Temizlik Nedir

Temizlik Nedir ? Temizlik Ne demek ?

1-)TEMİZLİK



Bedenin ve ruhun maddi manevi pisliklerden uzak tutulması. İslam Müslümanları bazı görevleri yerine getirmekle mükellef tutmuştur. Bu görevlerden bir kısmı Müslümanın ruhi yönünü bir kısmı da maddi yönünü ilgilendirir. Dinin kesinlikle yerine getirilmesini istediği bedeni görevlerin aksatılması vücudun çeşitli rahatsızlıklara yakalanması ve dini-ahlaki görevlerin yapılabilme güçlüğünü ortaya çıkarır. Bunun için bedeni görevleri titizlikle yerine getirmek, sağlıklı ve her an her türlü görevleri eksiksiz yapabilecek bir beden yapısına sahip olmak, ahlaki bir yükümlülüktür.

Bedeni görevlerin başında temizlik gelir. Nitekim bir ayet-i kerimede Allah Teala şöyle buyurmaktadır:

"Orada (Mescid-i Kuba'da) günahlardan ve pisliklerden temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da böyle çok temizlenenleri sever" (Tevbe, 9/108).

Ayetten de anlaşılacağı gibi, sadece gözle görülen maddi kirler değil günah ve kötülükler gibi manevi kötülükler de pis sayılmış ve müslümanların bunlardan arınmaları istenmiştir. Peygamber (s.a.s)'in "Temizlik imanın yarısıdır"(Müslim, Tahare, 1)buyurması da temizliğin önemini gösterir.

Temizliği; beden temizliği, yiyecek-giyecek temizliği ve çevre temizliği olarak ele almak gerekir. Kur'an-ı Kerim'de de bu üç çeşit temizliğe işaret eden ayetler vardır.

a- Beden temizliği:

Allah Teala belli durumlarda müslümanlara abdest ve boy abdesti almalarını emretmiş ve şöyle buyurmuştur:

"Ey iman edenler! Namaza durmak istediğiniz zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başınızı meshedin ve ayaklarınızı da topuklara kadar yıkayın. Eğer cünüp iseniz tam temizlenin" (el-Maide, 5/16).

Peygamber (s.a.s)'in de hiç olmazsa haftada bir kere vücudun tamamen yıkanmasını ve her türlü kirden ve pis kokulardan arındırılmasını tavsiye ettiğini bilinmektedir. "Ona tertemiz olanlardan başkası el sürmesin" (el-Vakıa, 56/79) ayeti de Kur'an'ın ancak abdestli olarak ele alınabileceğini göstermektedir. Namaz kılmak, Kur'an okumak için abdest alınması, belli zaman ve durumlarda boy abdestinin alınması mecburiyetinin olması, Müslümanların, ister istemez her an temiz olmaları sonucunu ortaya çıkaracaktır. Kaldı ki, bir Müslümanın bedenini temizlemesi sadece abdest ve boy abdesti ile sınırlı kalmaz; gerekli gördüğü her yerde yıkanmak, yemeklerden önce ve sonra kesinlikle elleri yıkamak, özellikle ağız ve diş temizliğine dikkat etmek icab eder. Peygamber efendimiz:

"Misvak kullanın, çünkü misvak ağzı temizler" (Buhari, Savm, 27);

"Eğer müminlere güçlük verecek olmasaydım, onlara her namaz için misvak kullanmayı emrederdim" (Buhari, Cumu'a 8; Müslim, Tahare, 42);

"Yemekten önce ve sonra el yıkamak yemeğe bereket getirir" (Tirmizi, Et'ime, 29) buyurmakla el, ağız ve diş temizliğine verdiği önemi göstermiştir. Bu sebeple misvak veya fırça kullanarak dişleri temizlemenin önemli bir sağlık kuralı olduğu unutulmamalıdır.

Fazla uzadıkları zaman ve bakımsız, pis bırakıldıkları zaman birer mikrop yuvası olan tırnaklarla, vücudun belli yerlerindeki kılların kesilip temizlenmesine de dikkat edilmeli, saç, sakal, bıyık her zaman taranıp düzeltilmeli ve temiz tutulmalıdır. İbadetlerle elde etmek istediğimiz gönül temizliğine giden yolun, beden temizliğinden geçtiği unutulmamalıdır.

b- Yiyecek ve giyecek temizliği:

İnsan yaşayabilmek için yer ve içer. Yiyecek ve içecekleri temiz ve helal olanlardan seçmek İslam'ın emirlerindendir.

