Hibe Nedir

Hibe Nedir ? Hibe Ne demek ?

1-)

Karşılıksız vermek, bağışlamak, karşılıksız bağış, bağışlanmış şey.

Ivaz (bedel) şart koşulmaksızın bir malın derhal temlik edilmesi: Arapçada genel olarak atıyye, nihle, sadaka ve hediyye sözcükleri de bu anlamda kullanılmaktadır. Mecelle 833. maddesindeki tarif şöyledir: "Hibe, bila ivaz bir malı temlik etmektir". 855. maddede, ivaz şartına bağlı hibe, her ne kadar başlangıçitibariyle hibe ise de, sonuçlan bakımından satıştan ibarettir.

Ibnü'l-Hümam (ö. 861/1457), hibenin tarifinde bila ivaz (bedelsiz) kaydından maksadın: "bila iktisab-ı ivaz", yani bir bedel kazanmamak şartıyla bir malı başkasına temlik olduğunu belirtir (Ibnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadl, Mısır 1315-17, VII,113; Ali Haydar, Düreru'l-Hukkam şerhu Mecelleti'l-Ahkam, II,614).

Hibe ile teberru sözcükleri arasındaki ilişki şöyle ifade edilebilir. Gerçek veya tüzel bir kişinin, başka bir şahsın mal varlığı lehine, kendi mal varlığında meydana getirdiği eksilmeye "teberru" denir. Teberru sözcüğü, ivazsız hukuki tasarrufların hepsini kapsayan geniş bir kavram olup, hibeyi de içine alır: Buna göre "heber hibe bir teberrudur, fakat her teberru bir hibe değildir."

Teberru çeşidine giren başlıca hukuki tasarruflar şunlardır: Hibe, vasiyet, vakıf, ibra, ibaha, sadaka ve ariyet. Vasiyet; vasiyet edenin ölümünden sonra sonuç doğuran ve mirasçılar razı olmazlarsa sadece terekenin üçte birinde geçerli olan bir tasarruftur. Hibe kabzla tamam olurken vasiyet Iehine vasiyet edilenin kabulü ile tamamlanır. Vakıf; bir malı, genel olarak bir akan, bir hayır cihetine ebedi olarak tahsis etmektir. Ibra; alacaklının, alacağını almadığı halde, borçlusunu ödemeden muaf tutmasıdır. ibra, mecaz yoluyla hibe sayılır ve borçlunun bunu kabul etmesi şartı aranmaz. Hibe temliki bir tasarruf olduğu halde, ibaha genellikle yapıldığı anda lehine teberru yapılan şahısça tüketilen, yenilip içilen bir bağış çeşididir. Mesela; bir kimseye yemek parası vermek bir hibe, onu eve götürüp yemek ikram etmek bir ibaha tasarrufudur. Sadaka; Allah rızası için ve sevap kazanmak amacıyla birine yapılan bir teberrudur (Mecelle, mad. 835). Âriyet; menfaatin meccanen temliki, yani kullanma ve yararlanma hakkının teberru edilmesidir. Hediye ise; birine ikramda bulunmak amacıyla verilen şeylerdir. Hanefilere göre, hibeden dönmeye (rucu') engel hallerden birisi yoksa, hediyeden dönülebilir. Diğer fıkıh ekolleri hediyeden dönmeyi caiz görmezler (Bkz. el-Bakara, 2/263, et-Tevbe, 9/60,104; Mecelle, mad, 834, 862, 863, 864, 874; Ali Haydar, a.g.e. Mecelle, mad. 834 şerhi; Ibn Âbidin, Reddü'l-Muhtar, Mısır 1286 IV,776; el-Mevsıli, el-Ihtayar, III, 48; Ö. Nasuhi Bilmen Istilahat-ı fıkhıye Kamusu, Istanbul 1967, IV, 262-283).

Islam hukukuna göre, rüşvet olarak verilen şeyler hibe veya hediye sayılmaz ve bunların aynen geri verilmesi gerekir. Bu gibi şeyler tüketilmiş ise kıymeti ödettirilir (Ali Haydar, Mecelle, 834, mad, şerhi).

Hibenin meşruluğu kitap, sünnet ve icma delillerine dayanır. Kur'an-ı Kerim'de açık olarak hukuki anlamda hibeden söz eden ayet yoktur. Kur'an'da sık sık geçen sadaka ve infak terimleri teberru ve hibeyi de içine alacak geniş kapsamlı sözcüklerdir. Verme ve lutfetme anlamlarında kullanılan hibe yerine, daha çok bu kökten türetilmiş olan fiil ve sıfatlar kullanılır: "Mallarını Allah yolunda harcayanların hali, yedi başak bitiren, her başakta yüz tane bulunan bir tek tohumun hali gibidir" (el-Bakara, 2/261). "Ey iman edenler, sadakalarınızı-malınıinsanlara gösteriş için harcayan, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan bir kim gibi başka kakmak ve incitmek suretiyle heder etmeyin" (el-Bakara, 2/264). "Eğer sadakaları açık olarak verirseniz o, ne güzel. Eğer onları gizler ve bu şekilde yoksullara verirseniz, içte bu, sizin için daha hayırlıdır" (el-Bakara, 2/271). Hibe, kişiyi cimrilikten korur. Âyette; "Nefsinin cimriliğinden korunanlar gerçekten kurtuluşa erişmiş kimselerdir" (el-Haşr, 59/9) buyurulur. Bağışlarda orta yolun izlenmesi tavsiye edilir. "Onlar harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimrilik yaparlar; ikisi orasıorta yoldan giderler" (el-Furkan, 25/67). "Elini bağlı olarak boynuna asma, onu büsbütün de açıp saçma. Sonra kınanmış ve pişman bir halde oturup kalırsın" (el-Isra, 17/29).

