Muhakale Nedir

Muhakale Nedir ? Muhakale Ne demek ?

1-)MUHÂKALE



Ortakçılık yapma, ekini başağında iken satma. Bir terim olarak muhakale genel anlamda "müzaraa (ziraat ortakçılığı)" ile eş anlamlıdır. Tarla anlamına gelen "hakl" sözcüğünden "müfaale" vezninde bir mastardır. Ziraat ortakçılığı için "muamele" veya Hayber kelimesinden türetilen "muhabere" terimleri de kullanılır. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s), Hayber topraklanm fethedince, oranın tarıma elverişli topraklarını eski sahipleri olan yahudilerin elinde "ziraat ortakçılığı" statüsü ile bırakmıştı.

Ebu Hanife'ye göre, çıkacak ürünün üçte bir, dörtte bir gibi bir oranda paylaşma esasına dayanan ziraat ortakçılığı geçersizdir. Dayandığı delil şu hadistir "Hz. Peygamber (s.a.s), ziraat ortakçılığını (muhabere) yasaklamıştır" (Buhari, Müsakat,17; Müslim, Büyü', 81-85, 93, 121; Ebu Davud, Büyu', 33; Tirmizi, Büyu', 55, 70). Hadisteki muhabere; bir araziyi çıkacak ürünün bir bölümü karşılığında kiralamak demektir. Bu ise değirmencinin bir hububatı kendi cinsinden belli yüzde ile un yapmasına benzer ki, Hz. Peygamber bunu da yasaklamıştır. Ziraat ortakçılığında çalışmanın karşılığı olan ücret belirsiz olmakta veya madum bulunmaktadır. Bütün bunlar akdi fasit kılan durumlardır. Ebu Hanife'ye göre, Hayber toprakları ile ilgili uygulama "Mukaseme Haracı" niteliğindedir (bk. el-Meydani, el-Lübah Dersaadet, İstanbul (t.y.), II, 228). Bu çeşit harac; harac arazisinden elde edilecek ürünün belli oranlarını vergi olarak almaktır. Çıkacak ürünün 1/2,1/3,1/4'ünü almak gibi... Burada uygulama öşür gibi olur (bk. "Harac" ve "Öşür" mad.).

Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, ziraat ortakçılığı caizdir. Delil şu hadistir: "Hz. Peygamber (s.a.s), Hayber halkı ile çıkan ürünün yarısı üzerinde ziraat ortakçılığı yapmıştır" (bk. Buhari, İcare, 3; Şurut, 14; Meğazi, 40; Ebu Davud, İmare, 24, 44; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 15).

Bu ortaklığın geçerli olması için bu iki imama göre aşağıdaki üç şartın bulunması gerekir.

1. Toprak ve tohum bir taraftan; işçilik ve tarım aletleri diğer taraftan,

2. Toprak bir taraftan; işçilik, tarım aletleri ve tohum diğer taraftan,

3. Toprak, tarım aletleri ve tohum bir taraftan; işçilik diğer taraftan. Bu üç durumda ziraat ortakçılığı caiz ve geçerlidir.

Eğer toprak ve tarım aletleri bir taraftan, tohum ve işçilik diğer taraftan olursa bu ortaklık geçersizdir. Çünkü bu durumda toprak sahibi kiracı sayılsa; tarım aletlerinin toprak sahibine ait olması, kira akdini fasit kılar. Çünkü tarım aletlerini (hayvan, traktör, römork, harman makinası vb.) toprağa bağımlı kılmak mümkün olmaz. Zira bu ikisinin yararlanma yönleri farklıdır. Eğer işletmeci kiracı olarak kabul edilse, bu durumda da tohumun ona ait olması, akdi fasit kılar. Çünkü tohum işçiye ait olmaz (el-Meydani, a.g.e., II, 229, 230; bk. "Ziraat Ortakçılığı', "Arazi" ve "İcare" maddeleri).

Muhakele özel anlamda, buğdayın başağında iken kendi cinsi olan belli miktarda buğday karşılığında satılmasıdır. Burada bir ortakçılıktan çok satım akdi söz konusudur. Hz. Peygamber "muhabere" gibi "muhakele"yi de yasaklamıştır (bk. Buhari, Müsakat, 17; Müslim, Büyü', 81-85, 93, 121; Ebü Davud, Büyu', 33). Bu yasağın nedenini şu şekilde açıklayabiliriz:

Tarım ürünlerinin olgunlaşmadan ve hasattan önce satılması hadis-i şerifle yasaklamıştır (bk. Buhari, Büyu, 82, 83, 85, 87; Müsakat,17, Müslim, Büyu', 51-57; Ebu Davud, Büyu ; 22; Tirmizi, Büyu', 22; İbn Mace, Ticarat, 32; Malik, Muvatta', Büyu', 10).

