Kur'an-I Kerım Okuma Karsılıgı Ücret Almak Nedir

Kur'an-I Kerım Okuma Karsılıgı Ücret Almak Nedir ? Kur'an-I Kerım Okuma Karsılıgı Ücret Almak Ne demek ?

1-)

Sosyo-psikolojik bir değinme ve yakınmalar Insanda, kendine hakim görünmez bir güce inanma ihtiyacı, fitridir. Bu yüzdendir ki, değil batıl dinlere inananlar, dinsiz sayılan cemiyetlerin insanları bile, hayali de olsa bu tür bir kuvvet icadeder ve hayatlarını onunla istikrara kavuşturmaya ve motive etmeye çalışırlar.

Dini temelinden reddeden komünizm gibi idare sistemlerinde bile bu fıtri ihtiyaç, halka sezdirilmeden, sun'i yollarla giderilmeye çalışılır. Mesela Marx, Lenin, Stalin vs. gibi komünist liderlerin büyüklüğü, menkibeleri, vecizeleri birer vird gibi terennüm ettirilip durulur. Bunlar ve benzerleri, aralıksız telkinlerle mitleştirilirler ve adeta insan üstü birer varlık olarak telkin edilirler. Devrim için, komünizm için ölenler birer şehittirler. Halk, maveraya inanmayan bir sistemin şehitlikle ne kastedebileceğini düşünmeye bile fırsat bulamadan, bu telkinlerle avutulmaya çalışılır.

Aynı özellik, komünizm gibi direk olmasa bile, dini dolaylı olarak reddeden sistemlerde de söz konusudur. Dinin ve mutlak kudretin vereceği motivasyon, güven ve huzur, kişilerin veya başka mitlerin hayali kuvvetlerinde aranır, onlara saygı duyulur, duyulması istenir. Sebebin; insanın moralman kuvvetli, icat ve üretimde motive edilmiş olabilmesi için gerekli olan, beşer üstü kuvveti oluşturmaya çalışmak ve bunu dinle karşılamaya karşı duyulan kin olduğu söylenebilir.

Bu konuda Mevdudi şunları söyler:

"Tarih bize hiç bir şüpheye yer vermeden gösteriyor ki, eğer Allah'a inanmazsanız, düşünce ve davranışlarınızda O'nun yerini sun'i bir ilah alacaktır. Hatta bir tek gerçek ilah yerine, bir çok sahte tanrıların ilah ve rablerin, size kendilerini kabul ettirmeleri bile mümkündür.

Modern insan tabiata tapmaktan vazgeçmiştir ama, hala insana tapmaktadır..." (Mevdudi, Theory of Islam, Çeviren, Dr. Erol Güngör, İslamın Bugünkü Meseleleri, Ötüken Neşriyat. Istanbul 1981 s. 266.)

Bütün bu söylediklerimizle, başlık yaptığımız konu arasındaki ilişkiyi belirtmeye çalışacağız. şöyle ki:

Temelde dini kabul eden, Allah'a inanan, fakat pratik hayatta bir kapitalist bir müşrik, bir materyalist olarak yaşayabilen insanlarda bile "Biraz yaklaştırılsın -ki bugün cemiyetimizin çoğunu böylelerinin oluşturduğu söylenebilir. Aynı konu, çeşitli belirtilerle kendini göstermektedir.Sene boyu hem inanç, hem eylem olarak Islamdan uzak bir hayat yaşayıp, ramazan'da ve belki de oruç bile tutmadan, sırf teravihlerle, bayramlarla ve daha ötesi, ölümlerinin kırkıncı, elliikinci.. gecelerinde geçmişlerine bir sürü bid'at ve haramlarla dolu, şamatalı bir mevlit düzenlemekle manevi hazza kavusmuş görünenler az değildir. Kur'an-ı Kerim'i kafasında kimbilir ne efsanevi vasıf larla niteledikten sonra, kendisi okuyamadığı için. başkalarına okutmak süretiyle, geçmişlerini bir nefeste rahmet ve mağfirete gömdüğünü sananlar azımsanamazlar. Işte bu sosyopsikolojik olgunun belirtileri ile, başta anlattıklarımız arasında pekala ilişki kurulabilir.Bir buçuk asır önceki Islam toplumu için, Ibn' Abidin şöyle diyordu:"Asrımızın insanları bu işi (parayla mevlit, Kur'an vs. okutmak gibi şeyleri) Allah'a yaklaştırıcı en büyük ibadetlerden sayar oldular. Bunu diğerlerine tercih ettiler. Halbuki bir çoğu malının zekatından bir kuruş bile vermez. Gücü yettiği halde haccını yapmaz. Üstelik zimmetinde bir sürü keffaret, kurban ve nezir vardır. Üzerinde zorla gasbettiği bir sürü kul hakkı mevcuttur. Ama görürsünüz ki. buna rağmen bu tür vasiyetlere önem verir... Ne diyelim? Böyle; fitnenin, fesadın, fıskın, hiyanetin, güvensizliğin ve dinden uzaklaşmanın yaygınlaştığı bir zamanda bu is çok görülmemeli!..Allah'ımdan, dininde sebat dilerim. Bizi ölüm gelinceye dek sapmaktan korusun. Öyle zannediyorum ki, bu belanın bu kadar yaygın hale gelmesinin sebebi, mallarınızın ve yediklerimizin çoğunun helal olmayan yollardan gelmesindendir."Ibn Abidin Şifa'u'l-alil ve bell'ül-gailil fi hükmi'l-vasiyyeti ve't-tehalil.(resail içerisinde,Beyrut,tarihsiz ofset) s. 171-172

"... Bunların hepsi bir tarafa, bir de Kur'an okuma bahanesi ile zamanımızda işlenen münkeratı düşünün: Okuyoruz diye yetimlerin evlerinde tertiplenen müzik, raks, eglence ve oyun alemleri... Defler, komşuları rahatsız etmeler... Parlak ve güzel yüzler... Aşıkların maşuklarını görmeye fırsat bulabildikleri yegane toplantı... Ve daha neler, neler..." (Ibn Abidin, el-‚Ukudü'd-düriyye, N/117. ) Nevevi bu hadisin şerhinde, küfür derecesine varmayan günahlar ve muhalefetler de olduğunu söyler ve "Bu Rasulüllah (s.a.s.)'ın açık bir mücizesidir; haber verdiği gibi çıkmıştır." (Nevevi, Serh'u Müslim (Kastalani kenarında) Beyrut (ty) X/102; Davudoğlu, Ahmed. Sahih-i Müslim terceme ve Serhi, X/6603.) der. Bu takip, Allah'ın kitabını kazanç konusu yapmada olduğuna göre, Yahudiler şu ayet-i kerimelere yegane muhatap olmaktan çıkmış olmalıdırlar. Hitap aynı anda, takibi karış karış sürdüren müslümanlaradır da: "Yanınızdakini (Tevrat'ı) doğrulayıcı olarak indirdiğim (Kur'an'a) iman edin; onu inkar edenlerin ilki siz olmayın. Ayetlerimizi az bir paha ile (semen-i kalil) değişmeyin. Ancak Ben'den korkun." "Kendinizi bilip dururken hakkı batıla karıştırıpta gerçeği gizlemeyin." "Dosdoğru namaz kılın, zekat verin, ruku' eden (mü'min)lerle beraber ruku' edin." "(Ey yahudi bilginleri) Siz, insanlara iyiliği (gerçeği ve peygamberlere iman etmeyi) emredersiniz de kendinizi unutur musunuz?" (Kur'an-ı Kerim, N/41-47) Ayetleri az bir paha (semen-i kalil) karşılığında satmak.. Hakkı batıla karıştırmak.. Gerçekleri gizlemek.. Dosdoğru namaz kılmamak... Zekatı vermemek (paraya haris olmak)... Başkasına doğruyu emrettiği halde, kendini (kendi çıkarı için) unutmak... Ve bunların hepsini Kitab'ı okuyup dururken yapmak.. da söz konusu takibin tamamlayıcılarından sayılabilir mi?

