Ankara Nedir

Ankara Nedir ? Ankara Ne demek ?

1-)Türkiye Cumhuriyetinin başkenti, ikinci büyük şehri. Nüfus bakımından İstanbuldan, yüzölçümü bakımından da Konyadan sonra ikincidir. Bolu, Çankırı, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Aksaray ve Eskişehir arasında yer alır. 3833' ve 4047' kuzey enlemleri ile 3052' ve 3406' doğu boylamları arasındadır. Batıdan doğuya, kuzeyden güneye transit yolların düğüm noktasıdır. Büyük bir kısmı İç Anadolu bölgesinde, diğer kısmı da Batı Karadeniz bölgesindedir. Telefon kod numarası (4)tür.

İsminin menşei

Ankara ismi için muhtelif rivayetler vardır. Her millet kendine göre mana vermiştir. Frigyalılar (gemi çıpası) manasına gelen Amküra demişlerdir. Romalılar Aneyre demişler, Yunanlılar (koruk) manasına gelen Agurida veya (hıyar) manasına gelen Anguri ismini vermişlerdir. M.Ö. üçüncü asırda Appoloyons isimli bir tarihçinin Ankara ile ilgili iddiaları doğru değildir. Bu tarihçiye göre, Galatlarla Pontus birleşerek Mısıra sefer yapmışlar. Kazandıkları zaferin hatırası olarak bir gemi çıpasını alıp dönüşlerinde Ankarayı kurmuşlardır. Halbuki Ankara, Frigya ve Hitit devrinde bilinen bir şehirdir. Frikçede Ank (kıvrıntı) manasına gelir. Persler ve İlhanlılar, Farsça üzüm manasına gelen Engür, Araplar Enguriye ismini kullanmışlardı. Selçuklular Zatül Selasil, Osmanlılar ise Angara ve nihayet Ankara demişlerdir.

Tarihi

Ankaranın geçmişi çok eski devirlere dayanır. Nitekim Bağlum, Çubuk Barajı ve Maltepe'deki kazılarda eski çağlara ait eşyalar bulunmuştur. Alatlıbel ve Etiyokuşu, eski çağlardan kalma köylerdir. Ankaranın bilinen tarihi Hititlere dayanır. Hitit İmparatorluğu Anadoluya hakim olunca, Ankaraya 160 km uzaklıktaki Hattuşaşı (Bogazköy) başkent yaptı; bu sebepten Ankara Kalesinde Hititlere ait izler vardır.

Hitit İmparatorluğunun yıkılışından sonra M.Ö. sekizinci asırda Anadolu'ya hakim olan Frigyalılar, Ankaraya sahip olmuşlardır. Frigyalılar şehirlerini yığma topraklarla yapılmış tepeler (höyükler) üzerine kurmuşlardır. Orman Çiftliği civarında 20ye yakın yığma tepede Frigyalılara ait mezar ve eşyalar bulunmuştur. Frig kralı Gordiusun oğlu Midas, Ankarayı genişletmiştir. Ankara, AvrupaAsya arasında göç, ticaret ve fetih yolları üzerinde olduğundan, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Bergamalılar, Makedonya kralı Büyük İskenderin ve Romalıların istilasına uğramıştır. Roma İmparatorluğu (M.S. 189395) idaresi altında iken Romanın bölünmesi üzerine 395684 arasında Doğu Roma (Bizans) idaresinde kalmıştır. 684 senesinde İslam ordusu Ankara'yı ele geçirmiştir. Ankara kalesinde pekçok Eshabı kiramın kabirleri vardır (yerleri belli değildir). Abbasiler devrinde, Halife Harun Reşid zamanında Ankara bütünüyle feth edilmiştir. Bundan sonra Ankara zaman zaman müslümanlarla Bizanslılar arasında el değiştirmiştir.

1071 Malazgirt Meydan Savaşında Alparslan Bizans ordularını yenip bozguna uğratınca, Selçuklu Türkleri hızla Anadoluyu feth ettiler. 1073de Ankarayı ele geçirdiler. Bizanslılar, Ankarayı geri almak için iki defa saldırdılarsa da hezimete uğradılar. İlhanlılar, Selçuklu ülkesini istila edince, Ankara 40 sene İlhanlıların elinde kaldı. 1210 Moğol istilasında Sultan İkinci Gıyaseddin Keyhüsrev, Ankara kalesine sığındı. 1341de Anadoluda çıkan karışıklıklarla Ahi Teşkilatı Ankaranın siyasi iktidarını ele geçirdi. Huzur ve güven sağlandı. 1354te Ahiler kendi istekleri ile Ankarayı Orhan Gazi zamanında oğlu ve Rumeli fatihi Süleyman Paşaya devrettiler. Böylece Ankara 1354te Osmanlı Devletinin toprağı oldu.

İstiklal Savaşında Milli mücadelenin merkezi, karargahı, 23 Nisan 1920de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma yeri, 13 Ekim 1923de de yeni cumhuriyetin başkenti olmuştur.

Fiziki Yapı

Ankara ili Orta Anadolu yaylasının kuzeyinde, İç Anadolunun yukarı Sakarya bölgesinde yer alır. Dünyanın nüfusu ve kapladığı yer bakımından en hızlı büyüyen şehirlerinden biridir. Bozkırda modern bir başkenttir. Ortalama yüksekliği deniz seviyesine göre 9001000 metredir. Ovaları azdır, platoları ve dağları yüzölçümünün 80ini teşkil eder. Ovaları ise yüzölçümünün 15ine yakındır. Platolardaki ormanlık saha gittikçe artmakta ve 300 bin hektara yaklaşmaktadır.

Dağları: Dağları çok yüksek olmayıp, en yüksek dağı 2034 metre ile Yıldırım Dağıdır. Kuzey kısmı diğer yönlere göre daha yüksek ve dağlıktır. Bu kısmını Batı Karadeniz bölgesinden gelen Köroğlu dağları kaplar. Ankaranın başlıca dağları şunlardır: İdris Dağı (1992 m), Aydos Dağı (1879 m), Abdüsselam Dağı (1610 m), Elma Dağ (1761 m), Mire Dağı (1635 m), Dinek Dağı (1742 m), Hızır Dağı (1688 m), Çile Dağı (1440 m), Yıldırım Dağı (2035 m).

Ovaları: En geniş ovası 300 km uzunluğunda ve 1015 km genişliğinde Ankara Ovasıdır. Doğusunda Hüseyingazi Dağı ve yaylası vardır. Çubuk ovası 20 km uzunluğunda ve 15 km genişliğindedir. 300 kilometrelik bir yer kaplar. Haymana Ovası ve yaylası, Mürted Ovası, 20 km uzunluğunda ve üç kilometre genişliğinde bir ovadır. Mühim vadileri ise Balaban Deresi, Kılıçözü (Çoraközü ve Boraközü), Kızılırmak, Sakarya, Hamamözü, Kızılözü ve Çoruközü vadileridir.

Akarsuları: Ankara, doğuda Kızılırmak ve batıda Sakarya nehirlerinin çizdiği kavisler içinde bulunur. Diğer akarsular ise, bu nehirlerin kollarıdır.

Sakarya: Eskişehirin Çifteler kazasının yakınlarında çıkan Sakarya Nehri, Polatlı ilçesi sınırları içinde Porsuk Çayı ile birleşir. Sarıyar Baraj Gölünden sonra tekrar batıya doğru yönelir. Sakaryanın Ankara ili içinde uzunluğu 168 kilometredir. Ankara Çayı, Kirmir Suyu, Seben Çayı, Ilıcaözü, Elvanlı, Nal ve Pınarbaşı, Çoruhözü, Balaban dereleri, Deliceırmak ve Akkuşanözü suları Sakarya ile birleşir.

