Kosova Meydan Muharebeleri Nedir

Kosova Meydan Muharebeleri Nedir ? Kosova Meydan Muharebeleri Ne demek ?

1-)Kosova’da Osmanlıların üstün Haçlı kuvvetlerine karşı kazandıkları iki büyük zafer. İlki, Osmanlı Sultanı Birinci Murad Han (1362-1389) devrinde 1389’da, ikincisi de Sultan İkinci Murad Han (1421-1451) devrinde 1448 tarihinde yapıldı.

Birinci Kosova Muharebesi

Osmanlıların kuruluşundan itibaren kuvvetlenmesi, Avrupa kıtasında fetihlerde bulunması, buradaki devletleri endişeye sevk etti. Tek başlarına karşı koyamayacaklarını anlayan bu devletler, anlaşıp birlik halinde harekete karar verdiler. Sırp Kralı Lazar ile Bosna Kralı Tvartko veArnavut Prensi Jorj Kastriyota öncülüğündeki bu ittifaka; Bulgar, Arnavud, Ulah, Sırp prensleri de katıldı. Hayatı muharebe meydanlarında geçerek, İslam dininin cihad emrini yerine getiren, Birinci Sultan Murad Han, Osmanlı Devleti aleyhine yapılan Hıristiyan ittifakından, casuslar vasıtasıyla haberdar oldu. Gerekli tedbirleri yerinde ve zamanında almak suretiyle, düşmanın dikkatini çekmeden, planlı olarak harbe hazırlandı. Haçlı ittifakına karşı, Anadolu Beyliklerinden yardımcı kuvvetler isteyerek gönüllüleri davet eyledi. Bu arada ittifaka girdiğini gizli tutan Bulgarları, müttefiklerle birleşmesine fırsat vermeden harb dışı bırakmayı tasarladı ve 1388’de Vezir-i azam Çandarlızade Ali Paşa kumandasında otuz bin kişilik kuvvet gönderdi. Sür’atle harekete geçen Ali Paşa Balkanları aşarak Provadi, Şumnu ve Bulgar Krallığının merkezi Tırnova’yı aldı. Bu suretle Çandarlızade, yapmış olduğu seri hareketle Bulgar Kralı Şişman’ı dize getirerek, kralın Balkan ittifakına girmesini veOsmanlı kuvvetlerini ansızın vurmasını önledi.

Türkleri Balkanlardan atmak için hazırlanan ittifaka karşı bütün hazırlıklarını tamamlayan Sultan Murad Han, harp meclisinin ardından, Anadolu beylikleri kuvvetleri ve gönüllü Müslümanlar da dahil olmak üzere altmış bini bulan ordusu ile 1389’da, Sırp Kralı Lazar’ın merkezi olan Priştine istikametine hareket etti. Rumeli akıncı kumandanı Gazi Evrenos Bey ile Paşa Yiğit kumandasındaki Osmanlı öncü kuvvetleri, Kosova’da müttefik Haçlı kuvvetleriyle karşılaştılar. Osmanlı ordusunun, Balkanlarda ilerlerken, geçtiği yerlerde yağma, tahribat yapmaması, İslamı Hıristiyanlara çok iyi tanıttı. İslamiyet hakkında bilgileri olmayan halk, hayretler içinde kaldılar. İdarecilerinden zulüm, eziyet, kötü muameleden başka bir şey görmeyen ahali, bundan sonraki seneler Türk idaresini arzu ve istekle beklediler ve benimsediler.

Muharebe öncesi toplanan harp divanında; istişareden sonra Sultan Murad-ı Hüdavendigar, kumandan ve heyete: “Cümleniz berhudar olasınız... Firasetinizi açıkça bildirdiniz... Gayrı hepimiz biliriz ki, zafer ancak Allahü tealanın yardımıyla gerçekleşir... Küffar ordusu bizden fazladır. Fakat Müslüman mücahid kafirden şecaatlidir... Beğlerim, paşalarım, hadi göreyim sizi... Bu gece, asker evladcıklarımı hoşça tutasınız... Onlara, Yüce Allah’ımıza dua etmelerini vasiyet edesiniz... helallaşasınız. Ola ki, yarın çoğumuz Cennet’te buluşuruz.” hitabını yapıp, kendisi de mübarek Berat gecesi Kur’an-ı kerim okuduktan sonra harb meydanındaki çadırında, fırtına devam ederken, tarihe geçen şu duayı Allahü tealadan niyaz etti: “Ey Rabbim! Bu fırtına, şu aciz Murad kulunun günahları yüzünden çıktıysa, masum askerlerimi cezalandırma. Onları bağışla... Allah’ım... Onlar ki, buraya kadar, sadece senin adını yüceltmek, İslam dinini kafirlere duyurmak için geldiler. Bu fırtına afetini onların üzerinden def eyle... Senin şanına layık bir zafer kazanmalarını nasib eyle... Onlara öyle bir zafer ver ki, bütün Müslümanlar bayram ede... Müslümanları mansur ve muzaffer eyle ve dilersen o bayram gününde şu Murad kulun sana kurban olsun... Önce beni gazi kıldın, sonra şehid et.” (Bkz. Murad-ı Hüdavendigar)

1389 yazında Kosova’da düşmana karşı harp nizamı alan Osmanlı ordusuna Sultan Murad Han kumanda edip, merkez kuvvetlerinin başındaydı. Vezir-i azam Ali Paşa, Sultanın yanındaydı. Ordunun sağ kolunda Şehzade Bayezid, Rumeli Beylerbeyi Kara Timurtaş Paşa, Akıncı Beyi Evrenos Bey, sol kolda Karesi Sancakbeyi Yakub Bey, Anadolu Beylerbeyi Saruca Paşa bulunuyor ve kumanda ediyordu. Merkez kuvvetlerinin önünde Yeniçeriler ve onların önünde de toplar vardı. Her kolun önüne biner okçu yerleştirildi. Haçlı ordusunun merkezinde bulunan Sırp Despotu Lazar, birliklere komuta ediyordu. Sağ kola Lazar’ın yeğeni ve damadı Brankoviç, sol kola Bosna Kralı Tvartko kumanda ediyordu. Düşman kuvvetleri Sırp, Bosna, Macar, Ulah, Arnavud, Leh ve Çeklerden meydana gelip, mevcudu Osmanlı kuvvetlerinden fazlaydı. Muharebe 9 ağustos 1389 günü Haçlıların top atışıyla başladı. Türk ordusunun kahramanlığı ve harp planının mükemmelliği ve muvaffakiyetle tatbiki neticesinde üstün Haçlı ordusu, sekiz saat içerisinde bozuldu. Sağ kalan Haçlı kuvvetleri geri çekilip, çareyi kaçmakta buldular. Muharebenin kazanılmasında, düşmanın imha ve takib edilmesinde, Şehzade Bayezid’in büyük rolü oldu.Haçlı kumandanı Lazar ile oğlu, yüksek rütbeli kumandanlar ve maiyetleri esir edildiler.

Murad Han, zaferden sonra Allahü tealaya bahşettiği zafer sebebiyle şükrederek muharebe meydanında dolaşırken, Lazar’ın damadı, yaralı sırp asilzadelerinden Miloş Obiliç tarafından şehid edildi. Sultan Murad-ı Hüdavendigar’ın şehadetinden önceki vasiyeti gereğince Bayezid Han, Osmanlı Sultanı oldu. Sultan Murad Hanın şehid edilmesi üzerine Despot Lazar ve oğlu orada öldürüldüler. Kosova’da Kosova Zaferi neticesinde, Osmanlı Devleti Balkanlara kesin olarak yerleşti ve Sırp Krallığı yıkılarak, Sırbistan, Türk hakimiyetine geçti. Bölgeye, Türk veİslam nüfusu iskan edilerek, hakimiyet pekiştirildi.