Allah Teala şöyle buyurur:

"Ey iman edenler; size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, şayet sadece Allah 'a ibadet ediyorsanız ona şükredin" (el-Bakara, 2/72).

Başka bir ayet-i kerimede de:

"Ey iman edenler! Allah 'ın size helal kıldığı güzel ve temiz şeyleri haram etmeyin, sınırı, aşmayın. Çünkü Allah, sınırı aşanları sevmez. Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeyin ve inandığınız Allah 'tan korkun" (el-Maide, 5/87-88) buyurmuştur.

Besin maddelerinde iki türlü temizlik aranması gerektiğini yukarıdaki

Bedenin ve ruhun maddi manevi pisliklerden uzak tutulması. İslam Müslümanları bazı görevleri yerine getirmekle mükellef tutmuştur. Bu görevlerden bir kısmı Müslümanın ruhi yönünü bir kısmı da maddi yönünü ilgilendirir. Dinin kesinlikle yerine getirilmesini istediği bedeni görevlerin aksatılması vücudun çeşitli rahatsızlıklara yakalanması ve dini-ahlaki görevlerin yapılabilme güçlüğünü ortaya çıkarır. Bunun için bedeni görevleri titizlikle yerine getirmek, sağlıklı ve her an her türlü görevleri eksiksiz yapabilecek bir beden yapısına sahip olmak, ahlaki bir yükümlülüktür.

Bedeni görevlerin başında temizlik gelir. Nitekim bir ayet-i kerimede Allah Teala şöyle buyurmaktadır:

"Orada (Mescid-i Kuba'da) günahlardan ve pisliklerden temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da böyle çok temizlenenleri sever" (Tevbe, 9/108).

Ayetten de anlaşılacağı gibi, sadece gözle görülen maddi kirler değil günah ve kötülükler gibi manevi kötülükler de pis sayılmış ve müslümanların bunlardan arınmaları istenmiştir. Peygamber (s.a.s)'in "Temizlik imanın yarısıdır" (Müslim, Tahare, 1) buyurması da temizliğin önemini gösterir.

Temizliği; beden temizliği, yiyecek-giyecek temizliği ve çevre temizliği olarak ele almak gerekir. Kur'an-ı Kerim'de de bu üç çeşit temizliğe işaret eden ayetler vardır.

a- Beden temizliği:

Allah Teala belli durumlarda müslümanlara abdest ve boy abdesti almalarını emretmiş ve şöyle buyurmuştur:

"Ey iman edenler! Namaza durmak istediğiniz zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başınızı meshedin ve ayaklarınızı da topuklara kadar yıkayın. Eğer cünüp iseniz tam temizlenin" (el-Maide, 5/16).

Peygamber (s.a.s)'in de hiç olmazsa haftada bir kere vücudun tamamen yıkanmasını ve her türlü kirden ve pis kokulardan arındırılmasını tavsiye ettiğini bilinmektedir. "Ona tertemiz olanlardan başkası el sürmesin.”(el-Vakıa, 56/79) ayeti de Kur'an ancak abdestli olarak ele alınabileceğini göstermektedir. Namaz kılmak, Kur'an okumak için abdest alınması, belli zaman ve durumlarda boy abdestinin alınması mecburiyetinin olması, Müslümanların, ister istemez her an temiz olmaları sonucunu ortaya çıkaracaktır. Kaldı ki, bir Müslümanın bedeninin temizlemesi sadece abdest ve boy abdesti ile sınırlı kalmaz; gerekli gördüğü her yerde yıkanmak, yemeklerden önce ve sonra kesinlikle elleri yıkamak, özellikle ağız ve diş temizliğine dikkat etmek icab eder. Peygamber efendimiz:

"Misvak kullanın, çünkü misvak ağzı temizler" (Buhari, Savm, 27);

"Eğer müminlere güçlük verecek olmasaydım, onlara her namaz için misvak kullanmayı emrederdim" (Buhari, Cumu'a 8; Müslim, Tahare, 42);

"Yemekten önce ve sonra el yıkamak yemeğe bereket getirir" (Tirmizi, Et'ime, 29) buyurmakla el, ağız ve diş temizliğine verdiği önemi göstermiştir. Bu sebeple misvak veya fırça kullanarak dişleri temizlemenin önemli bir sağlık kuralı olduğu unutulmamalıdır.

