Siccil Nedir

Siccil Nedir ? Siccil Ne demek ?

1-)SİCCÎL



Farsçada taş anlamına gelen "seng" ile çamur ve toprak anlamına gelen "kil"den terkib olunmuş seng-kil şeklinde mürekkeb bir kelime. Arabçada "siccil" şeklinde telaffuz olunmuştur. Çok pişmiş sert kiremit gibi çamurdan taşlaşmış taş demektir. Veya taş ve çamurdan yapılmış taş demektir. Bu kelime Kamus tercemesi Okyanusta şöyle açıklanır: "Siccil, kesek tarzında bir çeşit taşa denir. Ve bu "sengu kil" in arapçalaşmış olanıdır. Bundan murad, kumlu çamur ile, pişmiş olup sonra taşlaşmış olan taştır. Allah Teala'nın; "Onlara, siccilden taşlar atıyorlardı” (el-Fil, 105/4) sözünde geçen siccil bundandır.

Arabça "s.c.l"den türemiş olduğu düşünülünce, siccil; üzerlerinde inecekleri ve isabet edecekleri şahısların isimleri yazılı olan taşlardır. Ayrıca siccil; kafirlerin amel defterlerinin ismi olduğu gibi siccil de azablarının yazıldığı kitabın ismi olduğu ifade edilir. Sanki, yazılmış azab cümlesinden taşlarla azablandırıldılar, demektir. Taşlar ile azab olunacakları, yazılı olan mahfuz kitabın hükümlerindendir. Çünkü Allah bu kitabta azablarını yazdı. Bu takdirde siccil, irsal anlamına gelen iscaldendir. Azab, irsal ile tavsif olunur. "Onların üzerine tufanı gönderdik..." (el-A'raf, 7/133) gibi... Ve ersele aleyhim tayran ebabil. Termihim bi-hicaretin min siccil...

"Yazılı olan azab cümlesinden olarak onlara taşları atmak işin Ebabil kuşlarını gönderdi" demek olur. Böylece siccil kelimesinin manasında azabın kimin tarafından gönderilip yapıldığı da belirtilmiş olur.

Bazı alimler; siccil kelimesinin su ile dolu büyük kova anlamına gelen "es-Secl” kelimesinden türediğini, büyük kovadan dökülen su gibi birbiri ardınca şiddetle atılan taşlar manasında bir istiare olduğunu söylemişlerdir.

Siccil, dünya semasına da isim olarak verilmiştir. Ayrıca Cehennemde bir vadinin ismidir ve bu sebeple Cehennemin taşlarına da siccil denilir.

Yemen'de Habeşistan hükümdarı adına vali olan Ebrehe, Ka'be'yi yıkmak için bir iri fil önünde ve 12 fil de arkasında olmak üzere büyük bir orduyla hareket etmişti. Mekke'ye bir konaklık mesafede bulunan Muğammes'e gelince, Allah Teala, onların üzerine bölük bölük bir takım kuşlar (Ebabil kuşları) sevketti. Her bir kuş biri gagasında, ikisi de ayaklarında olmak üzere taşıdıkları nohut kadar büyüklüğünde taşları -ki bunlar siccil-çamurdan pişmiş çok sert taşlar idi bunların üzerine attılar. Atılan taşların her biri bir kafire isabet edip başından girip ötesinden çıkarak onu helak ederdi. Cenab-ı Allah, kiremitten daha sert çamurdan pişmiş taşları (siccil'i) Ebabil kuşlarına attırması neticesinde onların bedenlerinin delik deşik edilerek kırılıp serilişlerini "asfı me'kül" (yenmiş ekine) yani hayvanlar ve böcekler tarafından yenip çiğnenmiş, lime lime olup özleri çekilmiş ekin ve yapraklara benzetmiştir. Fillerine ve askerlerinin çokluğuna güvenerek önlerinde kendilerine karşı duracak bir kuvvet göremeyerek Beytullah'ı yıkmaya gelen zalim ve mağrur bir orduyu Cenab-ı Hakk bu suretle helak eylemiştir.

