Uydurmak Nedir

1-)düzmek Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak Elde etmek, sağlamak, bulmak Uymasını sağlamak:"Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu." P. Safa Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak:"Terzinin kendi sözünü yanlış anlamış olduğu hikayesini uydurmuş olmalıydı." A. Ş. Hisar Cinsel birleşmede bulunmak, becermek Uymasını sağlamak Uydurmak işi Uydurulmuş, yalan, sahte, asılsız, düzme, palavra, mürettep:"Atatük'ün Osmanlıcayı Türkçeleştirmek hususundaki güzel arzusunu bugünkü 'uydurma dilcilik' gayretine alet etmişiz." B. Felek sania uydurmasyon Uydurulmuş, yalan, sahte, asılsız, düzme, palavra, mürettep

2-)Uymasını sağlamak
Örnek:Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu. P. Safa

3-)Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak
Örnek:Terzinin kendi sözünü yanlış anlamış olduğu hikayesini uydurmuş olmalıydı. A. Ş. Hisar

4-)Elde etmek, sağlamak, bulmak.

5-)Cinsel birleşmede bulunmak, becermek.

6-)Yasal olmayan bir işi hile, düzen vb. ile kanuna uygun gibi göstermek: ?Müfettiş Bey güldü ama babacan gülüşü değildi bu; tam tersine, işini kitaba uydurmuşların güveni vardı onda.? -T. Buğra.

Bu bilgi faydalı oldu mu ?