Muhammed Şeybani Kimdir ?

Muhammed Şeybani Biyografisi

Muhammed Şeybani Kimdir ? Biyografisi, Hayatı, Eşi, Nereli, Kaç Yaşında, Öldü mü ?

Muhammed Şeybani : İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe’nin talebelerinin en büyüklerinden ve müctehid âlimlerden. İsmi, Muhammed bin Hasan bin Abdullah bin Tâvûs bin Hürmüz’dür. Künyesi, Ebû Abdullah olup, Benî Şeybân’ın âzâdlısı olduğu için Şeybânî nisbesiyle meşhûrdur. 752 (H.135)’de Vâsıt şehrinde doğdu. 805 (H.189)’da Rey’de vefât etti.

İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe ile aynı soydan gelen Muhammed Şeybânî, küçük yaşta Kur’ân-ı kerîm okumayı öğrenip, bir kısmını ezberledi. Zamânının ilim merkezlerinden olan Kûfe’ye giderek Süfyân-ı Sevrî, Abdurrahmân el-Evzâî gibi hadis âlimlerinden ders okudu. Daha sonra İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe’nin ders halkasına katıldı. Ondaki ihlâsı ve samîmiyeti gören hocası, duâ ederek Kur’ân-ı kerîm’in hepsini ezberlemesini istedi. Nihâyet çok kısa bir zamanda Kur’ân-ı kerîm’i ezberleyerek, İmâm-ı A’zam’ın derslerine devâm etti ve fıkıh ilmini öğrenmeye başladı. İmâm-ı A’zam’ın vefâtına kadar dört sene ondan, vefâtından sonra da aynı usûl üzerine İmâm-ı Ebû Yûsuf’tan ders okudu. Fıkıh ilminde yüksek dereceye ulaştı. Bu hocalarından ve zamânındaki hadis âlimlerinden hadîs-i şerîf öğrendi. Fıkıh ilminde ihtisas sâhibi olup, yirmi yaşında Kûfe Câmiinde ders okutmaya başladı. Sonra Medîne’ye giderek üç yıl müddetle İmâm-ı Mâlik’ten Muvattâ’yı okudu; hadis ve fıkıh tahsil ederek Kûfe’ye döndü.

Varını yoğunu ilme sarf eden Muhammed Şeybânî, öğrendiği ilmi yaymaya, ders vermeye ve talebe okutmaya devâm etti. Pekçok kimse ondan ders alıyor ve evinde oturacak yer kalmıyordu. Uzun müddet Kûfe’de kaldıktan sonra Bağdat’a yerleşti. Abbâsî halîfesi Hârûn Reşîd’in iltifâtına kavuşup, bir müddet kâdılık yaptı. Aynı zamanda fıkıh ve diğer ilimleri öğretip kıymetli talebeler yetiştirdi. İmâm-ı Şâfiî başta olmak üzere, Ebû Süleymân Cürcânî, Ebû Hafs-ı Kebîr, Muhammed bin Mukâtil, Şeddâd bin Hâkim, Mûsâ bin Nâsır Râzî, Ebû Ubeyd Kâsım bin Sellâm, İsmâil bin Nevbe, Ali bin Müslim Tûsî gibi pekçok âlim, onun tedris halkasında yetişti. İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe’nin bildirdiği Ehl-i sünnet îtikâdını ve Müslümanların ibâdetlerinde ve günlük hayatlarında uyacakları din bilgilerini yaymaya çalıştı. Hanefî mezhebini, kitaplar yazarak kendinden sonraki nesillere nakl etti. Mezhepte müctehid olup, fıkıh âlimlerinin ikinci tabakasında idi. İmâm-ı A’zam’ın koyduğu usûl kâidelerine göre ictihâdlarda bulundu. Halîfe Hârûn Reşîd, Horasan seyâhatine çıkarken İmâm-ı Muhammed ile, büyük nahiv (dil) âlimi Kisâî’yi de berâberinde götürdü. 805 (H.189)’de Rey’de iken her iki âlim de vefât etti. Cenâze namazlarında hazır bulunan Halîfe Hârûn Reşîd; “Bugün fıkıh ile Arabî’yi toprağa verdim” diyerek üzüntüsünü bildirmişti.

