Ebabıl Kusları Nedir

Ebabıl Kusları Nedir ? Ebabıl Kusları Ne demek ?

1-)EBABİL KUŞLARI



Kabe'yi yıkmak üzere büyük bir orduyla gelen Yemen valisi Ebrehe'nin ordusuna saldıran kuşlar.

Ebabil, Arapça'da "bölükler, sürü, sürüler" demektir. Kelime, Kur'an-ı Kerim'de Fil suresinin üçüncü ayetinde geçmektedir. Fil suresinde olay şöyle anlatılmaktadır: "Görmedin mi Rabbin fil sahiplerine ne yaptı? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üstlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı. Nihayet onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı." (el-Fil, 105/1-5).

Bu olay Hz. Peygamber'in doğduğu yıl olmuş ve orduda bulunan fil/fillerden dolayı Araplar arasında "Fil Vak'ası", geçtiği yıl ise "Fil Yılı" olarak meşhur olmuştur. Olay kaynaklarda şöyle zikredilmektedir:

Habeşistan Kralı Necaşi Ashame'nin, Yemen'e hükümdar tayin ettiği Ebrehe b. Sabbah el-Eşrem, Mekke'ye giden kervan ve Kabe ziyaretçilerini çekmek ve San'a şehrini ticaret merkezi haline getirmek üzere burada Kulleys veya Kalis denilen bir tapınak (kilise) yaptırdı. Ancak tapınağa gelen olmadığı gibi Fukaym kabilesine mensup bir Arap veya bir grup Arap kiliseye girerek pislediler. Bunu öğrenen Ebrehe çok kızdı ve Kabe'yi yıkacağına yemin etti. Büyük bir ordu ve gayet iri cüsseli "Mamud" adlı fili önde olduğu halde Mekke'ye yöneldi. M.S. 570 veya 571 yılında altmış bin asker ve on yahut dokuz fille yola çıktı. (İbnü'l-Esir, el-Kamil fi't Tarih, Nşr: Tornberg, Beyrut 1965, I, 442).

Ebrehe yolda Yemen kralı Zu Neferi bozguna uğrattı, ardından Has'amlıları yendi ve bunların Nufeyl b. Nubeyb adındaki liderinin hayatını bağışlayarak kendisine Mekke'ye gidişte rehber yaptı. Taif'teyken Sakif'liler tanrıları Lat'ı korumak uğruna Ebrehe ile işbirliğine yanaşıp Ebu Regal'i ona rehber olarak verdiler. Ebrehe'nin fillerin desteğindeki muazzam ordusunun karşısında hiçbir ordu dayanamadı ve Kureyş'liler bu gelişe bakarak Kabe'nin yıkılacağına kesin olarak inanmaya başladılar.

Mekke yakınında Mugammes denilen yerde Ebrehe ordusu çadırlarını kurdu ve çevredeki Mekke'lilere ait develeri yağmaladılar. Burada, Ebu Regal öldü. Develerin içinde Abdülmuttalib'in de iki yüz devesi vardı. Ebrehe'nin elçisi Hınata el-Himyeri Mekke'ye giderek Kureyş'lilerin ileri gelenleriyle görüştü ve "Kabe'yi tavaf etmeyi bıraktıkları takdirde onlara saldırmayacaklarını" söyledi. Onlara sadece Kabe'yi yıkmak için geldiklerini, kendileri ile savaşmayacaklarını bildirdi (İbnü'l-Esir, a.g.e., s.443).

Abdülmuttalib, "Biz onunla savaşmak istemiyoruz, buna gücümüz de yetmez. Orası Beytullah'tır, eğer korursa O (Allah) Harem'i korur" dedi; develerini görüşmek üzere Ebrehe'nin yanına vardı. Abdülmuttalib'e iyi davranan ve önce onu takdirle karşılayan Ebrehe, Abdülmuttalib develerini isteyince şöyle dedi: "Seni ilk gördüğümde gözüme büyük bir şahsiyet olarak görünmüştün. Ama sen Kabe'nin korunmasını isteyeceğin yerde develerinin peşine düşünce gözümden düştün." Abdülmuttalib, "Ben develerin sahibiyim. Kabe'nin de sahibi var, O onu korur" dedi.

Abdülmuttalib develerini alıp Kureyş'lilerin yanına döndü, onlara olup biteni anlattı ve hepsi, muhtemel bir katliama karşı Mekke'den ayrılıp dağlara çekildiler.

Sabaha karşı Ebrehe, Mekke'ye ilerledi. Mamud denilen büyük fil, şehre yaklaşınca yere çöküverdi; kalkması için çok uğraştıkları halde kalkmadı. Öteki fillerin de, Kabe yönünde sürüldüklerinde yere çöktükleri, başka bir yöne yöneltildiklerinde koşarak kaçmaya çalıştıkları görüldü. Bu mucizeyi olayın sıhhati Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Kusva adlı devesinin Mekke yakınlarında çökmesi olayında, Nebi (s.a.s.)'in söylediği sözlerle sabit olmuştur: Devesi çökünce Rasulullah'ın ashabı, "Deve çöktü" dediğinde, Rasulullah; "Hayır, Kusva çökmedi, yalnız onu 'Fili engelleyen' engelledi" buyurmuştur. Buhari ve Müslim'de, Rasulullah (s.a.s.)'in Mekke'nin fethi günü şöyle dediği nakledilmektedir: "Yüce Allah filleri Mekke'ye girmekten alıkoydu. Ama Rasulünü ve mü'minleri oraya gönderdi. Dün olduğu gibi bugün de oranın hürmeti iade olmuştur. Dikkat edin, hazır olan olmayana bildirsin. "

