İmaret Nedir

İmaret Nedir ? İmaret Ne demek ?

1-)Alm. Armenküche (f), Fr. Cuisine (f), Pour les pauwres, İng. Kitchen for the poor. İslam memleketlerinde, bilhassa Osmanlı Devleti zamanında medrese talebelerine, fakirlere ve her isteyene Allahü tealanın rızası için bedava yiyecek dağıtmak üzere kurulmuş aşevleri. İlk zamanlarda birçok hayır işinin yapıldığı bir kurum olan imaretler, sonraları sadece yiyecek dağıtılan yerler haline gelmiştir. Ayrıca her imaretin, sanat tarihi bakımından da bir değeri vardır.

İmaretler ilk defa, Peygamber efendimiz zamanında ortaya çıkmıştır. Medineli Ensar ile Muhacirlerin fakirleri,Mescid-i Nebi yanındaki “Suffa” denilen büyük çardak altında yaşarlar, ilim öğrenmek ve öğretmekle uğraşırlardı. Ömürlerinin çoğu, Resulullah ile birlikte ilim öğrenmekle, cihad etmekle geçerdi. Bunlara “Eshab-ı Suffa” denirdi. Sayıları değişirdi. Çok zaman yetmiş kişi olurdu. Çoğu şehid oldu. İmaret müessesesi, Dört Halife, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular devirlerinde devam ederek Osmanlılara geçti.

Osmanlılar, fethettikleri yerlerde, cami, hastahane, medrese, kervansaray, köprü, han, hamam ve çeşme gibi sosyal müesseseler yaparak, şehirleri kendilerine mal ettiler. Ayrıca hayvanlar ile kuşların kışın karda yiyeceklerini ve yazın sıcakta içeceklerini temin ettiler. Medreselerde okuyan talebeler, yolcular, muhtac ve kimsesizler için de imaretler yaptılar. Osmanlılardan günümüze ulaşan arşiv belgeleri ve harap da olsa bugün ayakta duran mimari eserleri, Osmanlı Devleti dahilinde binlerce imaretin faaliyet halinde bulunduğunu göstermektedir. Bu sosyal müesseselerin muhafaza ve devamını sağlamak için de çevrelerinde han, hamam ve dükkan gibi yerler yaptırılarak, gelirleri bunlardan temin edildi. Diğer bütün sosyal müesseselerde olduğu gibi, imaretlere verilen vakıf gelirleri de evkaf defterlerinde kaydedildi. Mesela İstanbul’da Bayezid İmaretinin yıllık geliri 9 milyon akçeydi. Yine Fatih Camii ve İmaretini yaşatmak için Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’un çeşitli semtlerinde; 1130 ev, 2466 dükkan, 3 han, 54 değirmen, 14 hamam, 9 bahçe vakfetmişti.

Osmanlılarda ilk imareti, 1336’da kuran Orhan Gazi, müessesesinin açılışını yaparak fakirlere kendi eliyle yemek dağıttı. Osmanlıların son zamanlarına kadar devam eden bu müesseselerin yerine sonradan aşevleri kuruldu.

İznik ve Bursa’da padişahlar ile hayırsever zengin kimselerin kurduğu imaretler yirmi dörde ulaşmıştı. İstanbul, Ankara, Edirne, Manisa, Amasya, Kayseri, Erzurum, Filibe, Selanik, Bolayır, Gelibolu ve daha bunun gibi İmparatorluğun hemen her köşesinde imaretler vardı. Bunlar misafirlere, medreselerde okuyan talebelere ve fakir halka en büyük destekdi. İmaretlerde verilen yemeklerin derecesi, onu besleyen vakfın veya şahsın zenginliğine göre değişirdi. Günde iki öğün yemek verileceği, mübarek gecelerde helva yapılıp dağıtılacağı ve vakıf sahibinin ruhuna Kur’an-ı kerim okunacağı vakfiyelere şart olarak konurdu. Mütevelli heyeti bu hükümlere uymaya mecburdu. İmaretler ayrıca kimsesiz çocukların yetiştirilmesi işini de üzerlerine alıp bunlara hayatlarını kazanacak bir çağa gelinceye kadar bakarlar ve yetimlere maaş bağlarlardı. Nitekim Ayasofya vakfından 200, Edirne’deki Sultan İkinci Murad vakfından 40 ve Fatih İmareti vakfından 250 yetime maaş bağlanmıştı. Maaş bağlanacak yetimlerin seçilmesi işi ile İstanbul kadısı meşgul olmakta ve her türlü işler kadı siciline geçirilmekteydi.

İmaretlerin vakfiyelerinde vakfın idaresinin kimler elinde ve nasıl olacağı da belirtiliyordu. Buna göre vakıfla alakalı bütün vazifeliler sene sonunda bir umumi heyet halinde toplanarak vakfiyeyi birlikte okuyup vakfiye şartlarının sene içinde yerine getirilip getirilmediğini müzakere ederlerdi.

İmaretler bir tek yapı olabildiği gibi, külliye halinde teşkil edilenleri de vardı. On altıncı asra kadar tek yapı halinde olanlar meşhurdu. Bu asırdan sonra daha çok külliye halinde olanlara rastlanıyordu. İmarethane binaları, Türk mimari geleneklerine uygun planlara sahib olarak yapılır, iki yanında bitişik birer misafirhane ile ortada namaz kılacak bir yer bulunurdu. Misafirhane odalarının içinde birer ocak ile dışarıya açılan kapıları vardı. Ortada bulunan namaz kılma yerinin genellikle yüksek bir kulesi bulunur, kule üzerindeki aydınlatma feneri ile şadırvan ve iç bölmeler aydınlatılırdı.

Fatih Sultan Mehmed Hanın cami, medrese ve darüşşifa ile beraber yaptırdığı imarette günde iki defa yemek pişer ve medrese talebeleriyle hastahane ve kütüphane memurları ile külliyenin bütün hizmetlileri, misafirler ve fakirler olmak üzere, her öğünde bin kişi yemek yerdi. Bütün İstanbul’daki imaretlerde bu sırada otuz binin üzerinde kişiye yemek verilirdi. Ayrıca mevki ve makam sahiplerinin sarayında da fakirler için yemek çıkarılırdı.

Günümüzde bu durumu devam ettiren bazı vakıf müesseseleri de bulunmaktadır.


2-)İmarethane.


3-)Bk. aşevi


4-)(Mimarlık) Yoksullara yiyecek dağıtmak üzere kurulmuş hayır evi.


5-)İmaret.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Hostel for pilgrims in Turkey.
Fransızcası Fransızca
Aumonerie

  • vakfeden şart koşmuş olsun olmasın , vakıf gelirinden ilk yapılacak şey vakfın İmaretidir.
  • İple boğularak öldürüldüğü saptanan, Hatice Çiftçi’nin cenazesi bugün İmaret Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Nasreddin Hoca Mezarlığı’na defnedildi.
  • 00’da Kütahya’da Zafer Havalimanı’na inecek uçaktan alınacak cenazeler, ardından Afyonkarahisar’da İmaret Camii’ne getirilecek.

Sizde içinde İmaret kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

İmaret kelimesi anlamı 154 defa okunmuştur. [241026] İmaret kelime anlamı, İmaret nedir, İmaret ne demek, İmaret sözlük anlamı

Paylaş