Ferman Nedir

Ferman Nedir ? Ferman Ne demek ?

1-)Alm. Ferman (m), Fr. Firman (m), İng. Firman. Padişahların herhangi bir iş hakkında tuğra veya nişanını taşıyan yazılı emri. Ferman; Farsça bir kelimedir. Emir, irade ve buyruk demektir.

Ferman kelimesi, İlhanlılar tarafından,İslamiyeti kabul etmelerinden sonra kullanılmış, daha sonra da Osmanlılara geçerek yerleşmiştir. Büyük Selçuklular,Anadolu Selçukluları ve Memluklerde ferman yerine “tevki” kullanıldığı gibi, İlhanlılar, Timurlar, Kara Koyunlu ile Akkoyunlu devletleri, Altınordu ve Kırım Hanlıklarında “yarlığ” kelimesi de kullanılmıştır. Tevki ve yarlığ kelimeleri, padişahın tuğrası bulunan ferman anlamındadır.

Osmanlılarda Ferman, yedi esas üzerine yazılırdı: 1) Ferman kelimesinin anılması, 2) Ferman yazıldığı kişinin rütbe derecesine göre dua ve övgü yazılması, 3) Fermanın gönderilme sebebi, 4) Ferman gönderilen kişiye, padişah isteğinin emrolunması, 5) Yapılması istenilen işin belirtilmesi, 6) Verilen işin bitirilmesi için istek, 7) Fermanın tarihi ve gönderildiği yerin ismi.

Osmanlılarda iki çeşit fermana rastlanmaktadır. Fermanlardan birisi, doğrudan doğruya divandan, maliyeden yazılarak üzerine hükümdarın tuğrası çekilerek, gönderilen emr-i şerif idi. Diğeri ise tuğralı bir fermanın üzerine ve baş tarafına padişahın kendi el yazısıyla fermanda yazılanı teyid eden iradedir. “Hatt-ı Hümayunla Muvaşşah”, yani padişahın el yazısıyla tezyin edilmiş olan ikinci çeşit ferman, işin ehemmiyetini göstermek, hakkında teveccüh gösterilen zata, yahut da tehdid edici olarak bir vali veya serasker vesaireye gönderilirdi. Ferman şekil olarak, divani hat denilen girift keşideli yazıyla yazılırdı.


2-)FERMAN



Padişah'ın bir iş veya gereklilik ile ilgili arzusunu gösteren yazılı emri. Kelime Farsça'dan gelmiş olup, "emir, buyruk" manalarına gelmektedir

Ferman ilk olarak İslamiyeti kabul eden İlhanlılarda daha sonra ise Osmanlılarda kullanılmıştır. Padişah yazdırdığı yazıya kendi tuğrasını basarak bir resmi emir çıkarmış olur. Padişah'ın bu emrine "Ferman-ı Hümayun veya Ferman-ı şerif"de denmektedir.

Fermanın kendine has şartları ve özellikleri vardır. Öncelikle gönderilen mesajın Ferman olduğu belirtilir. Ferman'ın gönderildiği kişiye dua ve niyaz edilir. Ferman'ın gönderiliş sebebi, Ferman çıkaranın arzusuna açıklandıktan sonra fermanın çıkarıldığı gerekli emir verilir. Söylenmesi ve yapılması istenen şey açıklanır, Ferman'da istenilen şeyin yerine getirilmesi ve muvaffakiyeti için dua edilir ayrıca fermanın tarihi ve gönderildiği yer belirtilir (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, I, 607).

Osmanlılarda hükümdarın tuğralı fermanı, içindeki bilgi ve malumatın çeşidine göre; hüküm, biti, misal, tevki, nişan, berat, menşur ve yarlığ denilirdi. Bunların hepsi padişahın yazılı emrine delil teşkil eden kelimelerdi.

Fermanlar çok çeşitli sebeplere göre çıkarılırdı. Mesela Fatih Sultan Mehmed dönemi hakkında 1951-52'de tedavüle çıkarılan akçeler ile ilgili bir ferman'a göre, "darphane amih", yeni akçeleri Anadolu vilayetleri sarraflar ve yasakçılar aracılığı ile gönderir. Akçe naklinin güvenliğini sağlamak amacıyla Sancakbeylerine, Kadılara, Tımar Sahiplerine Kethüdaların güzergah üzerinde emniyet tedbirlerini alması istenerek geceleri konaklamalarda keşif yapması emredilmiştir. Sultan, herhangi bir şekilde emrinin ifasında ihmal gösterenlere ağır cezalar verir.

Fermanlar, Osmanlılardan önce Anadolu Selçuklu Devletinde de vardı. Anadolu Selçuklu devleti İlhanlılara bağlı olduğundan Han, Selçuk Hükümdarına kılıç, hil'at, murassa külah ve bir de ferman göndermiş ve Naib Şemsüddin İsfahani'yi kendi tarafından Memalik-i Rum'a hakim yapıp eline bir de Yarlığ vermişti.

