Cı'rane Olayı Nedir

Cı'rane Olayı Nedir ? Cı'rane Olayı Ne demek ?

1-)Cİ'RÂNE OLAYI



Peygamber Efendimiz'in Huneyn gazvesinde elde edilen ganimetleri dağıtımı sırasında ortaya çıkan hadise.

Mekke Fethi'nden hemen sonra Hevazin ve Sakif kabilelerinin büyük bir ordu hazırlayarak harekete geçtiğini öğrenen Peygamber Efendimiz, derhal Mekke'den takviye edilen ordusuyla düşman üzerine yürümüş, Huneyn'de Hevazin ve Sakif kuvvetlerine ağır bir darbe vurarak büyük zayiat verdirmişti.

Huneyn'den kaçan düşman kuvvetlerinin bir kısmının Evtas adlı bölgede toplandığı, bir kısmının da Taif kalesine çekildiği öğrenilince, Hz. Peygamber, Evtas'a; önce Ebu Âmir el-Eş'ari'nin idaresinde olup onun şehit düşmesinden sonra da Ebu Musa el-Eş'ari'nin idaresine geçen bir seriyye gönderdi ve buradaki düşman birliğini tamamen dağıttı.

Bunu takiben, kendisi, elde edilen ganimetleri Ci'rane mevkiinde bırakarak, Taif'e hareket etti ve kaleyi muhasara altına aldı. Yirmi gün kadar süren muhasaradan sonra tekrar, ganimetlerin muhafaza edildiği Ci'rane bölgesine döndü.

Ci'rane, Mekke ile Taif arasında, Mekke'ye daha yakın bir mevki olup, burada aynı adı alan bir su kaynağı ve birbirine yakın su kuyuları vardır (Yakut el-Hamevi, Mu'cemü'l-Büldan, Beyrut 1977, II, 142).

Peygamber Efendimiz burada on gün kadar, sayısı büyük bir miktar tutan esirleri ve bol miktardaki ganimeti askerleri arasında taksim etmeksizin bekledi. Maksadı, müslüman olarak gelip kendisine müracaat edeceklerini ümit ettiği Hevazin heyetine esirleri ve ganimet mallarını iade etmekti. Fakat Hevazinliler gecikti. Bu arada henüz yeni müslüman oldukları için İslami bir şuura iyice erememiş ve mal hırslısı olan bazı bedeviler ile birtakım münafıklar, ganimetleri kendilerine dağıtması konusunda Hz. Peygamber'i zorladılar; hatta kaba tavırlarla O'nu rencide ettiler.

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, Beytü'l-mal hissesi olarak 1/5'i yani Humus'u* ayırdıktan sonra, mevcut esirleri ve ganimeti askerleri arasında taksim edip dağıttı. Fakat bu taksimattan sonra Hevazin heyeti gelip kabile olarak müslüman olduklarını belirttiler ve esirler ile mallarının iadesini istediler. Taksimat dolayısıyla Peygamber Efendimiz bu ikisinden ancak birisinin iadesini sağlayabileceğini ifade etti ve Hevazinliler'in isteği üzerine esirler kendilerine, İslam askerlerinin rızası alınarak geri verildi. İadeye razı olmayan bazılarına da ilk zaferde bunu fazlasıyla telafi edecek ganimet verileceği va'dedilerek iş halledildi. Bu arada esirler arasında bulunan Hz. Peygamber'in Hevazinli süt kardeşi Şeyma bint el-Haris, Peygamber Efendimiz'e gelerek O'nun iltifatlarına mazhar olmuştu.

Bunun ardından Hz. Peygamber, Beytü'l-mal hissesi olarak ayrılan ve harcama yetkisi tamamen kendisinde bulunan Humus'tan müellefe-i kulub (kalbleri İslam'a ısındırılacak kimseler)'a bol ihsanlarda bulundu. Bunlar daha ziyade, Mekke fethi ile yeni müslüman olmuş Kureyşliler ve Kureyş reisleri ile bazı bedevi kabile reisleri idi. Bu fondan, samimi müslümanlara, bu arada Ensar'a hiç hisse verilmemişti. Çünkü onlar İslam'a mal kaygusuyla bağlı değildiler. Ama bu dağıtım, bazı sızlanmalara, hatta itirazlara sebep teşkil etti.