Güzel ahlâk ve yüksek ilim sâhibi olan İmâm-ı Muhammed Şeybânî, bir meclise girdiği zaman, güzel konuşmasıyla dinleyenleri doyurur, keskin zekâsı ve geniş ilmiyle en ince meseleleri çözerdi. Vaktini aslâ boş geçirmez, her gecenin üçte birinde yatar, üçte birinde namaz kılar, diğer üçte birinde de talebesine ilim öğretirdi.

Hanefî fıkhında Ebû Yûsuf ile birlikte İmâmeyn (iki imâm) ve Sâhibeyn (iki arkadaş) diye anılan İmâm-ı Muhammed Şeybânî, hocası Ebû Hanîfe’nin ictihâd metoduyla hüküm verirdi. Hanefî fıkhına dâir hükümleri kitaplara geçirmek için birçok kitap yazmış; böylece İslâm hukûkuna en büyük hizmeti yapmıştır.

İmâm-ı Muhammed Şeybânî’nin kitapları iki kısma ayrılır:

1. Zâhir-ür-Rivâye kitapları:

a) El-Mebsût (El-Asl), b) El-Câmi-ul-Kebîr, c) El-Câmi-us-Sagîr, d) Es-Siyer-ul-Kebîr, e) Es-Siyer-us-Sâgîr, f) Ez-Ziyâdât.

Bu kitaplar tevâtür yoluyla nakl edilmiş olup, Hâkim-üş-Şehîd tarafından, El-Kâfî adı altında birleştirilerek şerh edilmiştir. Şems-ül-Eimme Serahsî de el-Kafî’yi şerh ederek El-Mebsût adını vermiştir.

2. Nevâdir kitapları:

a) El-Kîysâniyyât, b) El-Hârûniyyât, c) El-Cürcâniyyât, d) Er-Rukiyyât, e) Ez-Ziyâdât-üz-Ziyâdât.

Bu kitaplar, yukarıdaki altı kitap gibi açıkça ve sağlam gelmediğinden, bu haberlere nevâdir yâni zâhir olmayan haberler denir.

İmâm-ı Muhammed Şeybânî’nin yukarıdaki eserlerinden başka; el-Hucce, el-Âsâr ve el-Emâlî gibi eserleri de vardır. Ayrıca İmâm-ı Mâlik’in Muvattâ’sının şerhi olan bir eseri daha vardır. Bu eserinde kendi mezhebinde delîl olan hadîs-i şerîfleri ve haberleri toplamıştır. Abdullah-ı Dehlevî rahmetullahi aleyh, Hanefî âlimlerinin bu kitabı mutlaka yanında bulundurmalarını tavsiye buyurmuştur.

Muhammed Şeybânî’nin hazretleri buyurdu ki:

Sâdık arkadaş, seni hayra teşvik edendir.

Bir mecliste ilim ve irfân bulunmazsa, onun yerine, o mecliste nefsânî hisler bulunur.

Kendi nefsini beğenmek kadar ahmaklık yoktur.

Affetmek aklın zekâtıdır. Güzel ahlâk, kötü nesebi örter.

Zâhid-ül-Kevserî’nin yazdığı Bülûğ-ul-Emânî fî Sîret-il-İmâm Muhammed bin Hasan eş-Şeybânî adlı kitapta İmâm-ı Muhammed’in hayâtı ve menkıbeleri uzun anlatılmaktadır.