Kızılırmak: Kızılırmağın 256 kilometrelik kısmı Ankara il sınırları içinde akar. Hirfanlı Barajından sonra ŞereflikoçhisarBala KeskinKırıkkale ve Kalecik ilçelerinden geçer.

Ankara Çayı: Ankara iline ait en büyük akarsudur. Çubuk, Hatip ve İncesu çaylarının birleşmesinden meydana gelir. Çağlayık'ta Sakarya ile birleşir.

Göl ve barajları: Ankara ili göl ve baraj bakımından zengin sayılır.

Tuz Gölü: Türkiyenin ikinci büyük gölü olan Tuz gölünün bir bölümü Ankara sınırları içindedir. Derinliği az ve tuz oranı yüksektir ( 32 tuz). Ortalama derinlik 5070 santimetredir. Yazın bir kısmı buharlaşır ve çekilen suların yerine tuz tabakası kalır. Yüzölçümü 1500 kilometrekaredir.

Emir Gölü: Uzunluğu 56 km, genişliği 250300 m olan bir set gölüdür. Dar ve dolambaçlıdır. Suyu tatlıdır ve balığı boldur.

Mogan Gölü: 6 km uzunluğunda ve 1 km genişliğindedir. Derinliği 4 metreyi aşmaz. Tuzlu bir göldür. Su sporları tesisleri vardır. Su sporlarına elverişlidir. Gölde sazan, kefal ve sardalya balıkları üretilir. Kışın bazı yerleri tuz tabakasıyla örtülür. Bazı yerleri ise bataklıktır.

Hirfanlı Barajı: Kırşehir sınırında 1958de yapılan bu barajda 6 milyar metreküp su birikir. Yüzölçümü 263 kilometrekaredir. Kızılırmak üzerinde kurulmuş en büyük barajdır.

Sarıyar Barajı: AnkaraEskişehir sınırına yakın Sarıyar köyünde ve Sakarya Nehri üzerinde kurulmuştur. 3 milyar metreküp su birikir. 1956da yapılmıştır. Yüksekliği 108 metredir.

ÇubukI ve ÇubukII barajları: Çubuk Çayı üzerinde Ankaranın suyunu karşılamak için kurulmuştur. ÇubukI 1936da, ÇubukII 1964te inşa edilmiştir.

Bayındır Barajı: Bayındır Deresi üzerinde kurulan toprak dolgulu bir barajdır. Toplanan su, içme suyu olarak kullanılır. Yüzölçümü 8 kilometrekaredir. 1965te faaliyete geçmiştir.

Kurtboğazı Barajı: Kurtboğazı deresi üzerinde kurulmuştur. 1967 yılında içme suyu ve sulama maksadıyla yapılmıştır. Yüzölçümü 5 kilometrekaredir.

Kesik Köprü Barajı: Kızılırmak üzerinde toprak kaya dolgusu olarak ve sulama maksadıyla 1966 yılında yapılmıştır. Yüzölçümü 6.5 kilometrekaredir.

İklim ve Bitki Örtüsü

Genellikle kara ikliminin hüküm sürdüğü Ankarada farklı iklimler vardır. Güneyde İç Anadolunun hususiyeti olan stepbozkır iklimi, kuzeyde ise Karadeniz bölgesinin yumuşak ve yağışlı özelliği görülür. Ankara ilinin kışları çok soğuk ve yazları da çok sıcaktır. Yıllık ısı değişikliği 40C ile 24,9C arasındadır. Ortalama yağış ilçelerde farklıdır. Yağış 300 mm ile 540 mm arasında, havadaki nem oranı ise 4079 arasında değişir. Gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı fazladır. Tuz gölüne inildikçe yağış azalır. Ortalama karlı gün sayısı bir ayı geçmez. İlin büyük kısmında bozkır (step) bitkileri görülür. İlbaharda yeşil olan arazi yazın sararmış ve kurumuş otlarla kaplıdır. İlin kuzey ve kuzeybatısında deniz ikliminin tesiri görülür ve bu bölge geniş ormanlarla kaplıdır. Yağmur bulutlarını ormanlar ve kuzeydeki dağlar çekerek güneye inmesini önler. Ormanların çoğu korular ve baltalık orman halindedir. Yüzölçümünün 10u ormanlıktır. Arazinin yüzde 15i çayır ve meradır. Tahıl ise en geniş araziyi kaplayan bir bitki örtüsüdür.

Ekonomi

Ankarada yapılan tarım daha çok tarla ürünlerine dayanır. Konyadan sonra Türkiyenin ikinci büyük tahıl (buğday) ambarıdır. Geniş ekim alanına sahiptir. Buğdaydan başka, yulaf, arpa, baklagiller, sanayi bitkileri, şeker pancarı, yumru bitkiler, sebze ve meyve çeşitleri, patates oldukça çok yetiştirilir. Sakarya ve buna dökülen akarsuların vadilerinde pirinç ekilir. Armudu ve üzümü meşhurdur. Polatlı, Haymana, Ş. Koçhisar, Bala ve Çubukta buğday ekimi yaygındır. Arpa, yulaf, şekerpancarı, kavun, karpuz ve sebze üretimi de tarımda çok önemli bir yer tutar. Fasulye, yem bitkileri, mercimek, çeltik, ayçiçeği yetiştirilir. Meyvacılık pek yaygın değilse de armut, elma, kayısı, kiraz, vişne, erik ve ceviz gibi meyvalar yetiştirilir. En çok yetiştirilen meyve üzümdür.

Hayvancılık: Ankara hayvancılık bakımından önemli bir ilimizdir. Tiftik keçisinin diğer bir ismi de Ankara keçisidir. Tiftik keçisinin anavatanı Ankaradır. Amerika ve Afrikaya Ankaradan gitmiştir. Yünü makbul olan Ankara keçisi, dünyaca üne sahiptir. Ankara ilinde tiftik keçisi, kıl keçisi, koyun (ak ve karaman cinsi) ve sığır beslenir. Tarımda motorlu araçların artışı yüzünden at ve manda sayısı gittikçe azalmaktadır. Kümes hayvanı yetiştiriciliği de önemli bir yer tutar. Ankaranın balı da çok meşhurdur ve üretimi yüksektir.

Madenler: Madencilik bakımından pek zengin sayılmaz. Buna rağmen bazı madenler vardır. Nallıhanda çıkarılan linyit 150 bin tona yaklaşmıştır. Bala, Beypazarı civarında demir, Nallıhan ve Beypazarında linyit; Ayaş ve Balada alçı taşı, Çubuk ve Nallıhanda mermer; Haymana, Kalecik ve Polatlı civarında manganez mevcuttur. İl dahilinde molibden, volfram, bentonit, trona, feldispat, kil, manyezit, perlit, tuz, pomza taşı vardır.

Sanayi: Sanayi ve ticaret bakımından memleketimizin başta gelen merkezlerindendir. Sanayi, imalat ve gıda kolunda oldukça gelişmiştir. Un, makarna, şeker, yağ, dokuma fabrikaları, süt, tereyağı, et kombinaları, deri ve trikotaj tesisleri vardır. Çimento, tuğla, kiremit ve inşaat makinaları imal eden fabrikalar hızla artmaktadır. Merkezi ve ilçelerinde fabrika sayısı oldukça fazladır. Şehir, 1956dan bu yana Enterkonnekte enerji sistemine bağlıdır. İlin enerji ihtiyacının çoğu Hirfanlı, Sarıyar, Kesikköprü, Çatalağzı ve Çayırhan hidroelektrik santrallarından karşılanır. Ankara ilinde tehlikeli boyutlara ulaşan hava kirliliği son yıllarda alınan tedbirlerle azaltılmıştır.