C- Az bir paha (semen-i kalil) satmak

Ayetteki "az bir paha ile satmayın" ifadesinin mefhum-u muhalifi düşünülürse, "çok paha ile satın" anlamı çıkar. Ancak Kur'an naslarının "mefhum-u muhalifinin" alınamayacağını, başta Hanefiler olmak üzere, birçok Islam Hukukçusu söylemiştir. Ayrıca tefsirciler de bunu şu şekilde açıklamışlardır: I- "Ayetlerimizi az bir paha ile değişmeyin." ifadesinin anlamı, açıklama, izah etme ve faydalı ilmi gizlemeyip, insanlara yayma karşılığında bir şey almayın, demektir... Nitekim Ebu Davud'un Sünen'inde Ebu Hureyre'den nakledilen bir hadis-i şerifte şöyle denir: "Rasulüllah (s.a.s.) şöyle buyurdu: Her kim Allah'ın rızası için öğrenilmesi gereken bir ilmi, sadece bir dünya metaı elde etmek için öğrenirse; Kıyamet Günü'nde Cennet'in kokusunu duyamaz."(Ebu Davud, Ilim 12; Ibn Mace, Mukaddime 23; Müsned N/338: ayrıca bk. Ibn Kesir, Tefsir'u Kur'anı'I Azim. Beyrut, I388 (l969) (Ofset) I/83-84; Sehzade, Hasiye ‚ala-Tefsiri'I-Kadi'l Beydavi,1I288.)

2-Allah'ın bunu "semen-i kalil" diye isimlendirmesi, bu karşılıkların ya aslında az olduklarından, ya da verdikleri zarara oranla az olduklarındandır.( Fahrüddin er-Razi, Mefatihu'l-gayb. Ist. l307, N/l33.)

3-Hasan el-Basri'ye ayetteki "semenen kalilen"in manasını sordular da, "Semen-i kalil, her şeyiyle beraber dünyadan ibarettir" dedi.( Ibn Kesir, a.ge. I/83-84.)

4-Sa id b. Cübeyr: "Ayetlerimizi semen-i kalil ile değişmeyin" mealindeki ayet-i kerimede geçen "Ayat" tan maksat, Allah'ın onlara indirdiği kitabıdır. "semen-i kalil" ise, dünya ve lezzetlerinden ibarettir" demiştir.( a.y .)

5-Ebu'1- Aliye, "Ayetlerimizi semen-i kalil ile değişmeyin" mealindeki ayet-i kerime için, "yani karşılığında ücret almayın, demektir." demiştir. (a.y .)

6-Diğer bir ayet-i kerimede: "Allah'ın indirdiği kitaptan (Peygamber-in vasıf larına dair) bir şeyi gizleyip te onla az bir pahayı (adi bir menfaati) satın alanlar (yok mu?) onlar karınlarına ateşten başka (bir şey) yemiş olamazlar" buyurulmaktadır. (Kur'an-ı Kerim, N/ 174).Bu ayet-i kerime ile ilgili başka bir rivayet daha vardır: Ibn Abbas diyor ki: "Bu ayet-i kerime Yahudi liderlerinden Ka'b b. el-Eşref, Ka'b b. Esed, Malik b. es-Sayf, Hayy b. Ahtab ve Ebu Yasir b. Ahtab haklarında nazil olmuştur: Taraftarlarından hediyyeler alırlardı. Muhammed (s.a.v.) Peygamber olarak gönderilince bu menfaatlarinin kesilmesinden korktular da, Allah Rasulü'nün (s.a.v.) ve getirdiği şeriat'ın mahiyetini gizlediler. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu. (Razi, a.ge. N/l32.) Bugün de Kur'an-ı Kerim tilavetine ücret almanın haram olduğunu duyan okuyucular, aldıklarına ücret değil de, "hediyye" adı vermektedirler.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Kur'an-I Kerım Okuma Karsılıgı Ücret Almak kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Kur'an-I Kerım Okuma Karsılıgı Ücret Almak kelimesi anlamı 7 defa okunmuştur. [244188] Kur'an-I Kerım Okuma Karsılıgı Ücret Almak kelime anlamı, Kur'an-I Kerım Okuma Karsılıgı Ücret Almak nedir, Kur'an-I Kerım Okuma Karsılıgı Ücret Almak ne demek, Kur'an-I Kerım Okuma Karsılıgı Ücret Almak sözlük anlamı

Paylaş