Harbi Nedir

Harbi Nedir ? Harbi Ne demek ?

1-)Alm. 1. Lade,od. Putztock (m), 2.Kriegsgegner (m), Fr. 1. Baguette (f), 2. Guerrier (m) ennemi, İng. 1. Ramrod, 2. enemy non-Müslim. Namlulu silahları temizlemeye yarayan madeni veya plastik çubuk. Dar-ül-harbde bulunan ve Müslüman olmayan kimse. Arada anlaşma yapılmamış düşman. (Bkz. Gayri Müslim)

Barutun ateşli silahlarda kullanılmasından 19. yüzyıla kadar ağızdan dolma tüfek ve tabancalara konacak barut miktarını ölçen alete harbi denirdi. On dokuzuncu yüzyıldan günümüze kadar ise namluları temizlemek için kullanılan alete harbi denilmektedir. Bunlar çelik, pirinçten yapıldığı gibi son zamanlarda plastikten olanları da kullanılmaya başlandı. Önceleri silahların üzerinde özel yerlerinde muhafaza edilen harbilerin parça halinde olup birbirine eklenip kullanılan cinsleri de vardı. Zamanımızda, silahların mümkün olduğu kadar kullanışlı ve hafif hale gelmesi prensibi esas alındığından harbiler, avadanlık çantalarında taşınmaktadır.

Namluda rahatça hareket edebilecek madeni ve plastikten yapılan harbilerin uç kısımlarında bez takılması için delik bulunur. Namlu içindeki karıncalanma tabir edilen paslanmayı ve barut artıklarını tamamen almak için harbinin ucuna takılan sert fırçalar da kullanılır.


2-)HARBÎ



Müslümanlarla aralarında antlaşma bulunmayan gayr-i müslimlerin ülkesinde yaşayan kimse hakkında kullanılan bir İslam hukuku terimi. Harbi; kelime anlamı itibarıyla harbe mensub savaşa ait manasına gelse de kastedilen "daru'l-harb'e ait" anlamındadır. Harbi gayr-ı müslimlerin yurdunda yaşayan şahıs demektir.

Müslüman olmayanların müslümanlarla olan münasebetlerinde hukuki statüleri üç bölümde incelenir.

Zimmiler; Müslümanların memleketinde cizye vererek yaşayanlar. Müste'men (pasaportlu) daru'l-harpte yaşayan bir şahsa izin ve eman alarak müslümanların memleketine girdiğinde ona emniyet ve güven verilmiş olur ki buna müste'men adı verilir.

Üçüncü grup harbidir. Harbi olan şahısların hukuki durumu da ikiye ayrılır. Daha önce İslam dininden haberdar olan harbiler; bunların memleketinde İslam yaygın olup duyulmuştur. Bu takdirde bunlarla savaşa başlamadan önce onları İslam'a davet etmek gerekmez. Önceden İslam'dan, İslam'ın harp gayesinden haberdar olması onlar için "davet-i hükmiyye" kabul edilir. Ancak (yine de İslam'a) davet edilmeleri daha uygundur. Bunu kabul etmedikleri takdirde cizye vererek İslam ahdinin himayesini kabul etmeleri kendilerinden istenir. Müslümanların harp için elverişli ortamı ve vakti kaçırma gibi bir endişeleri varsa hiç davet etmeden saldırabilirler.

Daha önce İslam dininden haberdar olmayan harbiler, bunlara savaşa başlamadan muhasara sırasında davet yapılır ve onlara İslam anlatılır. Bu davete de "davet-i hakikiyye" denilir. Düşmanlar müslümanların memleketine saldırırsa onlara davet yapılması gerekmez. Çünkü bu düşmanın cüretinin artmasına, müslümanların zaman ve moral kaybına neden olur.

Daru'l-Harb'e cihad için giden müslümanların, bir İslam beldesinin düşman tarafından istila tehlikesi varsa ve o beldenin düşmana karşı koymasının mümkün olmadığını bilirlerse o İslam beldesine yardım etmeleri gerekir. Çünkü böyle bir durumda müslümanlara yardım farz-ı ayn olmuş olur ve def'i zarar celb-i menfaat'tan mukaddem bulunur, yani zararı gidermek fayda sağlamakta önemlidir.

Bir harbi (düşman)'nin İslam'a girmesi kendisi ile savaşılmasına engel olur. Çünkü İslam'a girmesiyle istenen gerçekleşmiş oluyor.

Harbinin müslüman olduğunun kabul edilmesi şu üç yoldan birisiyle mümkündür: Açıkça İslam'a girdiğini itiraf edip söylemesi; Cemaatla namaz kılması gibi müslüman olduğuna dalalet eden bir alametin bulunması, tebaiyyet yoluyla müslüman olduğunun kabul edilmesi; bir çocuğun anasına babasına veya bulunduğu İslam ülkesine dayanacak müslüman sayılması.

Harbi, Daru'l-harbde İslam'a girdikten sonra, İslam ülkesine hicret etmeden önce bulunduğu memleket müslümanlar tarafından alındığı takdirde elindeki menkul mallar kendisine bırakılır; gayr-i menkulleri ise ganimet sayılır.

Harbi, İslam'a girip henüz daru'l-harbde iken bir müslüman tarafından bilerek veya hata yoluyla öldürülecek olursa öldüren yani katil diyet ödemez, yalnız keffaret vermesi yeterlidir.

Yahya ALKIN


3-)Bir harbi eman (izin, pasaport) ile İslam ülkesine girerse malına, canına dokunulmaz. (İbn-i Âbidin)

Âşir (gümrük vergisini ve zekatı toplayan me'mur) kendisine uğrayan harbiden, mensub olduğu devlet, müslüman tüccardan ne kadar vergi alırsa, o kadar alır. Ne kadar aldıkları bilinmiyorsa, onda bir alır. (İmam-ı Serahsi)


4-)Ateşli silahların içini temizlemekte kullanılan çubuk, harbe.


5-)Doğru, hilesiz, temiz, mert.


6-)Savaşla ilgili.


7-)Osmanlı Devletiyle henüz barış durumunda bulunmayan, bir antlaşma yapmamış devletler ve bu devletlerin uyrukları.


8-)Osmanlı ülkelerinde ticaretle uğraşan yabancı uyruklu kimse.


9-)Osmanlı devleti ile henüz barış halinde bulunmayan, bir antlaşma yapmamış olan devletler ve bu devletlerin uyrukları.


10-)Osmanlı ülkelerinde tecimle uğraşan yabancı uyruklulara verilen ad.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Ramrod.
İngilizcesi İngilizce
Straight.
İngilizcesi İngilizce
Trustworthy.
İngilizcesi İngilizce
Honest.
İngilizcesi İngilizce
Outspoken.
İngilizcesi İngilizce
True.
İngilizcesi İngilizce
Genuine.
İngilizcesi İngilizce
Real.
İngilizcesi İngilizce
Correct.

Sizde içinde Harbi kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Harbi kelimesi anlamı 160 defa okunmuştur. [237716] Harbi kelime anlamı, Harbi nedir, Harbi ne demek, Harbi sözlük anlamı

Paylaş