Ulaşım: Kara, hava ve demiryolu bakımından çok önemli bir kavşak noktasıdır. İstanbula Bolu üzerinden kara yolu ile 438 kilometredir. Coğrafi durumu sebebiyle doğudan batıya, kuzeyden güneye giden yol güzergahlarının kavşak noktasıdır. EdirneHatay (E5) karayolu ile İzmirAğrı (E23) karayolu Ankaradan geçer. Köy ve ilçelere bağlanan karayolları muntazamdır. Yolsuz köyü yoktur. Vasıtalarının çokluğu bakımından İstanbul'dan sonra ikinci sırayı alır. Esenboğa hava limanı, Türkiyenin Yeşilköyden sonra ikinci büyük hava alanıdır. Yurt içi ve yurt dışı hava ulaştırmasında önemli bir yeri vardır. Mürted, Etimesgut ve Güvercinlik hava alanları, askeri maksadlarla kullanılmaktadır. Ulaşım bakımından olduğu gibi, haberleşme bakımından da kavşak noktasıdır. Ankara ilinde son senelerde yapılan kavşaklar ve yollar ile trafik rahatlamıştır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Ankaranın nüfusu 1990 sayımına göre 3.236.626 olup, 2.836.719'u il ve ilçe merkezlerinde, 399.907si köylerde yaşamaktadır. Nüfusu hızla artmakta olan Ankaranın 1927de nüfusu 75.000 idi.

Örf ve adetler: Ankara ili folklor, türkü, oyun, töre, mani bakımından çok zengin ve diğer illere göre farklıdır. Zeybek oyunu meşhurdur. Cirit ve tura gibi sportif oyunları, 400e yakın türküsü vardır. Kadın ve erkeklerin hususi kıyafetleri mevcuttur. Erkekler yemeni denilen ayakkabı ve poşu denilen sarık, kadınlar üç etekli entari giyerler. Kendine mahsus yemekleri vardır. Ankara tavası, tiritli köfte ve tandır böreği meşhurdur. Folklorda Oğuz boylarının tesiri görülür. Evlenmede kız beğenme, isteme, takı, çeyiz asma, kına gecesi ve düğün, kendi adetlerine göre farklılık gösterir.

Yetişen meşhurlar: Hacı Bayramı Veli, Ankaranın Zülfadl Zülfazl (Solfasol) köyünde doğmuştur. Esas ismi Numandır. Tahsilini bitirince Ankarada Melike Hatunun yaptırdığı Kara Medresede müderris oldu Hamidüddini Aksarayinin (Somuncu Baba) daveti üzerine giderek, bu zattan tasavvuf bilgilerini öğrendi. Bayram günü buluştukları için hocası ona Bayram ismini verdi. Beraber Şama, sonra da hacca gittiler. Osmanlı sultanlarından İkinci Murad Han, Hacı Bayramı Veli hazretlerine çok hürmet ve itibar ederdi. Keramet ve ilim sahibi büyük bir İslam alimi ve velidir. Türbesi Ankaradaki Hacı Bayramı Veli Camii girişindedir. Ankaravi İsmail Resuhi Efendi (Büyük din alimlerinden) Mesnevi Şerhi ile meşhurdur. Yahya Efendi, üç defa şeyhülislam olmuştur. Şeyhülislam Ankaralı Zekeriyya Efendinin oğludur. Alim ve devrinin şairlerindendir. Şaban Şifai, meşhur tıp bilgini, şair ve tarihçidir.

Eğitim: Ankaranın okulsuz köyü yoktur. İlde 159 anaokulu, 1587 ilkokul, 250 ortaokul, 28 mesleki ve teknik ortaokul, 85 lise, 90 meslekii ve teknik lise olmak üzere beş üniversite ile bunlara (Hacettepe, Ankara, Gazi, Ortadoğu ve Bilkent) bağlı fakülte ve Silahlı Kuvvetler eğitim merkezleri vardır.

İlçeleri

Ankaranın 24 ilçesi vardır. Bunların yedi tanesi il merkezini meydana getirir.

Altındağ: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 422.668 olup, 417.616'sı ilçe merkezinde, 5.052si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 7 köyü vardır. İl merkezinin kuzey kesimini meydana getirir. Köyden kente göçün çok olduğu Ankaraya ilk gelenlerin yerleşmeleri ile nüfusu hızla artan Altındağ, 1953'te Ankara'ya bağlı ilçe haline getirildi. Ankara belediyesine bağlı bir şube iken 1984te yapılan düzenleme ile Ankara Büyük Şehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi haline geldi.



Çankaya: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 714.330 olup, 712.304'ü ilçe merkezinde 2026sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 3 köyü vardır. İl merkezini meydana getiren ilçelerden biridir. Cumhuriyetten önce bağlık küçük bir yerleşim merkezi olan ilçe, Cumhurbaşkanlığı konutunun burada inşa edilmesi üzerine önem kazandı. Ankaranın, üst gelirli kimselerin yerleştiği lüks bir yeri haline geldi. Çankaya belediyesi 1984'te yapılan düzenleme ile Ankara Büyük Şehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi haline geldi.



Etimesgut: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 70.800 olup, 69.960'ı ilçe merkezinde, 840'ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 2 köyü vardır. İl merkezinin batı kesimini meydana getirir. 9 Mayıs 1990da 3344 sayılı kanunla ilçe merkezi oldu.

Keçiören: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 536.168 olup, 523.891'i ilçe merkezinde 12.277si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 2, Bağlum bucağına bağlı 6 köyü vardır. Yüzölçümü 198 km2 olup, nüfus yoğunluğu 2.708dir.

Ankaranın başşehir olduğu yıllarda ilçe, bağlarla kaplı sayfiye yeri idi. 1950den sonra yoğun göç hareketinin te'siri ile Ankaradan ayrı olarak hızla gelişti. Bir süre sonra da il merkezi ile birleşerek orta gelirli kesimin yerleştiği bir semt haline geldi. Çankayadan sonra en çok nüfusa sahip ilçedir. 1984te yapılan düzenleme ile Ankara Büyük Şehir Belediyesi'ne bağlı bir ilçe belediyesi haline geldi. İlçenin kuzey kesiminde kırsal nitelikli yerleşim birimleri vardır.

Mamak: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 410.359 olup, 400.733ü ilçe merkezinde, 9626sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 7 köyü vardır. Yüzölçümü 161 km2 olup, nüfus yoğunluğu 2549dur. İlçe toprakları orta yükseklikte dalgalı düzlüklerden meydana gelir. İlçe topraklarını İnce su deresi, Karanlık, Hatip ve Bayındır çayı sular. Bayındır çayı üzerinde Ankaranın su ihtiyacını karşılamak için kurulan barajın bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır. MKE Gaz Maske Fabrikası ile süt ürünleri fabrikası başlıca sanayi kuruluşlarıdır. Yoğun göçe maruz kalan ilçe büyük bir hızla gelişerek il merkezi ile birleşti. 1983te Çankaya ilçesinden ayrılarak ilçe merkezi oldu. 1984te yapılan düzenleme ile Ankara Büyük Şehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi haline geldi.