Anadolu Selçuklularında büyük divanda bulunan arazi defterlerinde has ve iktaa yani dirlik olan tımara ait tevcihatı yapan ve buna dair menşur ve beratları hazırlayan mühim bir dairenin reisine Pervaneci denmiş ve bu berat ve menşurlara da Pervane denilmiştir (İ Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, Ankara 1970, s.95).

Pervane birçok lügat ve eserlerde Ferman ve hükm-i padişahı demek olup, bir nevi yazının adına da pervane denildiği ve Moğollarda devletin dört mühüründen birinin adı olduğu ve altından yapılmış olan bu küçük hükümdar mührüyle hazineye ait vesikaların damgalandığı Hacib veya Perdedara Pervane denildiği kaydedilmektedir (Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası, sene 8, s.46)

Pervane büyük Selçuklularda da vardır. Siyasetname'de Pervanenin alelıtlak ferman manasına geldiği anlaşılmaktadır. Pervanecinin divan, hazine, ikta ve atiyyelere ait verilen fermanları tetkik ve icabını yapan bir memur olduğu görülmektedir. Bazı Osmanlı beratlarıyla bazı eserlerde de pervanenin ferman ve berat anlamında kullanıldığı görülmektedir.

Ferman'ın Osmanlı Padişahlarına ait bir "teşri" (kanun koyma) sıfatı olduğunu dile getiren bazı yazarlar vardır. Bu konu, aslı olmayan bir husustur. Kaldı ki, bu hususu ileri süren yazarların eserlerinde de ferman gibi padisah buyruklarına kanunname ile ilgili malumatlar verilirken temas edilmiştir.

Şu hususu açıklamakta fayda vardır ki, Osmanlı devlet sistemi, kuruluş biçimi itibariyle tam bir İslami yapı göstermiyorsa da, İslami hukuk ve siyasetin ana meselelerini yüklenen bir devlet sistemi idi.

Devletin çeşitli icraatları bunu göstermektedir. İkinci olarak, Osmanlı'da kanunnameler veya bunların bağlı olduğu örfi hukuk, İslam'a ters olmayan hükümlerden oluşan ve daha çok toplumsal meselelerle ilgili hükümlerden oluşmaktaydı. Kanunnameler, örfi hukukun en etkili ve yaygın örnekleriydi. Ülke içindeki sonradan ortaya çıkan idari, siyası ve malı konular, İslam şeriatı ile çerçevelenmiş örfi hukukun bir dalı olan kanunnameler ile çözülmeye çalışılıyordu.

Ferman ise, daha anı ve küçük meseleler için verilen padişah buyruklarıydı. Ferman ve kanunnamelerin genelinde İslami bir öz ve prensip hakim ise de, padişahın herhangi bir meseledeki kanaat ve görüşüne göre bazen İslami esasların ihlal edildiği de olabiliyordu. Eğer ulema ve bilhassa şeyhülislam ile veziriazam ve diğer ileri gelenler bu tür yanlışlığa karşı çıkmaz ise, bazen keyfi kararlar uygulanabiliyordu. Padişahın keyfi karar vermesine çoğunlukla engel olan böyle bir karar mekanizmasının Osmanlı devlet yapısında olduğunu görüyoruz. Fakat zaman zaman da olsa yönetimde olanlardan bir bölümünün keyfi tutumları ile İslami esasların ihlal edilmiş olduğu bilinmektedir. Bu durumlar İslami hayat ve anlayışın ortadan kalkması ile başlayan dönemle birlikte ortaya çıkıyordu. Yani, İslam insanının giderek idari seviyede kaybolması ile gayrı İslami tavır ve icraatlar kendisini göstermeye başlamıştır.

Osmanlı devletinde fermanlar, divanı hat denilen girift bir yazı ile yazılırdı. Bu yazı şekli, son zamanlara kadar devam etmiştir.

Sami ŞENER


3-)Buyruk, emir.
Örnek:Bizde Tanzimat fermanı henüz okunmamıştır. N. Cumalı


4-)Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahın verdiği, uyulması gerekli hükümleri taşıyan yazılı buyruk, yarlık


5-)Osmanlı devletinde padişahın verdiği, uyulması gerekli hükümleri taşıyan yazılı buyruk.


6-)object movedobject moved to here.


7-)Tanrı buyruğu.


8-)Emir. Tebliğ.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Edict.
İngilizcesi İngilizce
Firman.
İngilizcesi İngilizce
Decree.
İngilizcesi İngilizce
İmperial order.
İngilizcesi İngilizce
Ordinance.
İngilizcesi İngilizce
Rescript.
İngilizcesi İngilizce
Writ.
İngilizcesi İngilizce
Charter.
İngilizcesi İngilizce
İmperial edict.
İngilizcesi İngilizce
Command.
İngilizcesi İngilizce
Mandate.

  • Aşk Ferman dinlemez
  • Sonrasında, Ferman olmadan, sessiz sedasız bir cami daha yapıyor usta mimar.

Sizde içinde Ferman kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Ferman kelimesi anlamı 492 defa okunmuştur. [237361] Ferman kelime anlamı, Ferman nedir, Ferman ne demek, Ferman sözlük anlamı

Paylaş