Bursa Nedir

Bursa Nedir ? Bursa Ne demek ?

1-)Osmanlı Devletinin bir ara başkentliğini yapan, evliyalar diyarı, tarihi abideler şehri, tabii güzellikleri ve binlerce senedir bilinen şifalı kaplıcaları ile dünyaca isim yapan bir ilimiz.

Marmara bölgesinin güneyinde yer alan Bursa, bilecik, Balıkesir, Kütahya, Kocaeli, İstanbul illeri ve Marmara Denizi ile çevrili, Marmara bölgesini, Ege ve İç Anadolu’ya bağlayan bir kavşak noktasıdır. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi Türkiye’nin üç büyük şehrinin meydana getirdiği üçgenin merkezinde sayılır. 28°10’ ve 30°00’ kuzey enlemleri ile 40°40’ ve 39°35’ doğu boylamları arasında yer alır. Trafik numarası 16’dır.

İsminin Menşei

Bursa’nın, Bitinya kralı İkinci Prusias tarafından kurulduğu ve şehre "Prusias" (Prosa)dendiği, zamanla bu isim "Brousse" ve "Brus" olduğu söylenmektedir. Türkler şehri fethedince, "Bursa" demişlerdir.

Tarihi

Bu şehre tarih, damgasını o kadar derin ve kuvvetle basmıştır ki, o her yerde önümüze çıkar. İstanbul’dan sonra en çok tarihi şahsiyetler ve eserleri bağrında taşıyan Bursa’nın Türk tarihinde çok müstesna bir yeri vardır.

Milattan iki bin yıl önce Trakya’dan gelen "Bitiniler" Bursa ve civarına yerleşmiş ve Bitinya Krallığını kurmuşlardır. Bitinya kralı Prosyas, M.Ö. 1500 senelerinde Bursa’yı kurmuş, şehre Prosa denmiştir. Kartaca komutanı Anibal, bu krallığa sığınmış ve verdiği plana göre bu şehir kurulmuştur. Bitinya’nın merkezi İzmit idi. Lidya kralı Krezüs, Bitinya topraklarını ele geçirmiş, Persler Lidya’yı yenerek 200 sene valilik (satraplık)olarak idare etmiştir. Persleri Makedonya Kralı İskender yenerek bu bölgeye hakim olmuştur. İskender’in ölümü üzerine imparatorluk kumandanlar arasında taksim edilince, bu bölge "Antiyon"un hissesine düşmüştür. Bilahare bu bölge, Roma İmparatorluğu’na dahil edilmiş ve Roma’nın M.S. 395’te Doğu ve Batı olarak bölünmesinde Bursa ve civarı Doğu Roma’nın (Bizans’ın) hissesine kalmıştır. Bizans devrindeyken İran Sasani hükümdarı Hüsrev Perviz, Bizans imparatoru Herakliyüs’ü yenerek Bursa’yı ele geçirmiş, Trakya’dan gelen Türkler Bizanslılara yardım ederek geri almıştır.

Abbasi halifesi Harun Reşid zamanında İslam ordusu Söğütçük kasabasına kadar gelmiş anlaşma yapıp geri dönmüşlerdir. Hamdanoğlu Sülalesinden Seyfüddevle 924’te Bursa’yı kuşatmış ise de alamamıştır. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Bursa civarı Türkler’in eline geçmiştir. 1097’de Türkler Bursa’yı fethetti fakat bu kısa sürdü. Selçuklu Sultanı Melikşah, Kutalmışoğlu Süleyman Şahı Bursa fethine gönderdi. İznik alındı. Kılıçarslan, ilk Haçlı seferini İznik önünde geri çevirdi. Oğuz Türklerinin Kayıhan boyundan Karakeçeli aşiretinin lideri Ertuğrul Gazi, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat zamanında (1210-1236) Söğüt ve Domaniç civarında yerleşti. Oğlu Osman Bey, Osmanlı Devletini kurdu. Osmanlı Devletinin ilk fethettiği yer Kulacahisar’dır. (İnegöl’e 5 km uzaklıkta bir köy.) Bilahare Karacahisar’ın fethinden sonra sırayla İnegöl, Kestel, Uluabat, Yalova, Karamürsel fethedildi. Osman Gazi, oğlu Orhan Gaziye Bursa’nın güneşte parlayan Sent Eli Manastırının kubbesini (Tophane) göstererek beni buraya gömün diyerek vasiyet etti. Orhan Gazi Mudanya, Gemlik ve Atronos (Orhaniye)u fethettikten sonra, Bursa güneyinde Pınarbaşı’nda karargahını kurdu. Bursa’yı kuşattı. Bursa tekfuru, Köse Mihal vasıtasıyla teslim olmak istediğini bildirdi. 30 bin flori altın verdi ve Osmanlı askerleri nezaretinde İstanbul’a gitti.

Bursa 6 Nisan 1326 Cumartesi günü Türkler tarafından fethedildi. Orhan Gazi, Bursa’yı Osmanlı Devletinin başkenti yaptı. Birinci Murad (Hüdavendigar) 1365’te Osmanlı başkentini Edirne’ye nakletti. Fakat tahta çıkmalar, cenaze törenleri ve gömülmeler Bursa’da olmuştur. İstanbul’un fethine kadar Bursa sembolik başkent olarak devam etti. 1841’den sonra Anadolu Beylerbeyi Bursa’da oturmuştur.

Yıldırım Bayezid ile Timur Han arasında 28 Temmuz 1402’de yapılan Ankara Savaşından sonra Bursa ve Osmanlı Devleti sıkıntılı günler geçirdi. Kısa zamanda burada Osmanlı hakimiyeti sağlandı. Birinci Dünya Harbine kadar her hususta gelişen Bursa, bu savaşı müteakip İngilizlerin yardımı ile Yunan ordusu tarafından işgal edildi. 26 Ağustos 1922’de büyük taarruzla kesin olarak hezimete uğrayan Yunan ordusu kaçmaya başladı ve 11 Eylül 1922’de Bursa düşman işgalinden kurtuldu. Yunanlılar kaçarken Bursa’yı yakıp yıkmaya çalıştılar. Bursa 1801’de büyük bir yangın, 1854’te deprem, 1429’da veba salgınlarında çok zarar görmüştü. Sultan Birinci Ahmed Celali isyanlarını bastırma işini Bursa’dan takip etmiştir. Dördüncü Murad ve 1860’ta Sultan Abdülaziz ile Sultan Abdülmecid Bursa’yı ziyaret etmişlerdi.

Fiziki Yapı

Bursa toprakları % 35’i dağlık ve yayla, % 48’i platolarla, % 17’si ovalarla kaplıdır. Bursa Ovası derelerin sürüklediği alüvyonlardan meydana gelmiştir. Arazisi volkanik bir yapıya sahiptir. Kaplıcaları yer kabuğunun iki bin metre derinliğinden yer yüzüne çıkan sıcak su kaynaklarıdır.

Dağlar: Bursa ilindeki dağlar genel olarak doğu-batı yönünde uzanan sıra dağlar olarak görünür. Yer yer yükselirler. Samanlı Dağları, Duman, Hasanbaba, Karlık tepeleri, Kıltepe (1600 m), Katırlı Dağları (Üçkaya Tepesi 1283 m), Avdan Dağı, Mudanya Dağları, Karatepe (835 m), Karadağ, Sarnıç Tepe (820 m), Talas Tepe (700 m), Uludağ Karatepe (2543 m), Ahı Dağı, Asarcık Dağları, Sincan Dağı, Gökçedağ, Eğrigöz Dağı, Kurban Dağı (1000 m), Dazdağ (922 m) ve Dümenkırı Dağı (1013 m)dır.

Yaylalar: Yaylaların çoğu Uludağ’dadır. Başlıcaları Kadı Yaylası, Sarı Alan, Karapınarlar (1900 m), Kirazlı Yayla (750 m), Yılankaya (Kayadibi), Dolubaba, Paşa Çayır, Araba Oturağı, Ağaçlı Kuyu, Yumaklı ve Karayayla’dır.

Ovalar: Bursa’nın ovaları çok verimlidir. Samanlı Katırlı Dağ dizileri arasında Orhan Gazi Ovası 17.000 hektar ve İznik Ovası 9000 hektardır. Uludağ-Katırlı dağ dizileri arasında İnegöl Ovası 14.832 hektardır. Yenişehir Ovası 15.478 hektar ve Bursa Ovası 39.218 hektardır. Çayırköy Ovası 8.000 hektar, Karacabey Ovası 18.000 hektar ve Mustafakemalpaşa Ovası 18.000 hektardır. Alüvyonlu topraklar olup, çok bereketlidir.

Akarsuları: Bursa ili içinde büyük nehir yoktur. Fakat Uludağ ve eteklerinden çıkan çaylar vardır. Nilüfer Çayı, uzunluğu 87 kilometredir. Uludağ’da 850 m yükseklikte bulunan iki mağaradan çıkar, süratle iner, akışı hızlıdır. Her kilometrede 20 m aşağı iner, Dereçavuş köyünde Deliçay birleşir. Ulubat Gölü ayağında denize dökülür. Deliçay, Nilüferin ikinci koludur. Balıklı, Kaplıkaya ve Gölbaşı sularını toplar. İlkbaharda çok hızlı akar. Bunun için Deliçay denmiştir. Bursa’nın içinden geçer. Karıncadere, Namazgah, Alaşar, Gökdere ve Cilimbaz derelerini alır. Dereçavuş köyünde Nilüfer’le birleşir. Gökdere, Setbaşı köprüsünden geçer, vadiden akar ve su deposu üstünde 12 m şelale yapan deredir. Emirsultan ile Yeşil arasından akan Karınca, Namazgahdere ve Gökdere ile birleşir. M. Kemalpaşa Çayı 155 kilometredir. Menbaına yakın ismi Çavdar Suyu, Orhaneli civarında Atranos Çayı (Karasu), M. Kemalpaşa’dan geçerken Kemalpaşa adını alır. Bu çay iki koldan ibarettir. Birinci kol Kütahya Yoncalıktan çıkar.Tavşanlı-Orhaneli’ni geçip, M. Kemalpaşa’ya 15 km mesafede ikinci kol ile birleşir. Birleşmeden önce Sarpdere ve Dursunbey Suyu, Atranus’a katılır. İkinci kol ise Simav’ın Dağardı bucağı yakınından çıkar. Aleva ismini alır. Orhaneli’nden geçer. Simav’dan sonra birinci kol ile birleşir, Ulubat Gölüne dökülür.

Küçükaradere Suyu: M. Kemalpaşa’dan çıkar. Susurluk Çayına dökülür. Susurluk (Karadere) Çayı; Manyas Gölünden gelir. Susurluk’tan geçer. Karacabey’in Karadağı’ndan kollar alır.

Göksu: Uludağ’dan gelen Çayırakçe, Karadereleri, Kocaköy, Bedre suları birleşir. Yenişehir arasında Göksu ismini alır ve Sakarya Nehrine karışır. Doğancı Barajından verilen su ile Bursa’nın 30 sene su sıkıntısı giderilmiş olacaktır.

