Sikke Nedir

Sikke Nedir ? Sikke Ne demek ?

1-)Alm. Münze (f), Geldstück (n), Fr. Monnaie, pièce (f), İng. Coin. Değeri devletçe garanti altına alınmış, üzeri hakkedilmiş metal parçası, madeni para. Devletin damgasını taşıdığı ve belli ölçüsü olduğundan alışverişte kolaylık ve itimat sağlar. Tarihi araştırmalar sonucu elde edilen sikkelerin en eskisi M.Ö. 8. asırda Anadolu’da Lidyalıların kullandıklarıdır. Bundan önce basılan sikkelerden bugüne kadar ele geçen olmamıştır. Zira ilk insan ve ilk peygamber hazret-i Âdem zamanında altın üzerine para basılmış ve maden ocakları işletilmişti.

Tarihin muhtelif devirlerinde, devletler tarafından altın, gümüş ve bazı madenlerden sikkeler, dövmek suretiyle basılmış ve para olarak kullanılmıştır. Ticaret şehirlerinde kısa zamanda kullanılmaya başlayan sikkeler, darb sanatının ilerlemesine sebep olmuştur. Bu sanat M.Ö. 5. yüzyıldan itibaren en yüksek seviyesine çıkmış ve sanatkarları da isimlerini sikkelere koymaya başlamışlardır. Muhtelif devirlerde kullanılan sikkelerden elde edilenler, yalnız arkeolojik değerden başka, önemli bilgileri de ihtiva etmesi bakımından çok önemlidir. Sikkeler kullanıldıkları zamanların iktisadi ve kronoloji alanlarının aynaları gibidir. Şehirlerin, devletlerin zenginliklerini ve durumlarını aksettirirler. Ayrıca belli bir sikkenin yayılma alanı, çıkaran ülkenin hakimiyet sahalarını işaret eder. Arap gümüş sikkelerinin İskandinavya’da bulunması, Abbasiler zamanında Müslümanların buraya kadar geldiklerini gösterir. Aynı zamanda bu derece yaygın olan sikkelerin, milletlerarası bir değer kazanarak kullanıldığının da alametidir.

Sikkelerin üzerindeki motifler, şekiller, portreler, yazılar bunların kimlerin zamanında basıldığını gösterir. Ayrıca insanların inançlarını, sanatlarını ortaya koyması bakımından da önemlidir.

İslamiyetin ilk zamanlarında, Peygamberimizin sağlığında sikke basılmamış, Araplar arasında daha önceden de kullanılan paralardan istifade edilmiştir. Ömer radıyallahü anh zamanında, Suriye’nin fethinden sonra, ilk defa İslamiyette sikke bastırılmıştır. On dört kırat olan bu paraların yüzlerine, kufi yazısıyla yazılar yazılmıştı. İslam ülkelerinde tedavül eden, kullanılan Bizans paralarının üzerine propaganda maksatlı yazılar yazılması üzerine Halife Abdülmelik bin Mervan zamanında, üzerinde “La ilahe illallah vahdehu Muhammedün Resulullah” yazılı altın sikkeler kestirilerek, Bizanslıların istismarı önlendi. Abdullah ibni Zübeyr’in hilafeti zamanında, Mekke’de sikke bastırılarak bunların şekil ve nakışı bir intizama kondu.

Diğer İslam devletlerinde değişik sikkeler bastırıldı. Sikke kestirmek, hükümdarlık alameti sayıldı. Osmanlılarda ise, ilk sikkeyi bastıran padişahın Osman Gazi olduğu kabul edilmektedir. Bu gümüş sikke, 15 mm çapında ve 0,68 gr ağırlığındaydı. Basıldığı yer ve tarih belli olmayan bu sikkenin yüzünde “Darebe Osman bin Ertuğrul” ibaresi yazılıydı. Elde mevcut diğer en eski Osmanlı sikkesi ikinci Osmanlı padişahı Orhan Gazi tarafından bastırılmıştır. Bu gümüş sikke, Orhan Gazinin cülusunun üçüncü yılında Bursa’da basılmış ve “beyaz sikke” demek olan akçe tabiri kullanılmıştır (Bkz. Akçe). Bu Osmanlı akçesinin bir tarafında “La ilahe illallah Muhammedün Resulullah” ibaresiyle etrafında Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali’nin (radıyallahü anhüm) isimleri, diğer tarafında ise, Orhan bin Osman yazılıydı. Ayrıca Osmanlıların mensup olduğu Kayı boyunun damgası da bulunuyordu. Orhan Gaziden sonra yeniden kesilen sikkelere, ait olduğu devletin kurucusu Osmani kelimesi eklenerek Akçe-i Osmani veya daha çok Osmani ismi kullanılmaya başlanmıştır. Fatih Sultan Mehmed Han zamanına kadar, kullanılan bu tür sikkelerin yanında ilk defa altın olanı bastırıldı ve Sultani adıyla anıldı. Pul, fels, mangır gibi adlarla anılan bakır paralar Sultan Birinci Murad Han zamanında kesilmeye başlanmıştır.