Sincan: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 101.118 olup, 91.016sı ilçe merkezinde 10.102'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 9,Yenikent bucağına bağlı 6 köyü vardır. Yüzölçümü 420 km2 olup, nüfus yoğunluğu 241dir.

İlçe toprakları dağlarla çevrilidir. Kuzeydoğusunda Karyağdı dağı, doğusunda Ayaş dağı yer alır. İlçe topraklarını Ankara çayı sular. Yoğun göçe maruz kalan Sincan hızla büyüyerek il merkezi ile birleşti. F16 uçakları montaj fabrikası, başlıca sanayi kuruluşudur. EskişehirAnkara demiryolu ilçe merkezinden geçer. 1983te ilçe merkezi oldu. 1984te yapılan düzenleme ile Ankara Büyük Şehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi haline geldi. Sincan belediyesi 1956da kurulmuştur.

Yenimahalle: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 351.436 olup, 343.951'i ilçe merkezinde 7485i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 13 köyü vardır. İlçe toprakları dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Kırsal kesimlerde yaşıyanlar tarımla uğraşır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa ve ayçiçeğidir. 1950den sonra yoğun göçe maruz kalan ilçe hızla gelişerek il merkezi ile birleşti. 1984te yapılan düzenleme ile Ankara Büyük Şehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi haline geldi.

Akyurt: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 12.535 olup, 3533'ü ilçe merkezinde 9002'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 17 köyü vardır. Çubuk ilçesine bağlı bir bucak iken, 9 Mayıs 1990da 3644 sayılı kanunla ilçe merkezi oldu. İlçe toprakları orta yükseklikte plato görünümündedir. Çubuk Ovasının bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri arpa, buğday ve baklagillerdir. Meyvecilik gelişmiş olup, en çok elma ve armut yetiştirilir. İlçe merkezi Çubuk Ovasının güneybatı kesiminde kurulmuştur.

Ayaş: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 20.806 olup, 6427'si ilçe merkezinde 14.379'u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 21 köyü vardır. Yüzölçümü 1158 km2 olup, nüfus yoğunluğu 18dir. İl merkezinin batısında yer alır. İlçe toprakları engebeli düzlüklerden meydana gelir.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı olup sebzecilik gelişmiştir. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. İlçe merkezi Ayaş belinin batı eteklerinde kurulmuştur. İl merkezine 60 km mesafededir. Eski İstanbulAnkara karayolu ilçeden geçiyordu.

Bala: 1990 sayımına göre toplam nüfusu, 37.612 olup, 6236sı ilçe merkezinde 31.376sı köylerde yaşamaktadır. İlçe topraklarıYukarı Sakarya bölümünün güneydoğusunda yüksek bir plato görünümündedir. Toprakları yer yer verimsiz ormanlarla kaplıdır. Balaban deresinin vadisi ilin en uzun ve en geniş vadisidir.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday ve ayçiçeğidir. Hayvancılık gelişmiş olup, çok miktarda koyun beslenir. İlçe merkezi Kartal yaylasında on dokuzuncu asırda Kafkasyadan gelen göçmenler yerleştirilerek kuruldu. 1880de Ankaraya bağlı kaza oldu. AnkaraKırşehir karayolu üzerindedir.

Beypazarı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 45.977 olup, 26.225' i ilçe merkezinde 19.752'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 45, Karaşar bucağına bağlı 6, Kırbaşı bucağına bağlı 8, Uruş bucağına bağlı 4 köyü vardır. Yüzölçümü 1.868 km2 olup, nüfus yoğunluğu 25tir.

İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyinde Köroğlu Dağları güneyinde Sündiken Dağları yer alır. Bu dağların ortasında Kimir Suyunun açtığı Beypazarı Ovası vardır. Sakarya Irmağı Beypazarı'nın Eskişehir ile olan sınırını çizer. Sakarya Nehri üzerine kurulan Sarıyar Barajının gerisinde meydana gelen sun'i gölün bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır.

Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, pirinç olup, sebzecilik gelişmiştir. Ayrıca elma, armut, ceviz, badem, üzüm gibi meyveler de yetiştirilir. Küçükbaş hayvan besiciliği yaygın olan ilçede en çok koyun ve tiftik keçisi beslenir. Tavukçuluk arıcılık ve ipekböcekciliği gelişmiştir. İlçe topraklarında zengin demir ve kömür yataklarının olduğu tespit edilmiştir.

Beypazarı, Hititler zamanında kurulmuş eski bir yerleşim merkezidir. Eski İstanbulAnkara karayolu üzerinde olup, il merkezine 102 km mesafededir. İlçe belediyesi 1890da kurulmuştur.

Çamlıdere: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 19.365 olup, 10.075'i ilçe merkezinde 9290'ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 22, Peçenek bucağına bağlı 17 köyü vardır. Yüzölçümü 625 km2 olup, nüfus yoğunluğu 31dir.

İlçe toprakları tamamen dağlık olup, Köroğlu dağlarının üzerinde yer alır. Dağlar karaçay ve kolları ile parçalanmış olup, ormanlarla kaplıdır. Ekonomisi arıcılık ve ormancılığa dayalıdır. İlçe merkezi 18 kilometrelik bir yolla AnkaraZonguldak karayoluna bağlanır. 1954te ilçe olmuştur. İlçe belediyesi ise 1904te kurulmuştur.

Çubuk: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 51.964 olup, 22.935'i ilçe merkezinde, 29.029'u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 70, Sirkeli bucağına bağlı 14 köyü vardır.

İlçe toprakları doğubatı istikametindeki dağların engebelendirdiği bir platodan meydana gelir. Kuzeyinde Aydos Dağı, güneybatısında Müre Dağı, güneydoğusunda İdris ve Karbasan Dağları yer alır. Batısından kaynaklanan suları Koca Çay, doğusundan kaynaklanan suları ise Çubuk Çayı toplar. Çubuk Vadisinde meydana gelen Çubuk Ovası 250 km2 genişliğindedir.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri arpa, buğday, baklagillerdir. Çubuk Çayı kıyılarında sebze ve meyvecilik üretimi yapılır. En çok elma ve armut yetiştirilir. İlçede mermer ve perlit yatakları vardır.

İlçe merkezi Çubuk Ovasının güney ucunda Çubuk çayının iki yakasında yer alır. İl merkezinde 30 km mesafededir. Cumhuriyetten sonra ilçe olan Çubukun belediyesi 1922de kurulmuştur.

Elmadağ: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 38.032 olup, 19.490'ı ilçe merkezinde 18.542'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 14 köyü vardır. Yüzölçümü 573 km2 olup, nüfus yoğunluğu 66dır. İlçe topraklarını Elmadağı engebelendirir. Dağlardan kaynaklanan suları Balaban deresi toplar. Bu derenin kenarında meyvecilik yapılır. En çok elma üretilir. Ayrıca buğday ve arpa ekimiyle bağcılık da yapılır. MKE'ye bağlı Barut fabrikası başlıca sanayi kuruluşudur.

İlçe merkezi, AnkaraKırıkkale kara ve demir yolu üzerindedir. Eskiden Asi Yozgat ve Küçük Yozgat adlarıyla bilinen Elmadağı, Çankaya ilçesine bağlı bucak iken 1960da ilçe oldu. İl merkezine 39 km mesafededir. İlçe belediyesi 1944de kurulmuştur.

Evren: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 6928 olup, 3810'u ilçe merkezinde, 3118'i köylerde yaşamaktadır. Şereflikoçhisara bağlı bir köy iken 9 Mayıs 1990da 3644 sayılı kanunla ilçe merkezi oldu.