Ancak taneli bitkiler veya meyvalar olgunlaştıktan ve büyümesini tamamladıktan sonra belli bir para karşılığında satılabilir. Çünkü artık kuraklık, sıcak vb. iklim değişmeleri yüzünden taraflar için riziko kalkmış olur. Böyle bir satışta, satış bedeli nakit para olunca bir sakınca söz konusu olmaz. On dönümlük buğday ekili tarlanın buğday hasat edilecek bir duruma geldiği sırada, şu kadar lira karşılığında satılması gibi. Alıcı, ne kadar buğday elde edebileceğini ve işçiliği dikkate alarak hesap yapar ve pazarlık ederek taraflar anlaşırlar.

Muhakale işleminde ise aynı on dönümlük buğday tarlası peşin teslim edilecek belli miktar buğday karşılığında satılmış olur. Burada belli miktar buğdayın miktarı tahmin ve zanna dayanan başağındaki buğdayla vadeli olarak mübadelesi söz konusudur. Halbuki ölçü, tartı veya standard olup sayıyla alım-satımı yapılan benzer eşyanın mübadelesinin, cins bir olunca, peşin ve eşit miktarda olması gerekir. Cinsler farklı olursa, yine peşin olmak şartıyla miktarlar değişebilir. Aksi halde faiz işlemi ortaya çıkar. Ubade b. es-Samit (r.a)'ten nakledilen ve altı maddeyi kapsayan hadis bu konuyu düzenlemiştir. Hadis şöyledir: "Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma hurma ile, tuz tuz ile aynı cins mübadele edilecekse eşit ve peşin olarak satılırlar. Ancak cinsler değişik olursa peşin olmak, şartıyla istediğiniz gibi satış yapınız".(Müslim, Müsakat, 81; Ebu Davud, Büyü ; 18; Ahmed b. Hanbel, V, 314, 320; Riba hakkında geniş bilgi için bk. Hamdi Döndüren Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar, İstanbul 1988, s. 57-86).

Sonuç olarak Muhakale'nin bu özel durumu uygulanarak yapılacak mübadelede iki tarafın buğday miktarları farklı olabilir. Ayrıca araya vadenin girmesi gibi sebeplerle tarafların faize düşme şüphesi vardır. Bu yüzden de muhakale sakıncalı satım akitleri arasında sayılmıştır (ez-Zühayli, el-Fıkhu'l-İslami ve Edilletüh, Dımaşk 1405/1985, IV, 405, 516, 675).

Hamdi DÖNDÜREN


2-)

Ortakçılık yapma, ekini başağında iken satma. Bir terim olarak muhakale genel anlamda "müzaraa (ziraat ortakçılığı)" ile eş anlamlıdır. Tarla anlamına gelen "hakl" sözcüğünden "müfaale" vezninde bir mastardır. Ziraat ortakçılığı için "muamele" veya Hayber kelimesinden türetilen "muhabere" terimleri de kullanılır. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s), Hayber topraklanm fethedince, oranın tarıma elverişli topraklarını eski sahipleri olan yahudilerin elinde "ziraat ortakçılığı" statüsü ile bırakmıştı.

Ebu Hanife'ye göre, çıkacak ürünün üçte bir, dörtte bir gibi bir oranda paylaşma esasına dayanan ziraat ortakçılığı geçersizdir. Dayandığı delil şu hadistir "Hz. Peygamber (s.a.s), ziraat ortakçılığını (muhabere) yasaklamıştır" (Buhari, Müsakat,17; Müslim, Büyü', 81-85, 93, 121; Ebu Davud, Büyu', 33; Tirmizi, Büyu', 55, 70). Hadisteki muhabere; bir araziyi çıkacak ürünün bir bölümü karşılığında kiralamak demektir. Bu ise değirmencinin bir hububatı kendi cinsinden belli yüzde ile un yapmasına benzer ki, Hz. Peygamber bunu da yasaklamıştır. Ziraat ortakçılığında çalışmanın karşılığı olan ücret belirsiz olmakta veya madum bulunmaktadır. Bütün bunlar akdi fasit kılan durumlardır. Ebu Hanife'ye göre, Hayber toprakları ile ilgili uygulama "Mukaseme Haracı" niteliğindedir (bk. el-Meydani, el-Lübah Dersaadet, Istanbul (t.y.), II, 228). Bu çeşit harac; harac arazısinden elde edilecek ürünün belli oranlarını vergi olarak almaktır. Çıkacak ürünün ½,1/3,1/4'ünü almak gibi... Burada uygulama öşür gibi olur (bk. "Harac" ve "Öşür" mad.).

Ebu Yusuf ve Imam Muhammed'e göre, ziraat ortakçılığı caizdir. Delil şu hadistir: "Hz. Peygamber (s.a.s), Hayber halkı ile çıkan ürünün yarısı üzerinde ziraat ortakçılığı yapmıştır" (bk. Buhari, Icare, 3; Şurut, 14; Meğazi, 40; Ebu Davud, Imare, 24, 44; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 15).