Göller: Ulubat (Abolyont) Gölü: M. Kemalpaşa ile Karacabey arasında, 156 km2 alana sahiptir. Derinliği azdır. 1,5 ile 4 m arasında değişir. Dibi çamurludur, kıyıları bataklık ve sazlıktır. Suyu tatlıdır. Sazan, yayın balıkları ile tatlısu istakozları boldur. Üzerinde birçok ada vardır. Yazın suları çekilir, ekime müsaittir.

İznik Gölü: İznik-Orhangazi arasındadır. Alanı 208 kilometrekaredir. En derin yeri 80 metredir. Mavi rengi ile denizi andırır, suyu tatlıdır. Sazan ve tatlı su balıkları boldur. Güneyi kumsaldır. Etrafı zeytinlik, çam ve çınar ağaçlarıyla süslüdür.

Gölbaşı: Bursa Ovasının Dimboz köyü yakınında küçük göldür.Katırlı Dağlarından inen suları düzenleyen bir baraj gölüdür. Yenişehir Gölü (Bataklık): Eskiden bataklıktı, kanallar açılarak kurutuldu. Uludağ Karagöller: Zirvenin 8 km doğusunda kar sularının erimesi ile meydana gelen göldür. Gölün yukarısı karlı sırt, aşağısı Sanavber ormanı ile çok güzel mesire yeridir. Göllerin isimleri: Buzlu Göl, Aynalı Göl ve Kara Göl.

İklimi ve Bitki Örtüsü

Bursa’da genellikle Akdeniz iklimi hüküm sürüyorsa da Karadeniz iklimine geçiş sahası manzarası gösterir. Sıcaklık +42,6°C ile -25,7°C arasında seyreder. Yağış ise, 456,2 mm ile 1217,4 mm arasındadır. Yılın ortalama 113 günü yağışlı geçer. Uludağ yazın da karla kaplıdır. Bursa topraklarının ancak % 8’i ekime elverişli değildir. % 43’ü ormanlarla % 44’ü tarlalar ve % 5’i çayır ve mer’alarla kaplıdır. Uludağ’ın bin metre yukarısı ormanlarla örtülüdür. Zeytinlik saha oldukça geniştir.

Ekonomi

Bursa, Türkiye’nin ekonomik bakımdan en gelişmiş beşinci ilidir. İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’dan sonra gelir. Bursa’nın ekonomisi tarım ve tarıma dayalı sanayii, ticaret ve turizme dayanır. Maden bakımından da zengindir.

Tarım: Toprağı çok bereketli olup, iklimi (sıcaklık, nem ve yağış) tarıma çok müsaittir. Tarım ürünleri çok çeşitli ve boldur. Faal nüfusun % 60’ı tarımla uğraşır. Brüt gelirin % 20’si tarımdan sağlanır. Bazı meyve ve sebze ürünlerinde Bursa birinci sırada yer alır. Arazinin % 44’ü tarladır. Tarım ürünlerinin başlıcaları; buğday, arpa, mısır, yulaf ve pirinç gibi tahıllardır. Bütün bunların senelik istihsali 500.000 tona yaklaşır. 20.000 tona yakın fasulye, bakla, bezelye ve çiğ baklagiller, tütün, pamuk, ayçiçeği, susam ve anason yetişir.

Türkiye’nin en çok ve kaliteli sebzesi Bursa’da üretilir. Bunlardan domates birinci sırayı alırken, soğan ikinci sıradadır. Patates, hıyar, pırasa, lahana, taze fasulye, patlıcan, biber, enginar ve ıspanak üretimi 250.000 tona yaklaşır. Bursa meyvecilikte çok ileridir. Sulu şeftalisi, kestane, üzüm, elma, armut, çilek, vişne, kiraz, kayısı, erik, muşmula, kızılcık, ceviz, kavun, karpuz ve her çeşit meyve yetişir. Türkiye’de, çileğin % 80’i, şeftalinin% 40’ı Bursa’da yetişir. 25.000 hektara yaklaşan bağlarda yetişen razzaki ve müşküle üzümü de dış ülkelere ihraç edilir. Gemlik, Mudanya ve Orhangazi ilçelerinin zeytinleri sofralık, lezzetli zeytinlerdir.

Bursa’da modern tarım aletleri, sun’i gübreleme, sulama ve ilaçlama en ileri seviyededir. İpek böcekçiliği, Osmanlı devrinde çok yaygındı. Sun’i ipek çıkınca koza üretimi azalmıştır. Senede 600 tona yakın koza üretilmektedir. Dünyanın en verimli kestane alanları Bursa yamaçlarındadır. Bursa ile Sarıalan’a kadar uzanan kestane kuşağı ilmen dünyanın kestane kuşağıdır.

Hayvancılık: Bursa’da hayvancılık oldukça ileridir. Mer’a ve çayırlar hayvancılığa müsaittir. Başta koyun olmak üzere kıl keçisi ve sığır beslenir. 32.000 arı kovanı ve lezzetli balı vardır. Karacabey-M. Kemalpaşa arasında bulunan Karacabey Harası Türkiye’nin en büyük harasıdır. Arazisi 100.000 dekarın üzerindedir. Osmanlı devrinde sarayın et, süt, krema, yağ ve buna benzer ihtiyacı için "Çiftli-Kat-ı Hümayun" olarak kullanılmıştır. Bu araziyi Köse Mihal, kızının çeyizi olarak Orhan Gazi’ye hediye etmiştir. 1924’ten sonra hayvancılığın ıslahı için burada damızlık at, koyun, sığır ve tavuk yetiştirilmeye başlanmıştır. Bunların bir kısmı köylüye satılır. M. Kemalpaşa’nın Ayazköy ve İncilpınar mer’aları ıslah edilmiştir.

Ormancılık: Toprakların % 44’ü ormanlıktır. 472.000 hektara yakındır. Ormanlarda çok çeşitli ağaçlar bulunmaktadır. Orman içinde ve 10 km civarında bulunan köy sayısı 683’tür. Senede 160 bin m3 kerestelik odunu, 650.000 ster yakacak odunu ve 150 ton reçine elde edilir.

Madenler: Bursa maden bakımından da zengindir. Silah ve uzay sanayiinde kullanılan Volfram (tungsten) Uludağ’da çıkmaktadır. 100.000 ton krom istihsal edilmektedir. Ayrıca linyit, bor tuzları, manyezit, çinko, amyant, mermer bulunmaktadır. Silah sanayiinde kullanılan Bor tuzları M. Kemalpaşa ve Kestel’de çıkmaktadır.

Sanayi: Bursa Türkiye’nin başta gelen sanayi merkezlerinden biridir. Türkiye’nin 500 büyük firmasının 32 adedi Bursa’dadır. Büyüklü küçüklü 7.000 iş yeri vardır. Türkiye’nin üç otomobil fabrikasından 2’si olan Renault ve Tofaş Bursa’dadır. Otomotiv yan sanayi ile ilgili iş yerleri ve Mensucat sanayi ile ilgili iplik (naylon, poliester, yün, makara ipliği, dokuma, havlu, boya ve empirme) fabrikalarının sayısı oldukça fazladır. Makina ve madeni eşya sanayii, döküm, madeni eşya ve makina imalatı olarak 16 çeşit makina imal edilir. Karoser ve aksesuar sanayiinde 32 çeşit oto aksesuarı imal edilir.

Süt mamülleri sanayiinde süt, peynir, tereyağ, kaymak, yoğurt ve lor istihsal edilir. Konserve ve meyve suyu imalatı oldukça ileridir. Deri yağ ve sabun imalatında 20’ye yakın fabrika vardır. Deri ve plastik sanayiinde oldukça ileridir. Sümerbank Merinos Yünlü Sanayii Müessesesi eski ve köklü bir sanayi kuruluşudur.

Yedi bin sanayi işletmesini buraya sığdırmak mümkün değildir. Un fabrikaları, pekmez, mobilya, yonga ve levha, kimya sanayii fabrikaları, akü, çelik ve plastik boru fabrikaları vardır. Yedi bin işletmenin 100 tanesi büyük işletmelerdir. Tekstil sektörü söz konusu edildiği zaman hiç şüphesiz ilk akla gelen şehrimiz Bursa olmaktadır. Tarihteki ipek şehri Bursa, günümüzde sanayi şehrine dönüşmüştür.

Ulaşım: Bursa, kara, hava ve deniz ulaştırması bakımından zengin bir ildir. İstanbul, İzmir ve Ankara’ya mükemmel karayolu ile bağlıdır. Bursa, Osmanlı devrinde en işlek ve karayollarının kavşak noktasında bulunuyordu. Bugünkü yolların esası Osmanlı devrinde açılan yollardır. Gemlik ve Mudanya’da iskele vardır. Yalova iskelesine inenler çok düzgün bir yolla bir saat içinde Bursa’ya ulaşırlar. Bursa’da havaalanı vardır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

1990 sayımına göre toplam nüfusu 1.603.137 olup, 1.157.805’i şehirlerde, 445.332’si köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 11.043 km2 olup, nüfus kesafeti 145’tir.

Örf ve Âdetler: Bursa 14. asrın başından bu yana Türkiye’nin başta gelen bir kültür ve eğitim merkezi olmuştur. Türkler, birinci asır başından beri Bursa bölgesine yerleşmişlerdir. Haçlı seferleri sebebiyle bir ara Türklerin elinden çıkmışsa da, kısa zaman sonra tekrar alınmıştır. Bursa’da Türk İslam kültürü hakim olmuştur. Tarih boyunca Bursa bölgesinde yaşayan Hititler, Bitinyalılar, Traklar, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslılardan bazı antik eser ve harabeler kalmışsa da, bu milletlerin örf ve adetleri unutulup gitmiştir.

Örf ve adetlerde, folklorda ve her çeşit sosyal düşüncede Türk İslam kültürü hakim olmuştur. Bursa bölgesinde kadın ve erkeklerin giyim ve kuşamları çok güzeldi. Bugün yalnız düğün ve gösterilerde giyilmektedir. Orhan Gazi zamanında her gün ikindi vakti "nevbet" denilen davul çalınırdı. Zamanla bu davula kös, tabıl, zurna, nakkare ve nefes çalgıları katılmıştır. Mehter olarak bilinen bu takım, Osmanlıların savaş ve barışta milli sembolü haline gelmiştir.