Ebrehe ordusu Mekke'ye girerken deniz tarafından, daha önce o bölgede hiç görülmemiş, kırlangıca benzer kuş sürüleri bir anda ortaya çıkarak Ebrehe ordusuna saldırdılar. Gaga ve pençelerinde taşıdıkları taşları ve çamurdan balçıkları askerlerin üzerine bıraktıklarında onlar, kurumuş, paramparça olmuş ağaç yaprakları gibi dağıldılar. Rehberleri Nufeyl kaçtı, askerler kuş saldırısında telef olup feci şekilde öldüler; yolda kalanlar, geriye dönenler de helak oldular. Mekke'liler bu mucizeyi dağlardan seyrederken Allah'ın iradesi karşısında hayret ve dehşet içindeydiler. Ebrehe, bu saldırıda etleri parçalanmış, çürümüş halde San'aya dönerken, Hasm kabilesinin yaşadığı bölgede göğsü ikiye yarılarak acıklı şekilde öldü (Kadı Beydavi, Envarü't-Tenzil, Fil Suresi tefsiri).

Kuşlar ve attıkları taşlar hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bu olay Rasulullah'ın dünyaya geldiği yılda vuku bulduğundan, Peygamberimizin ilk mucizelerinden sayılmıştır. Muhammed b. İshak ve İkrime o yıl çiçek hastalığının Mekke'de yaygınlaştığını söylemişlerdir. Muhammed Abduh (v. 1905) bu rivayetlerden hareketle Kur'an'da geçen "Tayran Ebabile" ifadesiyle kastedilenin "sinekler" olduğunu ayaklarında salgın hastalık mikrobu taşıyan sinek sürülerini Allah'ın, Ebrehe ordusuna musallat kıldığını belirtmektedir. Yeryüzünün en ihtişamlı ordusu ve hayvanları (filleri) ile gelen Ebrehe ve ordusunu Allah, bir ibret olsun diye gözle görülemeyen küçük canlılarla mikroplarla helak etmiştir. Bu görüşü yukarıda zikrettiğimiz gibi daha önce ilk siyercilerden Muhammed b. İshak da kaydetmiştir.

Bu tefsirde önemli olan husus; Muhammed Abduh, Reşid Rıza, ve diğer bazı müfessirlerin, Allah'ın, olağanüstü, fevkalade, harikulade mucizesi ile bu Allah düşmanı orduyu helak edişini dile getirmeleridir. Tefsirlerde kuşların mahiyeti hakkında değişik görüşler bulunmaktadır. İbn Abbas ile Dahhak, Ebabil'i "birbiri arkasından gelenler" diye yorumlamışlardır. Hasan-ı Basri ile Katade, "çok" manasına; İbn Zeyd "çeşitli, sağdan soldan gelenler" manasına; Mücahid, "toplu halde arka arkaya gelen" manasına geldiğini söylemişlerdir. Kuşların, bölük bölük, karışık türde oldukları anlaşılmaktadır. Rivayetlerde kuşlar; kırlangıca, kekliğe, sığırcığa, yarasaya, hatta "zümrüdü anka"ya benzetilmektedir .

"Siccil" kelimesi, taş ve çamur demektir. Yahut, çamurla sıvanmış taş anlamına gelir. "Asf" kelimesi, ağaç yaprağı anlamına gelir. Haşerelerin ağaç yaprağını yiyip ufalttıklarında yaprak yenik yenik hale gelir ki, surede anlatılmak istenen budur.

Surenin anlamı; Allah'ın, Kabe'nin müdafaasını müşriklere bırakmadığını, saldırganları alışılmadık şekilde helak ettiğini bize anlatmaktadır.

Fil olayı, Müzdelife ve Mina arasındaki Muhassab vadisi arasında bulunan Muassıb'da meydana gelmiştir. Müslim ile Ebu Davud, Cabir'den rivayetle onun şöyle dediğini yazarlar: "Rasulullah Müzdelife'den Mina'ya hareket ettiği zaman Muassıb vadisin de hızlanmıştı." İmam Nevevi bunu şöyle izah etmiştir: "Ashab-ı Fil olayı burada cereyan etmiştir. Onun için, sünnet olan, hacıların buradan hızla geçmesidir" (Mevdudi, Tefhimul Kur'an Trc: Muhammed Han Kayanı ve diğerleri, İstanbul 1988, VII, 238)

İmam Malik de Hz. Peygamber'den, "Müzdelife durma yeridir, ama Muassıb vadisinde durulmamalıdır" hadisini nakleder.

Müşrik Kureyşlileri bu olay o kadar etkilemiştir ki, üç yüz altmıştan fazla Kabe putunu unutup yedi yahut on sene Allah'a tapmışlardır. Fil suresin de Allah, Ashab-ı Fil'in acı akıbetinin fecaatine sadece ana hatlarıyla değinmiş ve müşriklere, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in davetine karşı çıktıklarında, onların başlarına gelebilecek acıklı azabı hatırlatmıştır.

M. Sait ŞİMŞEK


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Sizde içinde Ebabıl Kusları kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Ebabıl Kusları kelimesi anlamı 11 defa okunmuştur. [250754] Ebabıl Kusları kelime anlamı, Ebabıl Kusları nedir, Ebabıl Kusları ne demek, Ebabıl Kusları sözlük anlamı

Paylaş