Ebu Davud Kimdir ?

Ebu Davud Biyografisi

Ebu Davud Kimdir ? Biyografisi, Hayatı, Eşi, Nereli, Kaç Yaşında, Öldü mü ?

Ebu Davud : EBU DÂVUD

(202/817-275/888)



Kütüb-i Sitte adı verilen büyük hadis mecmuâlarının Buhâri ve Müslim'den sonra gelen Sünen'in müellifi olan büyük muhaddis.

"İmam", "Şeyhu's-Sünne", "Mukaddemu'l-Huffâz" ve "Muhaddisu'l-Basra" gibi ünvanlara sahip olan Ebû Dâvûd, 817'de Sicistan'da doğdu. Tam adı, Ebû Dâvûd Süleyman b. El-Eş'as b. İshak b. Beşir b. Şeddad b. Amr b. İmrân el-Ezdı es-Sicistânı'dir. Büyük dedelerinden İmrân, Sıffin'de Hz. Ali'nin yanında şehid düşmüştür. Oğlu Ebû Bekr Abdullah da meşhur bir muhaddistir.

Ebû Dâvûd, hadis ilimlerinin altın çağında, III. asırda yaşadı. İlim tahsilinde Irak, Şam, Mısır, Cezretü'l-Arap okulları, Horasan, Rey, Herat, Kûfe, Bağdad, Tarsus, Basra gibi yerleri dolaşmıştır. Hocaları arasında Ahmed b. Hanbel (241/855), Kuteybe b. Saîd (240/854), Yahyâ b. Maîn (233/847), Halef b. Hişâm (227/841) gibi büyük ilim sahibi kimseler görülmektedir. O günün ilim çevrelerinin en mûteber kişileri Ebû Dâvûd'un bu saydığımız hocaları idi. Ebû Dâvûd hadis ilminde taklide karşı olmuş, tahkike yönelmiştir. İslâm dünyasında yüzyıllarca okutulan "Kitâbü's-Sünen" onun araştırmacılığına, münekkidliğine en güzel örnektir. Kitâbü's-Sünen, hadis ilimlerinde en çok sözü edilen Kütüb-i Sitte'nin üçüncüsüdür. Tirmizî ve Nesâî onun talebeleri arasında yer alır. Ebû Dâvûd'u, Şâfii veya Hanbeli mezhebine tâbi gösterilmesine rağmen, müstakil bir muhaddis olarak görmek daha doğru olur (Mübârekruri, Mukaddimetu Tuhfetu'l-Ahvezî, I, 352), Sünen'ini gerçekte Ahmed b. Hanbel okumuş ve onaylamıştır; ama bu onun Hanbeli olduğunu göstermez. Ebû Dâvud dâima hadisle uğraşmış, mezhebî bir mensubiyeti îmâ eden beyânına rastlanmamıştır. Sünen'i, beşyüzbin hadis arasından seçtiği dörtbinsekizyüz hadisi ihtiva eder. Eserini takdim ederken, "müslümanın din; hayatı için dört hadisin yeterli olduğunu" söyleyebilmiştir. O dört hadis şunlardır:

1. "Ameller, niyetlere göredir. "

2. "Mâlâyâniyi (boş, gereksiz şeyler) terketmesi kişinin olgun mü'min olduğunu gösterir".

3. "Kendisi için istediğini mü'min kardeşi için de istemedikçe kişi kâmil mü'min olamaz."

4. "Helâl belli, haram bellidir. Aralarında şüpheli bazı işler de vardır..."

Gerçekten tam bir İslâmî hayat için temel ilke olabilecek ve bir toplumu ayakta tutabilecek özelliklere sahip olan bu hadis ölçüsü daha sonraları "İslâm ahkâmının üzerinde dönüp durduğu" başlıca esasları teşkil etmiştir (Zehebî, Siyeru A'lâmi'n-Nübelâ, XIII, 210).

Ebû Dâvûd 275/888 tarihinde, arkasında on dokuz eser bırakarak Basra'da yetmişüç yaşında vefât etmiştir. Eserlerinden dördü basılmıştır (Sünen, 1, I-3; eş-Şemseddın Sâmî, Kâmûsü'l-A'lâm. I. 714).

