Vicdan Hürriyeti Nedir

Vicdan Hürriyeti Nedir ? Vicdan Hürriyeti Ne demek ?

1-)Alm. Gewissensfreiheit (f), Fr. Liberté de conscience, İng. Freedom of conscience. Kişinin bizzat kendi davranışlarında rahatça düşünme ve bir karara varma serbestliği. Vicdan, insanı kanaat ve amme (kamu) iktidarından uzaklaştırmak demek olan, insanın içindeki hadiseler değildir. İnsanın dışını içinden böylece ayırmak, bugünkü felsefi ve psikolojik bilgilere göre mümkün değildir.

Vicdan hürriyeti; her şeyden önce insanın, vicdanının özel dünyası üzerinde mutlak bir şahsiyet hakkı, bu sahaya her türlü müdahaleyi yasaklama hakkı içinde yer alır. Bu sebeple hiç kimse kanaat ve düşüncesini açıklamaya zorlanamaz. Bu açıklamayı temin etmeye yönelik her türlü teşebbüs tehditle, maddi zarar vermekle, ilaçlarla veya hipnotizma yolu ile olsun kesinlikle kabul edilemez ve istisnasız yasaktır. İnsan, vicdan hakkındaki meselelerde “susmak” hakkına sahiptir.

Vicdan hürriyeti çerçevesinde, hiç kimseye kendi dini veya felsefi kanaati hakkında soru sorulamaması prensibi de vardır. Fakat soru sorulan kişinin veya bir başka şahsın hukuki statüsü o kişinin açıklama yapmasına bağlı ise, bu hususa ait olmak üzere ilgili kişiye sorular sorulabilir. Mesela, dini fiillerden dolayı mahkumiyete yahut harp hizmetini yerine getirmekten kaçınması halinde verilecek ceza için ilgiliye sual sorulması gibi. Ancak sual sorulan, cevaptan kaçınmakta serbesttir. Şüphesiz o kişi, susmasından doğan neticelere katlanmak zorundadır.

Vicdan hürriyeti, din hürriyetinden farklıdır. Vicdan hürriyeti, bir kimsenin herhangi bir dine, Allah’a inanması veya inanmaması anlamına geldiği halde; din hürriyeti, bir dine inanan kimsenin o dinin emirlerini serbestçe ve korkusuzca yerine getirebilmesini garanti eden bir hürriyettir.

Literatürde ve tatbikatta genellikle vicdan hürriyeti; “Din ve Vicdan hürriyeti” şeklinde kullanılmaktadır. Her memlekette, din ve vicdan hürriyetinin, diğer hürriyetlere nazaran farklı bir yer işgal ettiği görülür. Eğer bir memlekette hürriyetleri tahdit edici bir mevzuat varsa, bilhassa din ve vicdan hürriyetinin mahiyetine uygun bir şekilde tatbik edilmemesinden dolayı insanlar ızdırap içinde yaşarlar. İnsanların kafalarındaki ve kalplerindeki ulvi olarak saydıkları değerlere bağlı kalmak ve onları tatbik etmek ihtiyaçları ve mecburiyetleri, din ve vicdan hürriyeti konusunda onlara geniş bir biçimde istifade imkanı ve hakkının tanınmasını gerektirmektedir. Fakat vicdan hürriyeti herkese her istediğini, istediği şekilde yapmak serbestliğini vermez. Zira sınırsız hürriyetin sonu zulüm ve istibdatla biter.

Liberal sistemi benimsemiş devletler Anayasalarında, din ve vicdan hürriyetini açıkça düzenlemişlerdir. Fakat totaliter devletlerde ve komünist ülkelerde din ve vicdan hürriyeti mevcut değildir.

Memleketimizde 1982 Anayasası ve önceki Anayasalar din ve vicdan hürriyetini açıkça düzenlemişlerdir. 1982 Anayasasının 24. maddesinde; “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir... Kimse, ibadete, dini ayin ve merasimlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.” hükmü mevcuttur. (Bkz. Laiklik)

İslam dininde vicdan hürriyeti: İslam dininde insanlar için asıl olan hürriyettir. Bütün insanlar dünyaya hür olarak gelirler. İslamiyet, kafirlerin İslama davet edilmesini emrediyor, fakat onları zor kullanarak Müslüman yapmayı yasaklıyor. Allahü teala, “Dinde zorlama yoktur.” emr-i ilahiyesiyle bu gerçeği Kur’an-ı kerimde haber veriyor. İslamiyet gayri müslim vatandaşlara da iyi davranılmasını emretmiş. Onlara her türlü baskı ve istibdatı yasaklamıştır. Tıpkı, Müslümanların olduğu gibi, İslamın adaletine sığınmış olan zımmilerin (Hıristiyan ve Yahudilerin) de, can, mal, ibadet, hakları mevcuttur. İslam dininde, bir Müslümanın hayat hakkı ne kadar mukaddes ise, gayri müslimlerin hakları da aynı ölçüde korunmuştur. Peygamber efendimiz bu hususta; “Kim zımmilerden bir kişiyi öldürürse kokusu yetmiş senelik mesafeye ulaştığı halde, yine de Cennet kokusunu alamaz.” buyurmuşlardır.

