Minare Nedir

Minare Nedir ? Minare Ne demek ?

1-)Alm. Minarett (n), Fr. Minaret (m), İng. Minaret. Namaz vaktinin geldiğini bildirmek için, camilerde, müezzinin ezan okuduğu bir veya birkaç şerefesi olan yüksek ve ince yapı. Lügatte, “nur saçan yer, ezan yeri, çerağ” manalarına gelir. Minare, Arapça olan “menara” kelimesinin değişikliğe uğramış halidir. Minare, genellikle taştan inşa olunduğu gibi tuğladan ve ahşaptan da yapılır.

İlk minare, hicri 58 senesinde Eshab-ı kiramdan hazret-i Muaviye’nin emriyle, Mısır Valisi Mesleme bin Mahled tarafından yapılmıştır. Minareden ilk ezanı, Mesleme’nin kardeşi müezzin Serahbil bin Âmire okumuştur. Ezan okumak, Hicretin birinci senesinde Medine’de başladı. Medine’de ilk ezan okuyan Hazret-i Bilal-i Habeşi, Mekke’de ise, Labbib bin Abdurrahman’dır. Minare yapılmadan önce, ezan mescitlerin dışında yüksek bir yerde, dam, duvar üzerinde okunurdu. Hicri 58 senesinden sonra yapılan camilerde birer minare yapılması dini bir vecibe halini aldı. Mısır, Suriye, Irak, İran, Hindistan, İspanya ve Anadolu’da yapılan camilerin yanına birer minare inşa edilmiştir. Böylece dini mimaride önemli bir unsur haline gelen minare, her milletin mimari ve karakter anlayışına göre, değişik tarzlarda çeşitli yapılar olarak yapılmıştır. Ayrıca minare üzerine çıkıp dönerek ezan okunmasına yarayan şerefeler ilave edilmiştir.

Türklerde minare, Selçuklularla başlar. Zamanla şehirleri süsleyen ve ülkenin varlığını ispatlayan narin ve nazik yapılar halini almıştır.

Minare, en ahenkli ve en güzel şekline, Osmanlı devrinde, mimari sanatının zirveye ulaştığı on altıncı asırda Mimar Sinan zamanında ulaşmıştır.

Türkiye terminolojisinde minare, temel kısmından başlamak üzere kürsi (kaide), pabuç (kürsiden gövdeye geçiş kısmı), gövde, şerefe, petek (şerefenin üstündeki gövde kısmı) külah ve alem kısımlarından ibarettir. Bazı camilerin ahşap, tahta minareleri hariç, umumiyetle devirlere göre tuğla ve taş olarak yapılmıştır. Minarelerin harici şekilleri genelde caminin üslubuna uyacak şekildedir. Bazılarının sathı düz, bazılarının boydan boya uzun asabalarla süslüdür. Minarelerin gövde ve petekleri, burmalı, yivli, oluklu olarak da yapılmıştır. Zamanla minarelerin boyları yükselmiş ve gövdeleri incelerek zarafeti bir kat daha artmıştır. Edirne Selimiye Camii minareleri 70,89 m yüksekliğinde olup, 3,80 m kalınlığındadır. Üç şerefesine ayrı merdivenlerle çıkılmaktadır. Süleymaniye minaresi 63,80 m Şehzadebaşı 41,54 metredir.

Minarelerin en süslü bölümü şerefe kısmıdır. Şerefe çıkıntısının altı tuğla bindirmeli veya taş istalaktit ve püsküllerle bezeli olduğu gibi, etrafı da ekseriya ajur nefis mermer korkuluklarla çevrilidir. İlk minarelerde bir tane olan şerefe sayısı bazı minarelerde üçe kadar varmıştır. Şerefeden sonra başlayan, ekseriya gövdeye nazaran kalem ucu gibi incelen petek kısmı da minarenin boyuna uygun bir nisbette ahşap ve üzeri kurşunla örtülmüştür. Daha sonraları külahlar taştan yapılmıştır. Çok minare şekilleri vardır ki, hepsi de ayrı birer inceleme konusu olmuştur.