Gölbaşı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 43.522 olup, 25.123ü ilçe merkezinde 18.399'u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 29 köyü vardır. Yüzölçümü 1111 km2 olup, nüfus yoğunluğu 39dur. İlçe toprakları genelde düzdür. Mogan ve Emir gölleri ilçe sınırları içinde yer alır.

İlçe merkezi Mogan Gölünün kuzey kıyısında kurulmuştur. Köy iken 1945te Çankayaya bağlı bir bucak merkezi oldu. 1955te Gölbaşından AnkaraKonya karayolu geçince, transit ulaşıma yönelik bir konaklama merkezi halini aldı. 1975ten sonra göl çevresinde kamu ve özel kuruluşlar tarafından dinlenme tesisleri kuruldu. Hızla büyüyen ilçe Ankaranın bir banliyösü haline geldi. 1983te ilçe olan Gölbaşının belediyesi 1965te kurulmuştur. İl merkezine 16 km mesafededir. İlçe topraklarında linyit ve zengin kil yatakları vardır.

Güdül: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 18.698 olup, 5504'ü ilçe merkezinde 13.194'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 26 köyü vardır. Yözölçümü 419 km2 olup, nüfus yoğunluğu 45tir. İlçe toprakları İç Anadolunun stepleri ile Karadeniz bölgesinin dağlık alanları arasındaki geçiş kuşağında yer alır. İlçe topraklarından kaynaklanan suları Kimir çayı toplar. Bu akarsuyun vadisinde düzlükler vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şeker pancarı ve üzüm olup, ayrıca az miktarda elma, armut, pirinç, nohut ve mercimek yetiştirilir. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. En çok kıl keçisi ve sığır beslenir. İlçe merkezi Kimir çayı vadisinin güney yamaçlarında kurulmuştur. Gelişmemiş küçük bir yerleşim merkezi olan Güdül 1957de ilçe olmuştur. İl merkezine 82 km mesafededir. Belediyesi 1903te kurulmuştur.

Haymana: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 55.527 olup, 9144ü ilçe merkezinde 46.383ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 53, İkizce bucağına bağlı 5, yenice bucağına bağlı 25 köyü vardır. Yüzölçümü 2976 km2 olup, nüfus yoğunluğu 19dur. İlçe toprakları genelde platolardan meydana gelmiştir. Cihanbeyli platosunun bir devamı olan ilçe topraklarının büyük bölümünü Haymana platosu meydana getirir.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Tarım modern aletlerle yapılır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa şeker pancarı ve baklagillerdir. Hayvancılık gelişmiş olup en çok merinos koyunu ve sığır beslenir. İlçe topraklarında manganez yatakları vardır. İlçe merkezi Haymana platosu üzerinde Babayakup deresi kıyısında yer alır. İl merkezine 73 km mesafededir. İlçe belediyesi 1887de kurulmuştur.

Kalecik: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 25.043 olup, 10.051i ilçe merkezinde 14.992si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 20, Çandır bucağına bağlı 21, Hasanyaz bucağına bağlı 14 köyü vardır. Yüzölçümü 1318 km2 olup, nüfus yoğunluğu 19dur. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Dağların ortasında Kızılırmak vadisi yer alır. Batısında Karbasan dağı, güneyinde İdris dağı vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, bağday, elma ve armut olup, ayrıca az miktarda baklagiller ve ayçiçeği yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiştir. Topraklarında bentonit ve mermer yatakları vardır. İlçe merkezi AnkaraÇankırıKastamonu karayolunun, 5 km güneyinde kurulmuştur. Gelişmemiş yerleşim merkezi olan Kalecik il merkezine 67 km mesafededir. AnkaraZonguldak demiryolu kasabanın doğusundan geçer. İlçe belediyesi 1878de kurulmuştur.

Kazan: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 21.837 olup, 6.509'u ilçe merkezinde 15.328i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 31 köyü vardır. Yenimahalle ilçesine bağlı bir bucak iken 19 Haziran 1987de 3392 sayılı kanunla ilçe merkezi oldu.

Genelde ovalık olan ilçe topraklarının batısında Ayaş dağları yer alır. İlçe topraklarını Kurtboğazı deresi sular. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, baklagiller ve ayçiçeğidir. Hayvancılık gelişmiştir. İlçe merkezi Ankaraİstanbul karayolu üzerinde ve Kurtboğazı deresi kıyısında kurulmuştur.

Kızılcahamam: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 34.456 olup, 12.856sı ilçe merkezinde, 21.600'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 42, Celtici bucağına bağlı 33, Güven bucağına bağlı 18, Pazar bucağına bağlı 13 köyü vardır. Yüzölçümü 1712 km2 olup, nüfus yoğunluğu 20dir. İlçe toprakları dağlık ve ormanlıktır. İlçe topraklarından kaynaklanan suları Kimir Çayı ve Kurtboğazı Deresi toplar. Kurtboğazı Deresi üzerinde Ankaranın içme suyunu karşılamak için kurulmuş bir baraj yer alır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şekerpancarı, pirinç, armut, elma, üzüm olup ayrıca az miktarda baklagiller yetiştirilir. Arıcılık, ormancılık ve hayvancılık gelişmiştir. En çok Ankara keçisi beslenir. Turizm ve ticaret ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır.

İlçe merkezi Ankaraİstanbul karayolu üzerinde yer alır. Eski bir kasabadır. İlçe merkezi 1880de Demirören'den Pazar'a, 1915den sonra da ismi Kızılcahamam olarak değiştirilen Yabanad'a taşındı. İl merkezine 64 km mesafededir. İlçe merkezi yaylası ve şifalı menba suları ile iyi bir dinlenme yeridir. İlçe belediyesi 1915te kurulmuştur.

Nallıhan: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 36.779 olup, 11.638i ilçe merkezinde, 25.141'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 56, Beydibi bucağına bağlı 13, Çayırhan bucağına bağlı 6 köyü vardır. Yüzölçümü 1978 km2 olup, nüfus yoğunluğu 19dur. İlçe toprakları genelde dağlık olup, Köroğlu Dağlarının güney batı uzantıları üzerinde yer alır. Sakarya Nehri üzerinde kurulan Sarıyar ve Gökçekaya Barajlarının arkasında meydana gelen sun'i göllerin bir kısmı ilçe toprakları içinde kalır. Dağlardan kaynaklanan suları Aladağ Çayı ve Nallısu Deresi toplar.

Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa, üzüm, elma ve armut olup, ayrıca az miktarda baklagiller yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiştir. En çok Ankara keçisi ve koyun beslenir. Karaçamdan meydana gelen ormanlardan tomruk elde edilir.

İlçe merkezi Nallı su deresinin vadisinde kurulmuş olup, 1599da Bağdat seferinden dönen Nasuh Paşanın kurduğu hanın çevresinde gelişmiştir. Eski Ankaraİstanbul karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 157 km mesafededir. İlçe belediyesi 1865te kurulmuştur.

Polatlı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 99.965 olup, 60.158'i ilçe merkezinde 39.807si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 43, Temelli bucağına bağlı 18, Yenimehmetli bucağına bağlı 26 köyü vardır. Yüzölçümü 3.789 km2 olup, nüfus yoğunluğu 26dır. İlçe toprakları genelde orta yükseklikte dalgalı düzlüklerden meydana gelir. İlçe topraklarından kaynaklanan suları Sakarya ırmağı ve kolları toplar.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, yulaf, şeker pancarı, mercimek, nohut, üzüm ve ayçiçeği olup, ayrıca az miktarda fasülye, elma, armut yetiştirilir. Hayvancılık önemli gelir kaynakları arasında yer alır ve en çok merinos koyunu ve Ankara keçisi beslenir. Sanayinin gelişmediği ilçede MKEye bağlı inşaat ve kazı makinaları fabrikası ile un fabrikaları vardır.