İkinci Kosova Meydan Muharebesi

Türklerin Avrupa’daki ilerleyişini durdurmak için, Hıristiyan devlet ve milletler, her mağlubiyetin ardından yeni ittifaklar kuruyorlardı. Osmanlı Sultanı İkinci Murad Han (1421-1451) devrinde, 1444’teki Varna mağlubiyetinin öcünü almak gayesiyle Macar Kral Naibi Hunyadi Yanoş, Almanya, Polonya, Romanya ve diğer ülkelerden doksan bin kişilik ordu topladı. 1448’de Osmanlı Devletine tabi Sırbistan’a giren Hunyadi Yanoş’un kumandasındaki müttefik kuvvetlerin, buraları işgal haberi üzerine, İkinci Sultan Murad Han, süratle harekete geçti. Anadolu’daki Karamanoğulları Beyliğinden ve Sırbistan’dan yardımcı kuvvetler alan Sultan Murad Han, Ekim 1448’de Kosova’da düşmanla karşılaştı. İki ordunun mevcudu da eşit durumda olmasına rağmen, Osmanlılar devrin en üstün ateşli silahlarına ve topa sahipti. Müttefik ordusu ağır zırhlı olup, çeşitli milletlerden meydana geliyordu. Türkler ise muharebe eğitim ve tecrübesi ile üstün taktik kabiliyet vasıfları yanında, sarsılmaz bir iman birliği içindeydiler. Sultan Murad Han, Türk-İslam an’anesi gereğince, muharebeden önce sulh teklif etti. Sulh, Haçlı taassubu ile red edilince, düşman ordusu hakkında bütün bilgileri değerlendirerek, harp nizamı aldırdı. Osmanlı ordusunun merkezinde İkinci Sultan Murad Han, sağ kolda Rumeli Beylerbeyi Turahan Bey, sol kolda Dayı Karaca Paşa bulunuyordu. Öncü kuvvetler, Akıncı Beylerinden Hızır Bey, Îsa Bey; ihtiyat da Sinan Bey kumandasında toplanmıştı. Hunyadi Yanoş’un kumandasındaki müttefik ordusunun sağında Macarlar, Sicilyalılar, sol kolda da Almanya, Polonya, Romanya kuvvetleri vardı.

17 Ekim 1448 tarihinde Hunyadi Yanoş, zaferden emin bir şekilde taarruzla muharebeyi başlattı. Müttefik askerler, coşkuyla hücum etmesine rağmen, Türkler karşısında birinci gün üstünlüğü sağlayamadılar. Türklerin geri çekileceğini uman Hunyadi Yanoş, ikinci gün öğleyin başlatılan taarruz da neticesiz kalınca, gece baskınına teşebbüs etti, fakat başarılı olamadı.

Muharebenin üçüncü günü olan 19 Ekim sabahı başlayan taarruzda, Osmanlı ordusu sahte ric’at taktiğini tatbik ederek, mukavemet etmeden geri çekildi. Sağ ve sol kollar açılarak, müttefiklere Osmanlı merkez kuvvetleri hedef tayin ettirildi. Türklerin kaçtığını zanneden Haçlı ordusu zafer kazandık hissiyle şuursuzca merkez istikametine ilerledi. Merkez safha safha geri alınırken, düşmanın iyice dağıldığı tesbit edilince, karşı taarruza geçildi. Merkeze giren düşman kuvvetleri, yandan ve geriden sarıldı. İyice çevrildiğini anlayan Haçlılar, ümitsizce bir an karşılık verdiler ve kaçmaya başladılar. Önceden kaçanlar ve geri çekilenler dışında Haçlılar muharebe meydanında imha edildi.

Sultan Murad Han, zaferin sonunda Cenab-ı Hakk’a hamd edip şükür secdesine vardı. Bu cenkte şehadet mertebesine kavuşan 4000 şehidin cenaze namazlarını kıldırıp defnettirerek aziz ruhlarına Fatihalar hediye eyledi.

İkinci Kosova Meydan Muharebesi neticesinde, Türklerin Balkanlardan atılamayacağı kesinleşince Avrupalılar taarruzu bırakıp, müdafaaya geçtiler. Balkanlarda başlatılan menfaat mücadelesi, hoşgörü ve adalet prensiplerini tatbik etme siyasetince Osmanlılar lehine neticelendi.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Sizde içinde Kosova Meydan Muharebeleri kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Kosova Meydan Muharebeleri kelimesi anlamı 74 defa okunmuştur. [238549] Kosova Meydan Muharebeleri kelime anlamı, Kosova Meydan Muharebeleri nedir, Kosova Meydan Muharebeleri ne demek, Kosova Meydan Muharebeleri sözlük anlamı

Paylaş