Huccet Nedir

Huccet Nedir ? Huccet Ne demek ?

1-)HUCCET



Burhan, delil, senet, belge, fatura, seçkin alimlere verilen ünvan. Çoğulu hucec ve hıcac.

"İleri sürülen bir görüşün doğruluğuna delalet eden, onu kuvvetlendiren şey" Bu şey aynı zamanda iki zıt şeyden birisinin geçerliliğini de gerekli kılar. "Delil" ile aynı anlamı taşıdığı da söylenir (Cürcani, Ta'rifat, s. 82; Isfahani, Müfredat, s. 155).

Bununla birlikte huccet, kullanıldığı ilim dalına göre farklı anlamlar ifade eder. Fıkıhtaki huccet ile, hadis ilmindeki huccet oldukça farklı ıstılahi anlamlar taşırlar. Aynı şekilde bazı itikadi fırkalar arasında da, mesela, İsmailiyye, Batıniyye ve İmamiyye'de huccet daha farklı şeyler ifade eder. Ama bütün bunlarda ortak olan husus, hepsinin de genel olarak sözlük anlamını korumasıdır.

Kur'an-ı Kerim'de bu kelime huccet kalıbının dışında, "hace", "hacec" ve "hacce" gibi benzer kalıplarda toplam olarak otuz üç yerde geçmektedir. Bunlardan onüçünde İsIam'ın beş esasından birisi olan "Hac" ibadeti (el-Bakara, 2/89, 196 ve 197) bir yerde de; "yıl" anlamında kullanılmıştır (el-Kasas, 28/27) Bu sonuncuların konumuzla fazla ilgisi yoktur.

Geriye kalan 19 yerden 11'inde daha çok "hace" ve "hacec" kalıplarında "tartışma" ve "delil getirme" anlamlarında kullanılmıştır. Bu anlamlar için şu ayetler örnek verilebilir:

"Milleti onunla (Hz. İbrahim) tartışmaya girişti. "Beni doğru yola eriştirmişken, Allah hakkında benimle mi tartışıyorsunuz? O'na ortak koştuklarınızdan korkmuyorum; meğer ki, Rabbim bir şeyi dilemiş ola. Rabbim ilimce her şeyi kuşatmıştır; hala ögüt kabul etmez misiniz?" dedi" (el-En'am, 6/80).

"Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken; güçsüzler, büyüklük taslayanlara "Doğrusu biz size uymuştuk, şimdi ateşin bir parçasını olsun, bizden sayabilir misiniz?'' derler" (el-Mü'min, 40/47).

"Ey Kitap ehli, ibrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de şüphesiz ondan sonra indirilmiştir. Düşünmezmisiniz? Siz, hadi bilginiz olan şey üzerinde tartışanlarsınız. Ama bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışırsınız? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz" (Âli İmran, 3/65-66) .

Bizzat, "huccet" kalıbının kullanıldığı sekiz yerden birisinde, "tartışma" anlamında (eş-Şura, 42/15), diğer yerlerde ise "delil ve burhan" anlamında kullanılmıştır. Bu anlam için de şu ayetler örnek verilebilir:

"Üstün delil (huccetu'l-baliğa) Allah'ın delilidir. O dileseydi hepinizi doğru yola eriştirirdi" de" (el-En 'am, 6/ 149) .

"Bu; İbrahim'e, milletine karşı verdiğimiz huccetimizdir. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Doğrusu Rabbin hakimdir, bilendir" (el-En'am, 6/83).

(Ayrıca huccetin bu anlamda geçtiği ayetler için bk. el-Bakara, 2/150; en-Nisa, 4/165; es-Fura, 42/16; el-Casiye, 45/25).

Şimdi de bu kelimenin çeşitli ilim dallarına göre kullanılışlarını ele alalım:

Fıkıh İlminde Huccet: Fıkıh ilminde huccetin, genel olarak kat'i olsun veya olmasın "delil" anlamında kullanıldığı görülmektedir. Senetlere, vesikalara, mahkemelerden verilen bir kısım ilamlara da huccet denilir. Aynı zamanda, baş tarafında hakimin imzası, sonunda da şahitlerin imzaları bulunup, alış-verişe, nafakaya, vasiyyete, vekalete, ikrara, borçlanmaya, kefalete ve buna benzer şeyler için yazılan vesikalara da huccet denir. (Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, İstanbul, t.y, VIII, 119).