Fazla uzadıkları zaman ve bakımsız, pis bırakıldıkları zaman birer mikrop yuvası olan tırnaklarla, vücudun belli yerlerindeki kılların kesilip temizlenmesine de dikkat edilmeli, saç, sakal, bıyık her zaman taranıp düzeltilmeli ve temiz tutulmalıdır. İbadetlerle elde etmek istediğimiz gönül temizliğine giden yolun, beden temizliğinden geçtiği unutulmamalıdır.

b- Yiyecek ve giyecek temizliği:

İnsan yaşayabilmek için yer ve içer. Yiyecek ve içecekleri temiz ve helal olanlardan seçmek İslam'ın emirlerindendir.

Allah Teala şöyle buyurur: "Ey iman edenler, size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, şayet sadece Allah'a ibadet ediyorsanız ona şükredin" (el-Bakara, 2/72).

Başka tür ayet-i kerimede de: "Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı güzel ve temiz şeyleri haram etmeyin, sınırı aşmayın. Çünkü Allah, sınırı aşanları sevmez. Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeyin ve inandığınız Allah'tan korkun" (el-Maide, 5/87-88) buyurmuştur.

Besin maddelerinde iki türlü temizlik aranması gerektiğini yukarıdaki ayetler ortaya koymaktadır. Bunlar maddi ve manevi temizliktir. Maddi temizlikten maksat, yenilen şeylerin kirli olmamasıdır. Kirli olanlar temizlendikten sonra yenilebilir. İçeçeklein de pis olmamasına özen gösterilir. Kirli ve mikroplu besinlerin vücud için ne büyük tehlike teşkil ettiğini, pek çok hastalığın bu yolla vücuda girdiği bilinmektedir.

Yiyecek ve içeceklerde aranan ikinci temizlik, manevi temizliktir. Allah Teala, helal olan şeyleri temiz, haram olan şeyleri pis saymıştır. Öyleyse, nasıl yıkamak, kaynatmak, pişirmek yolu ile yiyecek ve içeceklerde maddi yönden temizlenmeye çalışılıyorsa, helal olanlarını seçmek suretiyle, de onlardaki manevi temizliğe dikkat edilmesi gerekmektedir. İslam içki ve domuz etini haram oldukları için pis saydığı gibi aynı şekilde, hırsızlıkla veya haksız kazanç yoluyla elde edilen yiyecek ve içecekleri de pis kabul etmiştir.

Yiyeceklerde olduğu kadar giyeceklerde de temizliğe dikkat edilmelidir. Vücud ne kadar temiz tutulursa tutulsun, elbiseler temiz olmazsa, bu temizliğin bir kıymeti kalmaz. Allah Teala'nın Peygamber (s.a.s)'e ilk emirlerinden biri "Elbiseni de daima temiz tut” (el-Müddessir, 74/4) emridir. Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:

"Ey Âdem oğulları! Size çirkin (avret) yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takva elbisesi daha hayırlıdır. İşte bunlar, Allah'ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar. "

"Ey Âdem oğullar! Her mescide gidişinizde, süslü, güzel elbiselerinizi giyin, yeyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”

"De ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıkları kim haram etti? " De ki, "O dünya hayatında inananlarındır, kıyamet günü de yalnız onlarındır. " İşte biz, bilen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz" (el-A'raf, 6/31-32).

Ayetlerden de anlaşılacağı gibi, Allah Teala örtünmek ve süslenmek için giyecekleri insanlara bir nimet olarak vermiştir. İsrafa ve gösterişe kaçmadan, temiz ve sade giyinmek her Müslümanın görevidir. Ayrıca Peygamberimiz, giyim kuşamı ile başkalarına karşı böbürlenenlerin Allah'ın rahmetinden uzaklaşacaklarını haber vermiştir (Müslim, Libas, 42-80).