Darü’l-İslamda zımmilerin kanı haramdır. Bir zımmiyi kasten öldüren bir Müslümana, kısas olarak ölüm cezası verilir. Asr-ı Saadette, bir Müslüman, zımmilerden birini öldürmüştü. Durum Peygamber efendimize haber verildiğinde katilin öldürülmesini emretti. Bu tatbikat, Dört Halife döneminde ve sonraki İslam devletlerinde de aynen devam ettirilmiştir. Bu hususta binlerce hadise mevcuttur.

İslam dini, gayri müslimlerin mal emniyetini de sağlamıştır. Zımmilerin malları da, Müslümanların malları gibi haksız yere gasp olunamaz. Peygamber efendimiz bu hususta; “...Kim gönül rızası olmadan, onlardan birşey alırsa kıyamet gününde ben mazlumların tarafını tutacağım.” buyurmuştur. Mısırlı Hıristiyan bir kadın, evinin bir kısmını yıkıp cami arsasına kattığı için Amr ibni Âs’ı, zamanın halifesi hazret-i Ömer’e şikayet etti. Hazret-i Ömer, Âmr ibni Âs’tan sorduğunda, evin değerinden fazla para teklif ettiği halde kadının razı olmadığını, neticede hazineden kendisine bir miktar mal ayrılıp cami yapımı için evini yıktırdığını söyledi. Hazret-i Ömer, buna İslamiyetin izin vermediğini beyan ederek, yapılmış olan caminin Hıristiyan kadının arsasına taşan kısmının yıkılıp yeniden yapılmasını emretti.

İslam dini, bilhassa ibadet hürriyeti konusunda tam bir vicdan hürriyeti vermiştir. Zımmiler, kendi yerleşme bölgelerinde istedikleri şekilde her türlü ayinleri, dini merasimleri yapabilirlerdi. Müslüman bir erkekle evlenmiş olan zımmi bir kadın, kendi dini üzere yaşamaya devam edebilir. Onu kiliseye veya havraya gitmekten men etmek uygun görülmemiştir.

Azınlıkların ve zımmilerin ibadethaneleri, mabetleri de can ve malları gibi korunmuştur. Harp yolu ile alınan yerlerin dışında, sulh yolu ile alınan yerlerde de zımmilerin mabetlerine, dinlerinde kutsal sayılan yerlerine kesinlikle dokunulmamıştır. Gayri müslimlerin medeni hakları da vicdan hürriyeti çerçevesindedir. Zımmiler, evlenme ve boşanma gibi konularda kendi dini inançlarına göre serbestçe hareket edebilirler. Fakat Müslüman bir kız gayri müslimlerden bir erkekle asla evlenemez.

Zımmilerin ikamet ve seyahat hakları da, vicdan hürriyeti çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bazı istisnalar ve zaruretler dışında zımmiler istedikleri yere yerleşebilirler ve istedikleri yerlere gidip gelebilirler. Gayri müslimlerin ve zımmilerin, eğitim ve öğretim hakları da İslam dininde serbesttir. İslam dinini öğrenmeye kesinlikle zorlanamazlar. Gerek kendilerine ait okullarda, gerekse devletin belli eğitim müesseselerinde kendi dinlerini tahsil etmek hak ve yetkisine sahiptirler.

Zımmilere bu kadar geniş hak ve hürriyet tanınması, İslamiyetin vicdan hürriyeti konusunda oldukça hoşgörülü olduğunu göstermektedir.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


  • Vicdanlarda yankılanan o feryatlar olmasaydı bu ülkede din ve Vicdan Hürriyeti de insan hakları da daha birkaç asır askıda kalacaktı.

Sizde içinde Vicdan Hürriyeti kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Vicdan Hürriyeti kelimesi anlamı 27 defa okunmuştur. [240798] Vicdan Hürriyeti kelime anlamı, Vicdan Hürriyeti nedir, Vicdan Hürriyeti ne demek, Vicdan Hürriyeti sözlük anlamı

Paylaş