Eserleri:

1. Kitâbü's-Sünen: III. asırda muhaddisler, Sünenleri yazarak, sadece ahkâm hadislerini ortaya çıkardılar. Sünen, fıkıh bâblarına göre düzenlenmiş ahkâm hadislerini toplamaktadır. Ebû Dâvûd'a kadar, Câmi' ve Müsned diye isimlendirilen hadis kitapları, hadisleri; ahbâr, kıssalar, mevâiz, âdâb, ahkâm konularında topluca veriyorlardı. Sünenin ilk kez ahkâm hadislerini toplaması ve kırk yıl Ebû Dâvûd'un onu okutması, nüshalarının arasında görülen farkların bu fıkhî özelliği dolayısıyla zaman içinde çıkarma-eklemelerin yapıldığını göstermektedir. Ebû Dâvûd eseri için mukaddime yazmamasına rağmen, Mekkelilere yazdığı "Risâletün ilâ ehli Mekke" adlı mektubunda eserinden şöyle söz etmektedir: "Eserin tamamının bildiğim en sahih hadislerden müteşekkil olduğuna emin olabilirsiniz. Kitabın hacmi büyümesin diye bir konudaki birçok sahih hadisten bir veya iki hadis verdim. Kitapta bir hadisi iki veya üç değişik senedle tekrar etmişsem, sebebi, farklı ve fazla bilgi ihtivâ etmesindendir. Çoğu kez uzun hadisleri kısalttım. Bir mevzûda mürsel hadisin zıddına bir müsned hadisin mevcud olmadığı veya müsned hadis olmadığı yerde, her ne kadar kuvvet bakımından müsned hadis gibi olmasa da mürsel hadisle ihticâc olunur. Kitabımda, hadisi terkedilmiş râviden alınma herhangi bir rivâyet yoktur. Aynı konuda kendisinden başka ona benzer herhangi bir hadis bulamadığımdan dolayı münker bir hadise yer vermişsem onun münker olduğunu mutlaka açıkladım. Kılı kırk yararcasına hadis toplayan benden başka biri yoktur herhalde. Bu öyle bir kitaptır ki, Nebi (s.a.s.)'den sahih isnadla vârid olan her sünnet onda mevcuttur. Kur'ân-ı Kerîm'in dışında insanların öğrenimine bundan daha çok ihtiyaç duyacakları bir başka kitap bilemiyorum. Fıkhı meseleler, Süfyân es-Sevrî, Mâlik ve Şafii'nin meseleleridir. Topladığım hadisler de bu meselelerin nassını teşkil etmektedir. Sünen'e aldığım hadislerin büyük çoğunluğu meşhur hadislerdir. Meşhur, muttasıl ve sahîh olan hadîsi reddetmek kimsenin haddi ve hakkı değildir. Sünen'e sadece ahkâm hadislerini aldım. Eserde mevcut dört bin sekiz yüz, hadisin tamamı ahkâma âittir" (Adva'us-Şeria, V. 1394). Concordance'd a Sünen, kırk kitap ve bin sekiz yüz seksen dokuz babtan meydana gelmektedir. Bu bölümler şöyledir: et-Tahâre, es-Salât, Salâtu'l İstiska, Salâtü's-Sefer, Salâtu't-Tatavvu, Şehru Ramazan, Sucûdu'l Kur'ân, Vitr, ez-Zekât, el-Lukata, el-Menâsik, en-Nikâh, et-Talâk, es-Savm, el-Cihad, el-Edâhî, es-Sayd, el-Vasâya, el-Ferâiz, el-Harac ve'l İmâre ve'l Fev. el-Cenâiz, el-Eymân ve'n-Nuzûr, el-Büyû', el-Buyû' ve'l-İcâre, el-Akdiye, el-İlm, el-Eşribe, el-Et'ime, et-Tıbb, el-İtâk, el-Hurûf ve'l-Kırâe, el-Hammâm, el-Libâs, et-Tereccül, el-Hâtem, el-Fiten, el-Mehdî, el-Melâhim, el-Hudûd, ed-Diyât, es-Sünne, el-Edeb.

