Nüzul Nedir

Nüzul Nedir ? Nüzul Ne demek ?

1-)NÜZÛL



İnmek” anlamına gelen bir usul-ü tefsir terimi. Allah Teala hakkında hadislerde "yenzilü: İner", Kur'an-ı Kerim'de ise, "cae:(geldi)" ve "ye'ti:(gelir)" lafızları kullanılmaktadır. Şöyle ki:

"Melekler sıra sıra olduğu halde Rabb'in geldi" (el-Fecr, 89/22)

"Onlar, buluttan gölgeler içinde Allah'ın ve meleklerin gelmesini ve işin bitirilmesini bekliyorlar değil mi? Halbuki bütün işler tekrar Allah'a döndürülüp götürülecektir" (el-Bakara, 2/210).

Hadis-i şeriflerde de:"Yenzilürribana ilessemaiddünya..." "Rabbimiz dünya göğüne iner..." buyurulmaktadır (Buhari, Teheccüd, 14; Müslim, Misafirin,168-170; Ebu Davud Sünne,19; Tirmizi, Sala, 211; İbn Mace, İkame, 182; İbn Hanbel, Müsned II, 264, 266).

İbn Hacer (öl. 852/1448) Buhari şerhinde "Nüzul”un ne anlama geldiği konusunda ihtilaf vardır" demektedir.

Kimi, bu sözü hakikat ve zahiri üzere alır ki, bunlar Müşebbihe'dir. Allah onların bu görüşlerinden münezzehtir.

Kimi, nüzul ile ilgili hadislerin sahih olmadıklarını söyler ki, bunlar, Haricilerle, Mutezile'dir.

Kimi, bu hadislere mücmel olarak inanır, onları te'vil etmez ve onları olduğu gibi kabul eder; ancak Allah'ı keyfiyet ve teşbihten de tenzih eder. Selefin cumhuru bu görüştedir.

Kimi, Arap dilinde kullanılan uygun bir tarzda bu hadisleri te'vil eder.

Kimi de tevilde aşırı giderek neredeyse tahrif derecesine varır. (İbn Hacer, Fethu'l Bari, el Matbaatu's-Selefiyye, III, 30).

Ehl-i sünnet alimlerinin meseleye bakışları, diğer fiili sıfatlara bakışları gibidir. Selef tevile dalmazken, müteahhirundan kelamcılar tevil yolunu seçmişlerdir. Meteahhirundan Fahruddin er-Razi (öl. 606/1209), nüzul ile ilgili ayet ve hadisleri naklettikten sonra te'vil gerekçesini özet olarak şöyle anlatır:

Allah, gelip-gitmekten münezzehtir. Çünkü gelip-gitmek, ancak sonradan meydana gelmiş şeyler hakkında geçerlidir. Allah hakkında bunun varlığım kabul etmek, kadim olduğunu reddetmek anlamına gelir.

Bir mekandan başkasına intikal eden varlık, sınırlı bir varlıktır. Allah ise, sınırsızdır.

Allah hakkında gelip gitmeyi kabul edecek olursak Ay ve Güneşin ilah olmadıklarını ispatlayamayız. Nitekim Hz. İbrahim, yıldızların, ay ve güneşin ilah olmadıklarını söylerken, "la uhibbul-afılin"demişti. Ufül'un anlamı, yok olup tekrar geri gelmekten başka bir şey değildir (Razi, Esasu't-Takdis fi ilmil-Kelam, Mısır 1935, s. 102). Razi, ayetlerde Allah hakkında kullanılan "gelme" lafzının ise, yerine göre "Allah'ın azabının gelmesi", "emrinin gelmesi", "rahmetinin gelmesi" gibi anlamlarda olduğunu söyler (a.g.e., s. 110).

Selef alimleri, yukarıda da işaret ettiğimiz gibi bu nassları te'vil etmekten kaçınmışlardır. Onların bu tavırlarını savunan alimler, te'vile sapmış olanlara şiddetle karşı çıkarlar ve te'vilin tahrif anlamına geldini söylerler. Fudayl b. İyaz, şöyle der: "Cehmiyeye mensup biri sana: "Ben yerinden aşağıya inen bir rabbı reddederim” derse, sen de, de ki: Ben de, dilediğini yapan bir Rabba inanıyorum" (Zeynu'd-Din Meri el-Kermi el-Makdisi, Akavilu's-Sikat fi Te'vilil-Esma' ve's-Sıfat, Beyrut 1975, s. 200-201).

İmamul-Haremeynin babası Cüveyni de, te'vile karşı çıkarken şöyle demektedir:

"İstiva'yı, istila; nüzul'ü, emrin inmesi; iki eli, iki nimet, iki kudret olarak te'vil eden şu kelamcılar, Rabb'ın sıfatlarını ancak yaratıkların sıfatlarına uygun şeylerle anlıyorlar. Onlar, Allah'a yaraşır bir istiva'yı, O'na yaraşır bir nüzul'ü, keyfiyet ve teşbihe sapmaksızın Allah'ın azametine yaraşır iki eli anlayamadılar. Bu sebeple kelimelerin yerlerini değiştirip tahrif ettiler. Allah'ın, kendisini ve Peygamberi'nin O'nu onlarla vasıfladığı şeyleri ta'til ettiler

Hiç şüphesiz bizler de, onlar da Allah hakkında Hayat, Semi', Basar, İlim, Kudret, İrade, Kelam gibi sıfatları kabul ediyoruz. Yine hepimiz kesin olarak biliyoruz ki; hayat, semi', basar ve ilimden ancak organlarımızın faaliyeti sonucu ortaya çıkan arazlara aklımız eriyor. Hani şöyle derler: Allah'ın Hayat'ı, İlim, Semi' ve Basar'ı araz değildir. Aksine, Allah'a yaraşır sıfatlardır, biz yaratıklara yaraşır şekilde değil, Allah'ın yücelerde oluşu -fevkiyet- istiva'sı, Nüzulü ve benzeri şeyler de aynen öyledir. Bütün bunlar, kula yaraşan bir hareket ya da bir yerden başkasına intikal keyfiyetiyle olmaksızın, aksine, Allah'ın azamet ve celaline yaraşır şekilde sabit ve malumdurlar. Çünkü Allah'ın sıfatları mücmel olarak ve subut açısından malum, fakat nasıllık ve tarif edilip sınırlarının çizilmesi açısından akılla bilinemezler. İstiva ve Nüzul ile, Semi' ve Basar arasında bir fark yoktur. Hepsi de nassla sabittir. Kelamcıların İstiva ve Nüzul'ü kabul etmekle Allah, yaratıklara benzetilmiş olur savına karşı Selefiler Semi' ve Basar'ı kabul etmekle de Allah yaratıklarına benzetilmiş olmaz mı? Bu da arazla vasıflanışı demek değil midir? derler. Kelamcılar "bunda araz yoktur, aksine, Allah'a yaraşır bir Semi' ve Basar'ı kabul ediyoruz" dediklerinde selefiler; "o zaman biz de: Allah'a yaraşır bir İstiva ve Nüzulü kabul ediyor ve bunu söylüyoruz", derler" (Cüveyni, "İsbatül-İstiva vel-Favkıyye", er-Rasailul- Müniriyye isimli derleme, Beyrut 1970, I, 181-182).

Hanefi ekolünün öncüsü Ebu Hanife'ye, Nüzul hakkında bir soru yönetildiğinde: "Allah, keyfiyetsiz olarak iner" karşılığını vermiştir" (İbnu Ebil-İzz el-Hanefi, Şerhu Akideti't-Tahaviyye, Beyrut 1988, s. 223).

M. Sait ŞİMŞEK


2-)İnme
Örnek:Zavallıyı bir de nüzul örselemiş, sağ kolu ile sağ bacağını işlemez hale getirmişti. R. N. Güntekin


3-)Felç.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Apoplexy, stroke inme.
İngilizcesi İngilizce
Stroke.
Latincesi Latince
Paralysis

Sizde içinde Nüzul kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Nüzul kelimesi anlamı 1070 defa okunmuştur. [242426] Nüzul kelime anlamı, Nüzul nedir, Nüzul ne demek, Nüzul sözlük anlamı

Paylaş