Kumar Nedir

Kumar Nedir ? Kumar Ne demek ?

1-)Alm. Glücksspiel (n), Fr. Jeu (m) de hasard, İng. Gambling. İnsanlara zararı dokunan kötü alışkanlıklardan ve haksız kazanç yollarından biri. Bir malı, eşyayı veya parayı ele geçirmek ve onu mülk edinmek niyetiyle, oynanan her türlü talih, şans oyunu. İki veya daha çok kişi arasında, bahse girilen konuyu kaybeden tarafın mal vermeyi kabul etmesi şartıyle yarış etmek, bilmece çözmek, bir oyunun ve at yarışı vs. gibi bir sporun sonucunda bahse girmek, ilmi bir münakaşada bulunmak yollarından her biri kumar olur. Tek tarafın mal, para vermeyi kabul etmesi halinde kumar olmaktan çıkar.

Kumar adı verilen her türlü talihe, şansa ve tahmine dayanan oyun ve eğlenceler, insanlık tarihinin hemen hemen her devrinde bütün toplumlarda oynanmış ve yapılmıştır. Toplumu kemiren bir sosyal yara olmuştur. Alın teri dökmeden, çalışmadan kazanmak hırsına kapılanlar, çalışıp kazanan insanların mali servetlerine çeşitli yollarla sahip çıkmak istemişlerdir. Tenbelliği ve miskinliği adet haline getirenler, köşe başlarında ve kumar masalarında, varlık sahibi olan kimseleri avlayıp, kandırıp aldatmak yollarını bulmuşlar ve insanların zaaflarından faydalanmak suretiyle bunda muvaffak da olmuşlardır. Çeşitli oyun ve eğlenceleri kumara vasıta yapmışlar ve böylece haksız kazanç yollarına sapmışlardır. Binbir emek sarf ederek, sıkıntı ve meşakkat çekerek kazandıkları mal varlıklarını, kumar masalarında bir anda kaybetmek bedbahtlığına düşmüşler ve kendileriyle beraber ailesini, çoluğunu-çocuğunu perişan etmişlerdir. Kumar oynamayı ve böylece para kazanmayı sanat haline getiren ve kendini açıkgöz yerine koyan kumarbazlar, nice insanların aile yuvasının yıkılmasına sebeb olmuşlardır. Kumar masasında, bir anda malını kaybedenler, çoğu cinayetle ve hapishaneye düşmekle sonuçlanan nahoş, çirkin olaylara sebeb olmakta, evde kendisini bekleyen yavrularını mahzun etmekte ve onları derin bir üzüntüye boğmaktadırlar.

Bütün mal varlığını bir anda kaybeden kumarbaz, hanımının, kızının namusunu da kumarla sattığı ve hatta kendisinin hürriyetini de kaybederek köle olmayı kabul ettiği devirler olmuştur. Eski Roma’da, Yunan ve Cermen toplumlarında böyle olaylara sık sık rastlanmıştır. İslamiyetten önceki devirlerde, Araplar arasında kumar meşhur olmuştur. Çin’de ve İran’da da yaygın olan kumar oyunu için hususi yerler yapılmıştır.

Eski Romalılar zar atarak kumar oynarlardı. Roma imparatorları şahsi ve hatta devlet gelirlerini arttırmak için piyango düzenlerlerdi. Cermen kabileleri arasında, yüksek meblağlar (mikdarlar) ortaya konarak kumar oynandığını Romalı tarihçi Tacitus yazmaktadır. İnsanların hayatına kasdedecek kadar ileriye vardırılan kumarda, çoğu zaman Cermenler hayatlarını bir zar atışına bağlarlardı.

Oyun kağıtları ile kumar oynamak ve fala bakmak, başta İtalya olmak üzere birçok Avrupa ülkelerinde yaygındır. Zamanımıza kadar gelen çeşitli şekillerdeki kağıt oyunları, toplumlarda hastalık derecesinde yayılmıştır.

