İcma Nedir

İcma Nedir ? İcma Ne demek ?

1-)bir asırdaki müctehid alimlerin söz birliği. İslam dinindeki fıkıh bilgilerinin dört kaynağından biridir. Din bilgilerinde senet, kaynak dörttür. Bunlar; Kur’an-ı kerim, hadis-i şerifler, icma ve kıyas (ictihad)tır. Din bilgilerini açıklayan İslam alimleri, bir işin nasıl yapılacağını Kur’an-ı kerim’de açık olarak bulamazlarsa, hadis-i şeriflere bakarlar. Hadis-i şeriflerde de bulamazlarsa, bu iş için icma varsa öyle yapılmasını bildirirler. Eshab-ı kiramın, Tabiinin, yani Eshab-ı kiramı gören ve tanıyan İslam alimlerinin ve onları görenlerin icmaı, din bilgilerinde delildir, senettir. Daha sonra gelenlerin ve İslam alimi olmayan kimselerin yaptıkları, söyledikleri şeye icma denmez. Şiiler, Vehhabiler ve Zahiriler icmayı inkar ederek, Ehl-i sünnetten ayrılmışlardır.

Din bilgilerinin ilk iki kaynağı olan Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem zamanında tamamen açıklanmış, dindeki her meselenin umumi kaidesi bildirilmişti. Zaten Müslümanlar yeni bir olayla karşılaşınca bunun dindeki hükmünü Peygamberimize sorarak öğreniyorlardı. Bu hususta bir sıkıntıları yoktu. Ayrıca Eshab-ı kiramın hepsi ictihad yapabiliyordu. Peygamberimiz “Ümmetimin alimleri arasındaki ihtilaf rahmettir.” ve Muaz bin Cebel’e; “Bir mesele ile karşılaşınca, hükmünü Allah’ın kitabında, benim sünnetimde bulamazsan kendin ictihad et!” buyurmuştu. Fakat O’nun zamanındaki ictihadlarda bir hata, yanılma olursa, bizzat Allahü teala tarafından vahiy gönderilip düzeltiliyordu.

Resulullah efendimiz vefat edince, birçok yeni meseleler meydana çıktı. Bunlar hakkında dinin kesin hükmünün bilinmesi ve ona göre yapılması icab etti. Hazret-i Ebu Bekr halifeliği zamanında Kur’an-ı kerim’de ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmeyen böyle yeni meseleleri, kendisine sorulunca veya dava edilince, Eshab-ı kiramı toplayarak onlara anlatır; “Resulullah’ın böyle bir meseleye ve davaya cevap verdiğini bilen var mı?” diye sorardı. Sözbirliği ile cevap verilirse, öylece hükmederdi. Haber verilmezse, Eshabın büyüklerini toplar, onlara anlatır. Sözbirliğine varırlarsa, öylece hüküm verirdi. Resulullah efendimiz zamanında ve hazret-i Ebu Bekr zamanında açıklanmamış olan pekçok mesele vardı. Hazret-i Ömer bunların hepsini icmaya bağladı. Bunlarda şüphe bırakmadı. Hazret-i Ömer’in bildirmediği meselelerde, o günden bugüne kadar sözbirliği olmadı. Hazret-i Ömer’in icma hususundaki bu gayreti, kıyamete kadar gelecek İslam alimlerini güç durumdan kurtarmıştır. İslamiyetin bayrağını ellerinde yürüten Ehl-i sünnetin temeli hazret-i Ömer-ül-Faruk’un sözbirliği yaptığı meselelerdir. Dört hak mezhebin hiç ihtilaf etmeden bildirdiği fıkıh ilmine ait bilgiler, hazret-i Ömer zamanında icma (sözbirliği) sağlanan meselelerdir.

İcmaın din bilgileri için delil olduğu Kur’an-ı kerim’de ve hadis-i şeriflerde bildirilmiştir. Allahü teala, Nisa suresinin 115. ayetinde mealen; “Mü’minlerin yolundan ayrılanı Cehennem’e atarız.” buyurdu. Bunun için İslam alimlerinin icmaı (sözbirliği) din bilgileri için delil, huccet yani sened oldu. İcmadan ayrılmak yasaklandı. Peygamberimizin de; “Ümmetim dalalet (sapıklık) olan bir şeyde icma yapmaz.” hadis-i şerifi, doğru yoldaki alimlerin sözbirliği ile bildirdiklerinin hepsinin doğru olduğunu gösteriyor. İcma ile bildirilen din bilgilerini bilmeyenlerin de sorup öğrenmelerini; “Bilmediklerinizi bilenlerden sorunuz!” (Nahl suresi: 43) mealindeki ayet-i kerime ile emretmekte ve; “Cehaletin ilacı sorup öğrenmektir.” hadis-i şerifi, bu ayet-i kerimeyi açıklamaktadır.

İcma ile bildirilen din bilgilerinden bazıları şunlardır:

Kur’an-ı kerim’in ayetlerinde, kelime ve harflerinde hiç bir değişiklik olmamıştır.

Ehl-i sünnet alimlerinin bildirdiği iman bilgilerinin hepsi doğrudur.

Dört halifeden hazret-i Ebu Bekr ve hazret-i Ömer sözbirliği ile halife seçilmişlerdir.

