Sahit (Sahid) Nedir

Sahit (Sahid) Nedir ? Sahit (Sahid) Ne demek ?

1-)ŞAHİT (ŞAHİD)



Bir olaya tanık olan ve onu ilgili yerlerde anlatan kişidir. Şahidin olaya tanık olmasına tahammül, ilgili yerde anlatmasına da eda denilir. Şahidin şehadeti adaletin gerçekleşmesine ve hakkın ortaya çıkmasına sebep olduğu için İslam hukukçuları şahitlerde bulunması gereken bir takım şartlar tesbit etmişlerdir. Bu şartlardan bir kısmı doğrudan ayet ve hadise dayanırken, bir kısmı da şahidin doğru söylememe ihtimalini bertaraf etmeye yönelik olmak üzere ictihada dayanır.

Ahitte bulunması gereken şartlar, genel ve özel olmak üzere iki grupta mütalaa edilir;

a- Genel olanlar:

1- Şahit akıl ve baliğ olmalıdır. Bunda İslam hukukçularının ittifak vardır. Dolayısıyla çocuğun, delinin ve sarhoşun şahitliği kabul edilmez. Ancak Ahmed b. Hanbel'den bir rivayete ve İmam Malik'e göre yaralamalarda ve öldürmelerde çocukların birbirlerine karşı şahitlikleri kabul edilir. Ahmed b. Hanbel'den rivayet edilen bir üçüncü görüşe göre ise on bir yaşına gelmiş olan çocukların şahitliği kabul edilir (İbn Kudame, el-Muğni, XII, 28; İbn Rüşd, Bidayetü'lMüctehid, II, 463).

2- Hürriyet: İslam hukukçularının cumhuruna göre şahidin hür olması şarttır (İbn Rüşd, a.g.e., aynı yer).

3- İslam: Bir gayri müslimin müslüman aleyhine şahitlikte bulunması ittifakla caiz değildir. Fakat Hanbelilere göre yolculuk esnasında ve bir Müslümanın bulunmaması halinde vasiyete ait konularda kabul edilebilir. Çünkü bunda bir zaruret vardır (İbn Kudame, a.g.e., XII, 52). Ayrıca Hanefilere göre zimmilerin birbirlerine karşı şahitlikleri dinlerine bağlı olmaları kaydıyla kabul edilir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s) ehl-i kitabın birbirlerine karşı şahitliğine izin vermiştir (Zeylai, Nasbu'r-Raye, IV, 85).

4- Şahidin görür olması gerekir. Bu, Ebu Hanife, Muhammed ve Şafiilere göre şarttır. Çünkü bir kimsenin bir olaydan haberdar olması ve onun haberi ile hüküm verilebilmesi için olayı görmesi lazımdır. Malikilere, Hanbelilere ve Hanefilerden Ebu Yusuf'a göre şayet sesleri tanıyorsa görmeyenlerin şahitliği kabul edilir (Kasani, Bedayiu's-Sanai, VI, 534; İbn Kudame, a.g.e., XII, 62; Zühayli, elFıkhu'l-İslamı ve Edilletüh, Vl, 534).

5- Şahidin konuşabilir olması gerekir. Bu şart Hanefi ve Hanbelilere göredir. İmam Şafıi ve Malikilere göre ise, konuşmayan eğer işaretle meramını ifade edebilirse şahitliği kabul edilir (İbn Kudame, a.g.e., XII, 64).

6- Şahid adil olmalıdır. Buradaki adaletten maksat, fıskın karşılığı olandır. Adaletin çeşitli tarifleri yapılmaktadır. Bunlardan en yaygın olanı: "Büyük günahları işlememek, küçük günahlarda ısrar etmemektir" ve "Hasenesi çok, masiyeti az olandır" şeklindeki tariflerdir. Bunun bir başka şekildeki ifadesi de "hasenatı seyyiatından çok olandır." (el-Mevsıli, el-ihtiyar'li Ta'lıli'l Muhtar, II, 149; Zühayli, a.g.e., VI, 565).

Şahitlikte adalet tüm mezheplerde aşağı yukarı ittifakla aranan bir şarttır. Çünkü bunu bizzat Kur'an-ı Kerim istemektedir. Allah (c.c) bir ayet-i kerimede: "Sizden adalet sahibi iki kişiyi Şahit tutun " buyurmaktadır (Talak, 65/1 ).

İmam Ebu Yusuf'tan gelen bir rivayete göre insanlar arasında mevki sahibi şahsiyetli birisi olması halinde fasıkın şahitliği kabul edilebilir. Çünkü insan fasık olmasına rağmen doğru sözlü olabilir.

Fasık, fıskından vazgeçer ve tevbe ederse, şahitliği kabul edilir. Hanefilere göre bunun bir istisnası vardır; kazif (iffetli bir müslümana zina isnad edip dört şahit getiremeyen ve bu yüzden kazf cezası uygulanan kişi) tevbe etmiş bile olsa, onun şahitliği kabul edilmez. Diğer mezheplerin mensuplarına göre, tevbe ettiği zaman bu suçu işleyenin şahitliği de kabul edilir. bu ihtilaf Nur Suresinin 4. ayetinin farklı yorumundan kaynaklanmaktadır (Zühayli, a.g.e., VI, 567).