İran’da, kumarın daha çok oyun kağıtlarıyle oynanması şekli yayılmıştır. Kumarhaneler, bu iş için kurulmuş hususi yerlerdi. Tek veya çift zarla oynanan her türlü tavla, satranç, dama ve hatta çocukların ceviz oynaması gibi oyunlardı.

Bugün hemen hemen her ülkede kanuni yasaklamalara rağmen kumar oynanmaktadır. Bu oyunların bir kısmı çocuklar arasında bile yaygın hale gelmiştir. Ceviz ve misket oynamak gibi. Avrupa ülkelerinin çoğunda, devletin hiçbir müdahalesi olmadan kumar oynanmaktadır. Çeşitli tarihlerdeki devlet yasaklamaları hiçbir fayda sağlamamıştır. Fransa’nın güneyinde Monaco Prensliğindeki Monte Carlo şehri, bugün Avrupa’nın başta gelen kumar merkezidir. Bugün kanuni izin yolları da açık tutularak, birçok sportif faaliyetler, piyangolar ve at yarışları, insanların kazanç yolu haline getirdiği bahs, şans, talih oyunları şeklinde kumar oynanmaktadır.

Türk Ceza Kanunu’nda kumar: Birçok ülkenin kanunlarında olduğu gibi TCK’da da umuma açık yerlerde kumar oynamak ve oynatmak suç sayılmıştır. Suç unsuru teşkil eden kumarı oynayan ve oynatanlara karşı müeyyideler; 567, 568 ve 569’uncu maddelerde açıklanmıştır. Borçlar Kanunu’nun 504, 505 ve 506’ncı maddelerinde de, “kumar ve bahis oyunlarının bir alacak hakkı doğurmadığı, kumar oynayan ve bahse giren kimse tarafından imza edilen adi borç ve kambiyo senedinin üçüncü bir şahsa devredilse bile bunlara dayanılarak hiçbir kimsenin bir hak taleb edemiyeceği ve hükumetin izin vermediği, durumlarda piyangonun yasak olduğu ve bir alacak hakkı sağlamadığı” hükme bağlanmıştır.

İslam dininde kumar: Bütün ilahi dinler, inananlar arasında, kumar oynamak suretiyle haksız kazanç sağlamayı yasaklamıştır. İslamiyette alış-veriş, yani ticaret, hediye, zekat, sadaka ve miras ile mal elde etme yollarının dışında, gasp, hile, faiz, rüşvet, kumar vs. gibi yollarla haksız kazancı yasak etmiştir, haramdır.

Her şey ile yarış etmek ve bilmece çözmek helaldir. Bunları kumar ile yapmak haramdır. Koşarak veya at ve silah ile, ok ile hedefe atmak gibi harbde kullanılan şeylerle yapılan yarışlarda, bir taraftan mal şart etmek de kumar olmaz. Yani iki kişiden yalnız biri, sen kazanırsan, ben sana vereceğim. Ben kazanırsam, sen bana vermeyeceksin derse veya bir üçüncü kimse, yarışa katılan cemaat arasından kazanana ben vereceğim derse bunun mahzuru olmaz. Kumar, yarışlarda olduğu gibi, tavla, dama taşları ve iskambil kağıtları ile yapılan her türlü oyunda, spor oyunlarında da olur. Bunların hepsinde ve ilim adamları arasındaki kumarda, sözleri, tahminleri yanlış çıkanlar, tahminleri doğru çıkanlara mal, para vermektedir. Kimlerin tahminlerinin doğru çıkacağı önceden belli olmadığı için kumara katılanların herbirinde, hem almak hem de vermek ihtimali vardır. Kumar oynamak, yarışmak demek değil, tahminde yanılıp yanılmamak demektir. Bunun için, oynayanlar arasında olduğu gibi, oynamayıp, yarışmayıp, oynayanlardan kazanacaklarını önceden tahmin edenler arasında da kumar olabilir. Hatta yalnız bir kişinin yaptığı işin başarılı olup olmıyacağını, tahmin edenler arasında da olur. Kumarda, sonu tahmin edilen işin oyun olması, kazançlı, başarılı olması veya zararlı olması arasında fark yoktur. Canbazın düşüp düşmeyeceğini, geminin batıp batmayacağını tahmin edenlerin, birbirlerine para vermek için sözleşmeleri de kumar olur. Bunun içindir ki, oyun, yarış yapılmaksızın, kumarcıların isimleri veya para ile aldıkları biletlerin numaraları arasında piyango çekerek, çekilen numara sahiplerine, biletlerden toplanan paraların hepsini veya bir miktarını dağıtmak kumar olur. Çünkü, piyangoya katılanların hepsi kendi numarasının çekileceğini ümid etmektedir. Bu tahminleri doğru çıkanlar, yanlış çıkanların önceden (vermiş oldukları paralardan almaktadırlar. Aldıkları para ile, önceden) bilete verdikleri paranın farkını, tahminleri yanlış çıkanlardan almış olmaktadırlar. Tahminleri yanlış çıkacaklardan para toplamak güç olacağı için ve bunlar önceden belli olmadıkları için, piyangoya katılanların hepsinden, önceden bilet ücreti olarak para toplanmakta, tahmini doğru çıkanların verdiği sonra kendilerine iade edilmektedir. Önceden toplanan paraların hepsini piyango sahibi alıp, büyük payı kendine ayırdıktan sonra, geri kalanlarını tahmini doğru çıkanlara vermektedir.