Şu halde Müslüman, giyiminde temiz ve derli toplu olmaya çalışmalıdır. Pis ve pejmürde bir kıyafet yalnız giyinen için değil, çevresindekileri de rahatsız eder. Peygamber (s.a.s)'in her konuda olduğu gibi, üst-baş ve giyim kuşam konusunda da, temizliği ve derli toplu olmasıyla, Müslümanlara örnektir.

c- Çevre temizliği:

Müslüman, yediği, içtiği ve giyindikleri kadar içinde yaşadığı çevrenin de temiz olmasına dikkat eder. Bu önemli bir ahlaki sorumluluktur. Başta evler olmak üzere, sokaklar, mahalleler, köy ve kasabalar mutlaka temiz tutulmalıdır. Eğitim kurumları, fabrikalar, dükkanlar, camiler temiz tutulmalıdır .

Allah Teala şöyle buyuruyor:

"İbrahim ve İsmail'e: ”Tavaf edenler, orada ibadet amacıyla oturanlar, rüku ve secde edenler için Evimi (Kabe'yi) temizleyin!" diye emretmiştik" (el-Bakara, 2/135).

"Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri ve pisliklerden temizlenenleri sever" (el-Bakara, 2/222). Çevre temizliği sadece kişileri ilgilendirmez, toplumsal bir konudur. Burada fertlerin karşılıklı hak ve görevleri söz konusudur. Mesela; yola çöp atan veya çekinmeden tükürüp geçen; dinlenmek için gittiği gezinti yerlerinde yeyip içtiklerinin artıklarını çevreye saçan; işyerinin etrafını artık maddelerle kirleten bir kişi, yalnız çevresini kirletmiş olmakla kalmaz, kirlettiği yerlerde yaşayan veya o yerlerden yararlanan insanlara karşı da haksızlık yapmış, terbiyesizlikte bulunmuş olur. Bunun için çevre temizliğini aynı zamanda toplumsal bir görev olarak değerlendirmek ve bu konuda çok titiz davranmak Müslümanlar için bir yükümlülüktür.

Resulullah (s.a.s): İnsanların çoğunun aldandığı (yani değerini bilmediği) iki nimet vardır: Sağlık ve boş vakit" (Buhari, Rikak, 1 ) buyurmuştur. Gerçekten de çoğu zaman insan ancak hastalandığında sağlığın kıymetini anlar. Buna meydan vermemek, sonunda pişman olmamak için hastalık gelmeden tedbirinin alınması gerekir. Sağlığın ilk şartı hastalıklara karşı en önemli tedbir olan temizliğe riayet etmektir.

Özetle Müslüman; üstü-başı, çevresi, yiyeceği ve giyeceği ile temiz, derli-toplu, intizamlı olmaya ve böylece Allah Teala'nın rızasını kazanarak O'nun sevgili kulları arasına girmeye çalışır. Bu onun en önemli ahlaki görevidir. Bu görevini kesinlikle aksatmamalı ve dikkatli bir şekilde yerine getirmeye çalışmalıdır. (Ayrıca bk. "Abdest”, "Gusül”,"Taharet” mad.).

Osman ÇETİN


2-)Alm. Sauberkeit, Reinlichkeit (f), Fr. Propreté, pureté (f), İng. Cleanliness; pureness; purity. Pisliklerden arınmak. Kalpte bulunan kötü düşüncelerden kurtulmak ve kötü huyları terk etmek. Bedene ve ruha zarar veren, onların rahat ve huzurlarını bozan pisliklerden, kötülüklerden uzaklaşmak.

Beden ve ruh sağlığının temel şartı temizliktir. İnsanın yiyip içtiği gıdaların, giydiği elbiselerinin, kullandığı eşyalarının, içinde oturduğu evinin ve çevresinin pisliklerden temizlenmesi, sağlıklı bir hayat için şarttır.

Ayrıca insanın, Allahü tealaya karşı olan ibadet görevlerini yerine getirmekte de temizliğe riayet edilmesi gerekmektedir. Mesela, namaz kılmak için önce abdest almak gerekir. El, yüz, kollar ve ayaklar yıkanır. Cünüplük, hayız ve nifas hallerinden kurtulmak için gusül etmek, bütün bedeni yıkamak şarttır (Bkz. Abdest, Gusül, Hayız ve Nifas). Abdest ve gusül için su bulunmadığı zamanlarda bu temizlik, toprakla teyemmüm ederek de yapılabilir (Bkz. Teyemmüm). Beden ve çevre temizliğinin yanında, insanın huzuru ve saadeti için kalp temizliği de şarttır. Ruhun zindeliği ve sağlığı için kalpteki bütün kötü düşünceleri dışarı atmak ve her türlü kötü huylardan uzaklaşmak lazımdır.