Bu ortaklığın geçerli olması için bu iki imama göre aşağıdaki üç şartın bulunması gerekir.

1. Toprak ve tohum bir taraftan; işçilik ve tarım aletleri diğer taraftan,

2. Toprak bir taraftan; işçilik, tarım aletleri ve tohum diğer taraftan,

3. Toprak, tarım aletleri ve tohum bir taraftan; işçilik diğer taraftan. Bu üç durumda ziraat ortakçılığı caiz ve geçerlidir.

Eğer toprak ve tarım aletleri bir taraftan, tohum ve işçilik diğer taraftan olursa bu ortaklık geçersizdir. Çünkü bu durumda toprak sahibi kiracı sayılsa; tarım aletlerinin toprak sahibine ait olması, kira akdini fasit kılar. Çünkü tarım aletlerini (hayvan, traktör, römork, harman makınası vb.) toprağa bağımlı kılmak mümkün olmaz. Zira bu ikisinin yararlanma yönleri farklıdır. Eğer işletmeci kiracı olarak kabul edilse, bu durumda da tohumun ona ait olması, akdi fasit kılar. Çünkü tohum işçiye ait olmaz (el-Meydani, a.g.e., II, 229, 230; bk. "Ziraat Ortakçılığı', "Arazı" ve "Icare" maddeleri).

Muhakele özel anlamda, buğdayın başağında iken kendi cinsi olan belli miktarda buğday karşılığında satılmasıdır. Burada bir ortakçılıktan çok satım akdi söz konusudur. Hz. Peygamber "muhabere" gibi "muhakele"yi de yasaklamıştır (bk. Buhari, Müsakat, 17; Müslim, Büyü', 81-85, 93, 121; Ebü Davud, Büyu', 33). Bu yasağın nedenini şu şekilde açıklayabiliriz:

Tarım ürünlerinin olgunlaşmadan ve hasattan önce satılması hadis-i şerifle yasaklamıştır (bk. Buhari, Büyu, 82, 83, 85, 87; Müsakat,17, Müslim, Büyu', 51-57; Ebu Davud, Büyu ; 22; Tirmizi, Büyu', 22; Ibn Mace, Ticarat, 32; Malik, Muvatta', Büyu', 10).

Ancak taneli bitkiler veya meyvalar olgunlaştıktan ve büyümesini tamamladıktan sonra belli bir para karşılığında satılabilir. Çünkü artık kuraklık, sıcak vb. iklim değişmeleri yüzünden taraflar için rızıko kalkmış olur. Böyle bir satışta, satış bedeli nakit para olunca bir sakınca söz konusu olmaz. On dönümlük buğday ekili tarlanın buğday hasat edilecek bir duruma geldiği sırada, şu kadar lira karşılığında satılması gibi. Alıcı, ne kadar buğday elde edebileceğini ve işçiliği dikkate alarak hesap yapar ve pazarlık ederek taraflar anlaşırlar.

Muhakale işleminde ise aynı on dönümlük buğday tarlası peşin teslim edilecek belli miktar buğday karşılığında satılmış olur. Burada belli miktar buğdayın miktarı tahmin ve zanna dayanan başağındaki buğdayla vadeli olarak mübadelesi söz konusudur. Halbuki ölçü, tartı veya standard olup sayıyla alım-satımı yapılan benzer eşyanın mübadeleşinin, cins bir olunca, peşin ve eşit miktarda olması gerekir. Cinsler farklı olursa, yine peşin olmak şartıyla miktarlar değişebilir. Aksi halde faiz işlemi ortaya çıkar. Ubade b. es-Samit (r.a)'ten nakledilen ve altı maddeyi kapsayan hadis bu konuyu düzenlemiştir. Hadis şöyledir: "Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma hurma ile, tuz tuz ile aynı cins mübadele edilecekse eşit ve peşin olarak satılırlar. Ancak cinsler değişik olursa peşin olmak, şartıyla istediğiniz gibi satış yapınız".(Müslim, Müsakat, 81; Ebu Davud, Büyü ; 18; Ahmed b. Hanbel, V, 314, 320; Riba hakkında geniş bilgi için bk. Hamdi Döndüren Çağdaş Ekonomik Problemlere Islami Yaklaşımlar, Istanbul 1988, s. 57-86).

Sonuç olarak Muhakale'nin bu özel durumu uygulanarak yapılacak mübadelede iki tarafın buğday miktarları farklı olabilir. Ayrıca araya vadenin girmesi gibi sebeplerle tarafların faize düşme şüphesi vardır. Bu yüzden de muhakale sakıncalı satım akitleri arasında sayılmıştır (ez-Zühayli, el-Fıkhu'l-Islami ve Edilletüh, Dımaşk 1405/1985, IV, 405, 516, 675).


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Muhakale kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Muhakale kelimesi anlamı 18 defa okunmuştur. [242287] Muhakale kelime anlamı, Muhakale nedir, Muhakale ne demek, Muhakale sözlük anlamı

Paylaş