Çok yaygın olarak oynanan kazı kazan ise çocuk ve gençleri kumar bataklığının içine atan bir tuzaktır.

Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler, kumarın da şarap gibi hem haram ve hem de pis olduğunu bildirmektedir. Allahü teala Maide suresi 90 ve 91’inci ayetinde mealen; “Ey iman edenler! Şarap (serhoş eden her türlü içki) kumar oynamak, ibadet için dikilen putlar, (cahiliyye devrinde kullanılan) fal okları hep şeytanın işinden pis şeylerdir. Onun için bunlardan sakınınız ki, kurtulasınız. Muhakkak şeytan, şarapta ve kumarda, aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık siz bunlardan sakınmaz mısınız?” buyurdu.

Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: “Tavla oynayan, Allahü tealaya ve resulüne asi olmuş karşı gelmiş olur.”


2-)KUMAR



Nasıl sonuçlanacağı önceden belli olmayan ihtimalli bir şeye bağlı kalarak mal vermek veya almak. Adı ne olursa olsun bu özelliği taşıyan para veya mal karşılığı oynanan her oyun ve ortak bahis kumardır. Kolaylıkla mal çarpmak veya çarptırmak olduğu için Kur'an'da "meysir" denilen kumar, kolaylık anlamındaki "yusr" kökünden gelmektedir.

Kumar, insana yaratıcısını unutturan, namaz kılmaktan alıkoyan, tembelliğe sürükleyen, çalışma gücünü yokedip insanlar arasına kin ve düşmanlık saçan haksız bir kazanç yoludur. Fert ve toplum hayatında unutulmaz yaralar açan kumarın her türlüsü islam dininde haram kılınmıştır.

Bu konuda Kur'an-ı Kerimde şöyle buyurulur.

"Aranızda mallarınızı haksız sebeplerle ve batıl yollarla yemeyin" (el-Bakara, 2/188; en-Nisa, 4/29).

"Ey inananlar, içki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister (el-Maide, 5/90, 91; İbn Abidin Reddu'l Muhtar, İstanbul 1307, V, s. 355; Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dini, İstanbul 1960, II, s. 766).

Kumar ve zararları:

Yasak ve günah olması bakımından içki ile kumar arasında hiç bir fark yoktur. Allah Teala her ikisini de, aynı ayet-i kerime ile haram kılmıştır:

"Ey iman edenler, içki, kumar, putlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden birer pisliktir. Onun için siz bunlardan kaçının ki muradınıza eresiniz." (el-Maide, 5/90).

Oynayana kazanç veya zarar getiren her türlü şans oyunu kumardır. Kumar, haksız yere başkasının malını almak, bile bile ortaklaşa hırsızlık yapmaktır. Kumar, toplumsal bir felakettir. Dinin şiddetle yasakladığı bu yıkıcı kötülüğün pekçok aileyi sefil ve perişan ettiği her zaman görülmektedir. Hırsın verdiği heyecan ile sabahlara kadar kumar masalarından ayrılmayanlar, orada, sağlıklarını, servetlerini, ahlaklarını ve vakitlerini bırakarak insanlıktan uzaklaşır; bir gün kazananlar başka bir gün kaybederler.

Kumarda kaybedilen parada çoluk-çocuğun, fakirlerin hakkı vardır. Kazanılan para da meşru değildir.

Kumar yaygınlaştıkça toplumsal zararlar artar. Çalışmanın yerini tembellik alır. İş hayatında verim düşer. Kumar beraberinde içki, yalancılık, hırs, kin, intikam, cinayet gibi kötülükleri de getirir.

Kumar aile hayatında düzensizliklere, anlaşmazlıklara, ihmallere sebep olur. Kumar yüzünden, dinini, namusunu, vatanını satan, her türlü kutsal değeri ayaklar altına alan pekçok kişi vardır.

Kumar, içki gibi çok kısa bir zamanda alışkanlık haline gelir. Bir daha ondan kurtulmak çok zor olur. Bunun için içki ve kumar alışkanlığı çok tehlikeli alışkanlıklardandır.

Sonunda para kazanılan veya kaybedilen, zar, oyun kağıtları, piyango, spor-toto, loto, müşterek bahis gibi her türlü şans oyunu kumardır.

Bütün şans oyunları başlangıçta eğlenmek ve vakit geçirmek için oynanır. İnsan, kazandıkça kazanma zevki ve hırsı için oynar. Kaybettikçe, kayıplarını çıkarmak için yine oynar. Sonunda kumarbaz oluverir. Her şeyini kumarda kaybeden, nesi varsa satan ve kumara yatıran, bütün ömrü sefalet içinde geçen, karısını ve çocuklarını mahveden kumarbazların, başlangıçta kumara bir eğlence gözü ile baktıkları unutulmamalıdır.

Sosyal bir afet olan kumardan sakınmak kadar çevremizdeki insanları özellikle aile fertlerimizi de bundan korumak önemli bir görevdir. Kur'an'ı Kerimde aile bireylerinin zararlı kötü işlerden sakındırılıp, Allah ve rasulünün istediği bir yaşantı için eğitilmesi görevi aile reislerine verilmektedir:

"Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun. Ateşin başında sert ve şiddetli, Allah emrine karşı gelmeyen, verilen emirleri olduğu gibi yerine getiren melekler vardır " (et-Tahrim, 66/6).

Tavla, satranç, dama, iskambil, tenis ve bilardo gibi oyunların hepsi kumar amacıyla oynandığı ve bunlarla kazanç elde etmek istendiği takdirde, kumar hükmünde olduklarında şüphe yoktur.

Hz. Peygamber'in tavlayı yasaklayan çeşitli hadisleri vardır: "Tavla oynayan, Allah'a ve Rasulüne asi olmuştur" (Ebu Davud, Edeb, 56; İbn Mace, Edeb, 43; Malik, Muvatta', 6; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 394, 397, 400). "Tavla oynayıp, sonra kalkarak namaz kılanın durumu, irin ve domuz kanı ile abdest alıp, kalkarak namaz kılanın durumuna benzer" (Ahmed b. Hanbel, V, 370).

İslam hukukçularının çoğunluğu bu hadislerdeki genel yasaklamaya bakarak, kumar amacı olsun veya olmasın tavlanın caiz olmadığını söylemişlerdir. İbn el-Müseyyeb ve bazı bilginler ise, kumar amacı dışında tavla oynamanın haram olmadığı kanaatindedir. İskambil ve domino oyunları da tavla ile aynı niteliktedir.