Muhammed Şeybani : Muhammed Şeybâni . - (15.05.804) hukukçu, müçtehit
İmamı Azam Ebu Hanife’nin talebelerinin en büyüklerinden ve müçtehit alimlerden. İsmi, Muhammed bin Hasan bin Abdullah bin Tavus bin Hürmüz’dür. Künyesi, Ebu Abdullah olup, Beni Şeyban’ın azadlısı olduğu için Şeybani nisbesiyle meşhurdur. 752 (H.135)’de Vasıt şehrinde doğdu. 805 (H.189)’da Rey’de vefat etti.
İmamı Azam Ebu Hanife ile aynı soydan gelen Muhammed Şeybani, küçük yaşta Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenip, bir kısmını ezberledi. Zamanının ilim merkezlerinden olan Kufe’ye giderek Süfyan-ı Sevri, Abdurrahman el-Evzai gibi hadis alimlerinden ders okudu. Daha sonra İmamı Azam Ebu Hanife’nin ders halkasına katıldı. Ondaki ihlası ve samimiyeti gören hocası, dua ederek Kur’an-ı Kerim’in hepsini ezberlemesini istedi. Nihayet çok kısa bir zamanda Kur’an-ı Kerim’i ezberleyerek, İmamı Azam’ın derslerine devam etti ve fıkıh ilmini öğrenmeye başladı. İmamı Azam’ın vefatına kadar dört sene ondan, vefatından sonra da aynı usul üzerine İmamı Ebu Yusuf’tan ders okudu. Fıkıh ilminde yüksek dereceye ulaştı. Bu hocalarından ve zamanındaki hadis alimlerinden hadisi şerif öğrendi. Fıkıh ilminde ihtisas sahibi olup, yirmi yaşında Kufe Camii’nde ders okutmaya başladı. Sonra Medine’ye giderek üç yıl müddetle İmamı Malik’ten Muvatta’yı okudu; hadis ve fıkıh tahsil ederek Kufe’ye döndü.
Varını yoğunu ilme sarf eden Muhammed Şeybani, öğrendiği ilmi yaymaya, ders vermeye ve talebe okutmaya devam etti. Pekçok kimse ondan ders alıyor ve evinde oturacak yer kalmıyordu. Uzun müddet Kufe’de kaldıktan sonra Bağdat’a yerleşti. Abbasi halifesi Harun Reşid’in iltifatına kavuşup, bir müddet kadılık yaptı. Aynı zamanda fıkıh ve diğer ilimleri öğretip kıymetli talebeler yetiştirdi. İmamı Şafii başta olmak üzere, Ebu Süleyman Cürcani, Ebu Hafs-ı Kebir, Muhammed bin Mukatil, Şeddad bin Hakim, Musa bin Nasır Razi, Ebu Ubeyd Kasım bin Sellam, İsmail bin Nevbe, Ali bin Müslim Tusi gibi pekçok alim, onun tedris halkasında yetişti. İmamı Azam Ebu Hanife’nin bildirdiği ehlisünnet itikadını ve Müslümanların ibadetlerinde ve günlük hayatlarında uyacakları din bilgilerini yaymaya çalıştı. Hanefi mezhebini, kitaplar yazarak kendinden sonraki nesillere nakletti. Mezhepte müçtehit olup, fıkıh alimlerinin ikinci tabakasında idi. İmamı Azam’ın koyduğu usul kaidelerine göre ictihadlarda bulundu. Halife Harun Reşid, Horasan seyahatine çıkarken İmamı Muhammed ile, büyük nahiv (dil) alimi Kisai’yi de beraberinde götürdü. 805 (H.189)’de Rey’de iken her iki alim de vefat etti. Cenaze namazlarında hazır bulunan Halife Harun Reşid; “Bugün fıkıh ile Arabi’yi toprağa verdim” diyerek üzüntüsünü bildirmişti.
Güzel ahlak ve yüksek ilim sahibi olan İmamı Muhammed Şeybani, bir meclise girdiği zaman, güzel konuşmasıyla dinleyenleri doyurur, keskin zekası ve geniş ilmiyle en ince meseleleri çözerdi. Vaktini asla boş geçirmez, her gecenin üçte birinde yatar, üçte birinde namaz kılar, diğer üçte birinde de talebesine ilim öğretirdi.
Hanefi fıkhında Ebu Yusuf ile birlikte İmameyn (iki imam) ve Sahibeyn (iki arkadaş) diye anılan İmamı Muhammed Şeybani, hocası Ebu Hanife’nin ictihad metoduyla hüküm verirdi. Hanefi fıkhına dair hükümleri kitaplara geçirmek için birçok kitap yazmış; böylece İslam hukukuna en büyük hizmeti yapmıştır.
ESERLERİ:
İmamı Muhammed Şeybani’nin kitapları iki kısma ayrılır:
1. Zahir-ür-Rivaye kitapları:
a) El-Mebsut (El-Asl), b) El-Cami-ul-Kebir, c) El-Cami-us-Sagir, d) Es-Siyer-ul-Kebir, e) Es-Siyer-us-Sagir, f) Ez-Ziyadat.
Bu kitaplar tevatür yoluyla nakl edilmiş olup, Hakim-üş-Şehid tarafından, El-Kafi adı altında birleştirilerek şerh edilmiştir. Şems-ül-Eimme Serahsi de el-Kafi’yi şerh ederek El-Mebsut adını vermiştir.
2. Nevadir kitapları:
a) El-Kiysaniyyat, b) El-Haruniyyat, c) El-Cürcaniyyat, d) Er-Rukiyyat, e) Ez-Ziyadat-üz-Ziyadat.
Bu kitaplar, yukarıdaki altı kitap gibi açıkça ve sağlam gelmediğinden, bu haberlere nevadir yani zahir olmayan haberler denir.
İmamı Muhammed Şeybani’nin yukarıdaki eserlerinden başka; el-Hucce, el-Asar ve el-Emali gibi eserleri de vardır. Ayrıca İmamı Malik’in Muvatta’sının şerhi olan bir eseri daha vardır. Bu eserinde kendi mezhebinde delil olan hadis-i şerifleri ve haberleri toplamıştır. Abdullahı Dehlevi rahmetullahi aleyh, hanefi alimlerinin bu kitabı mutlaka yanında bulundurmalarını tavsiye buyurmuştur.
Muhammed Şeybani’nin hazretleri buyurdu ki:
Sadık arkadaş, seni hayra teşvik edendir.
Bir mecliste ilim ve irfan bulunmazsa, onun yerine, o mecliste nefsani hisler bulunur.
Kendi nefsini beğenmek kadar ahmaklık yoktur.
Affetmek aklın zekatıdır. Güzel ahlak, kötü nesebi örter.