Ebu Hanife'ye göre ceza davalarının dışındaki davalarda hasmın talebi olmadan Müslüman olan şahitlerin durumunu araştırmaya gerek yoktur. Zahiri hal onların adaletine delildir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s): "Kazften dolayı ceza görenlerin dışındaki tüm Müslümanlar birbirlerine karşı adildirler” buyurmuştur (Zeylai, Nasbu'r-Raye, IV, 81 ) . Ceza davalarında ise mutlaka şahitlerin durumunu tahkik gerekir. Çünkü bu tür davalar şüphe ile düşerler. Ebu Yusuf ve Muhammed ise her türlü davada hakim açık ve gizli olarak şahitlerin durumunu tahkik etmelidir. Müteahhir* alimler, bu ihtilafın delilden kaynaklanan bir ihtilaf olmayıp zamandan kaynaklandığını, Ebu Hanife döneminin asrı saadete yakınlığından dolayı o günkü Müslümanların daha güvenilir olduklarını, sahibeyn döneminin ise öyle olmadığını söylerler (Serahsi, el-Mebsut, XVI, 113; Kasani, a.g.e., VI, 268; el-Merğınani, 111, 118; Ayni, el-Binaye, VI, 136 vd.).

Bu kabilden olmak üzere içki içmeye devam edenlerin, insanları eğlendirmek için şarkı söyleyenlerin, ölülerin peşinden ücret karşılığı ağıt okuyup ağlayanların, faiz yiyenlerin, kumar oynayanların... şahitlikleri kabul edilmez (el-Mergınani, a.g.e., III, 1223 vd; el-Mevsıli, a.g.e., II, 147 vd).

7-Şahid mürüvvet sahibi olmalıdır. Yani zamanındaki ve muhitindeki insanların beğenmediği, düşüklük saydığı bayağı hareketlerden kaçınmalıdır. Çünkü öyle olmayan kişi gayri ciddi sayılır, meselelere önem vermez. Bu yüzden hukukçular, damlarda kuş uçuran, yolda yürürken bir şeyler yeyip içen, hamama peştemalsiz giren, rast gelen yerlere abdest bozanların.... şahitliklerinin kabul edilmeyeceğini söylemektedirler (el-Merğınani, a.g.e., III, 123; İbn Kudame, a.g.e., XII, 31; el-Mevsıli, a.g.e. II, 148 vd.).

8- Şahitliklerinde töhmet söz konusu olanların birbirleri lehlerine şahitlikleri caiz değildir. Buna göre eşlerin, ebeveyn ve evladın, kardeşlerin birbirleri lehindeki şahitlikleri geçerli değildir. İmam Ebu Yusuf ve İmam Şafii, eşler konusunda diğer imamlara muhalefet etmekte ve bunların birbirleri lehindeki şahitliklerinin kabul edileceğini söylemektedir. Buna göre düşmanların ve hasımların da birbirleri ile ilgili şahitlikleri kabul edilmez (Mevsıli, a.g.e., II, 147; Zühayli, a.g.e. VI, 569).

b- Özel olanlar:

Erkeklerin muttali olabilecekleri konularda sayı: Bundan maksat zina davalarında dört erkek, ceza davalarında iki erkek, hukuk davalarında da bir erkek iki kadının şahitliğinin şart olmasıdır.

Erkeklerin bilemeyeceği ve bakamayacağı yer ve konularda ise sadece kadınların şahitlikleri kabul edilir. Doğum, bakirelik, kadınların üreme organları ile ilgili hastalıklar bu kabildendir. Ancak bu hal ve hususların tesbitinde alimler arasında fikir birliği yoktur. Bazılarının erkekler tarafından biline bilir dedikleri bir meselede diğer bazıları o konunun sadece kadınlar tarafından biline bileceğini söylerler.

Bilginler bu gibi konularda kadın şahitler için de bir sayının şart olup olmadığında değişik görüştedirler. Hanefi ve Hanbelilere göre adil olan tek bir kadının şahitliği yeterlidir. Kadınların şahitliğinin muteber olması için Malikilere göre en az iki, Şafiilere göre de dört tane kadının şahitlik etmesi gerekir (Serahsi, a.g.e., XVI, 112vd.; Kasani, a.g.e., VI, 277-279; el-Mergınani, a.g.e., III, 117; İbn Kudame, XII, 16 vd., Mevsılia.g.e., II, 140-141; Zühayli, a.g.e., VI, 571-572; Fahreddin Atar, İslam Adliye Teşkilatı, 197)

Şahitlik hakların isbatı için en önemli delildir. Şahidin şehadeti ile mallar el değiştirir, insanlar hapse atılırlar, dövülürler hatta öldürülürler. Dolayısıyla şahidin yalan söylememesi, doğruluktan ayrılmaması gerekir. Yalancı şahitlik şüphesiz son derece çirkin ve uhrevi sorumluluğu olan büyük bir günahtır. Hukukçularımız, yalancı şahitler için cezayı sadece ahirete bırakmamışlar, dünyada da bir takım cezalar öngörmüşlerdir. Yalan yere ettikleri şahitlik yüzünden sebep oldukları maddi zararın tazmininin yanı sıra başka cezalar da verilir. Yalancı şahit için genelde belli bir ceza tesbiti yapılmamış, bu tamamen hakimin takdirine bırakılmıştır. İmam Ebu Hanife yalancı şahidin caddelerde teşhir edileceğini, Ebu Yusuf ve Muhammed ise dayak ve hapis cezası ile cezalandırılacaklarını söylerler (Merğinani, a.g.e., III, 132; İbn Kudame, a.g.e., XII, XII, 154;11, 154; ayrıca bkz. Şehadet).

Hüseyin KAYAPINAR


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Sahit (Sahid) kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Sahit (Sahid) kelimesi anlamı 23 defa okunmuştur. [242537] Sahit (Sahid) kelime anlamı, Sahit (Sahid) nedir, Sahit (Sahid) ne demek, Sahit (Sahid) sözlük anlamı

Paylaş