Sünen'de sülâsi rivâyet yeralmaz. Onaltı tane kutsî hadis bulunmaktadır. Hadisleri altı gruptur: Sahih lizâtihi, sahihe benzer, sahihe yakın, şiddetli vehn olan hadisler, 'hakkında birşey söylemediklerim sahihtir' dedikleri, hasen li gayrihi olabilecek hadisler (Kâtip Çelebi, Keşfü'z-Zunûn, II, 1005). Buhâri ve Müslim'in birlikte tahric ettiği hadisler kitabın yarısını teşkil eder. Ebû Dâvûd kitabına sahih, hasen, leyyin ve amel edilebilir hadisleri almıştır. Ona göre aşırı derecede zayıf olmayan hadis rey ve kıyastan evlâdır.

Sünen'de yeralan bazı sahih hadisler Sahihayn'da bulunmaz. Şüpheli hadisleri ise, illetlerini açıklayarak almıştır. Sünen, hadis kitaplarının ikinci tabakasına dahildir (ed-Dihlevî, Hüccetullahi'l-Bâliğa, I, 283). Talebelerinden yedisi tarafından rivâyet edilmiştir ki, en sahih ve yaygın rivâyet el-Lu'luî'nin eseridir (J.Robson, Sünen-i Ebû Dâvud Nüshalarının Rivâyeti, Trc: Talat Koçyiğit, A ÜİFD, 1956, V, 1-4, 175)

Sünen-i Ebû Dâvûd Kahire (1280), Delhi (1283), Luknov (1840-1888). Haydarabad (1321) Mısır (1935-1950), gibi merkezlerde bir kaç kez basılmıştır. Türkçe'de Ebû Dâvûd'un Sünen'i 1983'de yayınlanmıştır. 1987 yılında eserin, tercüme ve şerhi yayınlanmaya başlanmıştır. Sünen'in ilk şerhini "Meâlim Es-Sünen" adıyla Ebû Süleyman Hattâbî (388/998) yapmıştır.

Ebû Dâvûd'un diğer eserleri şunlardır:

2. Risâletuhu fi Vasfı Kitâbü's-Sünen: Eseri Kitâbu's-Sünen ile ilgili olarak yazdığı ve yukarıda sözkonusu ettiğimiz mektuptur.

3. el-Merâsil: Mürsel hadislerle ilgili eseri.

4. Mesâiiu'l-İmam Ahmed: Fıkıh konularına göre tasnif edilen ve Ahmed b. Hanbel'e sorulan soru ve cevapları kapsar. Diğer önemli eserleri de şunlardır: el-Mesâil, en-Nâsih ve'l-Mensuh, Kitâbu'z-Zühd, Kitâbu'l-Kader, Kitâbu'l-Ba's ve'n-Nüşûr, Delâilu'n-Nübüvve, et-Teferrüd fi's-Sünen, Fedâilu'l-Ensâr, Müsned-u Mâlik, ed-Dua, İbtidâu 'l- Vahy, Ahbâru'l-Havâric.