Eskiden bir hükmü ihtiva etsin veya etmesin hakim tarafından hukuki bir hadiseye dair düzenlenen vesikaya da bu ad verilirdi. Şer'iyye mahkemelerinden verilen huccetler ta'lik yazı ile yazılırdı (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 1983, I, 865).

Ayrıca, yine bu sahada hucec-i hattiyye, tabiri kullanılmaktadır ki, bu; berat, defter-i hakani kaydıyla dava olunanın mahkeme tarafından verilip, herhangi bir kötü zan ve suçlamadan uzak olan vesika ve ilamlar hakkında kullanılan bir tabirdir. Bunlar kanunen kesin delil (beyyine) sayılır ve iddia edilen şey bununla sabit olur (M. Zeki Pakalın, a.g.e, 1/865).

Hadis İlminde Huccet: Bir hadis terimi olarak huccet hadis ravilerinin adaleti için kullanılan bir tabirdir. İbn Ebi Hatim'in usulüne göre, hakkında "huccet" tabiri kullanılan ravi, adalet ve zabt yönünden en yüksek mertebededir. Başka bir deyimle de, hadis alanındaki ehliyeti herkes tarafından kabul edilen, rivayet ettiği hadisler delil olarak kullanılabilen, "sika"nın üstünde daha güvenilir bir raviye "huccet" denilir.

Ayrıca, üçyüz bin hadisi ezbere bilen hadis alimine "huccet" denildiği gibi, ravilerinin durumlarıyla beraber sekizyüzbin hadis bilen hadis alimine de "huccet" denilmektedir. (bk. Talat Koçyiğit, Hadis Istılahları, Ankara 1980, s.138).

Mantık İlminde Huccet: Mantık ilminde huccet, "delil"in müteradifi olarak kullanılır. Hasmı ilzam etmek ve onun delilini geçersiz kılmak için kullanılırsa el-huccetu'l-İlzamiyye adını alır. Bu tür bir huccet, hasmın kabul ettiği mukaddimeler üzerine bina edilir; hasmın ileri sürdüğü mukaddimelerden hareketle, hasmın delilleri çürütülmeye çalışılır ki, bu bir çeşit hasmı kendi deliliyle kendisini geçersiz kılmak olur (bk. Tehanevi, Kitabu Keşşafı Istılahati'l-Funun, İstanbul, 1984, s. 1/384; İA., "Huccet" maddesi, 5/575).

İslam Mezhebleri Tarihinde Huccet: Huccet tabiri, mezhebler tarihinde sözü edilen çeşitli itikadi fırkalar arasında da farklı anlamlara gelmektedir. Bu tabir, özellikle Şia ve onun önemli kollarından olan İmamiyye, İsmailiyye ve Batıniyye'de daha çok kullanılmaktadır. Bunlarda "huccet" genel olarak; dokunulmazlık verdikleri, masum kabul ettikleri şahıslara verilen isimlerden birisidir. Bir kısmında "imam": huccet olarak görüldüğü halde, diğer bir kısmında imama giden yol huccetten geçer.

Şimdi bu fırkalara göre "huccet''in kullanılışını ayrı ayrı görelim:

a) İmamiyye'ye Göre Huccet: İmamiyye veya İsnaaşeriyye adlarıyla bilinen bu fırkaya göre huccet, "oniki imama" verilen bir başka isimdir. Onlara göre imam, Allah'ın yeryüzündeki delilidir. Bundan dolayı da imamlara aynı zamanda huccet denilmektedir. İmamların sözleri Allah'ın sözü, emirleri, Allah'ın emridir. Onlar, ancak Allah adına ve O'nun vahyi ile konuşurlar. İnsanlar üzerine şahittirler. Onlar Allah'a giden yoldur ve O'na işaret eden delillerdir. Onları sevmek imandan, onlardan nefret etmek ise küfürdür. Onların dostu Allah'ın dostu, düşmanları da Allah'ın düşmanlarıdır. Yeryüzü Allah'ın yarattıkları için huccetinden yani açık, gizli veya belirsiz bir imamdan mahrum olamaz. (İmamiyyenin imam = huccet hakkındaki inançlarıyla ilgili daha geniş bilgi için bakınız: Ebu Cafer el-kummi, Risaletu'lİtikadati'l-İmamiyye, Terc. Ethem Ruhi Fiğlalı, Ankara 1979, s. 107-112; Hüseyin Atay, Ehl-i Sünnet ve Şia, Ank, 1983, s. 102-110).

