Mevla Nedir

Mevla Nedir ? Mevla Ne demek ?

1-)MEVLÂ



Dost, malik, sahib, efendi, yardımcı, koruyucu; bir işi idare edip yürüten; ihsan eden ve iyilik yapan, kendisine iyilik yapılan; köle, köle azad eden, azad edilmiş köle; müttefik ve andlaşmalı; komşu, misafir; akraba, oğul (evlad), amca, amca oğlu, kız kardeşin oğlu, damad, enişte, veli, tabi, zahid, yaraşan, yakışan ve layık olan kimse gibi sözlük anlamlarını taşıyan bir terim. Mevla kelimesi Ve-leye fiillerinden türetilmiş bir isimdir. Çoğulu mevali gelir.

Kur'an-ı Kerim'de; Rabb, sahib, hami (koruyucu) yardımcı,dost, yar lütuf ve ihsanda bulunan, iyilik yapan anlamlarında Yüce Allah'a Mevla denilmiştir: "Bilin ki Allah sizin mevlanızdır (sahibiniz, haminiz, yardımcınızdır). O, ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır" (el-Enfal, 8/40).

"Bunun sebebi Şudur. Çünkü Allah şüphesiz iman edenlerin mevlasıdır (velisi ve yardımcısıdır). Kafirlere gelince, onların mevlası (dost ve yardımcısı) yoktur" (Muhammed, 47l/11; el-Hacc, 22/78; ÂI-u İmran, 3i 150; el-Bakara, 2/286; el-En'am, 6/62; et-Tevbe, 9/51; Yunus, 10/30; et-Tahrim, 66/2, 4) ayetlerinde Mevla kelimesi bu manada, özellikle Rabb anlamında kula mevla kelimesi Allah Teala kasd edilerek bu anlamlarda kullanılmıştır. Hadiste bu manada, özellikle Rabb anlamında kula mevla denilmesi yasaklanmıştır: "... Ve kimse de efendisine Mevlam (Rabbim ve Sahibim) diye hitab etmesin. Lakin efendim desin... Çünkü sizin Mevlanız Aziz ve Celil olan Allah'tır" (Müslim, el-Elfaz mine'l-Edeb, 3). Şu ayette, yaraşan ve layık olan anlamınadır: "Münafıklar ve kafirler. Sizin sığınacağınız yer ateştir. Size yaraşan ve layık olan (mevlaküm), odur. O ne kötü gidiş yeridir" el-Hadid,57/15. en-Nahl suresi 16/76. ayette Nisa' suresinin 33.ayetinde mevla, mevali şeklinde çoğul yapılarak mirascı, varis anlamında kullanılmıştır:

"Anne, baba ve akrabanın bıraktığı malların her biri için mirasçılar (mevali) kıldık." Meryem suresinin beşinci ayetinde akraba veya amcazade anlamına gelir. Hz. Zekeriyya'nın duasından: "Doğrusu ben arkamdan gelecek akrabamdan (amcazadelirimden) (el-mevaliden) endişe ettim..." Ahzab beşinci ayet ise ed-Duhan kırk birinci ayette dost ve yar anlamındadır. "O gün, dost (mevla) bile yarine (dostuna mevlasına) hiçbir şeyle fayda vermez, dostunun azabını önleyemez" (ed-Duhan, 44/41).

İslama göre aralarında yardımlaşma ve dostluk cari olacağı için kölesini azad eden efendiye de azad edilen köleye de mevla denilir. Aralarını ayırmak için azad edene "Mevlay-ı Âla" azad edilene de "Mevlay-ı Esfel" denilir. Mevlay-ı esfel, mevali şeklinde çoğul yapılır ve daha ziyade bu şekilde kullanılırdı.

İslam hukukunda başlıca iki türlü mevla geçer:

1) Mevla'l-Itaka: Azad edilen kölenin eski sahibi veya köleyi azad eden kimsedir. Azad edilen köleye Türkçe'de azadlı denir. Köleyi azad eden zat ile, azad edildikten sonra azadlı arasında vela (bir dostluk ve yardım bağı) kalır. Eğer, ölünce azadlının mirascısı yoksa, eski efendisi ona mirascı olurdu.