Zahid-ül-Kevseri’nin yazdığı Büluğ-ul-Emani fi Siret-il-İmam Muhammed bin Hasan eş-Şeybani adlı kitapta İmamı Muhammed’in hayatı ve menkıbeleri uzun anlatılmaktadır.


HAKKINDA YAZILANLAR
İmam Muhammed Şeybâni Hazretleri

İmâm A'zam Ebû Hanife hazretlerinin en meşhûr ve en mühim, iki talebesinden biri! 135h. yılında, Vâsıt şehrinde doğdu. Dedelerinden olan Hürmüz (rahmetullahi aleyh) aynı zamanda, hocası İmâm A'zamın da ceddidir.Bu zâtın Hazreti Ömer'i görüp; imânla şereflendiği rivâyet olunur. Nesebi: Muhammed b. Hasani Künyesi: Ebû Abdullah'tır. 14 yaşında babası onu, büyük hocanın (İmâm A'zam) huzûruna götürdü.
İlk karşılaşmalarında hocasına, çok önemli bir suâl sordu! Ebû Hanife hazretleri, ondaki üstün zekâ ve ihlâsı görünce, merak etti: ''Kur'ân-ı Kerim'in ne kadarı hıfzındadır?'' diye sordu. Başını öne eğerek, cevap verdi:''Ancak bir kısmı, Efendim!'' O zaman hocası, ciddiyetle: ''İnşaallah yakında, hepsini ezberlersin.'' diyerek hem ilk dersini verdi, hem de duâ etti. Tam bir hafta sonra, babası ile birlikte tekrar; İmâm A'zamın huzûruna çıkan Muhammed b. Hasan(şeybâni) dedi ki:''Efendim! Emrettiğiniz gibi Kur'ân-ı Kerim'in tamamını ezberledim!''Hocası hem şaşırdı, hem sevindi! Ba'zı âyetleri sordu.Hepsine doğru cevap alınca, babasına hitâbla: ''Ey bahtiyâr adam! Oğlunda, üstün bir kabiliyet ve zekâ var! Kendisini ilim tahsiline teşvik et'' buyurdu. O da oğlunu, imâm A'zamın emin ellerine bıraktı!
Tam dört sene Hocasından, fıkıh (islâm hukuku) dersleri aldı. Sonra Ebû Hanife hazretlerinin birinci talabesi, İmâm Ebû Yusuf'tan aynı usûlle ilim tahsil edip; yüksek derecelere ulaştı! Aynı hocalardan, hadis-i şerif dersi de aldığı halde; onlarla yetinmedi! Yaşadığı Kûfe şehrinden başka yerlere, sırf hadis öğrenmek için seyâhatlar yaptı. Bağdat, Şam ,Mekke, Medine ve Irak tarafına gitti. İmâm Mâlik hazretlerinden,üç sene ders gördü. ondan meşhûr, Muvattâ adlı eserini dinledi. 700 hadis-i şerifi, orada hıfzetti.
İmâm Muhammed Şeybâni hazretleri varını yoğunu, ilim yolunda harcadı. Yakın bir dostuna, şöyle söylediği rivâyet olunur:''Merhûm babamdan, 30.000 dirhem mirâs kaldı. Bunların yarısını, nahiv (gramer) ve edebiyâta (şiire) harcadım. 15.000'ini de, hadis-i şerif ve fıkıh ilimlerine sarfettim!'' Öğrendiği bütün ilmi, cömertçe yaymıştır. Ondan feyz almağa gelenler o kadar kalabalıktı ki; evinde oturacak yer kalmıyordu! Talebeleri şöyle dediler: ''Onun ilimmeclisi, Kûfe mescidinde 20 sene devam etti!
Allahü teâlâ kıyâmete kadar; ''Hak ilmini'' mescidlerimizden eksik etmez, inşâaallah. âmin.