Ayrıca, İmamiyye'ye göre Hz. Peygamber'in dedesi Abdulmuttalib "huccet", O'nun oğlu yani Peygamberimizin amcası Ebu Talib ise O'nun vasisidir (el-Kummi, a.g.e, s. 131).

Görüldüğü gibi, İmamiyye'ye göre huccet veya diğer ismiyle imamlar çok farklı bir önem arzederler. Zira onlar, bir nevi yeryüzünde Allah'ın temsilcileridirler. Dünya ve ahiret ile ilgili bir çok şey onlarla izah edilir. Onları sevip, bağlanmakla herşey çözümlenmiş olur. Hesab mizan, sırat ve mahşer'de hep onlar gündemdedir. Mesela, onlara göre, ahiretteki hesabın bir kısmı Allah tarafından, bir kısmı da O'nun huccetleri tarafından yerine getirilecektir. Nebi'nin ve imamların taraftarlarına günahları sorulmayacaktır. Yine onlara göre, bir başka yönden de sırat, Allah'ın huccetler adıdır. Allah, dünyada onları tanı ve onlara itaat eden kimsenin, kıyamet gününde cehennem köprüsü demek olan Sırat üzerinden geçişine saade edecektir (bk. el-Kummi, a.g.e. s. 80,84).

b)İsmaililere Göre Huccet: İmanın yokluğunda yani gaybet durumunda kendi mezheblerine daveti yürüten kişiye "huccet" denir. İmama giden huccetten geçer. O, daima halkı aydınlatmak için faaldir, imam gibi olamaz. O baş dai olarak tayin edilmiştir. Normal olarak din propagandası yapan dailer bu baş dai olan huccete tabidirler (Ethem Ruhi Fığlalı, Çağımızda İtikadi İslam Mezhebleri, İstanbul, 1980, s. 103).

c)Batıniyye'ye Göre Huccet: Onlarca kabul edilen yedi imamdan birine verilen isimdir. Onlara göre yedi Nebi, yedi de imam vardır. Yedi Nebi; Âdem, Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Hz. Muhammed ve bağlı bulundukları Muhammed b. İsmail'dir. Yedi imam ise; İmam, huccet, zumassa, dai-i ekber, dai-ime, zun, mükellib ve mü'mindir. Bunlardan huccet, imamın ilmini taşıyana denir. İmamdan telakki ettiği delilleri muhatabın; zevkine göre talim eder. Üçüncü imam olan Zumassa ise, çocuğun meme emdiği gibi ilmi huccetten alır (İzmirli İsmail Hakkı, Yeni ilm-i Kelam, Ankara 1981, s. 104).

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, huccetten özellikle Mezhebler Tarihi alanında daha çok söz edilmektedir. Bu konudaki Şia'nın görüşleri ve imam anlayışında; onlara masumiyet tanımaya kadar varan tutumları Ehl-i sünnet itikadınca kabul edilmemiş ve tenkit edilmiştir. Zira, onlar da insandır, günah işlerler, günahtan masum olamazlar, onları sevmek imandan, sayılmadığı gibi onlardan nefret de küfür sayılamaz. Küfür ancak açık bir inkar halinde sözkonusu olur.

Abdurrahim GÜZEL


2-)Temizliğini tam yapıp, vakitlerine uyarak beş vakit namaza devam eden kimseye o namaz kıyamet gününde nur, huccet ve delil olur. Kim namazı zayi ederse, Fir'avn ve Haman ile haşrolur. (Hadis-i şerif-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

Elli dört farzdan biri de Kur'an-ı azim-üş-şanı huccet, tutmak, O'nun hükmüne razı olmaktır. (Muhammed bin Kutbüddin İzniki)

2. Şer'i mahkemelerde bir davanın şahitlerini dinledikten sonra kadının verdiği hükmün yazıldığı ilam, belge.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Huccet kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Huccet kelimesi anlamı 34 defa okunmuştur. [243364] Huccet kelime anlamı, Huccet nedir, Huccet ne demek, Huccet sözlük anlamı

Paylaş