Point Nedir

1-)Nokta, Göstermek

2-)İşaret etmek, göstermek

3-)Yöneltmek

4-)Hedefe nişan almak

5-)Duvar taşları arasını çimento ve harç ile doldurmak

6-)Ucunu sivriltmek

7-)Hareketsiz durup avın yerini göstermek(av köpeği),ferma etmek.point at parmakla işaret etmek

8-)Tüfeğin namlusunu hedefe çevirmek.point a gun tüfekle nişan almak

9-)Sivri uç,burun denize uzanan burun

10-)Nokta

11-)Sivri uçlu şey

12-)Noktalama işareti

13-)Fonetik alfabediki işaret

14-)Gaye,Maksat,Hedef,Bir sözün altında yatan maksat

15-)Belirli yer özel bir durum

16-)Buhranlı an

17-)Birşeyin tam zamanı

18-)Kaneviçe

19-)Derece (ısı)

20-)Bazı oyunlarda sayı,puvan

21-)Den

22-)Sivriltmek, noktalamak, bitirmek, doğrultmak, çevirmek, göstermek, işaret etmek, sivrilmek, uç vermek, çıkmak (çıban vb), doğrultmak (silah)

23-)v.işaret et:n.nokta

24-)i. 1. uç, sivri uç. 2. nokta: boiling point kaynama noktası. freezing point donma noktası. point of intersection kesişme noktası. 3. nokta, noktalama işareti. 4. amaç, anlam, yarar: There´s not much point in going there personally. Oraya bizzat gitmenin pek anlamı yok. 5. anlatmak istenilen şey: That´s not my point. Demek istediğim o değil. the point of the story hikayenin anlatmak istediği şey. 6. coğr. burun. 7. sayı, puan: win/lose on points sayı ile kazanmak/kaybetmek. 8. pusula kertesi. 9. mat. tamsayı ile kesiri ayırmak için aralarına konulan nokta [Türkiye´de bunun yerine virgül kullanılır: four point six (4.6) dört virgül altı (4,6)]. 10. matb., bilg. punto. 11. İng. priz. 12. borsa puan. 13. ferma. f. 1. at -e doğrultmak, -e çevirmek: He pointed his telescope at the moon. Teleskopunu aya çevirdi. 2. at/out/to -i işaret etmek, -i göstermek: She pointed at her left foot. Sol ayağını işaret etti. 3. out -e dikkati çekmek: He pointed out the problem to us. Soruna dikkatimizi çekti. 4. ucunu sivriltmek. 5. (av köpeği) ferma yapmak, fermaya oturmak.

Bu bilgi faydalı oldu mu ?