Din Nedir
Din Nedir ? Din Ne demek ?
1-)Alm. Religion, Fr. Religion, İng. Religion. İnsanları dünyada rahat ve huzura, ahirette ebedi saadete götürmek için Allahü teala tarafından peygamberleri vasıtasıyla gösterilen yol. Dinin sahibi ve ortaya koyan Allahü tealadır. Bunun için din ismi altında insanların uydurduğu eğri yollara din denmez, dinsizlik denir.
Din insanlara çok lüzumlu bir nizam olup, dinsizlik ise düşünülebilecek en fena bir davranıştır. Din insanlara tıpkı yiyecek, içecek gibi lazımdır. Çünkü, nasıl yiyecek ve içecek vücut için lazımsa, ruhun gıdası olan din de ruha lazımdır. Din ortadan kalkarsa, insanlar hissiz, idraksiz ve düşüncesiz bir makina, bir otomat haline gelirler. Din insanlara iyi ahlak, sevişmek, kudret, cesaret, dayanma gücü, sabır, rahat ve huzur getirir. İnsanları ortak iman, amel, anlayış ve faziletlere erdirerek bölücülüğe, yıkıcılığa mani olur. Hakiki bir din, insanı Yaratanı ile muhatap kılan ve O’na kavuşturandır.
Allahü teala, ilk yaratılan insan ve ilk peygamber olan Âdem aleyhisselamdan beri, her bin senede bir peygamber vasıtasıyla insanlara bir din göndermiştir. Bu peygamberlere “resul” denir. Her asırda, en temiz bir insanı peygamber yaparak, bunlar ile dinleri kuvvetlendirmiştir. Resullere tabi olan bu peygamberlere “nebi” denir (Bkz. Peygamber). Buna göre bazı tarih kitaplarında iddia edildiği gibi insanlığın başlangıcı bir ilkellik vahşet değil bir medeniyettir. ilk defa Allahü tealanın bildirdiği din ile doğru yolu bulan insanlar sonradan hırs ve bilgisizliğin tesiriyle bu yoldan ayrılarak vahşileşmişler, medeniyetten uzaklaşmışlardır.
Bütün peygamberler, hep aynı imanı söylemiş, hepsi ümmetlerinden aynı şeylere inanmalarını istemişlerdir. Fakat kalple, bedenle yapılması ve sakınılması lazım olan şeyleri başka başka olduğundan, İslamlıkları, Müslümanlıkları ayrıdır. Din, Allahü tealayı tanıtan yol olduğuna göre, dünyada tek bir din olması gerekir. Halbuki dünya üzerinde birbirinden farklı dinler ve inanışlar vardır.
Bugün yeryüzündeki dinler ilahi dinler ve batıl dinler olmak üzere ikiye ayrılır. Batıl dinler Zerdüştlük, Taoizm, Konfiçyüstlik, Monohoizm, Totemcilik gibi insanlar tarafından uydurulan ilkel kabile dinleridir. Semavi din de denilen ilahi dinler, muharref yani tahrif edilmiş, bozulmuş dinler ve hak din olmak üzere ikiye ayrılır. Muharref dinlerin asıllarını Allahü teala peygamberleri vasıtasıyla göndermiş, sonraları insanlar tarafından tahrif edilmiş, bozulmuştur. Hıristiyanlık ve Yahudilik böyledir. Hak din ise, Allahü tealanın gönderdiği şekilde bozulmadan kalan dindir. Bugün yeryüzünde hak din olarak sadece İslam dini vardır. Zira, diğer semavi dinlerin insanlar tarafından bozularak maksatlarından uzaklaştırıldığı, hatta tam tersine insanı yaratanından ayırıp peygamberlerden kopararak, uydurma zümre ve müesseselere (Hıristiyanlığın kilise teşkilatı ve ruhban sınıfı gibi) manasız bir esarete götürdüğü hatırlanırsa, İslamiyetin insanla Allahü teala arasında saf, olgun ve hakiki bir bağ kuran yegane “hak din” olduğu açıkca görülür. Bu bakımdan İslamiyet Müslüman olanın dünya işlerini tanzim eder. Aynı zamanda güzel ahlakı tamamlayan, insanı maddi ve manevi huzura, sonsuz saadete erişmesi için sağlam temeller üzerine kurulmuş esasları getiren büyük bir ahlak okuludur. İnsanları iyiliğe, dürüstlüğe, hoşgörü sahibi olmaya, büyüklere saygı ve küçüklere karşı şefkat göstermeye, Cenab-ı Hakk’ın emirlerine uymaya ve ona teslim olmaya teşvik eder. Kısacası insana faydalı, onu doğru yola koymaya yarıyan en büyük amildir (sebeptir).