Ahmet AĞIRAKÇA

Sait KIZILIRMAK


Ebu Davud : Ebu Davud . - (05.06.888) hadis bilgini
Kütüb-i Sitte denilen meşhur altı hadîs-i şerîf kitâbından biri olan Sünen-i Ebû Dâvûd’un sâhibi. İsmi, Süleymân bin Eş’as bin İshâk bin Beşir’dir. Ebû Dâvûd künyesiyle meşhur olup, Sicistânî nisbesiyle bilinir. 817 (H.202)’de Sicistan’da doğdu. 889 (H.275)’de Basra’da vefât etti.
Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Ebû Dâvûd Sicistânî; Horasan, Şam, Irak, Hicaz, Mısır gibi ilim merkezlerine giderek zamânının tanınmış âlimlerinden ilim tahsil etti ve hadîs-i şerîf dinledi. Tefsir ve Hanbelî fıkhını da tahsil edip, yüksek ilmî dereceye ulaştı. Hadîs-i şerîf öğrenmek için uzun yolculuklar yaptı. Müslim bin İbrâhim, Süleymân bin Harb, Ebû Ma’mer el-Mak’ad, Yahyâ bin Maîn, Ahmed bin Hanbel gibi büyük âlimlerden rivâyetlerde bulundu. Hadis ilminde sika (güvenilir) bir âlim olan ve ilmî derece bakımından İmâm-ı Buhârî ve İmâm-ı Müslim’den sonra gelen Ebû Dâvûd Sicistânî’den, Bağdat’ta bulunduğu sırada, oğlu Abdullah, Ebû Abdurrahmân en-Nesâî, Ahmed bin Muhammed bin Hârun ve başka âlimler rivâyette bulundular. Beş yüz bin hadîs-i şerîf yazan Ebû Dâvûd Sicistânî, bunlardan seçtiği 4800 hadîs-i şerîfi ihtivâ eden meşhûr Sünen kitabını telif etti. Bilhassa fıkhî konularla ilgili hadîs-i şerîfleri topladığı ve bu hususta pek kıymetli bir kaynak olan bu kitabını İmâm-ı Ahmed bin Hanbel’e arz edip, onun takdirine kavuştu.
Mu’cem kitaplarında ve hadîs-i şerîf fihristlerinde D (dal) harfiyle ifâde edilen Sünen-i Ebû Dâvûd’a daha sonraki zamanlarda birçok şerhler yazılmıştır. Bu şerhlerden; Azîmâbâdî’nin yazdığı Avn-ül Ma’bûd, Hattâbî tarafından yazılan Meâlim-üs-Sünen, İmâm-ı Süyûtî tarafından yazılan Mirkâd-üs-Süûd ilâ Sünen-i Ebî Dâvûd adlı eserler zikredilebilir. Son zamanlarda yazılan El-Menhel-ül-Azb-ül-Mevrûd adlı şerh yarım kalmış, daha sonra üzerine tekmile yazılarak basılmıştır.
Ebû Dâvûd, beş yüz bin hadîs-i şerîf içinden seçtiği 4800 hadîs-i şerîften şu dördünün insanlar için çok önemli olduğunu bildirmiştir.
Ameller niyetlere göredir.
İnsanların kendisine faydası olmayan şeyleri terk etmesi müslümanlığın güzelliğindendir.
Bir mümin kendisi için istediği ve sevdiği bir şeyi, (din) kardeşi için de istemedikçe îmânı kâmil olmaz.
Helâl meydanda, haram da meydandadır. Bunların arasında şüpheli şeyler vardır. Harama düşmemek için bu şüphelilerden sakınmak lâzımdır.
Ebû Dâvûd Sicistânî, ilmiyle amel eden güzel ahlâk sâhibi bir kimseydi. Büyük bir Hadîs âlimi olduğu için, Resûlullah efendimizin ahlâkı ile ahlâklanmaya çok çalışırdı.
ESERLERİ:
Ebû Dâvûd Sicistânî’nin Sünen-i Ebû Dâvûd adlı eserinden başka, Kitâb-ı Merâsil ile Delâil-ün-Nübüvve adlı eserleri de vardır. Ebû Dâvûd