Çetin Sual
Hanefi fıkhını; çok sayıda kitap yazarak nakleden ve yayan, o'dur.Fıkıh (İslâm hukuku) âlimlerinin 2. tabakasından olup; mezbebte müctehiddir. Hanefi mezhebinde fetvâ verilirken, önce imâm A'zama bakılır. Onda bulunmazsa, Ebû Yûsuf'un sözü araştırılır. Onda da bulunmazsa; İmâm Muhammed hazretlerinin sözü ile amel olunur! Bir müddet Bağdat'a yerleşip, kadılık görevi yaptı. Aynı zamanda birçok kıymetli talebe yetiştirip; fıkıh ve diğer ilimleri öğretti. İmâm Şâfii başta olmak üzere, Ebû Süleyman-ı Cürcani, Hafs-ı Kebir ve diğerlerini sayabiliriz. İmâm Şâfii ilk derse gelişinde, tıpkı kendisinin Ebû Hanife hazretlerine yaptığı gibi; çetin bir suâl sordu! O da tıpkı hocası gibi, Şâfii'deki üstün kaabiliyet ve zekâyı görünce: ''Eğer, ilimden zevk almak istersen; meclisimize devam et.
Sakın bizden ayrılma! buyurdu ve eline, 100 gümüş sıkıştırdı. Çok sonraları, İmâm Şâfii hazretleri demiştir ki:''Eğer İmâm Muhammed hazretlerinden ders almasaydım; ben ilmin kapısındakalmıştım! Bütün insanlar arasında; kendisinden gördüğüm ilim ve ihsânlara, dâima şükrederim.Ondan öğrendiğim ilimler sâyesinde; bir deve yükü kitap yazdım! Eğer kendisi, bizim anlayacağımız şekilde hitâb etmeyip; yüksek ilmi derecesinde konuşsaydı, hiçbir sözünü anlayamazdık! Ondan daha akıllı, daha yüksek kimse görmedim.'' Güzel ahlÂkı ve üstün hâlleriyle dinleyenleri, te'sir altında bırakırdı. Bir meclise girdiği zaman, herkes pür-dikkat onu dinlerdi. Çünkü en karışık mes'eleleri çözer ve dinleyenleri, tatmin ederdi!
''Bir mecliste ilim-irfan bulunmazsa; oraya nefsani hisler dolar buyurdu.'' Talebeleri sordular: ''Nefsimizi beğendimiz anlar, olamaz mı?''
''Kendi nefsini beğenmek kadar, ahmaklık olmaz!'' Vaktini aslâ boşa geçirmezdi. Geceleri bile,3'e ayırıyordu. Bir kısmında yatıyor. Bir kısmında, namaz kılıyor.Kalan üçte birinde ise; talebelerine ders veriyordu! Talebeleri sordular: ''Hocam! Niçin, çok az uyuyorsunuz?''
Cevâben buyurdu ki: ''Nasıl uyuyabilirim? Müslümanlar derdlerini, ancak, bizim hâlledeceğimizi düşünürlerken; gözümüze uyku girer mi?''
''Hocam! bir arkadaşımızın nesebi, iyi değilmiş. Çok üzülüyor?''
''Güzel ahlâk, kötü nesebi örter!
''Herkesi, af edebilir miyiz?''
''Affetmek; aklın zekâtıdır!.
805(189h.) yılında, Rey şehrinde vefât etti.

Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Muhammed Şeybani Özgeçmişi

Muhammed Şeybani Hayatı

Sizde Muhammed Şeybani ile ilgili bildiklerinizi paylaşır mısınız ?

Muhammed Şeybani biyografisi 110 defa okunmuştur. [930]