Ensar içerisinde bulunan bir münafık: "Bu, Allah'ın rızası gözetilmemiş bir dağıtımdır." dedi. Diğer kabile reislerine oranla kendisine daha az ganimet verilmiş olan Süleym kabilesi reisi Abbas b. Mirdas, söylediği bir şiirle bu duruma itiraz etti. Bunlara karşı Peygamber Efendimiz sabır gösteriyor ve mümkün olduğu derecede istekleri yerine getiriyordu. Bu sırada Temim kabilesinden Zü'l-Huveysıra adında biri, Hz. Peygamber'ın karşısına çıkıp kaba bir şekilde: "Âdil ol ey Muhammed! Senin adil davranmadığını görüyorum." deme küstahlığında bulundu. Bu tavrına karşı ashab-ı kiram'dan bir kısmı onu öldürmek için Hz. Peygamber'den müsaade istedilerse de Peygamber Efendimiz buna izin vermedi ve: "Bunun öyle taraftarları olacak ki, bunların namazı karşısında sizden biri kendi namazını az görecek; bunların orucu karşısında kendi orucunu az bulacak. Bunlar Kur'an okuyacaklar; ama Kur'an boğazlarından aşağı inmeyecek. Bunlar, okun avı delip süratle çıkıp gittiği gibi İslam'dan süratle çıkacaklar... " buyurdu. Hz. Ali döneminde ortaya çıkan Hariciler'in bu adam ve taraftarlarından oluştuğu söylenir. (Bu konuyla ilgili hadisler ve muhtelif varyantlar için bk. Buhari, Menakıb, 25; Meğazi, 61; Müslim, Zekat, 142-160) Fakat bu sırada Hz. Peygamber için bütün bunlardan daha üzücü bir hadise cereyan etti. Münafıklıkla itham edilemeyecek ve İslam'a aslında samimiyetle bağlı bazı Ensar gençlerinde bu dağıtım dolayısıyla sızlanmalar görüldü. Bunlar: "Allah, Rasulüne rahmet etsin; kılıçlarımızdan henüz Kureyşliler'in kanı akarken Rasulullah bizi bırakıyor da Kureyşliler'e ihsanda bulunuyor!" diyorlardı. Dostlarından gelen bu sözleri duyunca fevkalade üzülen Peygamber Efendimiz, tüm Ensar'ı büyük bir çadırda toplayıp, kulağına gelen sözlerin mahiyetini sordu. Ensar ileri gelenleri ve büyükleri, kendilerinin ve Ensar'ın büyük çoğunluğunun da bu sözleri tasvip etmediklerini, ancak bazı Ensar gençlerinin art niyet taşımaksızın, sadece kendilerine de ihsanda bulunulmasını arzu ederek böyle söylediklerini belirtip onlar adına özür dilediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz kalkıp etkili bir konuşma yaptı. Konuşmasında: "Ey Ensar! Kendilerine mal verdiğim bu adamlar, mal ve mülkleri ile, deve ve koyun sürüleri ile yurtlarına dönerken, siz aranıza Allah'ın Rasulü'nü alıp memleketinize dönmeye razı değil misiniz? Ben, bu kimselere ancak kalblerini İslam'a kazanmak için ihsanda bulunmuşumdur" buyurarak bu dağıtımının hikmetini açıklıyor, bu arada Ensar'a verdiği değer ve önemi de belirtiyordu. Rasulullah'ın konuşmalarından sonra tüm Ensar, büyük bir heyecan ve gözyaşı içinde O'ndan özür dilediler.

Böylece taksimat işi tamamlandıktan sonra Peygamber Efendimiz, ihrama girerek Mekke'ye umre yapmaya gitti. Umreyi ifasından sonra tekrar Ci'rane'ye gelip ashabı ile İslam devletinin merkezi Medine 'ye avdet etmek üzere Ci'rane'den ayrıldı.

Burada bu günlerin ve bu olayların hatıralarını taşıyan bir de mescid vardır. (İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, Beyrut 1966, IV, 352-368)

Ahmet ÖNKAL


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Cı'rane Olayı kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Cı'rane Olayı kelimesi anlamı 24 defa okunmuştur. [241650] Cı'rane Olayı kelime anlamı, Cı'rane Olayı nedir, Cı'rane Olayı ne demek, Cı'rane Olayı sözlük anlamı

Paylaş