İslamiyet geldikten sonra, önceki dinlerin hükümleri yürürlükten kalkmıştır. Buna göre Yahudiler ve Hıristiyanlar da dahil bütün insanların İslamiyeti din olarak seçmeleri gerekmektedir. Nitekim Allahü teala İslamiyetten başkasını din olarak kabul etmeyeceğini bildirmekte, Kur’an-ı kerimde mealen; “Muhammed’in (aleyhisselam) getirdiği İslam dininden başka din isteyenlerin dinlerini Allahü teala sevmez, kabul etmez. İslam dinine arka çeviren, ahirette ziyan edecek, Cehennem’e gidecektir.” buyrulmaktadır. (Âl-i İmran suresi: 85)
Din hiçbir zaman kötü niyetler, özel çıkarlar, siyasi entrikalar, gizli işler, manasız olaylar için kullanılamaz. Bu husus dinlerin sonuncusu ve en mükemmeli olan İslamiyetin yüce kitabı Kur’an-ı kerimde açıkça anlatılmaktadır. Cenab-ı Hak, Kur’an-ı kerimin Hadid suresi 9,10. ayetlerinde mealen; “Gizli toplantılarda günah işlemeyi, düşmanlık etmeyi ve peygambere karşı gelmeyi fısıldaşmayın! Allah’a karşı gelmekten sakınmayı konuşun! Gizli toplantılar insanları üzmek (ve kirletmek) için şeytanın istediği (ve yaptırdığı) şeydir.” buyurmaktadır.
Hadiselere ve etrafa ibretle bakan bir insan dine hemen inanır. Dünyadaki nizamın, ahengin inceliklerini, varlığın sırrını bilen bir insan bütün kalbiyle Allah’a inanır. Bir yaprağın faaliyetlerini bilen bir insan hayrete düşer. Mesela bir yaprak, bir insan gibi nefes alır. Gündüzleri oksijen, geceleri karbondioksit verir. Su buharı çıkarır. Su buharı ile karbonik asidi, güneş ışığındaki enerji yardımıyle birleştirerek ondan un, nişasta, yağ, şeker yapar. Âdeta bir fabrikadır. Bunları anlayabilen bir insan bütün bunları hayranlıkla görür ve bu harikayı yaratan büyük kudrete, bir olan Allah’a ve O’nun gönderdiği dine candan inanır.
Din bizi, zararlı ve fena iş yapmaktan koruyan, ihtiraslarımızı frenleyen, ruhumuzu besleyen ve temizleyen iyi huyları meydana çıkararak insanları hayırlı, yardımcı, büyüklerini dinler bir hale getiren ilahi bir yoldur. Din, işlerde başarı için ümid ve cesaret veren, başarısızlıklarda teselli eden, ızdırapları unutturan, insanlara yaşama gücü veren, onu yetiştiren ve olgunlaştıran, Allah yolunu açan ve toplumları dünyada huzura, ahirette ise ebedi saadete kavuşturan bir kudret hazinesidir.