Allah'ın fevkalade ve ibret dolu olan bu fiilini (işirü) bayağı bir hadise olarak gösteren Ebabil kuşlarını, sinek; siccili de cüderi (çiçek hastalığı) mikroplarıyla te'vil eden, Ebsbil kuşlarını ve siccil'i, karinesiz ve gerekçesiz bir şekilde te'vil edenler olmuştur (Muhammed Abduh, Tefsiru cüz'i amme). Ama genelde bu izah İslam alimleri tarafından reddedilmiştir. Fil süresi Mekkede nazil olmuş ve Rasulullah (s.a.s) de, kendisine, "Allah'a iftira ediyor, Kur'an'ı kendi uydurdu, sahir, mecnun, şair; Kur'an evvelkilerin masallarıdır (esatirül-evvelin)'' diyen düşmanları karşısında okumuştur. Rasulüllah'ın karşısında bu vak'ayı müşahede etmiş pek çok yaşlı kimse de hayatta bulunuyordu. Eğer bir takım sürü sürü kuşların Ebrehe ordusu üzerine attıkları bu taşlar ve onların bu sebeple helak olmaları, yalan veya nakledilişi zayıf olsaydı, bu hadiseyi görmüş olan Hz. Peygamber'in düşmanları; "Hayır, yalan söylüyorsun, böyle bir şey olmadı!" diye karşı çıkarlardı. Asla böyle diyen ve karşı çıkan olmadı. Fil süresinde anlatılan ve tarihlerde Fil vak'ası diye anılan bu olay Peygamberimizin doğumundan 50 gün önce vuku bulmuştur. O halde bu vak'a Peygamberimizin irhaslarındandır. O'nun dünyaya geleceğine ve bi'setine bir hazırlık ve onun şeref ve büyüklüğüne bir işaret idi.

Rivayetlerde bu taşların mercimek veya nohut kadar, mercimekten büyük, nohuttan küçük veya fındık kadar olduğu belirtilmiştir (İbn Kesir, Tefsir, V, 551; Elmalılı, Hak Dini, IX, 6106).

Ebrehe'nin ordusu üzerine gönderilen kuşların bireri ağzında, ikisi de ayaklarında olmak üzere üçer taş taşıdıkları ve kime isabet ettiyse başından girip ötesinden çıktığı ve o şahsı, yenik ekin gibi, delik deşik ettiği nakledilmiştir (Elmalılı, a.g.e., IX, 6106).

Ebu Nuaym'ın Nevfel b. Ebi Muaviye ed-Deylemi'den rivayet ettiğine göre demiştir ki:

"Ben ashab-ı file atılan taşları gördüm. Nohut kadar ve mercimekten büyük, bir sırça kırığıyla ayrılmış, sanki bir zafar boncuğu gibi idi" der.

İbn Abbas ise fındık büyüklüğünde olduğunu söyler. İbn Merdüye'nin rivayetinde koyun gübresi kadar olduğu söylenir.

Keşşaf Tefsirinde, İbn Abbas'ın bu taşlardan birazını Ümmü Hani'nin evinde bir ölçek kadar, zafar boncuğu gibi bir kırmızılıkta olarak görmüş olduğunu bildirir (Elmalılı, a.g.e., 6106-6107).

Allah Teala, Fil vak'asından yüzlerce sene önce Lüt kavmini helak ederken "siccil"i onların üzerine de attırmıştı.

Allah Teala, iman etmedikleri ve livata (homoseksüellik) gibi çok kötü ahlaksızlık ve hayasızlığı terk etmedikleri için Lut (a.s)'ın kavmini helak edişini Kur'an-ı Kerim'de şöyle anlatır:

"Azab emrimiz gelince onların memleketinin altını üstüne çevirdik ve tepelerine çamurdan pişirilmiş, istif edilmiş (siccilin mendud) yağdırdık ki, bunlar Rabbi'nin katında hep damgalanmışlardı (her taşın nereye ve kime isabet edeceği takdir olunmuştur. Onlar (o taşlar ve memleketler) zalimlerden uzak değildir" (Hud, 11/82-83). Böyle hadiseler tabiatta gelişigüzel meydana gelen ve rastgele tesadüf edilen olaylar değildir.

Yüce Allah'ın ahlaksız ve kötülere dilediği vakit vereceği siccil yağdırması gibi çeşitli şekillerde vukua gelen musibet ve azabları vardır. Lut kavmine gönderilen bu taş (siccil) azabı Hicr süresinde bazı açıklayıcı açılardan tekrarlanarak bunda fikir ve firaseti bulunanlar ve aklı başında olanlar ve müminler için ibret ve dersler olduğu zikredilmiştir (el-Hicr, 15/73-77).

Muhiddin BAĞÇECİ


2-)Kumlu çamurun taşlaşmış hali. Kumlu çamurdan terekküb ve tahaccür etmiş taş.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

  • Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, İsrail ordusunun"Bulut Sütunu"na karşı,"Siccil Taşı"adını verdikleri misilleme kapsamında, İsrail’e çok sayıda füzeyle cevap verdi.

Sizde içinde Siccil kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Siccil kelimesi anlamı 356 defa okunmuştur. [242623] Siccil kelime anlamı, Siccil nedir, Siccil ne demek, Siccil sözlük anlamı

Paylaş