Namus Nedir

Namus Nedir ? Namus Ne demek ?

1-)NÂMUS



Saklanılan yer, avcı kulübesi, keşiş hücresi, kuvvetli bir ihtimalle de "vızıldamak" manalarına gelen bir kelime. Kelimenin en çok kullanılan anlamlarından biri de ilahi kanun veya sadece kanundur. Bu kanun, peygamberlere vahiy vasıtasıyla gelir ve onlar tarafından haber verilir. Yalnız peygamber mertebesindeki kimseler bu manada vazıu'n-nevamis'tirler. Arapça'dan tercüme yoluyla bu kelime aynı zamanda ortaçağda İbranice'ye "kanun, dini kanun (başka milletlerin), ahlak, edep ve erkan kaideleri" anlamında geçmiştir... Şurası kayda değer ki, kelime, bugünkü Mekke lehçesinde de böyle bir tekamüle uğramıştır. Aynı zamanda namus, insanlar arasında lekesiz ve şerefli karşılığında da kullanılır. Müteradifi (eşanlamlısı) "ar"dır.

Kelime hadislerde daha çok Cebrail (a.s)'ın adı olarak geçer. Bilindiği gibi Hz. Peygamber'e vahyin gelmeye başladığı ilk günlerde Hz. Hatice validemiz kendisini, amcası Varaka b. Nevfel'e götürmüş, Peygamber Efendimiz olup bitenleri anlattığında Varaka; "O sana görünen Melek Cebrail (a.s), Allah'ın Musa Peygamber'e de göndermiş olduğu namus'tur..." demişti (Buhari, Bedül-Vahiy, III; Enbiya, 23; Tefsir, Sure, 96; Ta'bir, I; Müslim, İman, 252; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 312, IV,198, VI, 223, 233). Aynı zamanda namus; başkalarının vakıf olamadığı sırra sahip olan diye de açıklanmıştır (Buhari, Enbiya, 23).

Namus kelimesi dilimizde yaygın olarak ırz, iffet, haya, edeb, doğruluk, dürüstlük, itibar, güvenilirlik, ahlaki ölçülere bağlılık, emniyet, şan, şeref, temizlik gibi fazilet ve yüksek değer taşıyan hasletleri ifade etmek için kullanılır. Yunanca asıllı bir kelime olduğu söylenir. Namus kelimesi dilimizde daha çok "utanma duygusu" karşılığında kullanılmaktadır. Bu anlamda Peygamber Efendimiz;" Bütün peygamberlerce söylenegelen bir söz vardır; o da, "utanmazsan istediğini yap" sözüdür" buyurmuştur (Buhari, Enbiya, 54; Edeb, 78; Ebu Davud, Edeb, 6; İbn Mace, Zühd, 17; Malik b. Enes, Muvatta', Sefer, 46; Ahmed b. Hanbel, a.g.e., IV, 121, 122; V, 273). Görüldüğü gibi utanma duygusu her devir ve her millet için geçerlidir.

Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde de namus sözcüğü karşılığında "iffet, haya, mahrem yerini koruyan" vs.. ifadeleri kullanılmış ve bu duygulara sahip olan kimseler övülmüş; bu duyguları çiğneyip saygısızlık edenler ise yerilmişlerdir (el-Enbiya, 21/91; el-Müminun, 23/1-7; et-Tahrim, 66/12; el-Mearir, 70/29-30). Ayrıca, iffetli (namuslu) olmanın ahirete taalluk eden yönü de vardır (el-Ahzab, 33/35).

İslam dininde her vesileyle kişilerin namuslu (dürüst ve iffet sahibi) olmaları istenmiş ve bu konuda kadın-erkek ayırımı yapılmaksızın şöyle buyurulmuştur: Mümin erkeklere söyle; gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah (onların) yaptıklarından şüphesiz haberdardır. Mümin kadınlara da söyle; gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar..." (en-Nur, 24/30-31). Şu halde namuslu olmanın yollarından biri, gözü haramdan korumaktır. Bir diğer yol da meşru evliliktir (en-Nur, 24/32).

İslam dininde kişilerin namus ve şerefini korumaya da büyük önem verilmiş, özellikle dürüst ve namuslu kimselere iftirada bulunmak büyük günah sayılmış ve bu tür davranışlar şöyle yasaklanmıştır: "İffetli kadınlara zina isnad edip de, sonra dört şahid getirmeyenlere seksen değnek vurun; ebediyyen onların şahidliğini kabul etmeyin. İşte onlar yoldan çıkmış kimselerdir" (en-Nur, 24/4). "İffetli, hiç bir şeyden habersiz, mümin kadınlara zina isnad edenler dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Kendi dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarına şahidlik ettikleri gün onlar büyük azaba uğrayacaklardır" (en-Nur, 24/23-24). "Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, bir şey yapmadıkları halde eziyet edenler, bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir" (el-Ahzab, 33/58). İffetli ve hiç bir şeyden haberi olmayan mümine hanımlara iftira atmak, Hz. Peygamber'in hadisinde de helak edici yedi büyük günah arasında sayılmıştır (Müslim, İman,145). Ancak, kişilerin namus ve haysiyetlerini koruyabilmeleri için kendilerinin de gerekli tedbiri almaları istenmiş ve şöyle buyurulmuştur: Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle: (Bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman örtülerini üstlerine alsınlar (vücutlarını örtsünler); onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur..." (el-Ahzab, 33/59).