2-)Allahü teala Kur'an-ı kerimde mealen buyurdu ki:
Doğrusu Allah indinde (katında) makbul olan din İslam'dır. Kendilerine kitab verilenler (hıristiyanlar ve yahudiler) kendilerine ilim geldikten (İslam dinini bildikten) sonra aralarındaki çekememezlik, kin ve düşmanlıktan dolayı (onun hakkında) ihtilafa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse, şüphesiz ki Allah, hesabı pek çabuk görendir. (Âl-i İmran suresi: 19)
... Bugün sizin dininizi kemale erdirdim (dininizin hükümlerini tamamladım), üzerinize olan nimetimi tamamladım ve din olarak da İslam dinini (verip ondan) hoşnut oldum... (Maide suresi: 3)
Size gönderdiğim İslam dininden razıyım (yani bu dini kabul edenlerden, bu dinin emir ve yasaklarına tabi olanlardan razı olurum. Onları severim). Bu dinde olmak ancak cömerdlikle ve iyi huylu olmakla tamam olur. Dininizin tamam olduğunu her gün bu ikisi ile belli ediniz. (Hadis-i kudsi-Taberani)
Muhammed aleyhisselam bütün insanlara ve cinnilere gönderilmiş hak peygamberdir. Dininin hükmü kıyamete kadar devam edecektir. Dini, evvel gelen ve geçen peygamberlerin dinlerinin bazı hükümlerini nesh etmiş, hükmünü kaldırmıştır. (Süleyman bin Ceza)
Allahü tealanın bildirdiği her din, iki kısımdır. Îtikad (inanılacak hususlar) ve amel (yapılması ve kaçınılması gereken hususlar). Bunlardan itikad her dinde aynıdır. Îtikad, dinin aslı ve temelidir. Din ağacının gövdesidir. Amel (iş) ise, ağacın dalları yaprakları gibidir. (Ahmed Faruki)
Allahü teala, ilk peygamber Âdem aleyhisselamdan beri, her bin senede bir peygamber vasıtası ile insanlara bir din göndermiştir. Bu peygamberlere Resul denir. Her asırda, en temiz bir insanı peygamber yaparak, bunlar ile dinleri kuvvetlendirmiştir. Resullere tabi olan bu peygamberlere Nebi denir. Din işlerinde alimlerin sözleri muteberdir. (Abdülhakim Arvasi)
3-)(Relıgıon) 1. Geniş anlamda, yaşam biçimi; hayatın
nasıl yönlendirilmesi gerektiği konusunda benimsenen düşünce, inanç, ilke ve
değerler bütünü.
2. Dar anlamda
evrendeki düzeni ve hayatı ancak yaratıcı bir ta ının varlığı İle anlamlandırarak
insanlığı kurtuluşa davet eden çağrılardan herbiri. İnsanlar tarafından
konulan ilkeler çerçevesinde oluşturulan dine beşeri din; İlkeleri vahiy
yoluyla peygamberler tarafından insanlara iletilen dine de semavi din denir.
Bu çerçevede me-cusilik beşeri dinlere, İsİam İse semavi dinlere birer örnek
olarak verilebilir. İslamiyette: Allah'ın iradesine içten ve kuili olarak ve
vahye tam bir itaatle, isteyerek teslimiyet.
4-)Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen
Örnek:Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil. R. H. Karay
5-)İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü.
6-)Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası.
7-)İlmek.
8-)Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet
9-)C.G.S. sisteminde 1 g'lık bir kütlenin hızını saniyede 1 cm artıran güç birimi: Bir nevton 105 din'e eşittir.
10-)Görünen, görünmeyen doğaüstü güç, nesne ya da varlığa inanma nedeniyle doğmuş olan ve bireylerin gerek birbirleriyle, gerek çevreleriyle ilişkilerini birtakım kutsal uygulama ve davranışlarla düzenleyen, sağlayan evrensel olgu. bk. ilkel din, halk dini, arınma, kurban, sakınma, krş. büyü, tören, kutyasak, muska.
11-)Gürültü etmek, kafasını şişirmek (Argo) gürlemek; tekrar tekrar söylemek, söyleyip durmak; çınlamak; yankılanmak
12-)(ned, ning) gürültü, patırtı, şamata
13-)Gürültü ile söylemek, tekrar tekrar söylemek
14-)Gürültü etmek
15-)Deutsche Industrienor men Alman Sanayi Standartları
16-)Filmin ışığa karşı hassasiyet ölçüsü.
17-)i. gürültü, patırtı.
Bu bilgi faydalı oldu mu ?
- ABD'nin başına 10 milyon dolar ödül koyduğu Pakistanlı Din adamı ve Cemaat-ul Dava Lideri Muhammed Hafız Said, ABD'ye yardım teklif etti.
Sizde içinde Din kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !