Chopin, Biyografisi
Chopin, : Frederic François; Polonya doğumlu, Fransız piyanocu ve besteci. Polonezcede ismi, Fryderyk Francıszek Szopen’dir. 1 Mart 1810’da Varşova yakınlarındaki Zelazowa Wola’da doğdu. Babası Varşova’ya yerleşmiş olan Lorraineli bir Fransız öğretmen olan Nicholas’tır. Annesi iseZelazowa Wola’da yerleşmiş soylu bir Polonya ailesindendir.
Küçük yaştan itibaren piyanoya karşı ilgi duyan Chopin, yedi yaşındayken çok yönlü bir müzikçi olan Wojciech (Adalbert) Zywny’den piyano dersleri almaya başladı. Kısa zamanda özel akşam toplantılarında piyano çalmak üzere dâvetler alacak kadar ilerledi. Sekiz yaşındayken bir konserde dinleyici karşısına çıktı. Üç yıl sonra da parlamentonun açılışı sebebiyle Varşova’da bulunan Çar I. Aleksandr’ın önünde yeni bir piyano-orgu çaldı. Daha çocuk yaştan îtibâren meşhur oldu. Piyanistliğinin yanında beste çalışmalarında da bulundu. Yedi yaşındayken bir Sol Minör Polonez, hemen ardından da bir marş yazdı. Daha sonra başka polonezler, mazurkalar, çeşitlemeler, canlı İskoç dansları ve bir rondo besteledi. 16 yaşındayken Varşova Müzik Konservatuvarına girdi. Polonyalı besteci Jozef Elsner’le birkaç yıl birlikte çalıştı ve ondan ders aldı. Bilgisini artırmak gâyesiyle Viyana’ya gitti. Ağustos 1829’da verdiği iki konserle kesin bir başarı kazandı. Eylülde Varşova’ya döndü. Mart 1830’da Varşova’da iki piyano konçertosunu verdi. Aynı yıl Kasım sonunda tekrar Viyana’ya gitti. Fakat orada beklediği ilgiyi bulamadığı için Paris’e geçti.
Bu sırada Rusların Varşova’yı işgal ettiğini işiterek uğradığı hayal kırıklığıyla bunalıma düştü. Paris’teki ilk aylarında meslek ve para yönünden sıkıntı çekti. Fakat daha sonra tanıştığı Paris zenginlerinin evlerinde hem piyanist, hem öğretmen olarak çalıştı. Yeni besteleriyle dikkatleri üzerine topladı. 1835 yılı Chopin’in özel hayatında unutulmaz bir dönem oldu. Bohemya’daki Karlsbad kentinde anne ve babasıyla birlikte mutlu günler yaşadı. Daha sonra eski Polonyalı dostlarını görmek üzere Almanya’ya geçerek Dresden’e gitti. Aşık olduğu bir kızla evlenmesine annesi mâni olunca tekrar bunalıma düştü. Gezmek için İngiltere’ye gitti. Tekrar Paris’e döndükten sonra problemli ve bunalımlı bir hayat yaşadı. Sağlığı bozulduğu için Mayorka Adasına gitti. Orada bulunduğu sırada rahatsızlandı. Onun tüberküloz (verem) olduğunu duyan ev sâhibi, evden çıkmasını istedi. Arkadaşlarıyla birlikte Fransız konsolosluğuna sığınan Chopin, uzak bir köy olan Valldemosa’daki bir manastıra yerleşti. Soğuk, nem, kötü beslenme Chopin’in zâten bozuk olan sağlığını daha da kötüleştirdi. Mart 1839’da Marsilya’ya geçen Chopin usta bir hekimin çabalarıyla iyileşti. Paris’e dönerek konserler verdi. Düzenli bir geliri olması için yeniden özel öğretmenliğe başladı. Bu dönemde bâzı yeni besteler yaptı. 1848 devrimiyle ilgili olaylar sebebiyle sıkıntıya düşen Chopin, İskoçya ve İngiltere’ye bir gezi yaptı. İngiltere’de yerleşip, Londra’da dersler vererek ve gösterişli toplantılarda piyano çalarak yıpratıcı bir çalışma sürdürdü. 24 Kasım 1848’de Paris’e dönen Chopin’in sağlık durumu tamâmen kötüleşti.
Ölümünden önce tamamlanmamış el yazmalarının yok edilmesini ve cenâzesinde Mozart’ın Requiem’inin seslendirilmesini istedi. 17 Ekim 1849’da Paris’te öldü.
Temelde romantik olmakla birlikte, romantizmin bilinen süslemelerine yer vermediği müziğinde klasik bir sâdelik ve titizlik görülen Chopin’in pekçok eseri bugün de icra edilmektedir.
Chopin, : Chopin Frederic Francois Chopin
(Zelazowa Wola,1810-Paris, 1849)
Chopin müzik tarihinin gelmiş geçmiş en iyi piyano müziği bestecisi olarak kabul edilir. Tek bir enstrümanı kullanarak, Mozart, Beethoven, Bach gibi en büyükler arasında yerini almıştır. Piyano konçertolarının dışında, alışılagelmiş formları pek kullanmayan Chopin, 39 yıllık kısa yaşamına 55 Mazurka, 24 prelüd, 27 etüd, 19 noktürn, 13 polonez, 4 balad ve 4 scherzo sığdırmıştır.
Chopin 1810 yılında Polonya’da doğdu. Fransız asıllı babası, aristokrat ailelerin çocuklarına özel Fransızca dersi veriyordu, daha sonra Varşova Lisesi’ne öğretmen oldu. Chopin ilk müzik derslerini Polonyalı annesinden aldı. 6 yaşına geldiğinde, dehası ortaya çıkan besteci oldukça yaratıcı düzenlemeler yapmaya başladı. Bunun üzerine Zvyny’den ders almaya başladı. Bach, Mozart ve Beethoven’ın eserlerini inceledi.
1822’de Varşova Konservatuarı’na yazılan Chopin, Joseph Elsner’den, kontrpuan dersi aldı. Constantia Gladkowska’ya aşık olan besteci, 16 yaşında ilk bestelerini sevgilisi için yaptı. Bu arada, öğrencisinin dehasını anlayan Elsner bir tavsiye mektubu yazarak, Chopin’in Avusturya’ya gitmesini sağlamıştır. Besteci Viyana’da birinci piyano konçertosunu çaldı. Ardından 1829 ile 1830 yılları arasında çeşitli kentleri gezen Chopin bir dizi konser verdi. Ancak Viyana klasik akımın merkeziydi, Chopin’in kullandığı serbest formlar burarda pek ilgi çekmedi. Bunun üzerine Chopin, 1831 yılında sadece Lizst, Berlioz gibi müzisyenleri değil aynı zamanda Hugo, Balzac gibi yazarları, Delacroix gibi ressamları buluşturan, Romantik Dönemin sanat başkenti Paris’e yerleşmeye karar verdi. Tam bu arada Polonya ve Rusya arasında bir savaşın başlamak üzere olduğunu öğrendi. Paris’e gitmeden önce, evine eşyalarını toplamaya giden Chopin’den, çocuklarının güvenliğini düşünen ailesi, bir daha Polonya’ya gelmeyeceğine dair söz vermesini istedi. Sözünü tutan Chopin, 1831’de Paris’e yerleştikten sonra, bir daha geri dönmedi, ancak Polonya’yı çok seven Chopin, bir arkadaşının hediye ettiği, Polonya toprağıyla doldurulmuş gümüş kupayı, yanından ömrü boyunca ayırmadı, hatta bu kupa vasiyeti üzerine, öldükten sonra da vasiyeti üzerine mezarına gömüldü.
Babası Fransız olduğu için, Chopin Fransa’ya alışmakta çok zorluk çekmedi. Zengin ailelerin çocuklarına piyano dersleri vererek geçimini rahatlıkla sağlayabiliyordu. Maddi sıkıntısı olmayınca, Chopin çok iyi bir piyano virtüözü olmasına karşın, büyük konser salonlarında çok az çalmış, daha çok küçük topluluklara ev konserleri vermeyi yeğlemiştir.
Maria ve daha sonra Potozhka’yla yaşadığı, hayal kırıklığıyla sonuçlanan ilişkilerinin ardından Chopin’i Lizst, ünlü yazar George Sand ile (Aurore Dudevant) tanıştırdı. Chopin, Sand’i gördüğünde aşık olmaktan çok şaşırmıştı. 3 çocuk annesi ve kendisinden 6 yaş büyük olan bu kadın, toplumun genel kurallarını küçümsüyor, tepkisini erkek kıyafetleri giyerek gösteriyordu. Ancak zamanla aralarında oldukça tutkulu bir aşk başladı. 1839’da çift birlikte Mallorca’ya gitti. Chopin 24 prelüdünün büyük kısmını bu dönemde tamamladı. 1847 yılına kadar Sand’in Nohant’taki evinde birlikte yaşadılar. George Sand, sağlığı oldukça bozulan Chopin’e bir çeşit annelik yapıyordu. Sağlığına rağmen, bu yıllar Chopin’in en verimli olduğu, en güzel eserlerini yazdığı yıllardır. 1847 yılında Sand çocukları çiftin ilişkisinin sona ermesine yol açtı.
Ayrılığın ardından İngiltere’ye giden Chopin, bu seyahatten oldukça zayıf düşmüş olarak döndü. Aradan bir yıl geçmeden, 1849 yılında, genç yaşta veremden öldü.
Chopin’in müziği oldukça yenilikçidir. Karmaşık kromatik armoniyi Polonya halk ezgileriyle mükemmel bir uyum içinde kaynaştırmıştır. En iyi eserleri olarak Etude Revolutionaire (Devrimci Etüd), Fantasie İmpromptus, Nocturne No.20 ve Cenaze Marşı (2. Piyano Sonatı) gösterilebilir. Besteciliğinin yanında Lizst’den sonra belki de gelmiş geçmiş en iyi virtüözdür. Çalış tekniği olarak Mozartçı geleneği devam ettirmiş, piyanonun kullanım imkânlarının gelişimine katkıda bulunmuştur.
Bu bilgi faydalı oldu mu ?