İffetli ve dürüst olmak, sıhhatli ve kalıcı bir aile yuvasının tesisinde de çok önemli bir faktördür. İşte bunun içindir ki; Kur'an-ı Kerim'de; "Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara yakışırlar. İyi kadınlar iyi erkeklere, iyi erkekler de iyi kadınlara yakışırlar..." buyurulmuştur (en-Nur, 24/26).

Hz. Peygamberde utanma duygusu (haya, namus) ile ilgili olarak şöyle buyurmuşlardır: Allah gerçeği söylemekten sakınmaz (haya etmez)" (Buhari, İlim, 50); Allah'dan gereği gibi haya ediniz" (Tirmizi, Kıyame, 24; Ahmed b. Hanbel a.g.e., I, 387); Îman yetmiş küsür şubedir, haya da imandan bir şubedir" (Müslim, İman, 57, 58); "Utanma duygusu insana hayır getirir (vakar ve sekinet kazandırır)" (Müslim, İman, 60, 61). Ancak, ilmi ve dini konuları sorup öğrenme konusunda utanma olmaması gerektiğini de özellikle belirtmişlerdir (Buhari, İlim, 50). Yine dinimizce bir müslümanın ırzı (namusu), diğerlerine kesinlikle haram kılınmıştır (Ahmed b. Hanbel, a.g.e., III, 491).

Âyet ve hadislerden de anlaşılacağı gibi, utanma duygusu, aynı zamanda inanmış olmanın bir gereğidir. Kişilerin namus, şeref ve haysiyetleri söz konusu olduğundan, bu duyguya sahip çıkmak ve onu yaşatmaya çalışmak çok önemlidir. Çünkü bu duygunun azaldığı veya yok olmaya yüz tuttuğu toplumlar ahlaken dejenere olmaya da yüz tutmuş demektir. Ahlaki çöküntüye uğramış toplumların varlıklarını uzun süre devam ettiremedikleri hususu ise tarihi bir gerçektir.

Ahmet GÜÇ


2-)Kadın, beş vakit namazını kıldığı, namusunu koruduğu ve kocasına itaat ettiği zaman, Cennet'e istediği kapıdan girer. (Hadis-i şerif-Kitab-ül-Metcer-ür-Rabih)

Midesini, namusunu ve iffetini korumak kadar faziletli ibadet yoktur. (Muhammed Bakır)

Ramazan ayı, İslam dininin namusudur. Âşikare oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Bu aya hürmet etmiyen, İslamiyet'in namus perdesini yırtmış olur. (Seyyid Abdülhakim)


3-)Bir toplum içinde ahlak kurallarına karşı beslenen bağlılık.


4-)Dürüstlük, doğruluk.


5-)1. kanun nizam. 2. ar, edep, haya, ırz. 3. temizlik, doğruluk. 4. allah'a yakın olan büyük melek.


6-)Irz, iffet, edeb, haya.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Honor.
İngilizcesi İngilizce
Honour.
İngilizcesi İngilizce
Honesty.
İngilizcesi İngilizce
Decency.
İngilizcesi İngilizce
Purity.
İngilizcesi İngilizce
Virginity.
İngilizcesi İngilizce
Virtue.
İngilizcesi İngilizce
Good name.
İngilizcesi İngilizce
Rectitude.
İngilizcesi İngilizce
Honest.
İngilizcesi İngilizce
İntegrity.
İngilizcesi İngilizce
Probity.
İngilizcesi İngilizce
Uprightness.
İngilizcesi İngilizce
Chastity.

  • Namuslu biri olmak şerefli bir insan olmak demektir
  • Namuslu ol ahlaklı ol
  • Kimsenin Namusuna dil uzatmaya hakkın yok.
  • Yeni gelen çocuk iyi kalpli Namuslu birisiydi.
  • Namuslu bir insan olmak için dürüst olmak gerekir.
  • Halkın can, mal, Namus ve mukaddesatlarına yöneldi ve her türlü tahribatı yapmışlardı.

Sizde içinde Namus kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Namus kelimesi anlamı 361 defa okunmuştur. [242376] Namus kelime anlamı, Namus nedir, Namus ne demek, Namus sözlük anlamı

Paylaş