Bursa’da dini bayramlar coşkunlukla kutlanırdı. Türbe ve kabirler, aile mezarlıkları ziyaret edilirdi. Bayram ve Ramazan-ı şerif manileri çoktur. Bursa türkülerinin çoğu "sekme" denilen dört buçuk tempolu oyun havalarıyla söylenir. Setbaşı, efe ve yemeni, keklik, turna, Bursa’nın ufak tefek taşları meşhurlarıdır. Oyun havaları ve halk müziğinde gurbet ve hasret duyguları ağır basar. Başlıca oyun havaları, yüksek oyun, kırık oyun, Cezayir ve Köroğlu’dur. 8-10 kişi ile yapılan kılıç-kalkan oyunu yiğitliğin sembolüdür. Orhan Gazi zamanında askerlerin eğitimiydi. Türk gölge oyununun meşhur kahramanları olan Karagöz (demirci ustası) ile Hacıvat (Baş Mimar Hacı İvaz Ağa)Bursa’da yaşamıştır. Orhan Gazinin emri ile Şeyh Küşteri, Hacıvat ve Karagöz’ü eski bir Türk oyunu olan gölge tiyatrosu ile devam ettirmiştir. Bursa’nın meşhur yemekleri:İskender kebabı, enginar dolması, kestane şekeri ve gülvarak’tır. İspanya Barcelona Gıda Fuarında, Bursa kestane şekeri dünya birincisi seçilmiştir. Bursa çinicilik, seramikçilik, ipek ve kadife dokumacılığı, bıçakçılık, saraççılık, oya işleri gibi el sanatlarında çok gelişmiştir.

Bursa divan ve halk edebiyatında çok sayıda ve meşhur şairlerin yetiştiği bir ildir. Vesilet-ün Necat (Mevlid) eseri ile en meşhuru Süleyman Çelebi’dir. Sevgili Peygamber efendimizin doğumunu, miracını, hayatını, üstünlüklerini ve faziletlerini anlatan bu eser asırlardır, cami, mescid, ev ve her yerde okunan bir Türkçe eserdir. Ahmed Paşa (1496), Mehmed Gazali (1466-1535), Lami-i Çelebi (1472-1532), Cenani (1595), Eşref Paşa, Halil Edib Bey ve Semih Efendi başlıca şairlerdir.

Atıcılık için ilk ok meydanı Bursa’da yapıldı. Atıcılık, kış sporları, güreş ve diğer spor ileridir.

Eğitim: Okur-yazar nisbeti % 80’dir. Okulsuz köy kalmamıştır. Bursa’da 135 ilkokul, 80 ortaokul, 25 lise, 50 meslek ve teknik lise, Uludağ Üniversitesi ve buna bağlı tıp fakültesi ve diğer fakülteler ile okul ve öğretmen bakımından en iyi illerden biridir. Bursa kütüphaneleri eski ve el yazma eserlerle doludur.

Yetişen meşhurlar: Bursa’da yetişen devlete, ilme ve dine hizmet edenlerin sayısı çok fazladır: 1) Lala Şahin Paşa: Filibe, Edirne ve Bulgaristan fethinde çok büyük hizmeti olmuştur. Türbesi M. Kemalpaşa’dadır. 2) Karacabey (Dayı): Fatih devrinin büyük komutanlarındandır. 3) İnegöllü İshak Paşa:İstanbul fethinde Kara Kuvvetleri Komutanı idi. 4) Duğlu Baba: Bursa fethinde askerlere ayran dağıtan bir velidir. Türbesi Kirazlı Yayladadır. 5) Geyikli Baba: Bursa fethine geyik üzerinde katılmış bir velidir. Horasan’dan gelmiştir. 6) Musa Baba: Bursa fethine katılmıştır. Cami ve türbesi tamir edilmiştir. Işıklar semtindedir. Horasan’dan gelmiştir. 7) Abdal Murad: Bursa fethinde hizmeti geçen bir velidir.Kabri Uludağ yolu üzerindedir. 8) Alaca Hırsa: Alaca Hırsa Camii bu zat için yapılmıştır. Gerçek ismi belli değildir. Bursa fethi için Buhara’dan gelen bir velidir. 9) Ali bin Yusuf Bali: Molla Fenari hazretlerinin torunudur. Aritmetik hakkında ve Arapça gramer hakkında eser yazmıştır. 10) Beliğ İsmail Efendi: 1729’da vefat etmiştir. Güldeste-i Riyaz-ı İrfan isimli Bursa’da yetişen meşhurları anlatan eseri meşhurdur. 11) Bursalı Mehmed Tahir: 1926’da İstanbul’da vefat etmiştir. Osmanlı Müellifleri eseri meşhurdur. Basılmış 10, basılmamış 7 eseri vardır. 12) Cenani: 1559’da vefat etmiştir, fen bilgisine ait çeşitli kitapları vardır. 13) Eşrefoğlu Rumi: Büyük alim ve velilerden. Hacı Bayram Veli hazretlerinin damadıdır. 1479’da vefat etmiştir. Türbesi İznik’tedir. Başlıca eserleri Müzekkin-Nüfus, Tarikatname ve Divan’dır. 14) Feraizcizade Mehmed Said: Gülşen-i Maarif’in yazarıdır. Bunun birinci cildi genel tarih, ikinci cildi ise Birinci Abdülhamid’e kadar olan hadiseleri nakleder. 15) Gazi AhmedMuhtar Paşa: 1839’da doğmuş, Bursa’da Katırcıoğlu ailesindendir. Paşa olmuş, sadrazamlık yapmıştır. Darüşşafaka Lisesini açmıştır. Islah-ut-Takvim Riyad-ül-Muhtar, 1294 Anadolu Rus Muharebesi ve Takvim-i Mali eserlerini yazmıştır (Bkz. Ahmed Muhtar Paşa). 16) Hacı İvaz Paşa: Vezir olmuştur. Timur ve Karamanlıların kuşatmasında Bursa’nın Hisar kapılarını kapatarak Bursa’yı alınmaktan kurtarmıştır. Yeşil Cami ve Türbesinin mimarıdır. 1429’da vefat etmiştir. Türbesi Pınarbaşı’ndadır.17) İsmail Hakkı Bursevi: Tasavvufi eserleri ve Ruh-ul-Beyan adlı meşhur bir tefsiri vardır. El yazma eserleri Orhan Camii Kütüphanesinde saklıdır. 18)Kara Çelebizade Abdülaziz: Bursa müftülüğü ve şeyhülislamlık yapmıştır. Bursa’ya su getirmiş ve 300 çeşme yaptırmıştır. Ravzat-ül-Ebrar, Mirat-ı Safa, Süleymanname isimli eserleri vardır. 1642’de vefat etmiştir. 19) Lamii Çelebi Mahmud bin Osman: Yeşil Külliyesi nakkaşı. Nakkaş Ali’nin torunudur. Çekirge’de camisi bulunur. Türbesi de dedesi yanında Hisar’dadır. 1531’de vefat etmiştir. Çok sayıda eserleri vardır. 20) Mehmed bin Abdullah: Molla Fenari hazretlerinin torunudur. 1531’de vefat etmiştir. Düstur-ül-Hesab ve Kaside-i Bürde eserleri meşhurdur. 21) İnegöllü Mustafa: 1716’da vefat etmiştir. Lügat hakkında Cami-ül-Fürs kitabı vardır. Osmanlı tarihinin ilk devirleri için üç ana kaynaktan biridir. Diğerleri Âşıkpaşazade Tarihi, Bitlisi’nin Heşt Behişt Tarihi’dir.Kabri, Çekirge semtinde Süleyman Çelebi kabristanındadır. 22) Ömer Şifai:Meşhur bir doktordur. Tıp tarihinde yer almıştır. Reis-ül-etıbba (başhekim) olmuştur. 23) Şehzade Korkut (İkinci Bayezid Hanın oğlu) 1513’te vefat etmiştir. Ahlak ve fetva kitapları yazmıştır. 24) Şeyh Muhyiddin Halveti, şairdir. Divan’ı vardır. Üçkazlar şeyhidir. Hüsrevname, İbretname kitapları vardır. 1682’de vefat etmiştir. 25) Üftade Mehmed Muhyiddin (Celveti): Büyük bir mutasavvıftır. Divançe’si ve Vakıat isimli eserleri vardır. Evi, türbesi, mescid ve camisi mevcuttur. Çocuklarından da çok alim kişiler yetişmiştir. 26) Vani Mehmed Efendi: Kestel’de yerleşmiş, medrese ve hamam yaptırmış ve çok çeşitli kitaplar yazmıştır. 27) Yahya bin Han Mustafa, Türkçe Envaru’l Kulub manzum eseri, Hulefa-i Raşidin ile Ehl-i Beyt hakkında eseri vardır. 1516’da vefat etmiştir. 28) Ulubatlı Hasan: İstanbul fethinde surlara Türk bayrağını ilk diken ve şehitlerden biridir.

Bursa ile ilgili rivayetler: Bir rivayete göre hazret-i Süleyman’ın cin vezirlerinden biri, "Can" kavminin güzel bir dağın eteğinde şehir kurduğunu, "Cin" kavminin bin sene savaş etmekle şehri aldığını ve bir tufan ile bu şehrin göl altında kaldığını söyler. Hazret-i Süleyman’ın emri ile su perileri göller altındaki şehri çıkarırlar. Vezirlerden birisi "Cennet burası" der, ağır işiten diğer bir veziri bu sözü "Cennet Bursa" anlar. Dağ perileri Uludağ’dan mermerler getirip saray yaparlar; hazret-i Süleyman hükümdarlığı esnasında senede bir gün Bursa’ya zevcesi hazret-i Belkıs ile gidermiş.

Karagöz efsanesi: Demirci ustası olan Karagöz Batı Trakya’dan Kırklareli’ne, İstanbul, Konya ve sonra Bursa’ya gelir. Hoş sohbet olan Karagöz, Orhan Camii mimarı Hacı İvaz (Hacıvat)Ağa ile şakalaşırken, işçiler gülmekten iş yapamazlar.Karagöz idam edilince halk üzülür. Karagöz’ün hatırasını devam ettirmek için Karagöz-Hacıvat oyunu, Şeyh Küşteri vasıtasıyla sahneye konur.

İlçeleri

Bursa on yedi ilçeden meydana gelmiştir. Bunlardan üçü Bursa il merkezini meydana getirir.

Nilüfer: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 65.799 olup, 36.897’si ilçe merkezinde, 28.902’si köylerde yaşamaktadır. Bursa il merkezini meydana getiren ilçelerden biridir. 1989 yılında ilçe merkezi oldu.

Osmangazi: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 510.902 olup, 473.302’si ilçe merkezinde, 37.600’ü köylerde yaşamaktadır. Bursa il merkezini meydana getiren ilçelerdendir. 1989 yılında ilçe merkezi oldu. Uludağ’ın eteklerinden ovaya doğru yayılmıştır.

Yıldırım: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 325.159 olup, 324.377’si ilçe merkezinde, 782’si köylerde yaşamaktadır. İl merkezini meydana getiren ilçelerden olup, 1989’da ilçe merkezi oldu.

Büyükorhan: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 19.591 olup, 4219’u ilçe merkezinde, 15.372’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 41 köyü vardır. Orhaneli’ne bağlı bucak iken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kanunla ilçe oldu. İlçe toprakları genelde düzdür. Dağlık bölgeler kayın, kızılçam, karaçam, ve ardıç ormanları ile kaplıdır.

Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, patates, üzüm, şekerpancarı, mısırdır. Hayvancılık önemli gelir kaynaklarındandır. Sığır ve merinos koyunu beslenir. Gelişmemiş bir yerleşim merkezidir.

Gemlik: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 78.193 olup, 50.237’si ilçe merkezinde, 27.956’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 24 köyü vardır. Yüzölçümü 611 km2 olup, nüfus yoğunluğu 128’dir. İlçe toprakları, Gemlik Körfezinin iki yanından içeriye doğru olan kısımda yer alır. Kuzey ve güneyinde tepelik alanlar bu tepelerin ortasında küçük bir ova vardır.

Ekonomisi sanayi, tarım ve balıkçılığa dayanır. Yem Fabrikası, Konserve Fabrikası, Borusan Fabrikası, Azot Fabrikası ve Sümerbank Sun’i ipek ve Viskoz Mamülleri Fabrikası başlıca sanayi kuruluşlarıdır. Verimli Gemlik Ovasında sebze, meyve ve zeytin yetiştirilir. Türkiye’nin en kaliteli sofralık zeytinleri ilçede yetişir.Kıyıları uygun olduğundan yaz turizmi gelişmiştir. Kıyılarda çok sayıda tatil siteleri, yazlık ev ve konaklama tesisleri vardır.

İlçe merkezi, Gemlik Körfezinin doğusunda ovalık bir alanda kurulmuştur. 15.000 tonluk gemilerin yanaşabileceği bir limanı vardır. Bursa-Yalova karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 27 km mesafededir. Gemlik’in tarihi çok eskilere dayanır. Haçlı seferleri boyunca bir üs olarak kullanılan Gemlik, Orhan Gazi zamanında (1334) fethedildi. Osmanlılar körfezde çok sayıda tersane kurdular. Gemi yapımı sebebiyle buraya Gemilik deniliyordu. Zamanla bu isim, Gemlik olmuştur. Eski adı Kiyus idi. İlçe belediyesi 1873’te kurulmuştur.

Gürsu: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 18.681 olup, 12.730’u ilçe merkezinde, 5951’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 9 köyü vardır. Merkez ilçeye bağlı bir bucak iken, 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kanunla ilçe oldu. İlçe topraklarının büyük kısmı düzdür.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tahıl, şeftali, şekerpancarıdır. Küçük tekstil atölyeleri vardır. Bursa-Ankara karayolu ilçeden geçer.

Harmancık: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 12.149 olup, 3210’u ilçe merkezinde, 8939’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 26 köyü vardır. Orhaneli’ye bağlı bir bucak iken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kanunla ilçe oldu. İlçe toprakları orta yükseklikteki dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Dağlık kesimler kayın, kızılçam, karaçam ve ardıç ormanları ile kaplıdır.

Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri buğday, patates, üzüm, şekerpancarı, arpa, mısırdır. Hayvancılık önemli gelir kaynağıdır. Sığır ve merinos koyunu beslenir. İlçe merkezi Uludağ eteklerinde kurulmuştur. Gelişmemiş bir yerleşim merkezidir.

İnegöl: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 126.214 olup, 71.120’si ilçe merkezinde, 55.094’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 74, Tahtaköprü bucağına bağlı 19 köyü vardır. Yüzölçümü 1006 km2 olup, nüfus yoğunluğu 125’tir. İlçe topraklarının batı ve güneybatısını Uludağ, güneyini Domaniç dağı engebelendirir. Doğu ve kuzeyinde İnegöl ovası yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları Kocadere ve kolları toplar.

Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, patates, arpa, soğan, mısır, üzüm, fasulye, elma ve şeftalidir. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Sığır ve koyun beslenen ilçede önemli miktarda süt ve süt ürünleri üretilir. İlçe, Bursa’nın orman ürünleri sanayisi merkezidir. Şehrin güneydoğusunda oldukça geniş bir alana yayılmış olan küçük sanayi sitesinin büyük bir bölümünü ağaç işleri ve mobilya atölyeleri teşkil eder. Mobilyaları Türkiye çapında meşhurdur.

İlçe merkezi, Uludağ’ın doğu eteğinde ve İnegöl Ovasının batı bölümünde kurulmuştur. İl merkezini meydana getiren ilçeler dışında, Bursa’nın en kalabalık ilçesidir. Bursa-Eskişehir-Ankara karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 45 km mesafededir. İlçenin köftesi meşhurdur. Eski ismi Angelekome olan ilçe, 1298’de Turgut Alp tarafından fethedildi. On dokuzuncu asrın sonlarına kadar Bursa sancağına bağlı bir bucak olarak kaldı. 1865’te ilçe olan İnegöl, Bilecik sancağına bağlandı. Kurtuluş savaşı sırasında Yunan işgaline maruz kalan İnegöl 6 Eylül 1922’de işgalden kurtuldu. 1926’da Bursa’ya bağlı ilçe durumuna getirildi. Belediyesi 1878’de kurulmuştur.

İznik: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 41.942 olup, 17.232’si ilçe merkezinde, 24.710’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 40 köyü vardır. Yüzölçümü 753 km2 olup, nüfus yoğunluğu 56’dır. İlçe topraklarını güneyden Avdan Dağı, kuzeyden Samanlı Dağı engebelendirir. Orta kesiminde İznik Gölü ile İznik Ovası yer alır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri üzüm, domates, buğday, mısır, arpa olup az miktarda patates ve şeftali yetiştirilir. İznik Gölünde avlanan kerevit yurt dışına ihraç edilir. Gölde ayrıca sazan ve yayın balığı avlanır. İlçede yapılan çiniler meşhur olup, turistik önemli gelir kaynağıdır. İlçe merkezi, İznik Gölünün doğu kıyısında kurulmuştur. Göl kıyısı otel, motel, tatil sitesi ve yazlık evlerle doludur. İl merkezine 77 km mesafededir. Çok eski bir tarihe sahip olan İznik, 1075’te Anadolu fatihi Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından fethedildi ve bir süre sonra Anadolu Selçuklularının başşehri oldu. Osmanlılar devrine kadar Bizans ile Selçuklular arasında sık sık el değiştiren İznik, Latinlerin İstanbul’u işgali üzerine 1205-1261 arasında Bizans’ın başşehirliğini yaptı. Orhan Gazi 1331’de İznik’i fethederek beyliğin merkezini buraya taşıdı. 1335’te beylik merkezi Bursa’ya nakledildi.

Eski ismi Nikaea olan İznik, 1915’te ilçe oldu ve 1930’a kadar İzmit’e bağlıydı. Bu tarihten sonra Bursa’ya bağlandı. İznik, 17. asrın ortalarına kadar Türk ve dünya çiniciliğinin rakipsiz merkezi idi. Zamanla Kütahya, İznik’i geçti ve İstanbul’da da çinicilik başlayınca, İznik’te çinicilik söndü. İznik belediyesi 1875’te kurulmuştur.

Karacabey: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 72.898 olup, 31.665’i ilçe merkezinde 41.233’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 66 köyü vardır. Yüzölçümü 1285 km2 olup, nüfus yoğunluğu 57’dir. İlçe toprakları genelde düzdür. Kuzeyinde Mudanya Dağları yer alır. Topraklarını Susurluk Çayı ve kolları sular. Ulubat Gölünün bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır.

Ekonomisi tarıma dayanır. Başlıca tarım ürünleri soğan, şekerpancarı, arpa, mısır ve patates olup, ayrıca az miktarda baklagiller ve pamuk yetişir. Türkiye’nin soğan ambarıdır. İlçede kurulan Karacabey Harası, Türkiye’nin ilk harasıdır. Bu hara, hayvan ıslahında önemli rol oynar ve damızlık hayvan yetiştirilen bir merkezdir. Konserve Fabrikası başlıca büyük sanayi kuruluşudur.

İlçe merkezi, Karacabey Ovasında kurulmuştur. İl merkezine 67 km mesafededir. Karacabey, Orhan Gazi tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. O devirde ismi Mihaliç idi. Daha sonra Karacabey olarak değiştirildi ise de uzun süre Mihaliç ismi kullanıldı. 1910’da resmen ismi Karacabey oldu. İlçe belediyesi 1878’de kurulmuştur.

Keles: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 21.675 olup, 2910’u ilçe merkezinde, 18.765’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 37 köyü vardır. Yüzölçümü 640 km2 olup, nüfus yoğunluğu 34’tür. İlçe toprakları, dağlarla kuşatılmış bir platodan meydana gelir. Kuzey ve kuzeydoğusunda Uludağ, doğusunda Domaniç dağı yer alır. Dağlar karaçam, göknar, kayın ve meşe ormanlarıyla kaplıdır. İlçe topraklarını Kocaçay sular.

Ekonomisi hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır. Tarım alanları azdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, patates, arpa, üzüm ve elmadır. İlçede bulunan sebze-meyve tohum, fidan ve fide üretme çiftliği, Türkiye ihtiyacının önemli bölümünü karşılar. İlçe topraklarında linyit yatakları vardır.

İlçe, denizden 1060 m yükseklikte orman içinde kurulmuş küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 56 km mesafededir. Bursa’ya bağlı bir köy iken, bucak merkezi olarak Orhaneli ilçesine bağlandı. 1953’te ilçe merkezi haline getirildi. Belediyesi 1953’te kurulmuştur.

Kestel: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 31.710 olup, 15.239’u ilçe merkezinde, 16.471’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 31 köyü vardır. Gürsu bucağına bağlı belediyelik köy iken, 3 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kanunla ilçe oldu. İlçe toprakları Uludağ eteklerinde yer alır. Dağlık kesimler ormanlarla kaplıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Meyve ve sebze yetiştiriciliği yaygındır. Bursa il merkezine çok yakın olup, birleşmek üzeredir. Bursa-Ankara karayolu ilçe merkezinin kıyısından geçer.

Mudanya: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 38.656 olup, 17.196’sı ilçe merkezinde 21.460’ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 23, Zeytinbağı bucağına bağlı 13 köyü vardır. Yüzölçümü 346 km2 olup, nüfus yoğunluğu 112’dir. İlçe topraklarının kıyı kesimi düz olup, hemen ardından Mudanya Dağları yükselir. Bu dağlar, Gemlik ile Bandırma Körfezleri arasında kıyıya paralel olarak uzanır. İlçe topraklarını Nilüfer Çayı sular.

Ekonomisi tarım ve sanayie dayanır. Başlıca tarım ürünleri buğday, zeytin, soğan, üzüm ve şeftalidir. Bölgede üretilen Tirilye türü sofralık zeytini Türkiye çapında meşhurdur. Marmara Denizi ve Gemlik Körfezinde balıkçılık yapılır. İlçede kablo fabrikası, akaryakıt depoları ve küçük sanayi kuruluşları vardır.