Selçuklular devrinden itibaren bazı camilerde minare ikiye, sonra Edirne Üç Şerefeli Camiinden başlayarak Süleymaniye ve Selimiye’de bunların sayısı dörde, Sultanahmed Camiinde altıya çıkmıştır. Bazı camilerde de bilhassa mahya gayesiyle ikinci bir minare yapılmıştır. (Bkz. Mahya)

Selçuklu minarelerinde de burmalı minareler vardır. Minarelerin inşası mimaride ayrı bir ihtisas şubesi teşkil eder. Eskiden maharet ve bilgi sahibi minareci ustaları vardı. Her taşın kendi yerine göre traş edilmesi ve minarenin içinde merdiven basamaklarının ortasına gelen bir mihver etrafında taşların birbirine uyması ve kenetlenmesi mühim bir inşa meselesidir. Burmaların bazan 40 m kadar yükseklikte olması dolayısıyla rüzgarla sallanması düşünülecek olursa işin güçlüğü anlaşılır. Minarelerin içinde ekseriyetle tek bir merdiven olup buradan şerefeye veya şerefelere çıkılır. Edirne’deki Selimiye Camiinde aynı gövde içine üç merdiven inşa olunmuştur ki, bunların aşağıda ayrı ayrı kapıları olup, her şerefeye ayrı merdivenle çıkılır ve bu merdivenlerden çıkanların herbiri birbirini görmezler. Bu husus, Mimar Sinan’ın mimari deha ve kabiliyetinin hayranlık veren misallerinden birisidir.

Minarenin en yüksek yeri alemdir. Alem, “bayrak” demektir. Minare alemleri, İslam aleminin dini sembolü olan “hilal” şeklindedir. Ülkemizdeki bazı alemlerin kıskaçları arasında yıldız da bulunur. Alemler, madeni veya taştan olabilir. Ancak binaya nisbetle büyük ölçüde olanlar, genelde bakırdan ve altın yaldızlıdırlar. Alem; kaide, küp, armut, bilezik ve tepelikten mürekkeptir.

Tarihi minarelerimiz yurdumuzun tapusuna imza atan kalemler gibidir.


2-)MİNÂRE



Işık yeri, ezan okuma yeri. Çoğulu "minarat" ve "menavir"dir. Camilerin tamamlayıcı bir unsuru olarak görülen minarenin, ne zaman ortaya çıktığına dair kesin bir bilgi yoktur. Önceleri "mi'zene" yani; ezan okunan yer, denilmekteydi. Daha sonraları "minare" denilmeye başlandı. Minare, camilerin bitişiğinde ve dışarda ezan okumak ve bunu çevreye duyurmak için, ince bir kule şeklinde, yüksek olarak yapılan, ezan okumağa mahsus, bir veya birkaç şerefesi bulunan yapıdır. Minareler genellikle taştan inşa edildiği gibi, beton, tuğla ve hatta ahşaptan da yapılır.

Muaviye devrinde ezanın uzaklara duyurulabilmesi amacıyla, camiye ilk minareyi ekleyen Mısır valisi Mesleme b. Muhalled'dir. Mesleme, Mısır'ı fetheden Amr İbnü'l-As'ın Kahire'de inşa etmeye başladığı, fakat bitirmeye muvaffak olamadığı Amr Camii'ni tamamlamış ve 62/682 yılında vefat etmiştir. Mesleme, Muaviye'nin emri ile Amr Camü'nin her bir köşesine birer minare yaptırmıştı ki o zamana kadar böyle bir şey yoktu. da, Âlemlerin Rabb'ine teslim um" demişti... " (el-Bakara.)

"Minar" kelimesi, İslam'dan önce, gözetleme veya işaret kulesi yahut zafer takı için kullanılmaktaydı. Değişik amaçlar için kullanılan bu kuleler, şekil bakımından camilere bağlı ve minarelerin benzeri idi.