İlçe merkezi Ankaraİzmir karayolu üzerinde yer alır. İstanbulAnkara demiryolu da ilçe merkezinden geçer. Polatlı ve çevresi eski bir yerleşim merkezidir. Hitit ve Frigler devrinde Gordion önemli merkez idi. İstiklal Savaşı'nda Yunan ordusu Polatlı sınırına kadar yaklaşmış ise de, hezimete uğrayarak geri dönmüştür. Sakarya Muharebesinde Türk ordusunun karargahı Alagözden Polatlıya nakledilmiştir. İlçe belediyesi 1926da kurulmuştur.

Şereflikoçhisar: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 60.701 olup, 37.534'ü ilçe merkezinde 23.167si köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları orta yükseklikteki dalgalı düzlüklerden meydana gelir. En yüksek noktası Küçükdağ Tepesidir. (1648 m). Topraklardan kaynaklanan suları Kızılırmak ve Peçeneközü çayı toplar. Tuz Gölünün kuzeydoğu bölümü ile Hirfanlı Barajının bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır. Tabii bitkisi step olup, ormanlık arazi yoktur.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, baklagiller, üzüm, elma, ayçiçeği ve armuttur. Hayvancılık önemli gelir kaynaklarından olup, merinos koyunu ve Ankara keçisi yetiştirilir.

İlçe merkezi Peçeneközü deresi kıyısında kurulmuştur. AnkaraKonya kavayolu, ilçe merkezinden geçer. İl merkezine 126 km mesafededir. Aksaraya bağlı iken 1933te Ankaraya bağlandı. İlçe belediyesi 1886da kurulmuştur.

Tarihi Eserler ve Turistik Yerleri

Ankara ili tarihi eserleri ve tabii güzellikleri bakımından oldukça zengindir. Çok eski devirlerden zamanımıza kadar gelen çeşitli devirlere ait tarihi zenginliklerin başlıcaları şunlardır :

Ankara Kalesi: Frigya Kralı Midas tarafından M.Ö. sekizinci asırda yaptırılan kalenin; Galatlar, Romalılar, Bizanslılar ve İslam orduları tarafından genişletildiği, Selçuklular tarafından tamir edildiği biliniyor. Kalede Hititlere ait eserlerin bulunuşu, Hititler zamanında yapıldığına işarettir. Eshabı kirama ait çok sayıda kabirlerin bulunduğu, fakat zamanla izlerinin kaybolduğu tahmin edilmektedir. Ankara kalesinin iki burcu vardır. Kuzeydeki burç kısmen tamir görmüştür. Burada Türk bayrağı dalgalanır. Güneydeki burç ise tamire muhtaçtır. Kaleden Ankara şehrinin yüzde doksanını seyretmek mümkündür.

654 senesinde İslam ordusu Ankara Kalesini fethetmiş, Harun Reşid zamanında ise Ankara ilinin tamamı Bizanslılardan alınmıştır. Ancak 1101de tekrar Bizansın eline düşmüş, 1073de ise Selçuklular kaleyi ve şehri yeniden almışlardır.

Ankara Kalesi başlı başına bir tarihtir. Kale iç ve dış olarak iki kısımdır. Dış kale eski Ankarayı yürek biçiminde kuşatır. İç kale dört katlıdır. Ankara taşı ve spoliyen taşından yapılmıştır. Dış kapı ve Hisar kapısı olarak iki kapısı ve 42 kulesi vardır. Kalede 17. asırda 86 top, 170 çeşme ve 3 bin kuyu vardı. Deniz seviyesinden yüksekliği 978 metredir.

Eskiden Ankara kalesinden inen surlar ovaya kadar yayıldığından, eski Ankara, surlar içinde kalırdı. Bugün bu surlardan hiç eser kalmamıştır. Eski Ankarada dar sokaklar, dik ve kıvrıntılı yollar, kerpiç ve ahşap evler çoğunluktadır. Son senelerdeki hızlı şehirleşme sebebiyle, eski Ankaraya ait evler, mezarlıklar, çeşmeler, hatta cami ve medreseler kaybolup gitmiştir. Eski Ankara; Hacıbayram, Çankırı Kapı, Ulus ve İtfaiye Meydanı, Erzurum Caddesi ve Kayabaşı Mahallesi ile sınırlıydı.

Elmadağ menbaları muntazam kanallarla eski Ankaraya ve hatta şehrin kale kısmına kadar çıkartılmıştır. Kayaş vadisi ve Üregel köyü civarındaki Hanım Pınarı, Cebeci ve alt kısmının su ihtiyacını karşılamıştır. Şehirde valilik yapan Abidin Paşa ise Atpazarına su çıkartmıştır. Eskiden bugünkü Ulus Meydanında büyük bir mezarlık bulunuyordu. Eski Ankaradan birkaç cami ve eser hariç, hemen hemen hiçbir şey kalmamıştır.

Evliya Çelebinin kaleminden Ankara şöyle anlatılır: 6600 kadar mamur hanesi vardır. 200 aded sebili, 200 dükkanı bulunur. Süslü bir bedesteni, dört tane zincirli kapısı vardır. Çarşılarının ekserisi yüksek yerlerde kurulmuştur. Uzun çarşı, Atpazarı, Kalealtıpazarı çok kalabalık olan pazarlardandır. Ana caddeleri, mahalle arası sokaklarına temiz, beyaz taştan yapma kaldırım döşelidir. Ayan ve eşrafı bilgin, şairleri çok fazladır. Bini aşkın iyi yetiştirilmiş ve Kuranı kerimi ezberinde tutabilen çocukları bulunmaktadır. Kadınları rengarenk yumuşak ferace giyip, gayet edepli gezerler. Tiftik keçisinin pastırması lezzetli ve nefis kokuludur. Çünkü keçileri, dağlarında pırnar yaprağı yerler. Tiftik keçisi beyaz, süt gibi olup, onun gibi beyaz bir mahluk dünyada yoktur.

Gavur Kalesi: Haymana yakınında olup, Hitit devrinden kalmadır. M.Ö. 1450de yapılmıştır, üzerinde Hitit kıyafetlerini belirten kabartmalar yer almaktadır.

Kalecik Kalesi: Kalecik ilçesindedir. Romalılar devrinden kalmadır. Sarp bir tepe üzerindedir.

Camiler: Selçuklu ve Osmanlı devirlerinden kalma çok sayıda cami vardır. Meşhur camilerden bazıları şunlardır:

Hacı Bayram Camii ve Türbesi: 1427de büyük alim Hacı Bayramı Veli tarafından Hemedanlı Ebu Bekr Mehmede yaptırılmış ve 16. asırda Mimar Sinan tarafından tamir edilmiş, zarif bir de minare eklenmiştir. Caminin yanında bulunan Hacı Bayramı Veli ve yakınlarının bulunduğu türbe, 1947de yapılmıştır. Caminin mihrabı açık mavi ve siyah çinilerle süslüdür. Ceviz oymalı minberi beş köşeli yıldız motifleriyle işlidir. Ahi Şerafetullah türbesi ise caminin karşısında bulunmaktadır.

Ahi Elvan Camii: Samanpazarı semtindedir. 1382de Ahi Elvan Mehmed Bey tarafından yaptırılmıştır. Sultan Çelebi Mehmed 1413te camiyi tamir ettirmiştir. Ceviz oyma minberi, Türk oymacılığının şaheseridir.