Arapça aslı "satranç" olan ve türkçeye "satranç" olarak geçen oyun ise sahabe devrinde ortaya çıktığından, bu konuda Hz. Peygamber'den sağlam bir hadis intikal etmemiştir. Sahabe ve tabii bilginleri ile daha sonrakiler satrançla ilgili üç görüş öne sürmüşlerdir:

Abdullah b. Abbas, Ebu Hüreyre, İbn Şirin, Hişam b. Urve, Said b. el-Müseyyeb, Said b. el-Cübeyr gibi sahabe ve tabii bilginlerine göre satranç oynamak mübahtır.

İmam Şafii'ye göre, satranç tenzihen mekruh, Ebu Hanife, Malik ve Ahmed b. Hanbel'e göre ise haramdır.

Satrancın bir şans oyunundan çok, bir zeka oyunu ve beyin sporu özelliği dikkate alınarak, bir de hakkında kesin bir yasaklama hükmünun bulunmadığına bakılarak bu sonuca ulaşılmıştır. Ancak sahabenin bunu tavla'ya kıyas ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim, Abdullah b. Ömer'den şöyle dediği nakledilir: "Satranç tavladan daha kötüdür." Hz Ali'nin onu, kumar türünden saydığı belirtilir (İbn Kesir, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azım, İstanbul 1985, III, 170). Diğer yandan Yahya b. Said'in, İmam Malik'ten şu sözleri işittiği nakledilir: "Satrançta hayır yoktur, satranç ve onun dışındaki diğer batıl kumar oyunlarını oynamak çirkindir (mekruh). İmam Malik bunları söylerken şu ayeti okuyordu: "Hakk'ın dışında sapıklıktan başka ne vardır"(Yunus, 10/32; bk. Malik, Muvatta, Rü'ya, 7).

Dama da satranç benzeri bir oyundur. Tenis ve bilardo oyunlarında ise spor hakimdir. Meşru olmayan başka unsurlar eklenmediği takdirde mübah olmaları gerekir.

Sonuç olarak, kumar amacı olmaksızın sadece dinlenmek, eğlenmek ve zevk için oynanabilen oyunların da mübah olabilmesi için dört şart öngörülmüştür: Oyun;

a. Namazın geçmesine veya gecikmesine yol açmamalı.

b. Hiçbir menfaat beklememeli.

c. Oyun sırasında dilini kötü ve boş sözlerden korumalı.

d. Normal dinlenme ve eğlenme ölçülerini aşarak vakit israfına yol açmamalıdır.

Şamil İA


3-)

Nasıl sonuçlanacağı önceden belli olmayan ihtimalli bir şeye bağlı kalarak mal vermek veya almak. Adı ne olursa olsun bu özelliği taşıyan para veya mal karşılığı oynanan her oyun ve ortak bahis kumardır. Kolaylıkla mal çarpmak veya çarptırmak olduğu için Kur'an'da "meysir" denilen kumar, kolaylık anlamındaki "yusr" kökünden gelmektedir.

Kumar, insana yaratıcısını unutturan, namaz kılmaktan alıkoyan, tembelliğe sürükleyen, çalışma gücünü yokedip insanlar arasına kin ve düşmanlık saçan haksız bir kazanç yoludur. Fert ve toplum hayatında unutulmaz yaralar açan kumarın her türlüsü islam dininde haram kılınmıştır.

Bu konuda Kur'an-ı Kerimde şöyle buyurulur.

"Aranızda mallarınızı haksız sebeplerle ve batıl yollarla yemeyin" (el-Bakara, 2/188; en-Nisa, 4/29).

"Ey inananlar, içki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister (el-Maide, 5/90, 91; Ibn Abidin Reddu'l Muhtar, Istanbul 1307, V, s. 355; Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dini, Istanbul 1960, II, s. 766).

Kumar ve zararları:

Yasak ve günah olması bakımından içki ile kumar arasında hiç bir fark yoktur. Allah Teala her ikisini de, aynı ayet-i kerime ile haram kılmıştır:

"Ey iman edenler, içki, kumar, putlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden birer pisliktir. Onun için siz bunlardan kaçının ki muradınıza eresiniz." (el-Maide, 5/90).