İlçe merkezi, Marmara kıyısında dar bir kıyı şeridi üzerinde kurulmuş bir liman şehridir. Limana küçük tonajlı gemiler yanaşabilmektedir. İstanbul-Mudanya arasında düzenli vapur seferleri yapılır. İlçe, ikliminden dolayı Marmara’nın Antalya’sı durumundadır. İl merkezine 23 km mesafededir. Eski ismi, Mirliya’dır. Makedonya Krallığı burayı ele geçirince, eski şehri yıkıp, Apanya ismi ile yeni bir şehir kurdu. Daha sonra ismi Montanya olmuş, bu isim zamanla değişikliğe uğrayarak Mudanya şekline dönmüştür. İlçe belediyesi 1869’da kurulmuştur.

İstiklal Savaşının kazanılmasından sonra,Mudanya’da Fransa’nın arabuluculuğu ile 4 Ekim 1922’de Mudanya Mütarekesi Türkiye, Fransa, İngiltere ve İtalya arasında imzalandı. Bu mütarekenin imzalandığı ahşap bina günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

M. Kemalpaşa: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 100.410 olup, 37.938’i ilçe merkezinde, 62.472’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 55, Caltılbük bucağına bağlı 16, Deveci Konağı bucağına bağlı 19, Söğütalan bucağına bağlı 17 köyü vardır. Yüzölçümü 1731 km2 olup, nüfus yoğunluğu 58’dir. İlçe topraklarının kuzeyi ovalık olup, doğusunda Orhaneli Dağları, güney ve batısında Çataldağ yer alır. Ulubat Gölünün güney kısmı ilçe sınırları içinde kalır. İlçe topraklarını sulayan Kirmasti Çayı Ulubat Gölüne dökülür.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, patates, mısır, üzüm, fasülye, arpa ve soğandır. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. En çok Merinos koyunu beslenir. Sığır besiciliği gelişmektedir. Ulubat Gölünde tatlı su balıkçılığı yapılır. İlçe topraklarında bor ve linyit yatakları vardır.

İlçe merkezi, Kirmasti Çayının kenarında, hafif eğimli bir tepede kurulmuştur. İl merkezine 84 km mesafededir. İstanbul-İzmir karayolu ilçenin 4 km batısından geçer.

İlçenin tarihi çok eskidir. Orta Asya’dan Mezopotamya yolu ile Anadolu’ya gelen Etiler bu kenti M.Ö. 301-331 yılları arasında Kirmasti veya Kirmastorya ismi ile Lala Şahin Mahallesi sırtlarında kurmuştur. 12. asırda Anadolu Selçuklularının eline geçen Kirmasti, Selçuklu Devletinin yıkılması üzerine 14. asrın başlarına kadar Karesi Beyliğinin hakimiyeti altında kaldı. 1336’da Orhan Gazi, Kirmasti’yi Osmanlı topraklarına katmıştır. 1920’de Yunan işgaline maruz kalan ilçe, 14 Eylül 1922’de kurtarıldı ve aynı sene içinde ismi değiştirilerek Mustafakemalpaşa oldu.

Orhaneli: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 30.015 olup, 6434’ü ilçe merkezinde, 23.581’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 54 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikteki dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Kayın, kızılçam, karaçam ve ardıç ormanları ile kaplı dağlardan kaynaklanan suları Emet Çayı ile Adırnaz Çayı toplar. Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri buğday, patates, üzüm, şekerpancarı, arpa, mısır olup, ayrıca az miktarda soğan, fasulye, zeytin ve şeftali yetiştirilir. İlçede orman ürünlerini işleyen atölyeler vardır. Hayvancılık önelli geçim kaynaklarındandır. Sığır ve merinos koyunu beslenir. İlçe topraklarında asbest, dolomit, krom ve linyit yatakları vardır. İlçe merkezi Uludağ eteklerinde kurulmuştur. İl merkezine 49 km mesafededir. Gelişmemiş bir yerleşim merkezidir. Belediyesi 1885’te kurulmuştur. Orhaneli, Bizans devrinde Hadrianoi isimli bir yerleşim merkeziydi. Buranın tekfuru Köse Mihal’in Müslüman olması üzerine Osmanlı Devletine bağlandı. Orhaneli, 1869’a kadar Bursa’nın Karmanak ilçesine bağlı Beyce bucağı iken, 1882’de Atranos adıyla ilçe merkezi haline getirildi. Daha sonra ismi Orhaneli olarak değiştirildi.

Orhangazi: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 56.426 olup, 31.889’u ilçe merkezinde, 24.537’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 24 köyü vardır. Yüzölçümü 476 km2 olup, nüfus yoğunluğu 118’dir. İlçe topraklarının kuzeyinde Samanlı Dağları, güneyinde Mudanya Dağları, doğusunda ise İznik Gölü yer alır. Gölün bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır. İlçe topraklarını sulayan derelerin bir kısmı İznik Gölüne, bir kısmı ise Gemlik Körfezine dökülür.

Ekonomisi tarım ve sanayie dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zeytin, patates, şekerpancarı ve buğday olup, ayrıca az miktarda üzüm, şeftali, mısır, arpa ve fasulye yetiştirilir. Hayvancılık, ipekböcekciliği ve tatlısu balıkçılığı gelişmiştir. Dokuma, kibrit ve çelik döküm fabrikaları başlıca sanayi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, Bursa-Yalova karayolunun batısında eğimli bir alanda kurulmuştur. İl merkezine 45 km mesafededir.

Orhan Gazi, İznik’ten dönerken, burada kurulan pazar yerini beğenerek buraya bir cami yaptırdı. Zamanla bu caminin etrafında bir yerleşim merkezi kuruldu. İlk ismi Pazarcık iken, halkın isteği üzerine Sultan Mehmed Reşad tarafından ismi Orhangazi olarak değiştirilmiştir.

Yenişehir: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 52.717 olup, 21.210’u ilçe merkezinde, 31.507’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 61 köyü vardır. Yüzölçümü 772 km2 olup, nüfus yoğunluğu 68’dir. İlçe toprakları etrafı dağlarla çevrili düzlük alandan meydana gelmiştir. Kuzeyinde Sarımeşe Dağları ve Avdan Dağı yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları toplayan Göksu Çayı, Yenişehir Ovasını sular. Dağlar kayın, köknar ve karaçam ormanları ile kaplıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa, soğan, şeftali ve mısır olup, ayrıca zeytin, üzüm ve baklagiller de yetiştirilir. Hayvancılık, ipekböcekciliği ve arıcılık gelişmiştir. En çok merinos koyunu beslenir.

İlçe merkezi, Yenişehir Ovasının orta kısmında, Göksu Çayının kenarında kurulmuştur. İznik-İnegöl ve Bilecik-Bursa karayolları ilçeden geçer. İl merkezine 53 km mesafededir. Yenişehir, Neapolis ismi ile kurulmuş bir Bizans yerleşim merkezidir. 1301’de Osmanlılar tarafından fethedildi. 1921-22 arasında Yunan işgali altında kaldı. Yenişehir önce Bursa, sonra Bilecik, son olarak da 1925’te yeniden Bursa’ya bağlanmıştır. Belediyesi 1905’te kurulmuştur.

Tarihi Eserler ve Turistik Yerleri

Bursa ili baştan başa bir tarih hazinesidir. Ülkemizin İstanbul’dan sonra tarihi eser bakımından en zengin ilidir. Osmanlılar, Selçuk sanat ve mimarisine kendi görüş ve maharetlerini katarak Bursa tipi mimari meydana getirmişlerdir. Buna Bursa Mektebi denir. Çinicilik, ağaç oymacılık ve duvarlardaki nakışcılıkta çok ileri bir sanat zirvesine çıkmışlardır.

Orhan Gazi zamanında yapılan cami ve mescitler

Orhan Camii: Ters (T) biçiminin ilk modelidir. Çift kubbeli, iki yan eyvanlı, dışta iki oda ve bir revaklıdır. Kitabesi Çelebi Mehmed zamanında Bayezid Paşa tarafından tamir edilmiştir.

Alaeddin Camii: Orhan Gazinin kardeşi, Alaeddin Bey yaptırmıştır. Tek kubbeli tonozlu bir revakı ve önünde klasik çeşmesi bulunan bir camidir.

Ahi Hasan Mescidi: Hisar-Ortapazar semtindedir. Maalesef bugün ev olarak kullanılmaktadır. Ahi Hasan, Edebali’nin kardeşinin oğludur. Bursa’nın fethinde kale burcuna bayrağı ilk diken ve Bursa’ya ilk giren bu akıncıdır. Çobanbey, Gazi Aktimur, Lala Şahin ve Nilüfer Hatun Mescidleri bugün yoktur.

Murad Hüdavendigar Devri Camileri

Hüdavendigar Camii: Çekirge’dedir. Alt katı cami ve üst katı medresedir. Medresede 12 oda vardır.

Şehadet Camii: Hisar içinde büyük bir camidir. 1854 zelzelesi ile zarar gören camiyi, Vali Mahmud CelaleddinPaşa tamir ettirmiştir.

Kavaklı Mahallesindeki cami ile Muradiye’de Koca Naib Camiini Kadızade-i Rumi yaptırmıştır. Bu zat Bursa’da 40 sene kadılıkta bulunmuştur. Molla Fenari hazretlerinden ders almıştır. İran’a gitmiş ve İranlılar "Molla Zade-i Ekber"derler. Uluğ Beye muallimlik yapmıştır. Uluğ Beyin kurduğu rasathanede emeği vardır. Yıldırım Bayezid’in düğününde kafile başkanıydı. Her iki cami tek kubbelidir.

Kavaklı Mahallesindeki caminin önündeki yaşlı çınarı Orhan Gazi devri erenlerinden "Baba Sultan" dikmiştir.

Hayreddin Paşa Camii: Çancılar’da olup sadece minaresi kalmıştır. İzzeddin Camii: Pınarbaşı’ndadır. Emin İzzeddin tarafından yaptırılmıştır. Minaresi yenidir. Eski karakteri kaybolmuştur. Kara Ali Camii: Yerkapı’dadır. İznik fethinin kahramanı Kara Timurtaş Paşanın babası yaptırmıştır. Moloz taştan yapılmıştır. Kubbesi çökmüştür.

