Mürtedın Cezası Nedir

Mürtedın Cezası Nedir ? Mürtedın Cezası Ne demek ?

1-)

Müslümanın irtidadı; görülmesi, duyulması, itiraf etmesi veya iki adil müslüman tarafından şahitlik edilmesi hallerinde sabit olur.

Mürtedin cezası, eğer tevbe etmezse öldürülmektir: "Dinini değiştireni öldürün" (Buhari, Cihad, 149). Ulemanın çoğunluğu kadın için de aynı hükmün uygulanacağı görüşündedirler. Ancak Hanefiler bu konuda farklı görüştedirler. Kadınların öldürülmesini nehyeden hadisin (Ebu Davud, Cihad, 121) hükmünün geneli kapsadığını iddia ederek irtidad eden kadının öldürülmeyeceği görüşünü ileri sürmüşlerdir (Ibn Kudame, el-Muğni, Mısır (t.y.), VIII, 125; Seyyid Sabık, Fıkhu's-Sünne, Kahire, (t.y.), II, 385 v.d.).

Mürtede had uygulanmadan önce, tevbe edip Islam'a dönmesi telkin edilir. Fakat bunun ne şekilde uygulanacağı hakkında ihtilaf vardır. Alimlerin çoğunluğunun görüşüne göre, üç defa tevbe etmesi istendikten sonra öldürülür. Hz. Ömer (r.a), irtidad edenin üç gün hapsedilip tevbe etmeye çağrılması ve bu zaman zarfında yiyecek olarak suçluya ekmek verilmesi gerektiğini bildirmiştir.

Hz. Ali (r.a), bu müddeti bir ay olarak uygulamıştır. en-Nahai ise bunun bir zamanla sınırlandırılmaması ve tevbe edene kadar sürekli Islam'a çağrılması gerektiği görüşünü ileri sürmüştür. Ancak, bu görüş, Sünnet ve icma ile sabit olan irtidad cezasının uygulanmasını imkansız kılacağından itibara şayan değildir.

Imam Malik, Leys, Ishak ve Ebu Hanife; zındıkın ve irtidat edip tevbe ettikten sonra tekrar dinden dönenin tevbesinin dikkate alınmayacağını ve haddin uygulanacağını kabul etmişlerdir. Çünkü zındıkın mürted sayılmasını gerektiren önceki görüşlerinden döndüğü hiç bir zaman açık olarak tesbit edilemez. Allah Teala; "Ancak, tevbe edip kendilerini düzelten ve Allah'ın indirdiğini açıklayanlar müstesna" (el-Bakara, 2/160) buyurmaktadır. Dinden dönmeyi birkaç defa tekrarlayanların tevbelerinin kabul edilmeyeceğine delil olarak da şu ayeti kerime gösterilmektedir: "Iman edip sonra inkar eden, sonra iman edip tekrar inkar eden, sonra da inkarlarında ileri gidenleri Allah ne bağışlayacak ne de doğru yola eriştirecektir" (en-Nisa, 4/137).

Müslüman anne babadan doğan ve müslüman olarak yetişen kimse irtidat edince, tevbe etmeye çağrılmadan had uygulanır. Fakat daha önce küfre girip sonra müslüman olan kimse tevbeye çağrılır.

Allah'a ve Rasulüne küfreden kimse de tevbe etmeye çağrılmadan öldürülür. Böyle bir kimse tevbe etse dahi durum değişmez. Çünkü, Allah'a ve rasulüne küfretmek haddi gerektirir. Tevbe ise haddi düşürmez (Ibn Kudame, a.g.e., 125 vd.)

Mürtedin irtidat etmesiyle birlikte, bütün salih amelleri silinir ve o ebedi olarak Cehennemde kalır: "Sizden kim, dininden döner ve kafir olarak ölürse, işte onların dünya ve ahirette amelleri boşa gitmiştir. Işte cehennemlikler onlardır. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır" (el-Bakara, 2/217).

Bu, tevbe edilmediği takdirde böyledir. Mürted tevbe ettiği takdirde, irtidat etmeden önceki amellerinin yok olup olmayacağı hususunda Islam alimleri arasında görüş ayrılıkları vardır. Imam Şafii'ye göre irtidad edip, sonra Islam'a dönenin haccı da dahil hiç bir ameli düşmez. Imam Malık'e göre ise amellerinin tamamı, irtidad ettiği an düşer (el-Kurtubi, el-Cami'li Ahkami'l-Kur'an, Beyrut 1965, III, 48).