Dört köşe veya yuvarlak inşa edilen minarelerin içlerinde, şerefelere çıkan helezonik birer merdiven bulunmaktadır. Minarelerin, yuvarlak, sivri, düz çubuklu veya burmalı olanları bulunduğu gibi, dikkat çekici tuğla süsleri ihtiva edenleri veya biçimi ile diğerlerinden ayrılanları vardır. Bu konuda özellikle İstanbul'da çok çeşitli örnekler ile karşılaşmak mümkündür. Ancak genellikle ahşap minare mimarisinden ilham almak suretiyle yapılan bu minareler, son zamanlarda ortadan kalkmıştır. Bunların içinde, şerefe çıkıntısı olmaksızın, baca şeklinde veya binanın dışına cumba şeklinde asılı olanlar yahut bu şekilde olmakla birlikte şerefesi aynı zamanda bir çeşme veya şadırvan üzerinde oturtulmuş minareler de vardır. Bursa'da Timurtaş Paşa Camii minaresi, XIV. asra ait olup bir şadırvan üzerinde inşa edilmiştir.

Yapı olarak minare aşağıdan yukarıya doğru şu kısımlardan oluşur.

Papuç: Kürsü ile gövde arasındaki geçit kısmı.

Gövde: Pabuçla şerefe arasındaki bölüm.

Kürsü: Üzerine minare gövdesinin pabuç vasıtasıyla oturduğu taban.

Şerefe: Müezzinin ezan okurken dolanabilmesi için yapılmış balkon.

Petek: Şerefenin üstündeki gövde.

Külah: Minarenin tepesindeki konik çatı.

Alem: Minarenin en üst kısmındaki hilalli madeni kısım.

Minarenin köşeli ve yuvarlak olanları vardır. Bu şekiller, her memleketin mimari tarzına göre değişmektedir. En güzel ve zarif minareler Osmanlılarda onaltıncı asırda Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.

Hz. Peygamber devrinde ve ondan sonra bir süre ezan camilerin yüksekçe bir yerinde okunmuştur.

Dünyanın en yüksek minaresi 1971'de Cezayir'de yapılan Emir Abdülkadir Camii'ndedir. Bu camiin minarelerinin yüksekliği 107 metredir. İkinci olarak Hindistan'da Yeni Delhi'deki Kutb-ı Minar'dır. Bu camiin minarelerinin yüksekliği de 72,54 metredir. Bundan sonra ise Edirne'deki Selimiye Camii Minareleri gelir, ki yükseklikleri 70,06 metredir.

Mefail HIZLI


3-)Minare ilk defa Mısır valisi Mesleme bin Mahled tarafından hazret-i Muaviye'nin emri ile yaptırılmıştır. (İbn-i Âbidin)

Minare yapmak, müstehabdır. Çünkü müezzinin, ezanı yükseğe çıkıp okuması sünnettir.Minare, bu sünnete yardım etmektedir. (Abdülgani Nablüsi)

Mezar üzerine mum yakmak, minarede kandil yakmak ve camilerde şarkı ve oyun havaları şeklinde mevlid okutmak gibi adaklar adak olmaz. (İbn-i Âbidin)


4-)Namaz vaktinin geldiğini bildirmek için camide müezzinin ezan okuduğu, sala verdiği, şerefesi olan, çoğunlukla taştan, yüksek ve ince yapı
Örnek:Sokak kapısını çalarken, minarede akşam ezanı okunuyordu. Y. Z. Ortaç


5-)(Mimarlık) (Arap. minar = fener kulesi) Camilerde ezan okunan, yüksek, ince yapılı kule. a. bk. külah, şerefe, petek, pabuç,minare gövdesi,minare kürsüsü.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Minaret.

  • Cami-mescide ise çevre ile uyumlu olması için Minare yapılmayacak.

Sizde içinde Minare kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Minare kelimesi anlamı 191 defa okunmuştur. [239322] Minare kelime anlamı, Minare nedir, Minare ne demek, Minare sözlük anlamı

Paylaş