Yıldırım Devri Camileri

Yıldırım Camii: Yıldırım semtinde büyük bir camidir. Orhan Gazi devrinde başlayan kanatlı cami tipindedir. Sanat değeri çok yüksektir. Ali Paşa Camii: Ali Paşa semtindedir. Çandarlı Kara Halil’in oğlu Yıldırım Bayezid’in veziri Ali Paşa yaptırmıştır. 1854 depreminde zarar görmüştür. Çandarlı Kara Halil, Bursa’nın ilk kadısı, ilk kazasker ve ilk Osmanlı veziridir. Demirtaş Camii: Demirtaş semtindedir. Minaresi camiden ayrıdır. Altı şadırvan, üstü minare olarak şöhretli bir eserdir. Kara Timurtaş Paşanın oğulları yaptırmıştır. Ertuğrul Camii: Üstü çatı ve kiremit, tek kubbe esasına göre yapılmış bir eserdir. Yıldırım Bayezid’in oğlu Ertuğrul adına yapılmış olup, kabri yanındadır. Gazi Timurtaş Mescidi: Çakırhamam karşısındaydı. Bugün yoktur. Molla Fenari Camii:Çok ziyaret edilen Molla Fenari (1331-1429) Osmanlı Devletinin ilk şeyhülislamıdır. 100’den fazla eseri vardır. Hüdavendigar ve Yıldırım Bayezid devrinde yaşamıştır. Emir Sultan hazretleri ile yakın dostluğu vardı. Mübarek kabirleri caminin avlusundadır. Cami Aydede semtindedir. Mehmed Şah Fenari, Molla Fenari hazretlerinin oğludur. 18 yaşında Edirne’de müderrislik yaptı. 1429’da vefat etti. Kabri babasının yanındadır. Somuncubaba Camii ve Fırını: Molla Fenari’nin alt kısmında tek kubbeli klasik bir mescittir. Bir çift fırını ve çilehanesi yanındadır. Somuncubaba, Ulu Caminin açılışında ilk namazı kıldıran ve ilk hutbeyi okuyan zattır. Kerametinin anlaşılması üzerine Bursa’dan Aksaray’a gitmiştir.

Ulucami: Bursa’nın her tarafından görülen büyük bir camidir. Yıldırım Bayezid yaptırmıştır. İki minareli, 20 kubbeli, ortasında büyük bir şadırvan bulunur. Minberi ceviz ağacından oyma ve geçmeli şaheser bir yapıdır. Duvarları İslam harflerinin en güzel örnekleri ile baştan başa yazılıdır. Duvarlarında 87’si sabit ve 105’i levha olarak 192 yazı vardır. Kıymetli levhalarla süslüdür. Her gün birçok yerli ve yabancı turist ziyaret etmektedir. Yeşil Bursa’nın zümrüt göğsünü bir elmas gibi süslemektedir. 1396 Niğbolu Savaşını kazanan Yıldırım Bayezid, ganimetlerle 20 cami yapacağını vad eder. Emir Sultan hazretleri 20 cami yerine 20 kubbeli bir cami yapmasını söyler. Sınırlarını rüya aleminde Emir Sultan hazretleri tesbit eder.

Moğol, Karaman istilaları, zelzele, şiddetli lodos ve yangınlarla zararlar görmüşse de tamir edilmiştir.

Çelebi Sultan Mehmed Devri Camileri

Yeşil Cami: Şaheser Cami ismiyle de anılır. Planını, çinilerini, nakışları ve sanat değerini tarif ve tasvir etmek çok zordur. Osmanlı Devletinin ikinci kurucusu Çelebi Mehmed Sultan 1421’de yaptırdı. Nefis İznik çinileriyle süslüdür. Çinilerde hakim renk yeşildir. Mimarı Hacı İvaz Ağadır. Selçuk Hatun Camii: Çelebi Sultan Mehmed’in kızları Selçuk Hatun ve Hafsa Hatun tarafından yaptırılmıştır. Bedreddin Camii: Dış kapı üzerinde kalan duvarındaki, tuğlalarla yapılmış motiflerin benzeri yoktur. Sanat değeri çok yüksektir.

İkinci Murad Devri Camileri

Muradiye Camii: Muradiye semtinin büyük camisidir. Beş tane küçük revak kubbeli, iki büyük, yanlarında birer tane de küçük kubbeli, kanatlı cami tiplerindendir. Dıştaki cephe duvarı tuğla ve çini ile süslü, içi kısmen çini ile kaplı sade bir camidir. Abdal Camii: Mutasavvıf Abdal Mehmed adına Başçı Hacı İbrahim yaptırmıştır. Cami karşısındaki türbesini Sultan Murad yaptırmıştı. Hayatı menkıbeleşmiş bir akıncıdır. Zeyniler Camii: Tek kubbeli son cemaat revakı bulunan bir camidir. Bu cami etrafında büyük zatların kabirleri vardır. Abdüllatif-i Kudsi, Hızır Bey,Molla Hüsrev ve Molla Hayali’nin kabirleri buradadır. Abdüllatif-i Kudsi (İbn-i Ganim el-Makdisi ) Horasan’dan gelmiştir. Yedi eseri vardır. 1452’de vefat etmiştir. Molla Hayali (Mevlana Şemseddin Ahmed), Hızır Beyden ders almıştır. Filibe, İznik müderrisliği yapmıştır. Kelam, mantık ve fıkıh alimidir. 33 yaşında 1480’de vefat etmiştir. Molla Hüsrev, Fatih’in kazaskerliğini ve İstanbul’un ilk kadılığını yapmıştır. Âlim ve büyük bir velidir. Çok sayıda eseri vardır. "Dürer ve Gurer, Mir’at- ül-usul" İslam Hukuku (fıkıh) için kaynak eserlerdir. Kabri, Zeyniler Camii yanında kendi medresesinin avlusundadır. 1481’de vefat etmiştir.

Fatih Sultan Mehmed Han Devri Camileri

Fatih devrinde büyük cami yapılmamıştır. Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı Ebu İshak Camii yenilenmiştir. Zeyniler Camii civarındaki mübarek zatların kabirlerine hürmeten çeşme yaptırıp su getirmiştir. Fatih devrinde Tuzpazarı (1479), Akbıyık, Veli Şemseddin, Nalbantoğlu, Karaşeyh, Namazgah, Omurbey (Umurbey), Şible, Yiğit Köhne, Kiremitçi, Koca Taşkır, Mahsem, Hacılar, Hacı Seyfeddin, Hoca Tayyib, Arap Mehmed, Kamberler (1456), Ahmed Dai (1471) ve Acem Reis camileri yapılmıştır. Akbıyık’ın İstanbul fethinde büyük hizmeti olmuştur. İstanbul Sultanahmed yakınındaki Akbıyık Mahallesi bu zata hürmeten verilmiştir. Ulucami yakınında kendi ismini taşıyan mahallede evinin bahçesindeki türbesi ahşaptır. Umur Bey büyük bir kumandan olup, 1460’ta vefat etti. Açık türbesi Umur Bey Camii avlusundadır.

İkinci Bayezid Devri Camileri

Molla Arab Koca Hanı Mescidi: Molla Arab (Vaiz Muhammed bin Ömer bin Hamza bin İvaz) aslen Türktür. Molla Arab ismi Mısır’da hadis alimi Süyuti’den ve Şa’bi’den ders aldığı içindir. Nihaye isimli fıkıh eseri meşhurdur. Ehl-i sünnet alimidir. Yavuz Sultan Selim ile Çaldıran Savaşına katılmış, askere vaz ederek cesaret vermişdir. Çok sayıda eseri vardır. Üsküp ve Bursa’da cami yaptırmıştır. Pir Emir Buhara’dan gelmiştir. 1532’de vefat etmiştir. Adına yapılan cami yanındaki türbede yatmaktadır. Menkıbeleri çoktur.

Emir Sultan Camii: İstanbul’daki Fatih Camiinin küçük bir benzeridir. Cami ve türbeyi ilk yaptıran Emir Sultan hazretlerinin eşi ve Yıldırım Bayezid’in kızı Hundi Hatundur. Aynı türbede Hundi Hatun ile oğul ve kızlarının da kabirleri vardır. Üçüncü Selim 1804’te camiyi restore ettirmiştir. Cami ile türbe arasında şadırvanlı geniş bir avlu vardır. Camide ahşap kısımlar hakimdir. Yüksek tek kubbe ile üç kat pencerelidir.

Emir Sultan (Şemseddin Mehmed Ali el-Hüseyin el-Buhari)Buhara’da doğmuş olup, Evlad-ı Resul (seyyid)dür. Peygamber efendimizin manevi emirleri ile Bursa’ya gelmiştir. Yıldırım Bayezid’in kızı Hundi Hatun ile evlenmiş büyük hizmetler görmüştür. 1430’da vefat etmişdir. Cami ve türbesi Bursa’da en çok ziyaret edilen yerdir.

Üftade Camii: 1581’de Üftade Mehmed Muhyiddin yaptırmış ve depremden yıkılınca torunu İbrahim yenilemiştir. 1869’da Rıza Paşa ahşap kısımları tamir etmiştir. Yanındaki türbede 9 kabir vardır. Kabirlerde Üftade hazretleri, oğul ve torunları Mustafa, Mehmed ve Hayreddin vardır. İsmail Hakkı Tekkesi:1722’de yapılmış, sonra cami haline gelmiştir.

Diğer camiler: Şükraniye, Vefikiyye Paşa, Sadi Fakih, Selimzade, Kara Çelebi, Konevi, Mantıcı, Enbiye Mes’ud Makramavi, Mecidiye, Güngörmez, Hayriye, Hüsameddin, Çırpan, Rusçuk, Ahmed Paşa ve Fenari camileridir. Cumhuriyet Devrinde çoğu yeni yerleşim merkezlerinde olmak üzere birçok cami yapılmıştır.

Türbeler: Yeşil Bursa’nın diğer bir önemli hususiyeti de türbelerinin çok oluşu ve bu türbeler içinde çok kıymetli zatların bulunuşudur. Her köşesi buram buram tarih kokan Bursa aynı zamanda bir türbeler şehridir. Bursa ve civarındaki mezarlıkların büyük kısmı yok olmuşsa da, Bursa halkının milli ve manevi değerlerinin yüksek oluşu sebebiyle türbelerin önemli kısmı zamanımıza ulaşabilmiştir. Bu türbeler ve diğer tarihi eserler, camiler mazi ile bugün arasında manevi bir köprü vazifesini ifa etmişlerdir. Bütün bu tarihi eserler güzel vatanımızın en geçerli tarihi tapusudur.

Padişah türbeleri: Osmanlı Devletinin ilk altı padişahı ve yakınlarının kabirleri Bursa’da bulunur.

Osman Gazi Türbesi: Hisar içinde Tophane denilen yerdedir. Osman Gazi, Bursa’nın fethinden önce Molla Arap’taki gözetleme kulesinden Bursa’yı gözetlerken, Tophane’de bulunan Sent EliManastırının çatısına vuran güneş ışınları ile parlayan yeri göstererek "Beni şu gümüşlü kümbete gömün" vasiyetini yapmıştır. Vefat edince ilk önce Söğüt’te, sonra da vasiyet ettiği yere gömüldü. Türbe, yangın ve zelzele ile yıkılınca 1868’de Sultan Abdülaziz Han tarafından bugünkü türbe yaptırılmıştır. Bu türbede 17 kabir vardır. Oğlu Alaeddin Bey (1331), Sultan Murad’ın oğlu Savcı Bey (1385), Savcı Beyin kardeşi İbrahim ile Orhan Gazinin zevcesi buradadır.