Alaaddin Camii: Ankara Kalesi içinde 1198de Selçuklu Sultanı İkinci Kılıçarslanın oğlu ve Ankara valisi olan Muhiddin Mesud Şah tarafından yaptırılmıştır. Önünde tarihi bir çeşme vardır. 1361de Lülü Paşa, 1434te de Şerife Sünbül Hanım tarafından tamir ettirilmiştir. Ankara'nın en eski camisidir. Ceviz ağacından yapılmış olan minberi, Türk oyma sanatının nadide eserlerindendir.

Aslanhane (Ahi Şerafeddin) Camii: Atpazarı semtindedir. 1290da Ahi reislerinden Şerafeddin tarafından yaptırılmıştır. Dış duvarlarında bulunan arslan figürleri yüzünden bu isim verilmiştir.

Cenabi Ahmed Paşa Camii (Yeni Cami): Öncebeci semtinde olup, 1566da Anadolu Beylerbeyi Cenabi Ahmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yeni Cami ve Ahmediye Camii adlarıyla da tanınır. 1802, 1887 ve 1940da tamir görmüştür. Beyaz mermerden yapılmış minber ve mihrabı çok güzeldir. Caminin sol tarafında bulunan türbelerde Azimi ve Cenabi Ahmed Paşa türbeleri yer alır.

Hacı Musa Camii: Demirtaş Mahallesinde olup, 1461de Hacı Musa tarafından yaptırılmıştır. 1923de tamir gören cami, dikdörtgen şeklinde kerpiç duvarlıdır.

İki Şerefeli Cami: Ulucanlar semtindedir. 1674te Resul Efendi tarafından yaptırılmıştır. Bu yüzden Resul Efendi Camii diye de bilinir. Minaresi iki şerefeli olduğu için bu ismi almıştır.

Karacabey Camii: 1440ta İkinci Muradın komutanlarından Karacabey tarafından Mimar Ebubekir oğlu Ahmede yaptırılmıştır. Caminin yanında bir imaret bulunur. Bu yüzden İmaret Camii diye de bilinir. Bahçenin sağ tarafında Karacabey'in türbesi vardır.

Karanlık Mescid: On altıncı yüzyılda Elhac Hasan tarafından yaptırılmıştır. Sabuni Mescid adıyla da anılır. Küçük mihrabı geometrik desenlerle süslüdür. Kapısı ile kitabesi, İstanbul Türkİslam Eserleri Müzesinde bulunmaktadır.

Saraç Sinan Mescidi: Atpazarındadır. Sultan İkinci Gıyaseddin zamanında 1288de Elhac Siraceddin tarafından Mimar Yusuf bin Kulhasana yaptırılmıştır. Caminin yanındaki türbede sekiz sanduka vardır.

Zincirli Cami: 1687de Şeyhülislam Ankaralı Mehmed Emin Ankaravi tarafından yaptırılmıştır. 1879, 1911 ve 1937 yıllarında üç kez tamir görmüştür. Alt kısmı kırmızı Ankara taşından yapılmıştır. Üst kısmı tuğla, çatısı da ahşaptır. Minberi çiçek ve geometrik şekillerle süslenmiştir.

Bünyamin Camii: Alaştadır. On altıncı asırda Şeyh Bünyamin Ayaşi için yapılmıştır. Caminin kuzeydoğusunda Şeyh Bünyaminin türbesi vardır.

Akşemseddin Camii: Beypazarında, Şeyh Akşemseddin adına yaptırılmıştır. Bir kaç defa tamir görmüştür. Minaresi tek şerefelidir. Alt katında dükkanlar vardır.

Kurşunlu Cami: Beypazarında Sadrazam Nasuh Paşa tarafından 17. yüzyılda yaptırılmıştır. Kubbesi kurşunlu olduğu için bu isimle anılmaktadır.

Maltepe Camii: Cumhuriyet devrinde yapılmış olup, klasik Osmanlı mimari özelliklerini taşır.

Kocatepe Camii: Yeni yapılan camilerdendir. 1967 senesinde inşasına başlanan cami, 1986da ibadete açıldı. 3500 metrekarelik bir alanı kaplayan caminin bir konferans salonu, kitaplığı, çarşısı ve büyük bir otoparkı vardır. Türkiyenin namaz kılma alanı olarak en büyük camisidir.

Türbeleri: Ankarada bulunan türbeler taş ve tuğladan yapılmış sade türbelerdir. Başta Hacı Bayramı Veli hazretleri olmak üzere, Ahi Şerafeddin, Gülbaba, Karyağdı Karacabey, Yörükdede, Şeyh Behaeddin, Kesikbaş, Ahmed Taceddin, Şeyh Sadreddin, Şeyh Mustafa Karababa ve Kadı Çelebi türbesi bulunan büyük zatlardan bazılarıdır.

Hanlar: Ankarada çok sayıda han vardır. Kurşunlu (Mahmud Paşa) Kervansarayı, Yeni Pirinç Hanı, Çengelli Han, Çukur Han, Taşhan, Bakırhan, Suluhan, Tuzhan, Pembehan, Attarbaşıhan, Nasuhpaşahanı ve Ayazaik bunlardan başlıcalarıdır. Bugün bu hanların çoğu yıkıntı halindedir.

Hamamlar: Ankaranın çeşitli yerlerinde tarihi hamamlar vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Eski Hamam: Ulusta olup, 15. asırda yapılmıştır.

Karacabey Hamamı: 1444te Varna Muharebesinde şehid olan Karacabey adına yaptırılmıştır. Çeşitli zamanlarda tamir görmüştür.

Şengül Hamamı: On sekizinci asırda yapılmıştır. İstiklal mahallesindedir. On dokuzuncu asırda tamir görmüştür. Çifte hamam durumundadır.

Medreseler: Selçuklu devrinde ilim merkezi olan Ankara, Osmanlı devrinde de bu durumunu muhafaza etmiştir. Özellikle Fatih devrinde Ankarada ilim en yüksek noktasına ulaştı. Melike Hatunun yaptırdığı Kara Medrese meşhurdur. Hacı Bayram, Zincirli, İpekçioğlu, Kağnı Pazar, Mermerzade, Aliağa, Sevdediye, İbadullah, Doğanbey, Minharoğlu, Seyfeddin, Karabey, Kethüda, Saz Abdullah, Taşköprüzade, Sarı Hatip, Mustafa Paşa, Sarı Kadın, Ayazade, Seyfiye, Yeğenbey, Yeşil İlahi, Saraç Sinan ve Sultan Alaaddin Ankarada bulunan medreselerin önde gelenlerini teşkil ederler.

Ankara evleri: Eski Ankara evleri mimari, iç düzeni ve süslemeleri ile Türk mimarisinin en seçkin örnekleridir. Dolap kapakları, tavan ve raflardaki ağaç oymacılığı Türk oymacılık sanatının şaheserleridir. Fakat bu evler yok denecek kadar azalmıştır. Eski sanat eserleri bugün yerini beton yığınlarına bırakmıştır.

Çankaya Atatürk Müzesi: Atatürkün oturduğu köşk olup, içinde Atatürkün kullandığı eşya ve mobilyalar muhfaza edilmektedir. Cumhurbaşkanlığı köşkünün bahçesindedir. Eski bir bağ evidir.