Irtidatla birlikte evlilik akdi fesh olur. Ancak mürted tekrar Islam'a döner ve her iki taraf evliliklerini sürdürmek isterse, yeniden bir nikah akdi ve mehir söz konusu olmaz. Hanefiler kocanın irtidadına bağlı boşanmayı ba'in talak* olarak kabul etmişlerdir. Mürted, müslüman yakınlarına mirasçı olamadığı gibi, o öldüğünde de müslüman yakınları ona mirasçı olamazlar: "Kafir müslümana, müslüman da kafire mirasçı olamaz" (Buhari, Feraiz, 26; Müslim, Feraiz, 1).

Ancak alimler bu konuda da ihtilaf etmişlerdir. Hz. Ali (r.a), Hasan, Şa'bi, Leys, Ebu Hanife ve Isbak ibn Raheveyh müslüman yakınların mirasa sahip olacaklarını kabul ederken; Malik ve Şafii'nin de içinde bulunduğu diğer bir grup alim de mürteddin malının beytülmale intikal edeceğini söylemişlerdir. Ebu Hanife'ye göre, irtidad halinde kazanılan mal fey* hükmündedir (Kurtubi, a.g.e., III, 49). Ebu Hanife, irtidad etmeden önce sahip olunan malın mirasçılara intikal edebileceğine hükmederken, mürtedin irtidadla birlikte hukuken ölmüş olduğu prensibinden hareket etmektedir. Ebu Yusuf, Muhammed ve Şubrume her halukarda miras olayının sözkonusu olduğunu söylemişlerdir. Kurtubi; "Iki millet (mü'min ve kafir) arasında miras yoktur" (Ebu Davud Feraiz, 13; Tirmizi, Feraiz, 16; Ibn Mace, Feraiz, 6) hadisinin hükmünün mutlak olacağını ileri sürerek, müslümanla mürted arasında veraset olayından bahsedenlerin görüşlerini reddetmektedir (Kurtubi, aynı yer).

Mürted, had uygulanana kadar, malının gerçek sahibi olup, bunda dilediği gibi tasarruf etmekten alıkonulamaz. Öldürülmeyi hak etmiş olması, O'nun malındaki tasarruf hakkını düşürmez. Bu konu diğer had gerektiren cezalarda olduğu gibi değerlendirilir. Bunun gibi, kaçıp daru'l harbe sığınsa, mülkiyet hakkı yine düşmez. Islam ülkesindeki mal varlığı yed-i emin vasıtası ile koruma altına alınır (Seyyid Sabık, a.g.e., 390).

Ayrıca mürted öldüğünde yıkanmaz, kefenlenmez, cenaze namaz kılınmaz ve müslüman mezarlığına defnedilmez. Mürted için istiğfar caiz olmadığı gibi, onu rahmetle anmak da caiz değildir: "Ne peygamberin ne de mü'minlerin cehennemlik oldukları belli olduktan sonra, yakın akrabaları da olsa, müşrikler için af dilemeleri asla doğru olmaz"(et-Tevbe, 9/113).

Bir kimse Islam'dan çıkıp, başka bir dine girdiği zaman onun irtidadına hükmedilerek cezalandırılır. Ancak, irtidat olayı bununla sınırlı mıdır; yoksa kafirlerin din değiştirip başka bir küfür dinine girmesi de irtidad mı sayılır? Alimler bu konuda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.

Zahiren bakıldığında bir kafir, batıl olan dininden çıkıp, onun gibi batıl olan başka bir dine girmiş olduğundan dolayı sorgulanmaz. Çünkü küfür tek bir millettir. Ancak, Islam'ı terkedip başka bir dine girenin durumu, hidayetten yüz çevirip, dalaleti seçtiği için farklılık arzetmektedir. Malıkiler ve Hanefiler bu görüştedirler.

Şafiiler'de ise bu konuda iki farklı görüş vardır. Bir kafir, dininden döndükten sonra, ya Islam'a girer ya da öldürülür. Taberani ibn Abbas'tan merfu olarak şöyle bir hadis nakletmektedir: "Dininden çıkıp kendisine Islam'dan başka bir din seçeni öldürün"(Seyyid Sabık, a.g.e., 382). Ahmed ibn Hanbel'in de iştirak ettiği diğer görüş ise şöyledir: Kafirin seçtiği yeni din, eski dininden yukarıda ise, sorgulanmaz, aksi halde irtidat cezası uygulanır. Yahudi veya Hristiyan'ın Mecusiliği seçmesi gibi (bk. Seyyid Sabık aynı yer).


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Mürtedın Cezası kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Mürtedın Cezası kelimesi anlamı 8 defa okunmuştur. [244329] Mürtedın Cezası kelime anlamı, Mürtedın Cezası nedir, Mürtedın Cezası ne demek, Mürtedın Cezası sözlük anlamı

Paylaş