Temiz insanın tabiatı zinde, vücudu sağlamdır. Hergün bayağı, pis işlerle uğraşan insan, çok kere kirlenir, pislenir. Bunlardan temizlenmesi gerekir. Çünkü kirlilik, pislik çeşitli hastalıklara sebep olduğu gibi, insanların rahatını, huzurunu da kaçırır. Öyle haller vardır ki, insanın pislenmemesi, kirlenmemesi mümkün değildir. Yediklerinin, içtiklerinin hazminden sonra helaya gitmeye ihtiyaç duyması ve bu sebeple bedeninin kirlenmesinden insan kurtulamaz. Bu kirlilikten temizlenmek, bir ihtiyaçtır. İnsanın yaratılışında var olup, nefsinin arzularından olan şehvet duygularının tatminden sonra, fikrinde ve beyninde yorgunluk, bedeninde elektriki birikim ortaya çıkar. Bunlar ancak gusülle, bütün bedeni yıkamakla, temizlenerek giderilir. Boy abdestiyle yapılan bu temizlik, insanın üzerine çöken ağırlığı, sıkıntıyı, birikimi giderir. Hem bedenin dışında meydana gelen pislikten ve hem de ruhi kirlilikten temizlenmek gerekir. Yıkanmak, temiz elbise giymek, mümkünse hafif ve güzel kokular sürünmek, insanı ruhi sıkıntılardan kurtarır. Böylece huzursuzluk yerine, ferahlık, genişlik ve gönül rahatlığı hasıl olur. Bunlar, birer alışkanlık, gösteriş değil, bilakis ruhun ihtiyaçlarıdır. Bütün bu işler gösteriyor ki, pisliklerden, kirliliklerden temizlenmek, sağlık için çok faydalıdır. Temizlik, herkesin sevdiği ve rahat, huzur duyduğu bir iştir. Bunu ancak, aklı noksan olanlar yahut da hayvani duygularına yenilen, tembelliği ve pisliği huy edinenler sevmeyebilir. Hatta temiz insanlar, birbirini daha çok sevmektedirler. Bedenin, vücudun temizlenmesi, yavaş yavaş manevi kirlerin de temizlenmesine yol açar. Manevi pisliklerden temizlenince de, insandaki hayvani duygular zayıflar ve böylece ruhun arzu ettiği, hoşlandığı değerler, güzel huylar ortaya çıkar. İnsan, meleklik sıfatlarına bürünmüş, şeytani duygulardan kurtulup, güzel sıfatlarla bezenmiş olur. Bu güzellikleri, insanın saadetine, mutluluğuna sebeptir, vasıtadır. Temizlik iki çeşittir:

1. Beden ve çevre temizliği

Vücudun her tarafı ve oturup kalkılan çevrenin temiz tutulması, insan sağlığı için çok önemlidir. Yiyeceklerin, içeceklerin, kullanılacak eşyaların temiz olması, bedeni ve ruhu besler. Çevre temizliği, disiplin ve düzeni sağlar. Hastalığa sebep olan mikropların çoğalmasını önler.

Allahü teala, Kur’an-ı kerimde çeşitli yerlerde mealen; “Temiz olanları severim.” buyuruyor. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem de buyurdular ki: “Temizlik imandandır.”; “Temizlik imanın yarısıdır.” ve “Namazın anahtarı temizliktir.” Bunun için Müslümanlar, camilere, evlere ayakkabıyla girmez. Halılar, döşemeler, tozsuz, temiz olur. Her Müslümanın evinde, hamamı vardır. Her hafta Cuma günü banyo yaparak bedenini temizler. Kendileri, çamaşırları, yemekleri hep temiz olur. Onun için mikrop ve hastalık bulunmaz. Müslümanlar, uzayan tırnaklarını keserler, koltuk altlarını ve kasıklarını temizler, saçlarını ve bıyıklarını traş ederek temiz tutarlar. Yemekten önce ve sonra ellerini, ağızlarını yıkarlar. Bunlar dinimizin emirleridir.