İslam gelince, yeryüzünün her tarafında kölelik yayılmış durumdaydı. İslam dini kesin bir emirle köleliği birdenbire kaldırmamış, fakat hikmet gereği tedricen kaldırmayı amaç edinmişti. Çünkü müslümanlar ile gayr-i müslimler arasında savaşlar oluyor ve birbirlerinden esir alıyor ve bunları köle yapıyorlardı. Köleliği tek taraflı kaldırma hikmete uygun düşmezdi. Müslüman olmayanlar, müslümanlardan esir alır ve köle yaparlar da, müslümanların bunlara bu şekilde hiç bir karşılık vermemesi, kendilerine bir çeşit zulüm olurdu. "Eğer herhangi bir ceza ile mukabele edecek olursanız, ancak size yapılan cezanın benzeri bir ceza verin. Andolsun ki sabr ederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır" (en-Nahl, 16/126). Kur'an-ı Kerim hiçbir yerinde köle almayı tavsiye etmemiş, köleleri ıslah etmeyi, onlara insanca muamele etmeyi ve onları en kısa zamanda azad etmeyi tavsiye etmiştir. İşte bu sebeple de yardımcı ve dost anlamında köleye "mevla" denilmiştir.

İslamda köle yalnız ve sadece müslüman olmayan harb esirlerinden edinilirdi. Müslüman hükümdar veya ulü'l-emr, müslümanlarla savaşan kafirleri cezalandırmayı ve onların kuvvetlerini azaltmayı uygun görürse, yalnız müslüman olmayan harb esirlerinden köle olabilirdi. Bu şekilde harb esirlerinden köle almak Allah'ın emri değildi. Sadece buna dair bir ruhsat verilmişti. Bununla beraber İslam dini köteleri azad etmeye teşvik etmiştir.

a) İslam dini köleleri serbest bırakmayı iyiliklerin en başında ve en sevablı bir iş saymış ve bunu Allah'a yaklaşmaya bir vesile saymıştır: "Ve Biz insana iki yol (hayır ve Şer yollarını) gösterdik. Fakat o (yüksek gayeye ermek için çıkılması lazım gelen) o sarp iyilik yokuşuna müşkilatını yenerek atılmadı. Bildin mi (o çıkılması büyük bir iyilik ve yüksek bir iş olan) o sarp yokuş nedir? O, köle azad etmektir" (el-Beled 90/10-13).

b) Allah bir kısım günahlara keffaret olarak en başta köle azad etmeyi emretmiştir.

c) İslam devletlerinde zekat gelirlerinin bir kısmı kölelerin azad edilmesine tahsis edilmişti.

d) İslam, sahibinden kölesini, kazanıp taksitle ödeyeceği bir mal karşılığında serbest bırakmasını istemiştir (en-Nur, 24l33).

e) İslam, efendilerin yaptığı bir dövme eziyet karşılığında kölelerini azat etmelerini gerekli görmüştür.

f) Bir köleyi gördüğü mühim bir hizmetten, yaptığı bir iyilikten dolayı azad etmek adet idi.

Hulefa-i Raşidin ve Emeviler devrinde mevafinin (azadhların) sayısı oldukça çoğalmıştı. Emeviler devrinde daha fazla riyaset ve siyaset işleriyle Araplar uğraşır, sinai, zirai, dini ve ilmi işlerde de daha çok mevali çalışırdı. Bu devirlerde, muhaddis, fakih, kurra' şair ve katiblerin çoğunluğu mevalidendi. Mevalinin zengin olanlarından bir kısmı köleler satın alarak azad ettikleri için, bunların da azadlıları bulunurdu. İşte bu şekilde bir adam, bir mevlanın, mevlasının mevlası... (bir azadlının azadlısının azadlısı) veya daha çok mevla silsilesinin mevlası olurdu. Arap ırkçılığı yaptıklarından dolayı Emevileri, mevali sevmezdi. Emevilere karşı ayaklanan kimselerin çoğunluğunu mevali teşkil ederdi. Osmanlı Devletinin son devirlerinde mevlalık ve kölelik tarihe karışmıştır. Zaten İslamın hedefi de bu idi.