Oynayana kazanç veya zarar getiren her türlü şans oyunu kumardır. Kumar, haksız yere başkasının malınıalmak, bile bile ortaklaşa hırsızlık yapmaktır. Kumar, toplumsal bir felakettir. Dinin şiddetle yasakladığı bu yıkıcı kötülüğün pekçok aileyi sefil ve perişan ettiği her zaman görülmektedir. Hırsın verdiği heyecan ile sabahlara kadar kumar masalarından ayrılmayanlar, orada, sağlıklarını, servetlerini, ahlaklarını ve vakitlerini bırakarak insanlıktan uzaklaşır; bir gün kazananlar başka bir gün kaybederler.

Kumarda kaybedilen parada çoluk-çocuğun, fakirlerin hakkıvardır. Kazanılan para da meşru değildir.

Kumar yaygınlaştıkça toplumsal zararlar artar. Çalışmanın yerini tembellik alır. Iş hayatında verim düşer. Kumar beraberinde içki, yalancılık, hırs, kin, intikam, cinayet gibi kötülükleri de getirir.

Kumar aile hayatında düzensızlıklere, anlaşmazlıklara, ihmallere sebep olur. Kumar yüzünden, dinini, namusunu, vatanını satan, her türlü kutsal değeri ayaklar altına alan pekçok kişi vardır.

Kumar, içki gibi çok kısa bir zamanda alışkanlık haline gelir. Bir daha ondan kurtulmak çok zor olur. Bunun için içki ve kumar alışkanlığı çok tehlikeli alışkanlıklardandır.

Sonunda para kazanılan veya kaybedilen, zar, oyun kağıtları, piyango, spor-toto, loto, müşterek bahis gibi her türlü şans oyunu kumardır.

Bütün şans oyunları başlangıçta eğlenmek ve vakit geçirmek için oynanır. Insan, kazandıkça kazanma zevki ve hırsı için oynar. Kaybettikçe, kayıplarını çıkarmak için yine oynar. Sonunda kumarbaz oluverir. Her şeyini kumarda kaybeden, nesi varsa satan ve kumara yatıran, bütün ömrü sefalet içinde geçen, karısını ve çocuklarını mahveden kumarbazların, başlangıçta kumara bir eğlence gözü ile baktıkları unutulmamalıdır.

Sosyal bir afet olan kumardan sakınmak kadar çevremizdeki insanları özellikle aile fertlerimizi de bundan korumak önemli bir görevdir. Kur'an'ı Kerimde aile bireylerinin zararlı kötü işlerden sakındırılıp, Allah ve rasulünün istediği bir yaşantı için eğitilmesi görevi aile reişlerine verilmektedir:

"Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun. Ateşin başında sert ve şiddetli, Allah emrine karşı gelmeyen, verilen emirleri olduğu gibi yerine getiren melekler vardır " (et-Tahrim, 66/6).

Tavla, satranç, dama, iskambil, tenis ve bilardo gibi oyunların hepsi kumar amacıyla oynandığı ve bunlarla kazanç elde etmek istendiği takdirde, kumar hükmünde olduklarında şüphe yoktur.

Hz. Peygamber'in tavlayı yasaklayan çeşitli hadisleri vardır: "Tavla oynayan, Allah'a ve Rasulüne asi olmuştur" (Ebu Davud, Edeb, 56; Ibn Mace, Edeb, 43; Malik, Muvatta', 6; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 394, 397, 400). "Tavla oynayıp, sonra kalkarak namaz kılanın durumu, irin ve domuz kanı ile abdest alıp, kalkarak namaz kılanın durumuna benzer" (Ahmed b. Hanbel, V, 370).

Islam hukukçularının çoğunluğu bu Hadislerdeki genel yasaklamaya bakarak, kumar amacı olsun veya olmasın tavlanın caiz olmadığını söylemişlerdir. Ibn el-Müseyyeb ve bazı bilginler ise, kumar amacı dışında tavla oynamanın haram olmadığı kanaatindedir. Iskambil ve domino oyunları da tavla ile aynı niteliktedir.

