İbrahim Havvas Kimdir ?

İbrahim Havvas Biyografisi

İbrahim Havvas Kimdir ? Biyografisi, Hayatı, Eşi, Nereli, Kaç Yaşında, Öldü mü ?

İbrahim Havvas : İbrahim Havvas . mutasavvıf
Dokuzuncu yüzyılda Bağdat’ta yaşamış olan evliyanın büyüklerinden. İsmi, İbrahim bin İsmail el Havvas olup, künyesi Ebu İshak’tır. Herkes tarafından medh edilmiş, tevekkül edenlerin, her işinde Allahu Teala’ya güvenenlerin reisi diye anılmıştır. Havvas “hurma yaprağından zenbil dokuyucu” demektir. Bağdatlıdır. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir.
Büyük evliya Cüneydi Bağdadi hazretlerinin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulunarak yükseldi. Tasavvuf yolunda büyük evliya oldu. İnsanlara İslamiyet’in emir ve yasaklarını anlatarak, onların dünyada ve ahirette saadete kavuşmaları için çalıştı. Güzel ahlakı ile pek çok kimsenin hidayete kavuşmasına vesile oldu. Pek çok kerametleri görüldü.
Bir defasında hacca gitmeye niyet ederek yola çıkmıştı. Kabe tarafına gitmek istediyse de gayri ihtiyari olarak ters istikamete doğru gidiyordu. En sonunda İstanbul tarafına gitmeye karar verdi.
İstanbul’a girdiği zaman yüksek bir köşk ve kapısı önünde toplanmış bir takım insanlar gördü. Yaklaşarak, “Niçin toplandınız?” diye sordu. Onlar da Rum Kayseri’nin kızı delirmiş, çare bulmak için doktorları topladı.” dediler. İbrahim Havvas hazretleri, “Bunda bir hikmet vardır.” deyip içeri girdi. Odada Kayser’in kızını gördü. Kız; “Ey İbrahim-i Havvas! Hoş geldiniz” dedi. İbrahim Havvas hayret ederek; “Beni nereden tanıyorsunuz?” diye sorunca; “Canımı canana teslim etmek istedim ve Hak Teala’dan sevdiği bir kulunu yanımda bulundurmasını niyaz ettim. Üzülme yarın İbrahim Havvas dostum sana gönderilir buyruldu” dedi. Bunun üzerine İbrahim Havvas hazretleri, “Peki hastalığınız nedir?” diye sordu. Kız; “Bir gece dışarı çıkıp, ibret nazarı ile gökyüzüne baktım. Allahu Teala’ hazretleri beni benden aldı. Kendimden geçtim. «La ilahe illallah Muhammedün Resulullah» kelimesi dilime, manası kalbime geldi. Bu kelimeyi dilimden düşürmez oldum. Bu sebepten halime delilik, bana da deli dediler” diye cevap verdi. O zaman İbrahim Havvas hazretleri; “Bizim diyara gelmek ister misin?” diye sordu. O da, “Sizin diyarda ne vardır?” dedi. Mekke, Medine, Beytülmukaddes oradadır.” diye cevap verince kız; “Sağ tarafına bak.” dedi. İbrahim Havvas baktığı zaman bir düzlükte Mekke, Medine ve Beytülmukaddes karşısında duruyor gördü. Az sonra İbrahim Havvas’a; “Vakit yaklaştı, istek ve arzu haddi aştı” dedi ve kelime-i şehadet getirip ruhunu teslim etti.
İbrahim Havvas hazretleri bir gün Bağdat’ta salihlerden birkaç kişiyle birlikte, bir yerde oturuyordu. O esnada yanlarına bir genç geldi. İbrahim Havvas hazretleri arkadaşlarına buyurdu ki: “Bu gencin Yahudi olduğunu zannediyorum.” Arkadaşları, bu söze pek kulak vermediler. Genç gelip oradakilere sordu: “Bu zat benim için neler söyledi?” Onlar da; “Senin Yahudi olduğunu söyledi” dediler. Genç, hemen İbrahim Havvas hazretlerinin ellerine