Anıtkabir Müzesi: Atatürkün yattığı bu yer, müze haline getirilmiştir. Atatürkün eşyaları, 3113 kitabı ve belgeleri, kendisine hediye edilen kılıç ve şiltler burada bulunmaktadır. Projesini Ord. Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda hazırlamıştır. 1944 1953 yılları arasında yapılmıştır. Büyük lahdin mermeri tek parça ve 42 ton ağırlığındadır.

TBMM Müzesi: 23 Nisan 19201923de ilk Büyük Millet Meclisinin bulunduğu binada bu devre ait eşyalar sergilenmektedir.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi: Cumhuriyetin ilk senelerinde Hitit Müzesi olarak kurulan bu müze daha sonra Arkeoloji Medeniyetleri Müzesi oldu. 1967de zenginleştirilerek Anadolu Medeniyetleri Müzesi olmuştur. Anadolunun muhtelif bölgelerindeki kazılarda ele geçen eserler burada sergilenmektedir.

Kurşunlu Han ve Mahmud Paşa Bedesteni tamir edilerek müze haline getirilmiştir. Alacahöyük, Kargamış, Aslantepe ve Sakargözü kabartmaları bulunmaktadır. Yontma taş ve cilalı taş devrine ait eserler de bulunmaktadır.

Etnoğrafya Müzesi: 1928de kurulmuştur. Atatürkün naşı 1938den 1953e kadar 15 sene burada kalmıştır. Bu müze, Türkİslam eserleri bakımından çok zengindir. İşlemeler, dokumalar, altın ve gümüş işlemeli elbiseler, 17. asırda Ankara evlerinin döşenmiş hali, Selçuklu ve Osmanlı ahşap işçiliği, folklor, tarihi zengin kolleksiyonlar, bakır eşyalar, Türk yazı sanatına ait eserler, tarikat mensuplarına ait eşyalar bu müzeyi süslemektedir.

Diğer müzeler: Ankara müzeler bakımından çok zengindir. Devlet Demiryolları Müzesi, Sağlık Müzesi, Hayvanat Müzesi, Tabiat Tarihi Müzesi, bu müzelerden bazılarıdır.

Anıtlar: Ulus Mdanında Zafer Anıtı, Etnografya Müzesi ve Orduevi önünde Atatürk Anıtları, Yenişehirde Güvenlik Anıtı ve Polatlıda Sakarya Şehidleri Abidesi başlıcalarıdır.

Milli Kütüphane:Türkiyenin en büyük ve en modern kütüphanesidir. Çok değerli eski eserler vardır. Nükleer saldırı dahil her türlü tehlikeye karşı korunabilecek şekilde inşa edilmiştir. Birbirinden değerli el yazma eser özel kasalarda saklıdır. Dünyaada tek nüshası bulunan Muradname buradadır.

Augustus Tapınağı: Tapınak iki bölümdür: Birinci bölüm, Frigyalılar zamanında Men adına M.Ö. 2. asırda yapılmıştır. İkinci bölüm; Galat Kralı Pylamenes tarafından M.S. 10. yılda Roma İmparatoru Augustus adına yapılmıştır. İlk yapıldığında 4 duvardan ibaretti. Sonradan çevresi sütunlarla kuşatıldı. Manisadaki Artimes Tapınağına benzer. Kitabede, Augustus'un 57 senelik iktidarı anlatılır. Bu tapınak, Hacı Bayram Camii'ne bitişiktir. Osmanlılar devrinde burası medrese olarak kullanıldı.

Tulianus Sütunu: M.S. 4. asırda dikilmiştir. Ulus semtinde Hükumet Meydanındadır.

Roma Hamamı: M.S. 3. asırda Roma İmparatoru Caracalla tarafından yaptırılmış olup, 500 sene hamam olarak kullanılmış ve M.S. 8. asırda yangın neticesi yıkılmıştır. Çankırı Caddesi üzerindedir. Hamamda pek çok eski para bulunmuştur. Soğuk ve sıcak olarak iki kısımdır.

Gordion: Polatlı yakınında, Yassıhöyük köyündedir. M.Ö. 8. asırda Frigyanın başkenti olmuştur. Hitit, Asur ve Frigya devrinin önemli bir şehri idi. 1950 senesinde yapılan kazılarda Frigyalılara ait saray, Hitit mezarlığı ve Midasın mezarı bulundu. Midas, eşek kulaklı olarak tasvir edilmiştir. Frigya krallığına son veren Kimmerler ile Perslerden şehri alan Galatlar (M.Ö. 278) bu şehri yakıp yıktılar. Efsaneye göre bu şehrin Zeus tapınağında çözülmesi zor bir düğüm vardı. M.Ö. 33te Makedonya Kralı İskender, bu düğümü kılıcı ile keserek çözdü. Efsaneye göre bu düğümü çözen Asyaya hakim olacaktı.

Elmadağ: Ankara'ya 25 km uzaklıkta bulunan ve kışın devamlı karla örtülü olan Elmadağdaki Elmadağ Dağ Evi ve Elmadağ Kayak Merkezi kışın Ankaralıların en çok uğradığı yerlerden biridir. Burada kış sporları çok yapılır.

Kızılcahamam: Selçuklu mimarisinin hususiyetlerini taşıyan hamamları vardır. Çam ormanları ile çevrili vadi, memba suları ile yazın ideal bir dinlenme yeridir. Kaplıcaları romatizma, nevralji, nefrit ve kadın hastalıklarına iyi gelir. İçmeleri ise mide, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına şifalıdır. Maden suyu meşhurdur.

Haymana, mağara ve kaplıcaları: Turistlerin gezdiği yerler arasındadır. Kaplıcaları, çocuk felcine, kadın hastalıklarına, romatizma ve nefrite iyi gelir. İçmeleri ise idrar yolu hastalıklarına faydalıdır.

Atatürk Orman Çiftliği: Yüzme havuzu, hayvanat bahçesi ve çeşitli tesisleri ile bir gezinti mahallidir.

Gençlik Parkı: Şehir merkezinde bulunmaktadır. Çay bahçeleri, gazinoları, havuzu, lunaparkı ve diğer eğlence yerleri ile Ankaralılar için ideal bir dinlenme merkezidir.

Gezilecek turistik yerler: Çubuk Barajı, Gölbaşı, Karagöl, Söğütözü, Ayaş Beli, Dikmen (Çuldağ), Beyman Ormanları, Sarıyar barajı, Soğuksu, Beypazarı Tekedağı, Karagöl ormanı, Deliktaş ormanı, Milli Park, Çamkoru önemli turistik yerlerdir.

Kaplıcaları: Ayaş kaplıcası romatizma, nevralji, kadın hastalıkları ile kırık ve çıkıklara iyi gelir. Ayaş İçmesi ise safra taşı ve böbrek kumları olan hastalar için istifadelidir. Karakaya Kaplıcaları romatizma, nefrit, kadın hastalıkları, çocuk felcine şifalıdır. Karakaya İçmesi mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Beypazarı Kaplıca ve İçmeleri de çok faydalıdır.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
The capital of Turkey; located in west-central Turkey; formerly known as Angora and is the home of Angora goats.
İngilizcesi İngilizce
Ankara.
İngilizcesi İngilizce
Angora.

  • ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, Ankara ile Washington arasında bu iki alandaki paylaşımların son günlerde hissedilir oranda arttığını yazdı.
  • Çatışmaların Türkiye sınırına çok yakın noktalara kadar sıçraması nedeniyle Ankara da önlemlerini arttırdı.

Sizde içinde Ankara kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Ankara kelimesi anlamı 2277 defa okunmuştur. [192735] Ankara kelime anlamı, Ankara nedir, Ankara ne demek, Ankara sözlük anlamı

Paylaş