Dört hak mezhepteki ictihadla çıkarılmış bilgilerin hepsi doğrudur.

Mut’a ve muvatta nikahı (tayin edilmiş belli bir müddet için ücret ödenerek yapılan evlilik) Resulullah’ın yasakladığı hususunda icma hasıl olup, mut’a nikahını İslamiyet yasak etmiştir.

Emval-i batınanın (altın, gümüş, para ve ticaret eşyasının) zekatını mal sahibi verir. Emval-i zahirenin (dört ayaklı hayvanların, toprak mahsüllerinin) zekatını İslam devleti, zenginin vekili olarak alır ve muhtac olanlara verir.

Kalplerinin İslama meyletmesi istenen ve kendilerine (müellefe-i kulub) denilenlere zekat verilmeyeceğine dair Resulullah’ın hadis-i şerifi bulunduğundan icma hasıl olup, bundan sonra bunlara zekat verilmesine ihtiyaç kalmamıştır.

Bu hususta geniş bilgi, Hindistan’da yetişmiş olan İslam alimlerinden Şah Veliyullah Dehlevi’nin Kurretül-Ayneyn fi Tafdilişşeyhayn adındaki kitabında bildirildiği gibi bütün fıkıh kitaplarında da vardır.

Buhari, Müslim ve Kütüb-i Sitte denilen diğer hadis kitaplarındaki binlerce hadis-i şerifin sahih oldukları yani doğru oldukları icma ile bildirilmiştir. Zira Kur’an-ı kerim’de ve icma ile ve zaruri olarak bilinen hadis-i şeriflerde açıkça bildirilen şeylerin hepsine, icma ile ve zaruri olarak anlaşıldığı gibi inanmak iman gereğidir. Zaruri bilinmek demek, her asırda Müslümanların çoğunun işittikleri yayılmış bilgi demektir. Bilmemek özür olmaz.

İcma ile ve zaruri olarak bildirilmiş olan inanılacak ve yapılacak din bilgilerinde, ictihad yapmak uygun değildir. Bunlara bildirildiği gibi inanmak lazımdır. Bunlara inananlara mümin veya Müslüman denir.


2-)Hicri dördüncü asırdan sonra mutlak müctehid yetişmediği için icma' da kalmamıştır. Bu sebeble icma' denilince Eshab-ı kiramın (Peygamber efendimizin arkadaşlarının), Tabiin'in (Eshab-ı kiramı gören büyüklerin) ve Tebe-i tabiinin (Tabiin'i görenlerin) icma'ı anlaşılır. (İbn-i Âbidin)

Bir şeyi Eshab-ı kiram icma' ile bildirmedi ise, Tabiin'in sözbirliği bu şey için icma' olur. Tabiin de bu şeyi icma' ile bildirmedi ise, Tebe-i tabiinin sözbirliği bu şey için icma' olur. Çünkü bu üç asrın alimleri yani müctehidleri hadis-i şerif ile övülmüştür. Bunlara selef-i salihin denilir. (İbn-i Âbidin)

Dinde zaruri olan yani cahillerin de bildikleri icma' bilgilerine inanmayan kimsenin imanı gider. (İbn-i Âbidin)

2. Beş vakit namazın farz oluşu, zinanın haram oluşu gibi ictihad lazım olmayan ve dinde açıkça bildirilen şeyleri alim olan, olmayan her müslümanın bilmesi, böyle olduklarında sözbirliği yapmaları.

Zaruriyyat-ı diniyyeden yani dinin temel bilgilerinden olup, her müslümanın mutlak bilmesi lazım olan bilgilerde müctehid olmayanların icma'ı da muteberdir. Ancak bu, onların icma'ı olmazsa, bu hükümler sabit olmaz demek değildir. Bu kısım icma', üzerinde icma' yapılan hususun her müslüman tarafından bilindiğini, bu sebeple her müslümanın bunları bilip öğrenmesinin lazım olduğunu, bilmiyerek de olsa bunları yerine getirmemenin caiz olmadığını ifade içindir. (Molla Hüsrev, Serahsi, Hadimi)


3-)İslam hukuk
metodolojisinde, dört temel hüküm elde etme yöntemlerinden üçüncüsü. Buna göre,
herhangi bir çağda, be-İİrlİ bir konuda verilen bir şer'i hüküm üzerine tslam
alimlerinin ve ümmetin ittifak etmesi, görüş birliği sağlaması durumunda, o
uygulama ya da görüş kesinlik ve bağlayıcılık kazanır. Bkz. kur*an, sünnet,
kıyas.


4-)Toplama.


5-)İslam bilginlerinin bir konuda fikir birliği etmeleri.


6-)dağınık şeyleri toplama, biraraya getirme


7-)Toplanma. Dağınık şeyleri toplamak.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
International Card Manufacturers Association.
İngilizcesi İngilizce
Smart card industry trade association For more information, go to www icma com.
İngilizcesi İngilizce
The International City and County Management Association.

Sizde içinde İcma kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

İcma kelimesi anlamı 36 defa okunmuştur. [240921] İcma kelime anlamı, İcma nedir, İcma ne demek, İcma sözlük anlamı

Paylaş