Kütüb-i Sitte isimli 6 önemli, hadis-i şerif kitabı şunlardır:1-Sahih-i Buhâri, 2- Sahih-i Müslim, 3- Sahih-i Tirmizi,4- Sünen-i Nesâi,5- Sünen-i İbn-i Mâce,6- Sünen-i Ebû Dâvûd.. Ehl-i Sünnet'in ve bütün İslâi âlimlerinin, ittifak ettikleri bunlardır. Sünen-i Ebû Dâvûd adlı eserin sâhibi Sicistan'da, 275h. yılında doğmuştur. Adı: Süleyman b. Eş'as b. İshâk b. Beşir es Sicistâni'dir. Ebû Dâvûd, künyesidir! Hanbeli mezhebindedir. Kendisi çok kıymetli bir hadis-i şerif, tefsir ve fıkıh âlimidir. Gençliğinde Horasan, Şam, Irak, Hicaz, Mısır gibi ilim merkezlerine giderek; zamanın en kıymetli âlimlerinden ders öğrendi ve hadis-i şerif kaydetti.
Ebû Dâvûd hazretleri, 500.000 hadis-i şerif yazdı! Bunların ancak, beşbinden azını (4.800) seçti ve meşhûr sünennini meydana getirdi. Buna rağmen bizzat buyurur ki: ''Bu kadar hadis-i şerif arasında; bilhassa şu 4'ü bile dahi insanlara kâfidir: (1) ''Ameller, niyetlere göredir!'' (2) ''İnsanın kendisine fâidesi olmayan şeyleri terk'etmesi; müslümanlığının güzelliğindendir!'' (3) ''Bir mü'min, kendisi için istediği ve sevdiği şeyi, kardeşi için de istemedikçe imânı kâmil bir mü'min olamaz!'' (4) ''Helâl meydanda, harâmda meydandadır. Bunların arasında, şüpheli şeyler vardır! Harâma düşmemek için; şüphelilerden sakınmak lâzımdır!''
Halifenin Ricâsı
Ebû Dâvûd hazretleri, memleketi olan sicistan'dan Bağdat'a gelmişti. Orda ilim meclislerine iştirak ediyor, hem de talebe yetiştiriyordu. Bir akşam namazdan sonra, kapısı çalındı. Kapıyı açan hizmetli dedi ki: ''Efendim! Emirü'l- Mü'minin gelmiş. Girmek için, müsaadenizi istiyor!'' Halifeyi karşılayan Ebû Dâvûd (rahmetullahi aleyh) onu münasip bir yere oturttu. Hâl ve hatır sorduktan sonra, ziyaret sebebini öğrenmek istedi. Emirğ'l-Mü'minin dedi ki:'' Sizden 3 ricâm var! Birincisi, Basrâ'ya gelip yerleşmenizdir. Çünkü sizin sayenizde; bütün ilim talibleri de, oraya geleceklerdir! Böylece Basrâ, ilim ve kültür hayâtına yeniden kavuşacaktır. Biliyorsunuz orada, Zenc isyânı çıktı! Şehir perişan olup, insanlar oradan soğudular! İkinci ricâm: Çocuklarıma, sünen kitabınızı okutmanızdır. Üçüncüsü de: Benim çocuklarıma; husûsi olarak ders vermenizdir! Takdir edersiniz ki! Bizim çocukların, diğerleriyle oturması yakışık almaz!'' Halife sözlerini tamamlayınca, Hazret şöyle buyurdu: ''İlim'de herkes eşittir! şunun çocuğu, bunun çocuğu diye ayırım yapılması doğru olmaz!'' Onun bu doğru sözleri üzerine, Halife fikrini değiştirdi. Kendi çocuklarını diğerleriyle beraber, derse göndermeyi kabul etti. Böylece Halifenin isteği üzerine, Basra'ya gelen Ebû Dâvûd hazretleri; orada ilim ve irfân ışıkları saçtı. Sünnet-i seniyyeye büyük hizmetlerde bulundu. Rivâyet ettiği hadis-i şeriflerden meselâ ikisi şöyledir:
''Şunlara bir yüzle, bunlara bir yüzle gelen; iki yüzlü kimse! İnsanların en kötülerindendir.''
''Cehâletin ilacı; sormaktır! Bilmediklerinizi, sorunuz.''
Büyük Velinin Arzûsu