Ortaçağda Avrupalılar, hamamı ve yıkanmayı Müslümanlardan öğrenmişlerdir. Fransızların dünyaya övündükleri Versay Sarayında bir hamam yoktur. (L’Eau Potable) İçme Suyu adlı bir Fransız eserinde diyor ki:

“Ortaçağda, Paris’te oturan bir Fransız, sabahleyin kalktığı zaman, evinde bir abdesthane, hela olmadığı için, oturağa yaptığı pislikle içme suyu şişesini beraber Sen Nehrine götürür. O nehirden evvela içmek için su alır, sonra pisliğini nehre dökerdi.”

Bunun yanında Kanuni Sultan Süleyman Han zamanında İstanbul’a gelen bir Alman rahibi, tahminen 1560 tarihinde yazdığı bir eserde:

“Buradaki temizliğe hayran oldum. Burada herkes günde beş defa yıkanır. Bütün dükkanlar tertemizdir. Sokaklarda pislik yoktur. Satıcıların elbiseleri üzerinde ufak bir leke bile bulunmaz. Ayrıca hamam ismini verdikleri ve içinde sıcak su bulunan binalar vardır ki, buraya gelenler bütün vücutlarını yıkarlar. Halbuki bizde insanlar pistir, yıkanmasını bilmezler.” demektedir. Avrupa’da yıkanmak, ancak asırlar sonra öğrenilmiştir.

Bugün Müslüman ismini taşıyan bazı memleketlerde, dine bağlılık azaldığı, iman bilgileri bozulduğu gibi, temizliğe de riayet olunmamaktadır. Fakat bunda kabahat, dinimizde değil, İslam dininin esasının temizlik olduğunu unutan kimselerdedir. Fakirlik, pislik için bir mazeret teşkil etmez. Bir insanın yere tükürmesinin, ortalığa pislik saçmasının para ile hiçbir ilgisi yoktur. Böyle pislik yapanlar, Allahü tealanın temizlik emrini unutanlardır. Her Müslüman dinini iyi öğrense ve dinde sadık olsa, bu pislik hemen ortadan kalkar. O zaman başka milletler, Müslüman memleketleri ziyaret ettiklerinde, tıpkı ortaçağdaki Müslümanlarda olduğu gibi, temizliğine hayran kalırlar.

Beden temizliği, sıhhati, sağlığı korur. Bundan dolayı Müslümanlar, bir zehir olan içkiyi kullanmaz. Çeşitli zararları tehlikeleri dolayısıyle yasak edilen domuz etini yemez. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem, tıp bilgisini çeşitli şekillerde övmüştür. Mesela; “İlim ikidir; beden bilgisi, din bilgisi.” Yani ilimler içinde, en lüzumlusu, ruhu koruyan din bilgisi ve bedeni koruyan sağlık bilgisidir, diyerek herşeyden önce, ruhun ve bedenin zindeliğine çalışmak lazım geldiğini emir buyurdu. Dinimiz, beden bilgisini, din bilgisinden önce öğrenmeyi emrediyor. Çünkü bütün iyilikler, bedenin sağlam olmasıyla yapılabilir.

Bugün, bütün üniversitelerde okutuluyor ki, doktorluk iki kısımdır: Biri hijyen, sıhhati korumak, ikincisi terapi, hastaları iyi etmektir. Bunlardan birincisi önce gelmektedir. İnsanları hastalıklardan korumak, sağlam kalmayı sağlamak, tıbbın birinci vazifesidir. Hasta insan, iyi edilse de, çok kere, arızalı, çürük kalır. İşte İslamiyet, tababetin birinci vazifesini, hijyeni garanti etmiştir. Mevahib-i Ledünniyye kitabının ikinci kısmında, Kur’an-ı kerimin tıbbın iki kısmını da teşvik buyurduğu, ayet-i kerimeler gösterilerek ispat edilmektedir.

Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Rum İmparatoru Heraklius ile mektuplaşırlardı. Bir defa, Heraklius birçok hediye göndermişti. Bu hediyelerden biri de, bir doktordu. Doktor gelince dedi ki:

“Efendim! İmparator hazretleri beni, size hizmet için gönderdi. Hastalarınıza bedava bakacağım!”

Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), kabul buyurdu. Emreyledi. Bir ev verdiler. Hergün nefis yiyecek, içecek götürdüler. Günler, aylar geçti. Hiç bir Müslüman, doktora gelmedi. Doktor, utanıp gelerek:

“Efendim! Buraya, size hizmet etmeye geldim. Bugüne kadar, bir hasta gelmedi. Boş oturdum, yeyip içtim, rahat ettim. Artık gideyim.” diye izin isteyince, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem;

“Sen bilirsin. Eğer daha kalırsan, misafire hizmet etmek, ona ikram etmek, Müslümanların vazifesidir. Gidersen de uğurlar olsun. Yalnız şunu bil ki, burada senelerce kalsan, sana kimse gelmez. Çünkü Eshabım hasta olmaz! İslam dini, hasta olmamak yolunu göstermiştir. Eshabım temizliğe çok dikkat eder. Acıkmadıkça birşey yemez ve sofradan, doymadan önce kalkar.” buyurdular.

Bunu demekle, Müslüman hiç hasta olmaz demek istenmiyor. Fakat sıhhatine ve temizliğe itina eden bir Müslüman uzun zaman sağlam kalır. Kolay kolay hasta olmaz. Ölüm haktır. Hiç bir kimse ölümden kurtulamaz ve herhangi bir hastalık sonucu ölecektir. “Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane!” sözü, Müslümanlar arasında meşhur olmuştur. Fakat, o vakte kadar sıhhatini koruyabilmesi, ancak Müslümanlıkta emredilen hususlara ve temizliğe riayet sayesinde olur.

2. Ruh temizliği

Beden temizliği yanında ruh temizliği de şarttır. Ruhun temizliği, kalbin ahlak, fazilet, adalet ve her türlü insanlık meziyetleriyle dolu olmasına bağlıdır. İnsanın, dostuna da, düşmanına da iyilik, cömertlik yapabilmesi, adaletten ayrılmaması dinimizin emridir. Her bakımdan güzel ahlak sahibi olmak gerekmektedir. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem;

“İyi huyları tamamlamak, iyi ahlakı dünyaya yaymak için gönderildim.” ve “Îmanı yüksek olanınız, ahlakı güzel olanınızdır.” buyurdu. Îman bile, ahlakla ölçülmektedir.

Müslüman, ahlakı ve fazileti yüksek olan kimsedir. Çünkü İslam dini, baştan başa ahlak ve fazilettir. İslam dininin, dostlara ve düşmanlara karşı yapılmasını emrettiği iyilik, adalet, cömertlik, akılları şaşırtacak derecede yüksektir. İslam tarihindeki hadiseler, bunu düşmanlara, pek iyi göstermiştir. Sayılamayacak kadar çok tarihi vesikalar mevcuttur. Bu vesikalardan biri şudur: Bursa müzesi arşivinde, iki yüz sene öncesine ait bir mahkeme kaydında diyor ki:

“Altıparmak’taki Yahudi Mahallesi yanında bir arsaya Müslümanlar cami yapıyor. Yahudiler, arsa bizimdir, yapamazsınız dediklerinde, iş mahkemeye düşüyor. Arsanın Yahudilere ait olduğu anlaşılarak, mahkeme caminin yıkılmasına, arsanın Yahudilere verilmesine karar veriyor ve hüküm yerine getiriliyor. Bu misal, İslam adaletinin din farkı gözeltilmeden herkese tatbik edildiğini gösteren binlerce hadiseden sadece bir tanesidir.

Bir Müslümanın ruhunun temizliği esastır. Yalan söyleyen, hilekarlık yapan, insanları aldatan, zulmeden, haksızlık yapan, dindaşlarına yardım etmeyen, azamet satan, yalnız kendi çıkarını düşünen bir kimse, ne kadar ibadet ederse etsin, hakiki Müslüman sayılmaz. Cenab-ı Hak, Kur’an-ı kerimde Ma’un suresi 1-3. ayet-i kerimesin de mealen;

“Dini inkar edenleri gördün mü? Öksüzü inciten, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse, işte odur.” buyurmaktadır.

Bu gibi kimselerin ibadeti kabul olunmaz. İslam dininde yasaklardan sakınmak, emirleri yapmaktan daha önce gelmektedir. Hakiki bir Müslüman her şeyden önce, tam ve mükemmel bir insandır. Güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlüdür. Kızmak nedir bilmez. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Kendisine yumuşaklık verilen kimseye dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.” (Bkz. Müslüman)

Güzel ahlakı, iyi huyları bildiren hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

İnsanlara merhamet etmeyene, Allah merhamet etmez.

