ahmed b. Hanbel'den Mansur Ali Nasıf et-Tac, el-Camiu'l-Usul fi Ehadis er Rasul, I, 161).

Abdullah b. Abdurrahman (r.a.) Ebu Said el-Hudri (r.a.)'nin kendisine şöyle dediğini rivayet eder: "Senin koyun ve kır hayatını sevdiğini görüyoruz. Koyunların arasında kırlarda namaz için ezan okuduğunda sesini yükselt. Çünkü müezzinin sesini duyan her insan, her cin ve her şey, kıyamet gününde ona şahidlik edecektir." Ebu Said, bunu Rasulüllah (s.a.s)'den işittiğini söyledi (Buhari ve Nesai'den et-Tac, I, 161).

Ebu Hüreyre (r.a.), rivayet ettiğine göre, Rasulüllah (s.a.s) şöyle buyurdular: "İmam, (arkasında duranların namazlarının) kefilidir. Müezzin ise (müslümanların ibadetlerinde) güvenilir kişidir. Allah'ım! İmamları (başkasına örnek olacakları) doğru yola ilet ve müezzinleri affet" (Ebu Davud, Tirmizi'den naklen et-Tac, I, 161). Yine Ebu Hureyre (r.a.)'ın rivayetine göre Rasulüllah (s.a.s) şöyle buyurdular: "Müezzinin günahları sesinin ulaştığı yerleri de doldursa affolunur. Kıyamet gününde yaş ve kuru sesini duyan her şey ona lehinde şahitlik eder" (Ebu Davud, Tirmizi'den naklen et-Tac, I,161). İbn Mace'nin bir rivayetinde ise Rasulüllah; "Müslümanların, müezzinlerin boyunlarında iki emaneti vardır: Namazları ve oruçları"(et-Tac, I,161, dipnot,10).

İbn Ömer (r.a.) rivayetine göre Rasulüllah (s.a.s)'in iki müezzini vardı: Bilal-i Habeşi (r.a) ve ama olan Abdullah b. Ümm-i Mektum (r.a) (Müslimden, et-Tac, I, 165).

Müezzinin ezan okuması karşılığında ücret almasının caiz olup olmadığı ihtilaf konusudur. İhtiyacı varsa, almasında bir sakınca görülmemiştir.

Müezzinlerde şu vasıflar bulunmalıdır:

Müezzinin, müslüman ve akıllı olması şarttır. Büluğ şart değildir. Mümeyyiz çocuklar da ezan okuyabilirler. Sarhoşun, büyük günah işleyenin, kadının, oturanın, cünübün ezan okuması mekruhtur.

Müezzinin haramdan sakınması, güvenilir takva sahibi ve ihlaslı olması, namaz vakitlerini bilmesi, abdestli olması, cemaati kaçırabilecek kişileri ikaz etmesi, ezanı yüksek bir yerde ve kıbleye yönelerek usulüne uygun bir şekilde okuması, güzel ve yüksek sesli olması müstehaptır.

Müezzin "Hayye ale's-salah" derken sağa; "Hayye ale'l-felah" derken sola döner. Minarede okuyorsa kıbleye yönelerek ezana başlar ve sağ tarafa doğru şerefeyi dolaşır. Kıbleyi arkasına almamaya dikkat eder.

Müezzin, ezan okurken basit söz, konuşma ve hareketlerden sakınmalı, vakar ve ciddiyet sahibi olmalıdır.

Abdülkerim ÜNALAN


3-)Her kim ezan-ı Muhammediyi işittiği zaman müezzin ile beraber hafifçe okursa, her harfine bin sevab verilir, bin günahı affolur. (Hadis-i şerif-Ey Oğul İlmihali)

Ezan-ı Muhammediye ta'zim ve hürmet edenler ve onun harflerini, kelimelerini değiştirmeden, bozmadan ve teganni etmeden minareye çıkıp sünnete uygun okuyan müezzinler, yüksek derecelere vasıl olacaklardır. (Süleyman bin Ceza)


4-)Namaz vakitlerini bildirmek için ezan okuyan din görevlisi.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
[muezzin] one who calls the faithful to prayer (Islam).

  • Müezzin ezanı çabuk çabuk okudu .
  • Raporda, Mayıs 2000 itibariyle Türkiye’de Diyanet’in denetiminde faaliyet gösteren 3 bin 228 yasal kuran kursu, 74 bin 356 cami, 66 bin imam ve Müezzin olduğu bilgisine de yer verildi.
  • Karşıyaka Mahallesi'nde bulunan Hacı Abdurrahman Ademoğlu Camisi'ne ikindi namazı kılmak için gelen Müezzin İbrahim Şahap ve beraberindekiler, ayakkabılık bölümünden ağlama sesi duydu.

Sizde içinde Müezzin kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Müezzin kelimesi anlamı 732 defa okunmuştur. [239281] Müezzin kelime anlamı, Müezzin nedir, Müezzin ne demek, Müezzin sözlük anlamı

Paylaş