Arapça aslı "satranç" olan ve türkçeye "satranç" olarak geçen oyun ise sahabe devrinde ortaya çıktığından, bu konuda Hz. Peygamber'den sağlam bir hadis intikal etmemiştir. Sahabe ve tabii bilginleri ile daha sonrakiler satrançla ilgili üç görüş öne sürmüşlerdir:

Abdullah b. Abbas, Ebu Hüreyre, Ibn Şirin, Hişam b. Urve, Said b. el-Müseyyeb, Said b. el-Cübeyr gibi sahabe ve tabii bilginlerine göre satranç oynamak mübahtır.

Imam Şafii'ye göre, satranç tenzihen mekruh, Ebu Hanife, Malik ve Ahmed b. Hanbel'e göre ise haramdır.

Satrancın bir şans oyunundan çok, bir zeka oyunu ve beyin sporu özelliği dikkate alınarak, bir de hakkında kesin bir yasaklama hükmünun bulunmadığına bakılarak bu sonuca ulaşılmıştır. Ancak sahabenin bunu tavla'ya kıyas ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim, Abdullah b. Ömer'den şöyle dediği nakledilir: "Satranç tavladan daha kötüdür." Hz Ali'nin onu, kumar türünden saydığı belirtilir (Ibn Kesir, Tefsiru'l-Kur'anı'l-Azım, Istanbul 1985, III, 170). Diğer yandan Yahya b. Said'in, Imam Malik'ten şu sözleri işittiği nakledilir: "Satrançta hayır yoktur, satranç ve onun dışındaki diğer batıl kumar oyunlarını oynamak çirkindir (mekruh). Imam Malik bunları söylerken şu ayeti okuyordu: "Hakk'ın dışında sapıklıktan başka ne vardır"(Yunus, 10/32; bk. Malik, Muvatta, Rü'ya, 7).

Dama da satranç benzeri bir oyundur. Tenis ve bilardo oyunlarında ise spor hakimdir. Meşru olmayan başka unsurlar eklenmediği takdirde mübah olmaları gerekir.

Sonuç olarak, kumar amacı olmaksızın sadece dinlenmek, eğlenmek ve zevk için oynanabilen oyunların da mübah olabilmesi için dört şart öngörülmüştür: Oyun;

a. Namazın geçmesine veya gecikmesine yol açmamalı.

b. Hiçbir menfaat beklememeli.

c. Oyun sırasında dilini kötü ve boş sözlerden korumalı.

d. Normal dinlenme ve eğlenme ölçülerini aşarak vakit israfına yol açmamalıdır.


4-)Allahü teala Kur'an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:

Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi, pisliktir. Bunlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz. (Maide suresi: 90)

Kumar ile ele geçen mülk olmadığı için, satılması ve satın alınması ve yenilmesi caiz değildir, haramdır. (Kadızade Muhammed Ârif)


5-)Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu
Örnek:Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi. N. Cumalı


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Gamble.
İngilizcesi İngilizce
Gambling.
İngilizcesi İngilizce
Play.
İngilizcesi İngilizce
Gaming.
İngilizcesi İngilizce
Hazard.
İngilizcesi İngilizce
Game of hazard.
İngilizcesi İngilizce
Speculation.

  • Benedikt'in ilerleyen yaşını gerekçe göstererek istifa etmesinin ardından Kumar siteleri yeni papa için bahisleri açtı.
  • Channel adalarından Karayiplere taşınan Sarah ve Edward Petre-Mears’ın Rus lüks mülk satın almalarından porno ve Kumar sitelerine kadar iki binden fazla şirkette isimlerinin geçiyor.

Sizde içinde Kumar kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Kumar kelimesi anlamı 338 defa okunmuştur. [238605] Kumar kelime anlamı, Kumar nedir, Kumar ne demek, Kumar sözlük anlamı

Paylaş