Türbe yanında 9 mermer kabir ile İstiklal Savaşı şehitleri olan 14 kişinin kabirleri bulunmaktadır.Türbe yanında İstiklal Savaşı Anıtı bulunmaktadır.

Orhan Gazi Türbesi: Orhan Gazi Türbesinde 21 kabir bulunmaktadır. Orhan Gazinin ahşap, muhteşem kabri ortadadır. Yanında Cem Sultanın oğlu Abdullah (1481), İkinci Bayezid’in oğlu Korkut (1513), Orhan Gazinin zevcesi Nilüfer Hatun, oğlu Kasım Çelebi, Yıldırım Hanın oğlu Musa Çelebi ve kızı Fatma’nın kabirleri buradadır.

Murad Hüdavendigar Türbesi: Yıldırım Bayezid’in isteği üzerine bu türbeyi Molla Fenari hazretleri yaptırmıştır. Türbede 8 kabir vardır. Birinci Kosova Savaşında şehit düşen Sultan Murad (Hüdavendigar)ın kabri ahşap sanduka ve pirinç parmakla çevrili ve üstü yeşil örtülüdür. Kosova Savaşında şehit olan Şehzade Yakup, Yıldırım’ın oğlu Emir Süleyman (1410), Süleyman oğlu Mehmed (Kefe valisi iken vefat etmiştir) buradadır.

Yıldırım Türbesi: Yıldırım semtindedir. 1402’de Akşehir’de vefat eden ve Şeyh Hayrani Türbesine gömülen Yıldırım Bayezid bilahare buraya nakledilmiştir.Karamanoğulları türbeyi yakıp yıkmış, sonradan Çelebi Mehmed türbeyi yeniden inşa etmiştir. Ahşap sanduka üzerinde sırma işlemeli kadife örtülüdür. Pirinç parmaklarla çevrilidir.Türbede 5 kabir vardır. Yıldırım’ın oğlu Kasım Çelebi ve Îsa Çelebi’nin kabirleri buradadır.

Yeşil Türbe (Çelebi Sultan Mehmed Türbesi): Bu türbe Bursa’nın en muhteşem şaheseridir. Bursa’nın bir nevi sembolüdür. Dış görünüşü ile sekiz yüzlü olup, her yüzü çini kaplıdır. Her yüzünde mermer pencere ve panoludur. Bunların üstünde sivriye yakın bir kubbesi vardır. Dıştan tek katlı gibi görünürse de iki katlıdır. Kitabede "Osmanoğlu, Orhanoğlu, Muradoğlu, Bayezidoğlu Sultan Mehmed türbesi" yazılıdır (1421). Ceviz ağacından oyulmuş geometrik parçalarla takılmış ahşap kapı üzerinde tarihi ve dini yazılar vardır. İçerisi çinilerle süslüdür. Kapıdan içeri girilince iki basamakla çıkılan türbenin zemini ortasında alçak bir kademe yüksekliğinde düz türkuvaz renginde çinilerden 8 köşeli bir set vardır. Bunun ortasında kabartma ve renkli çinilerle donatılmış çiniden bir tahta üzerinde Çelebi Mehmed’in altın yaldızlarla yazılmış kitabeli çini sandukası, üstün bir sanat şaheseridir. Yeşil türbe Osmanlı, Selçuk ve Orta Asya mimarisi karışımıdır. Osmanlı tekniğiyle zevki hakimdir. Mimarı Hacı İvaz Paşa, Oymacı Tebrizli Ahmed oğlu Hacı Ali, Nakkaş İlyas Oğlu Nakkaş Ali, Çinici Mehmed Mecnun’dur.1682, 1769, 1864, 1907 ve 1945’te tamir görmüştür. Türbe içinde kızı Selçuk Hatun (1485), kardeşi Hafsa Hatun (Bedreddin Camiini yaptırmıştır), kardeşi Ayşe Hatun, kardeşi Sitti Hatun, kardeşi Mahmud (1429), kardeşi Yusuf (1429), kardeşi Mustafa (1422), ebesi Daya Hatun (Taya Kadın Camiini yaptırmıştır); türbe dışında selvi altında Tacüttevarih sahibi Hoca Sa’deddin’in babası Hasan Can ile Aziz Ahmed Paşa kabirleri vardır.

Sultan Murad (İkinci)Türbesi: Muradiye Camii yanındadır. Kesme kefeki ve tuğla ile işlenmiş güzel bir eserdir.Kapı üstündeki nakışlı, yaldızlı, ahşap tavan o devrin en güzel eseridir.Kubbenin tepesi yağmur tanelerinin düşmesi için açık bırakılmıştır. Türbe 4 sütun üzerinde küçük bir kubbeden ibarettir. Sanduka mermerden yapılmış olup, ortası topraktır.

Süleyman Çelebi Türbesi: Dağınık Selviler mevkıindedir. Mevlid-i şerifi yazan Süleyman Çelebi Bursalıdır. Vezir Ahmed Paşanın oğludur. Annesinin babası Şeyh Mahmud’un Osmanlı Devletinin kuruluşunda çok büyük hizmeti geçmiştir. Yıldırım Bayezid’in divan imamlığını, Ulucami imamlığı yapmıştır. Emir Sultan hazretlerinin öğrencisi, sonra da medresesinde müderrislik yapmıştır. 14E2��da Mevlid-i şerifi yazmıştır. Osmanlı Devletinin sonuna kadar Mevlid Kandilinde vakıf parasıyla Ulucami’de Mevlid-i şerif okunması Bursa’nın örf ve adeti olmuştur. Hadice Sultan Türbesi: İkinci Bayezid’in kızı Hamza Bey oğlu Mehmed Bey oğlu Kara Mustafa Paşanın zevcesidir. Türbeyi oğlu Bursa Subaşısı Mehmed Bey yaptırmıştır. Hamzabey Türbesi: İstanbul’un fethinde donanmayı Haliç’e indiren deniz kuvvetleri komutanıdır. Türbe içinde 12 kabir vardır. Hamzabey’de cami bitişiğindeki türbeler Hamzabey’in zevce ve kızlarına aittir. Kara Mustafa Türbesi: Fatih’in veziri Bayezid’in damadıdır. Veliyüddin Oğlu Ahmed Paşa Türbesi: Muradiye’de medrese avlusunda gömülüdür. Fatih’in veziri ve divan edebiyatının kurucusu olan şair bir kişidir. Muradiye Türbesi: Alaeddin Türbesi, Sultan Murad Türbesine bitişiktir. İçinde Murad’ın Amasya mutasarrıfıyken ölen oğlu Ahmed, Orhan diğer oğlu Amasya valisiyken ölen Alaeddin (1442), küçük Ahmed, Şehzade Hatun yatar. Mustafayı Atik Türbesi: Sultan Cami ile Murad Türbesi arasındadır. İkinci Murad kardeşi Ahmed (1429), Çelebi Mehmed’in oğlu Ahmed, İkinci Bayezid’in oğlu Abdullah (1483), Saruhan valisiyken ölen oğlu Alemşah (1512), bunun kızı Hundi Hatun olmak üzere 6 kabirdir.

Mustafa Cedid Türbesi: İkinci Murad türbesinin başında, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Mustafa adınadır. İçindeki duvarları kaplıyan çiniler lale, sümbül çiçekli ve çiniciliğin en gelişmiş devrinin çinileri ile kaplı pek zarif bir eserdir. Kanuni’nin oğlu Ahmed (1513) Mustafa’nın annesi Mahı Devran, diğer oğlu Orhan(1562) kabirleri vardır.

Gülşah Hatun Türbesi: Fatih’in zevcesi ve Mustafa’nın annesi ile bir Şehzadenin kabri vardır. Mükrime Hatun Türbesi: Şahinşah oğlu Mehmed ve annesi Mükrime Hatun kabirleri vardır. 1517’de yapılmıştır. Sultan Mahmud Türbesi: İkinci Bayezid’in Manisa’da ölen oğlu Mahmud (1306), diğer oğlu Orhan, Emir, Musa ve Mahmud’un annesi Bülbül Hatun kabirleri vardır. Ebe Hatun Türbesi: Fatih’in ebesine aittir. Etrafı açıktır. Gülruh Hatun Türbesi: İkinci Bayezid’in zevcesi ve Alemşah’ın annesine aittir. Gülruh kızı Kamer, (1520) Alemşah kızı Fatma (1522) ve oğlu Osman’ın (1512) kabirleri bulunur. Şirin Hatun Türbesi: Bayezid’in zevcesi ve Abdullah’ın annesine aittir. Abdullah kızı Ayşah ve zevcesi Ferahşah’ın kabirleri vardır. Hatuniye Türbesi: İkinci Murad annesi için yaptırmıştır. Bu türbenin yanındaki etrafı açık iki türbe de sultanlara mahsustur. Azab Bey Türbesi: İkinci Murad’ın komutanlarından Azab Bey’e aittir. Karşıduran Süleyman Türbesi: İstanbul’un fethinden sonra İstanbul’a tayin edilen ilk subaşıdır. İstanbul’un iskan ve asayişinde mühim vazifeleri olmuştur. Cem Sultan Türbesi: 1479’da Fatih Sultan Mehmed büyük oğlu Mustafa için yaptırmıştır. Sultan Cem’in naşı 1499’da buraya getirilerek ağabeyi Mustafa’nın yanına gömüldü. Bu, türbelerin en sanatkarane yapılmış olanıdır. Zarif oymalı, geometrik geçmeli, ahşap kapısı, altın kakmalı renkli çinilerle süslüdür. Gülçiçek Hatun Türbesi: Gece Mahallesinde olup,Birinci Sultan Murad’ın zevcesi ve Yıldırım Bayezid’in annesi Gülçiçek Hatun’a aittir. Bu türbenin karşısında, fakat bir ev içinde kalan yer altındaHorasan Kubbeli türbe Gülçiçek Hatun oğlu Yahşi Beyin kabridir.

Üftade Türbesi: Üftade Camii yanındadır. Yeşil Türbe: Pınarbaşı kapıda olup ahşap bir binadır. Mevlevihane Türbesi: Kargir bir türbedir. Sanat değeri çok yüksektir. Seyyid Ali Türbesi: Şekerhoca Camii yanındadır. Âlim bir zattır (1493). Pars Bey Türbesi: "Pak Sultan"ın ismi ile anılır. Abdullah oğlu Bedreddin Beydir. Şehre Küstü Camii yanında kargir duvarlı ahşap bir türbedir. Gazi Timurtaş Paşa Türbesi: Çakır Hamam karşısındadır. Kara Timurtaş Paşa ve Çakırhan Osmanlı Devletine çok büyük hizmetler yapmıştır. Yol genişletilirken kabir etrafında kazma vuran işçiler bayılmışlar, greyderler çalışmamıştır. Yolun ortasında olan bu kabir 1949’da yapılmıştır. Abdal Mehmed Türbesi: Bu isimle anılan caminin karşısındadır. Hüsameddin Türbesi: Cumhuriyet Köşkü yanındaki tekkede ahşap bir türbedir. Çok sayıda eserleri bulunan bir alimdir. 1625’te vefat etmiştir. Çoban Bey Türbesi: Molla Arap Cami altında harap, fakat kubbesi sağlam duran bir türbedir. Osman Gazinin oğlu Çoban Beye aittir. Abdürrezzak Türbesi: Karamazak Mahallesindedir. Ahşap bir türbedir. Ayrıca Yunus Emre’nin makam kabri vardır. Abdüllatif Kudsi Türbesi: Zeyniler Camii yakınındadır. Çok zarif, Fatih devrinin tuğla kefeki işçiliğinin en güzel ve tek örneğidir. Selimzade Türbesi: Müderris, bilgin, kimya ilmi ile uğraşmış kişidir. 1611’de vefat etti. Kendisi ile birlikte 6 kabir vardır.