Zulme mani olarak, zalime de mazluma da yardım ediniz!

Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulüm etmez. Onun yardımına koşar. Onu küçük ve kendinden aşağı görmez. Onun kanına, malına, ırzına, namusuna zarar vermesi haramdır.

Allah’a yemin ederim ki, bir kimse kendisine yapılmasını sevdiğini, din kardeşi için de sevmedikçe imanı tamam olmaz.

Kötülüğünden komşusu emin olmayanın, Allah’a yemin ederim ki, imanı yoktur.

Kalbinde merhameti olmayanın imanı yoktur.

İnsanlara merhamet edene, Allah merhamet eder.

Küçüklerimize acımayan ve büyüklerimize saygılı olmayan, bizden değildir. Kafirler de buna dahildir.

İhtiyarlara saygı gösteren ve yardım eden, ihtiyarlayınca, Allah ona da yardımcılar nasip eder.

Dinimizde, beden ve ruh temizliğinin önemi, ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde geniş olarak açıklanmaktadır. Allahü teala Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:

Orada günahlardan ve pislikten temizlenmeyi seven kişiler vardı. Allah da çok temizlenenleri sever. (Tövbe suresi: 108)

Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal olan şeyleri yiyin! (Bakara suresi: 172)

Allah çok tövbe edenleri ve pisliklerden temizlenenleri sever. (Bakara suresi: 222)

Ey iman edenler! Namaz kılacağınız zaman yüzünüzü, dirseklerle beraber kollarınızı yıkayın, başınızı mesh edin ve topuklarınıza kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz boy abdesti alın, gusül edin. Allah size bir güçlük dilemez. Fakat sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Ta ki, şükür edesiniz. (Maide suresi: 6)

Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:

On güzel şey peygamberlerin sünnetidir: Bıyığı kısaltmak, sakalı uzatmak, misvak kullanmak, ağzı ve burnu yıkamak, tırnak kesmek, koltuk altını temizlemek, kasıkları temizlemek, su ile istinca etmek (ihtiyacı giderdikten sonra yıkamak, taharetlenmek).

Cuma günü tırnağını kesen kimse, bir hafta belalardan emin olur.


3-)Temiz olma durumu, saffet, nezafet
Örnek:Kırk beş sene geçti, servi sandığının temizlik kokusu hala burnumdadır. R. H. Karay


4-)Temiz durma veya tutma durumu.


5-)Temizleme işi
Örnek:Yaşlı, ak saçlı, temizlik meraklısı, temizlik mütehassısı bir adamdı. A. Ş. Hisar


6-)Ortadan kaldırma, yok etme, öldürme.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Cleaning.
İngilizcesi İngilizce
Cleanup.
İngilizcesi İngilizce
House-Cleaning.
İngilizcesi İngilizce
Cleanliness.
İngilizcesi İngilizce
Neatness.
İngilizcesi İngilizce
Hygiene.
İngilizcesi İngilizce
Purity.
İngilizcesi İngilizce
Chastity.
İngilizcesi İngilizce
Combout.
İngilizcesi İngilizce
Purge.
İngilizcesi İngilizce
Clean.
İngilizcesi İngilizce
Washing.
İngilizcesi İngilizce
Cleanness.
İngilizcesi İngilizce
Pureness.
İngilizcesi İngilizce
Honesty.
İngilizcesi İngilizce
The act of cleaning.
İngilizcesi İngilizce
Purification.
İngilizcesi İngilizce
Staff management.

  • Kadir, sel felaketinde 455 kişinin hayatını kaybettiğini, 1,5 milyon insanın acil yardıma muhtaç olduğunu belirterek,'Yiyecek, barınak, ilaç, içme suyu, hijyen ve Temizlik malzemelerine acil ihtiyaç duymaktayız"dedi.
  •          Şehrin Temizlik görevlileri ve kar küreme araçları, sabahın erken  saatlerinden itibaren kaldırım ve sokakların buz tutmasını önlemek için çalışmaya  başladı.

Sizde içinde Temizlik kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Temizlik kelimesi anlamı 1463 defa okunmuştur. [242778] Temizlik kelime anlamı, Temizlik nedir, Temizlik ne demek, Temizlik sözlük anlamı

Paylaş