2) Mevla'l-Muvalat: Bu türlü mevlalık, akid ve dostluk mevlalığıdır. Akrabası olmayan bir şahsın, nüfuzlu bir kimseye gelerek kendisine yardım etmesi, cinayet işlediğinde diyetini ödemesi karşılığında, o kimsenin de bu şahıs öldüğünde mirasçısı olmak üzere anlaşmalarıyla meydana gelen münasebete muvalat akdi, bu şekilde anlaşmayı kabul eden nüfuzlu kimseye de "mevla'l-muvalat" (akid ve dostluk mevlası) denilirdi. İslam alimlerinin çoğunluğuna göre böyle bir münasebet İslamdan sonra hukukiliğini kaybetmiştir. Hanefilere göre böyle bir muvalat (dostluk) sözleşmesi caizdir. Mevla'l-muvalat'ın varis olabilmesi için akidleştiği kimsenin karısı hariç, başka mirasçısının olmaması lazımdır.

Ayrıca İslam aleminin bir çok bölgelerinde, özellikle Hindistan ve Afganistan'da dost, efendi ve muhterem anlamında; alim ve salih kimselere "mevla, mevlaye, mevlana" lakapları verilirdi. Anadolu'da Celaleddin Rumi'ye "Mevlana" denilmiştir. Kuzey Afrika'da da salih kimseler için de aynı anlamda gelen Mevlana, mevla kelimelerinin kullanıldığı görülmektedir (İbnu'l-Esir, el-Kamil fi't-Tarih, Beyrut 1965-1967; Alaüddin Ebubekr b. Mes'ud el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi' Mısır 1328; İbnü'l-Hümam Kemaleddin Muhammed b. Abdulvahid Fethu'l-Kadir, Bulak,1317; İbni Âbidin Muhammed b. Emin Abidin, Reddü'l Muhtar Ala Ş'erhi'd-Dürri'l-muhtar, Kahire 1307).

Muhiddin BAĞÇECİ


2-)Kur'an-ı kerimde mealen buyruldu ki:

... Biliniz ki Allah sizin mevlanızdır. O, ne güzel mevla, ne güzel yardımcıdır. (Enfal suresi: 40)

De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O, bizim mevlamızdır. Onun için mü'minler yalnız Allah'a güvenip, dayanmalıdır. (Tevbe suresi: 51)

Dünyayı anlayan onun sıkıntısından üzülmez. Dünyayı anlayan ondan sakınır. Ondan sakınan nefsini tanır. Nefsini tanıyan Rabbini bulur. Mevlasına hizmet edene, dünya hizmetçi olur. (İbrahim Hakkı Erzurumi)

Hak şerleri hayr eyler

Zannetme ki gayr eyler

Mevla görelim neyler

Neylerse güzel eyler

(İbrahim Hakkı Erzurumi)

2. Sevgili, sevilen.

Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. (Hadis-i şerif-Kurret-ül-Ayneyn)

3. Âzad edilmemiş, serbest bırakılmamış köle ve cariyenin sahibi, efendisi.

4. Âzad edilmiş köle.

5. Kölesini azad etmiş olan kimse.

Bir köle azad edildikten yani serbest bırakıldıktan sonra sahibi ile arasında vela (yakınlık) ve yardımlaşma devam eder. Bu bakımdan her ikisine de mevla denmiştir. (İbn-i Âbidin)


3-)Efendi, sahip, malik.


4-)Tanrı


5-)Sahib. Rabb.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Maker.

  • Mevla da yağmurunu eksiltmiyor.

Sizde içinde Mevla kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Mevla kelimesi anlamı 649 defa okunmuştur. [242239] Mevla kelime anlamı, Mevla nedir, Mevla ne demek, Mevla sözlük anlamı

Paylaş