Kendisi büyük bir hadis-i şerif âlimi olduğu için, devamlı şekilde Resûlullah efendimizin mübârek sözlerini yazar ve rivâyet ederdi! Bu bakımdan, herkesin yanında i'tibarı çok yüksekti! Birgün kibâr-ı evliyÂdan sehl b. Abdullah Tüsteri hazretleri ziyâretine geldi! Ebû Dâvûd (rahmetullahi aleyh) kendisini tanımıyordu. Orada bulunan birisi dedi ki:
''Efendim! Bu zât, Sehl b. Abdullah hazretleridir! S,z,nle tanışmağa gelmişler.'' O zaman Ebû Dâvûd (rahmetullahi aleyh) hemen ayağa kalktı. Hazreti buyur edip, yanına oturttu! Hâl ve hatır alındıktan sonra, Hazreti sehl: ''Sizden bir ricâm var! deyince, Ebû Dâvûd (rahmetullahi aleyh) merakla sordu: ''Buyurun, emredin!''
''Fakat bu isteğimi kabul etmenizi çok arzu ediyorum!''
''Eğer mümkün ise, cân-bâş üstüne.''
Sünen sahibi çok merak etmişti. Acaba bir kusûr mu işlemişti? Sehl b. Abdullah hazretleri buyurdu ki: ''Dâima, Resûlü Kibriyâ efendimizin mübârek sözlerini söylediğin o dilini, bir kerecik öpmeme müsaade eyle!'' Şaşıran ve sevinen hazret-i Ebû Dâvûd, büyük velinin isteğini yerine getirdi! Ebü'l- Alâ el-Muhsin (rahmetullahi aleyh) demiştir ki: ''Rüyâmda sevgili peygamberimizi gördüm. Bana buyurdular ki: ''Kim bir sünen ele geçirmek isterse; Ebû Dâvûd'unkini okusun''. Ebû Sa'id el.Hudri hazretlerinin rivâyetine göre: ''Bir kimsenin; 3 kızı veya 3 kızkardeşi olur da, onlara iyi muamele ederse; mutlaka Cennete girer!'' buyurulmuştur.
Sünen-i Ebû Dâvûd
Ebû Dâvûd hazretleri ilmiyle amel eden, mübârek bir zât idi. Yaptığı işlerde mutlaka, bir hikmet vardı. Onun giydiği elbiseyi, tuhaf gören bir akrabası sordu: ''Ey Üstâd! Alahü teâlâ sana, merhamet etsin. Giydiğin elbisenin, yenlerini (kol kısımları) değişik görüyorum! Yenlerin biri niçin dar da, diğeri geniş. Bir hikmeti mi var? Cevâben şöyle buyurdu: Geniş olan kısmını; kitaplar için yaptırdım! Diğerini öyle yaptırmağa lüzûm yoktu. O tarafı da geniş diktirsem, isrâf olacaktı! Mâlum ya isrâf, harâmdır. Sünen-i Ebû dâvûd ilmi derece bakımından; Buhâri ve Müslim'den sonra gelir. Meşhûr Hattabi der ki: ''Ebû Dâvûd'un Sünen'i, çok şerefli ve kıymetli bir kitâb olup; o tarzda bir eser yazılmamıştır. Bu kitap, herkesin rağmetini kazanmıştır. Irak, Mısır, Mağrip ve diğer İslâm memleketlerinde âlimler; bu eseri 'haynak' olarak kabûl ederler. Bilhassa tertib ve fıkıh ilmi bakımından, fevkalâdedir!'' İmâm Nevevi hazretleri de buyurur ki: ''Fıkıh (islâm hukuku) ve başka ilimlerle meşgûl olan kimselerin; Ebû Dâvûd'un Sğnen'ine ehemmiyet vermesi ve bu eseri, çok iyi tetkik etmesi gerekir! Çünkü delil olarak getirilen ahkâm (hükümler) ile, alâkalı hadis-i şeriflerin çoğu; bu eserdedir. Tertip bakımından da bu kitaptan istifâde pek kolaydır!''.
Musâ b. İbrâhim (rahmetullahi aleyh) ise; şöyle der: ''Ebû Dâvûd hazretleri sanki dünyâda; hadis-i şerif için! Âhitette de; Cennet için yaratılmıştır!'' 889 (275h) yılında, Basra'da vefât etti.

Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Ebu Davud Özgeçmişi

Ebu Davud Hayatı

Sizde Ebu Davud ile ilgili bildiklerinizi paylaşır mısınız ?

Ebu Davud biyografisi 319 defa okunmuştur. [1434]