sarılıp, Kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu. İbrahim Havvas hazretleri müslüman olmasının sebebini sordu. Genç; “Efendim, biz kitabımızda şöyle okuduk ki: Sıddik, yani hakiki bir Müslümanın firasetinde yanlışlık olmaz. Kendi kendime Müslümanları imtihan etmek istedim ve dedim ki: Müslümanlar arasında sıddik olanlar bulunabilir. Çünkü onlar; «Biz Allahu Teala’dan başka her şeyi kalbimizden çıkarırız» diyorlar. İşte bu düşünce ile sizin yanınıza geldiğimde, benim Yahudi olduğumu hemen anladınız. Buradan sizin sıddik olduğunuzu anladım. Bunun için Müslüman oldum” dedi.
İbrahim Havvas hazretlerinin konuşmaları hep hikmet doluydu. Seferleri meşhurdur. Defalarca Mekke’ye ve Medine’ye giderek hac vazifesini yerine getirdi ve sevgili Peygamberimizin kabri şerifini ziyaret etti. Sefere çıkacağı zaman ve başka zamanlarda yanından iğne, iplik, makas ve su kabını eksik etmezdi.
Çağırılan bütün davetlere sünnet olduğu için giden İbrahim Havvas hazretleri gittiği yerde çoğu zaman bir şey yemezdi. İnsanlara nasihat ederdi. Davetten sonra hemen evine dönerdi. Evinde yenecek bir şey bulunmaz, bu sebeple ne yiyip, ne içtiği bilinmezdi. Onun sohbetlerinde pek çok kimse evliyalık derecesine kavuştu. Ebu Cafer Huldi ve Sürvan-ı Kebir onun huzurunda yetişen kimselerdendir.
İbrahim Havvas vefatından önce hastalandı. İshale yakalanmıştı. Üstü çok fazla kirleniyordu. Temiz olarak ölmek istiyordu. Bunun için her abdesti bozulduğunda gusül abdesti alıyor, iki rekat namaz kılıyor tekrar abdesti bozuluyordu. O gün altmış defa gusül abdesti aldı. 903 (H.291) yılında Rey Camiinde vefat etti. Gasl ve tekfinini Yusuf bin el-Hüseyin yaptı. Vefatından sonra onu rüyada görenler; “Allahu Teala sana nasıl muamele eyledi” dediler. O da; “Yaptığım ibadetler ve gösterdiğim tevekkül, bana verilen nimetlere karşı yetmedi. Ancak dünyadan göçeceğim sıralarda gusül abdesti alarak temizlenmem, Allahu Teala’nın katında makbule geçmiş. Bu temizlik sebebiyle Cennet’te en yüksek makamlara çıkardılar ve şöyle bir ses; «Ey İbrahim! Sana yapılan bu ikram, huzurumuza temiz olarak geldiğindendir. Burada temizler için, fevkalade büyük mertebeler, makamlar vardır» diyordu.”
SÖZLERİ
“Esas alim, ilmi ile amel edendir.”
“Kalbin ilacı beştir: Kur’an-ı Kerim okumak ve Kur’an-ı Kerime bakmak, mideyi boş tutmak, gece kalkıp ibadet etmek, seher vaktinde ağlayıp sızlamak ve iyilerle beraber bulunmaktır.”
“Bir Müslüman, Allahu Teala’nın emir ve yasaklarına ne kadar dikkat edip tatbik ediyorsa, Allahu Teala’ da onu o derece aziz eder. Diğer Müslümanların kalbine de onun sevgisini verir.”
“Sadık kimseyi ya üzerine farz olan bir ibadeti yaparken veya nafile bir ibadetle meşgul olurken görürsün. Bunun dışında başka bir halde görmezsin.”
“Bir kimse, baş olma sevdasına kapılırsa, artık ibadetten, ihlastan sıyrıldı, demektir.”

Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

İbrahim Havvas Özgeçmişi

İbrahim Havvas Hayatı

Sizde İbrahim Havvas ile ilgili bildiklerinizi paylaşır mısınız ?

İbrahim Havvas biyografisi 100 defa okunmuştur. [5999]