Medreseler

Lala Şahin Medresesi: Hisar semtinde, Tophane civarında Kavaklı Caddesi başındadır. Edirne fatihi Lala Şahin Paşa, Orhan Gazi İznik’i kuşattığında, Yalova’dan (Yalak-abad) gelen Bizans ordusunu yenerek elde ettiği ganimetlerle Bursa’da bu medreseyi, Kirmastide (M. Kemalpaşa) cami, köprü ve medrese yaptırmıştır. Hüdavendigar Medresesi: Çekirge’de Hüdavendigar Camiinin üst katıdır.

Diğer medreseler: Çelebi Sultan Mehmed’in Yeşil Medresesi, Yıldırım, İkinci Murad, Amcazade Hüseyin Çelebi’nin 1674’te yaptırdığı İnebey Medresesi, klasik Osmanlı medreseleridir. Ortada bir avlu bunun üç tarafı koridor, kıble tarafı yüksek kubbeli dershanedir. Odalar koridora dizilmiştir. Hepsinin üstü kurşun örtülüdür. Lala Şahin Paşa Medresesinin üstü oluklu kiremitle örtülüdür.

Cumhuriyet Köşkü: Hünkar Köşkü adı ile anılan Abdülmecid zamanında 19. asrın ampir modası stilinde ahşap olarak yapılmıştır. Avlusundaki çinili çeşmenin suyu tek kaynaktan ibaret olan Gümüşsuyu’dur.

Kervansaraylar

Orta Köy: İnegöl’ün doğusunda bulunan kalın yassı kum ve toprakla örtülü bir kervansaraydır.

Issız Han: Bursa Karacabey yolunun Ulubat’ın 5 km doğusunda, göl kenarında her şeyi ile mükemmel bir kervansaraydır.

Hanlar

Kaza Hanı: 1491’de İkinci Bayezid tarafından İstanbul’daki eserlerine vakıf olarak yapılmıştır.

Pirinç Hanı: 1508’de Yavuz Sultan Selim Han yaptırmıştır.

İpek Hanı: Faytoncular Hanı da denir. Zarif Osmanlı kemerleri ile muhteşem bir handır. Yeşil Külliyesine gelir olarak Çelebi Sultan Mehmed yaptırmıştır.

Kapan Hanı: Ulucami yanındadır. Hüdavendigar Sultan Murad yaptırmıştır.

Emir Hanı: 300 sene ticaret ve Borsa merkezi olmuştur. Orhan Gazi tarafından yaptırılmıştır.

Geyve Hanı: Tuz Hanı, Çukur (Kütahya) Hanı 15. asrın eserleridir. Bezir ve Fidan Hanı Osmanlı eseridir.

Kapalı Çarşı ve Bedesten Çarşısı: Bu eski hanlar kapalı çarşı içindedir. Eklenen kısımlarla eski hanlara ilave yapılarak kapalı çarşı meydana gelmiştir. 1957’deki yangından sonra yeniden tamir görmüştür.

Yaşlı Ağaçlar (Çınarlar): Orhan Gazi Camii avlusundaki içi kovuk çınar cami inşaatında dikilmiştir. Hapishane civarındaki ulufeli çınar Yıldırım Bayezid zamanında dikilmiştir. Baba Sultan köyündeki çınar, Baba Sultan zamanında dikilmiştir. Kavaklı çınar ise Orhan Gazinin gazasını tebrike gelen Baba Sultan dikmiştir. Uludağ eteklerindeki İnkaya Çınarı 570 yaşındadır. Çok uzun dalları ve kökleri ile heybetlidir. Turistlerce ziyaret edilir.

Bursa Kalesi: Bitinya devletinden kalmadır. Roma, Bizans ve Osmanlı devrinde tamir görmüştür. Hisar Kapı, Yer Kapı, Zindan Kapı, Pınarbaşı Kapı, Kaplıcalar Kapı girişleri vardır.Kale üzerinde ev, hatta apartmanlar yapılmıştır.

Yollar ve köprüler: Bursa’yı komşu illere bağlayan yolların temeli Osmanlı devrinde açılan yollardır. Bizans devrinden kalma yol yoktur. Köprüler de Osmanlı devrine aittir. Yalnız betonarme köprüler Cumhuriyet devrinde yapılmıştır.

Mutlu Evler Altındaki Köprü,İkinci Murad kardeşi Selçuk Hatun’un yaptırdığı eserdir.Kurşunlu köyü Bursa’nın İstanbul iskelesiydi. Geçit Mezarlığı yanındaki Nilüfer Köprüsünü Orhan Gazi’nin zevcesi Nilüfer Hatun yaptırmıştır. Mudanya yolu 1881-1883’te yapıldı. Bursa Karacabey yolu İkinci Murad zamanında yapıldı. Bursa-Gemlik yolu 1864-1904, Bursa Uludağ şosesi 1904; Bursa-Orhaneli yolu 1882’de yapılmıştır. Fevzi Çakmak Caddesi 1906, Fomara-Santral-Garaj, Çekirge-Kaplıca-Zindankapı, Işıklar yolu 1883’te açıldı. Belediye ve hükümet civarı yolları 1878’de, Çakırhamam-Setbaşı ise 1948’de genişletildi. Merinos-Altıparmak-Zafermeydanı, Tahıl Caddesi 1904’te açıldı. Bursa içerisindeki Demiroluk, Maksem, Setbaşı, Irgandı, Maydulak, Tatarlı,Demirtaş, Abdal, Geçit, Nilüfer ve Mihraplı Köprüler Osmanlı devrine ait köprülerdir.

Tarihi okullar: Işıklar Askeri Lisesi 1845’te Askeri İdadi olarak vazifeye başlamış, bugünkü bina 1893’te bitmiştir. Bütün öğrenciler Ulucami’de Okul Müdürü, Kaymakam Ali Bey, Dahiliye Müdürü Binbaşı Esat Efendi ile birlikte namaz kılıp, duayı müteakip 1894 Zilkade ayının 15. Cuma günü tedrisat başlamıştır. Bursa Erkek Lisesi, Sultan Abdülhamid Han zamanında 1888’de yaptırılmıştır. Yıllarca tamir görmemiş ve hatıralara geçmiştir.

Müzeler

Arkeoloji Müzesi: Bursa, Balıkesir ve Bilecik illeri eski eserlerinin toplandığı bölge müzesidir. Taş eser salonu, sikke ve pirehistorik eser salonu, seramik cam ve madeni eserler salonu, san


2-)Kese


3-)Bk. kese


4-)İçinde yapışkan sıvı bulunan seröz zarlardan oluşan kapalı kese.


5-)Kese, torba, cep.


6-)Zool


7-)Kesecik, bursan, husye, yumurtalık


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Bursa city.
İngilizcesi İngilizce
Sac filled with fluid located between a bone and a tendon or muscle.
İngilizcesi İngilizce
Fluid-Containing sac near or involving a joint or bony prominence that reduces friction between a tendon and a bone, or between a bone and skin during movement.
İngilizcesi İngilizce
Fluid filled sac, usually located at areas of friction e g between tendon and bone.
İngilizcesi İngilizce
Fluid-Filled sac that is located in areas where friction is likely to occur, then minimizes the friction; for example between a tendon and a bone.
İngilizcesi İngilizce
Bursa is a fluid filled sac that acts as a cushion between tendons, bones, and skin Like the joint, the bursa is lined by synovium and contains synovial fluid.
İngilizcesi İngilizce
Fluid-Filled sac They are found between tissue planes where shearing forces may act - e g at the knee and elbow They are lined by synovium and contain synovial fluid - like the joint Bursitis occurs when they are inflamed.
İngilizcesi İngilizce
Fibrous sac that contains fluid The bursa acts as a cushion that allows tendons to move smoothly over the bone.
İngilizcesi İngilizce
Lateral circular extensions present at the posterior end of males of some nematodes.
İngilizcesi İngilizce
Bursa.
İngilizcesi İngilizce
Any sac or saclike cavity; especially, one of the synovial sacs, or small spaces, often lined with synovial membrane, interposed between tendons and bony prominences.
İngilizcesi İngilizce
Small fluid-filled sac located between movable parts of the body especially at joints a city in northwestern Turkey.
İngilizcesi İngilizce
Small serous sac between a tendon and a bone.
İngilizcesi İngilizce
Fluid-Filled sac that allows smooth motion of muscles or tendons over a bone or joint.
İngilizcesi İngilizce
Fluid-Filled sac that is located in areas where friction is likely to occur, then minimizes the friction; for example between a tendon and bone Capsule - An enclosing structure which surrounds the joint and contains ligaments which stabilize that joint.
İngilizcesi İngilizce
Fluid-Filled sac that functions as a gliding surface to reduce friction between moving tissues of the body Major bursae are located adjacent to the tendons near the large joints, such as the shoulders, elbows, hips, and knees.
İngilizcesi İngilizce
Closed fluid-filled sac that functions as a gliding surface to reduce friction between tissues of the body The major bursae are located adjacent to the tendons near the large joints, such as the shoulders, elbows, hips, and knees.
İngilizcesi İngilizce
The Bursa is a fluid filled sac that is located in and around the joints It is the lubricant that allows joints to move freely.
İngilizcesi İngilizce
Fluid-Filled sac, usually located at areas of friction such as between a tendon and bone.
İngilizcesi İngilizce
Pouch or sac.
İngilizcesi İngilizce
City in northwestern Turkey.
İngilizcesi İngilizce
Small fluid-filled sac located between movable parts of the body especially at joints.

  • Düşes Bursa inciri yiyor İngiltere veliaht prensi William'ın eşi Kate Middleton Temmuz ayında doğum yapacak.
  • Kate'e Bursa incirinden şifa İngiltere tahtının varisi Prens William'ın eşi Cambrindge Düşesi Kate zor geçen hamileliğinde Bursa inciriyle şifa buldu.

Sizde içinde Bursa kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Bursa kelimesi anlamı 391 defa okunmuştur. [250589] Bursa kelime anlamı, Bursa nedir, Bursa ne demek, Bursa sözlük anlamı

Paylaş