Hz. Peygamber'den hibe konusunda çeşitli hadisler nakledilmiştir. Rasulullah (s.a.s.) Kendisi hediye kabul eder ve karşılığında da hediye verirlerdi (Buhari, Hibe,11). O şöyle buyurur. "Karşılıklı hediyeleşiniz. Böylece dostluğunuz artar ve aranızdaki düşmanlık yok olur" (Malik, el-Muvatta, Hüsnü'l-Huluk,16). Başka bir hadiste şöyle buyurulur "Nu'mam b. Beşir, (ö. 44/664) oğlu Muhammed'e bir şey bağışlamış; fakat karısı Amre binti Revaha ona; Hz. Peygamber'i buna şahit yapmazsan razı olmam, demiştir. Bunun üzerine Numan b. Beşir, Hz. Peygamber'e gelip; Amre binti Revaha'dan doğmuş olan bu oğluma bir şey bağışladım; o da seni bu işe şahit yapmamı istedi, demiş; Hz. Peygamber ise; "öteki çocuklarına da bunun benzerini bağışladın mı?" diye sormuş; hayır, cevabını alınca; "çocuklarınız orasında adaletli davranın" buyurmuştur" (Buhari, Hibe,13). Başka bir rivayette, Allah elçisi, "hayır, cevabını alınca; o halde bağışlananı geri al" demiştir (bkz. Buhari, Hibe,12; Müslim, Hibat, 9; Muvatta', Akdiye, 39).

Ebu Hanife (ö. 150/767), Ebu Yusuf (ö. 182/798), Imam Muhammed (ö. 189/805), Imam Şafii (ö. 204/819) ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e (ö. 24/855) göre, bir kimse çocuklarından bazılarına mal bağışlayıp, diğerlerine bir şey vermese, bu tasarruf geçerli olur. Onlara göre hadisteki "geri al" emri, vücub için değil, fazilet ve ihsan kabılindendir. Nitekim, Enes (r.a)'ten rivayete göre, erkek çocuğunu öperek dizine, daha sonra gelen kız çocuğunu önüne oturtan bir adama Hz. Peygamber; "Bunların ikisini de eşit tutsana" buyurmuştur. Bu emir, vücub için değil insaf ye ihsan niteliğindedir (Sahih-i Müslim, Tercüme ve Şerh, Ahmed Davudoğlu, Istanbul 1978, VIII, 155).

Hibe bir akit olup, diğer akitler gibi rükünleri icap ve kabuldür. Mecelle'nin 837. maddesinde; "hibe, icap ve kabul ile mün'akid ve kabz ile tamam olur" denilmiştir. Hibe yaşayanlar arasında cereyan eder.



2-)Malı verenin, hibe ettim gibi adet olan sözü söylemesi, alanın da kabul ettim demesi veya kabz etmesi (eline alması) lazımdır. Alacağını borçluya hibe eden, artık bunu geri isteyemez. (İbn-i Âbidin)

Hibe sevab kazanmak maksadiyle yapılır. Hibe eden dünyada hayırla anılır, hibesini sırf Allah için yaptıysa ahirette karşılığını görür. (İbn-i Âbidin)

Yeşilay, Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi çeşitli isimler altında kurulmuş olan yardım teşkilatları, dinin hibe ahkamına (hükümlerine) tabidirler. Yani bunlar, yardım yerleridir. Vakf değildirler. Vakf malı, vakfeden kimsenin koyduğu şartlara göre idare edilir. Yardım müesseseleri ise, başkanlarının emrine göre iş görür. (M. Sıddik bin Said)


3-)(Donatıon) 1. Karşılıksız yardım. Birini zor
durumdan kurtarma, daha iyi duruma gelmesine katkıda bulunma gibi amaçlarla karşılık beklemeden yapılan ayni veya nakdi
yar­dım.

2. Geri
Ödemesiz olarak verilen dış yardım.


4-)Bağış.


5-)Bk. bağış


6-)Bağış, bağışlama, ~ akdi: bağış, bağışlama sözleşmesi. ~ eden: bağışlayan. ~ edilen: bağışlanan. ~ va'di: bağışlama sözvermesi.


7-)bağışlama, bağış


8-)Bağışlamak. Parasız ve karşılıksız vermek. Bağışlanan şey.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Donation.
İngilizcesi İngilizce
Gift.
İngilizcesi İngilizce
Gift to charity.
İngilizcesi İngilizce
Grant.

  • Avrupa Birliği Tunus'a 142 milyon dolar Hibe etti Avrupa Birliği'nden ( AB ) Tunus Hükümeti'ne, geçiş döneminde ekonomiyi desteklemek amacıyla 142 milyon dolar Hibe edildiği bildirildi.

Sizde içinde Hibe kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Hibe kelimesi anlamı 773 defa okunmuştur. [243892] Hibe kelime anlamı, Hibe nedir, Hibe ne demek, Hibe sözlük anlamı

Paylaş