Mevlevilerin başlarına giydikleri serpuşa da sikke denir. Bunlar dövme yünden yirmi beş-otuz santim boyunda deve tüyü renginde olurdu. Bu sikkeler daha ziyade Konya ve Bursa’da yapılırdı.


2-)SİKKE



Para üzerine vurulan damga veya kısaca madeni para, akçe.

En yaygın anlamıyla sikke, kıymeti devletin resmi damgasıyla teminat altına alınan madeni para demektir. Sikke; arapça, akçe üzerine darb olunan nakış, damga; yol, sokak ve Mevlevi külahı manalarını taşır. Osmanlılarda bu kelime hem damga, hem de akçe şeklinde kullanılmıştır. Sikke, M.Ö.B. asırda Anadolu'da Lidyalılar tarafından kullanılmaya başlanmıştır (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, III, 214).

İslamiyetten önce Araplar İran, Roma, Bizans ve Güney Arabistan sikkeleri kullanmışlardı. Araplar bir miskal gümüşe "dirhem", altına "dinar", bakıra da "fels" diyorlardı. İslamiyetin ilk yıllarında sikke basılmamış, o zamana kadar. Araplar arasında tedavülde bulunan sikkeler kullanılmıştı. Halife Hz. Ömer (r.a) devrinde İran sikkeleri değiştirilmemiş, ancak İslam dünyası sınırları içinde bulunan emir ve valiler, bazı küçük değişiklikler ve ilaveler yapmak suretiyle sikke kestirmişlerdi. O devirde bir dinar; 12 dirhem değerinde idi. Hz. Ali devrinde bir dinar; 10 dirhem değerine düşmüştü. Emeviler devrinde Muaviye b. Ebi Süfyan, hilafeti sırasında Sasani sikkelerindeki hükümdarın adını çıkarıp kendi adını kazdırttı. Diğer emir ve valiler de Muaviye'nin izni üzerine kendi adlarını sikkelerin üzerine kazıdılar. Ayrıca Muaviye, bastırdığı dinarların üzerine, kılıç kuşanmış tasvirini koydurttu (İbrahim Artuk, İA "Sikke" mad.)

Abbasiler devrinde para üzerine isim ve yazı yazma adeti devam etmiştir. Anadolu Selçukluları zamanında Bizans ve İslam memleketlerine ait sikkeler Anadolu'da geçmekteydi. Selçukluların iktisadi yükselişlerine orantılı olarak gümüş ve altın paralar basılmış ve ayarlarının yüksekliği dolayısıyla Anadolu dinar ve dirhemleri yabancı ülkelerde aranır olmuştu. Anadolu Beylikleri devrinde bu paraların ülke dışına çıkması yasaklanmıştı. Anadolu Selçukluları'nın ilk altın sikkesi II. İzzeddin Kılıç Arslan zamanında basılmıştır (Artuk, a.g.m., İA)

Araplardan İslam devletlerine, sonradan da Selçuklulara anane yoluyla intikal etmiş olan altın ve gümüş sikkeler (dinar ve dirhem), aynen Osmanlı devletine geçmiştir. Osmanlılar da bunların tiplerini taklit etmek suretiyle sikke bastırmışlardır (Ziya Karamursal, Osmanlı Mali Tarihi Hakkında Tetkikler, Ankara 1940, s. 208).

Osmanlılarda ilk sikke Osman Gazi devrinde kestirilmiştir. Orhan Gazi devrinde de tahta geçişinin üçüncü yılına rastlayan 727/1327'de hükümdarlık alametinden olarak Bursa'da ikinci Sikke kestirilmiştir. Bu gümüş sikkenin bir tarafında kelime-i şehadet ile İslam'ın ilk dört halifesinin isimleri; diğer yüzünde ise Orhan b. Osman yazısıyla basıldığı yeri gösteren Bursa ismi ve daha altında da siyakat ile üç rakamı, kenarlarında da paranın basıldığı tarih olan 727 rakamı ve Osmanlıların mensup oldukları Kayı boyu damgası da en üstte yer almaktadır.

Halil Edhem, sikke üzerinde siyakat ile yazılmış üç rakamının Orhan Gazi'nin üçüncü saltanat yılını gösterdiğini kaydeder (H. Edhem, Meskukat-ı Osmaniyye, İstanbul 1334, I, 3).

I. Murad devrinde basılan sikkelerde darb yeri konulmamıştı. Yıldırım Bayezid zamanında basılan gümüş ve bakır sikkelerinde de darb yeri yoksa da tarih mevcuttu. Bu devirde devletin altın sikkesi yoktu. Venedik Cumhuriyeti'nin altın dukası kullanılıyordu. Bu altın 40 akçe değerinde idi (Artuk, a.g.m., İA, X, 631). Yıldırım Bayezid devrinde basılan sikkelere "Osmani" veya "Sikke-i Osmani" adı verilmişti (Karamursal, a.g.e., s. 208).

Fetret devrinde Musa Çelebi Edirne'de 813/1410'da kendi adına sikke bastırmıştır. Çelebi Sultan Mehmed devrinde ise Amasya, Ayasluğ, Bursa, Edirne ve Serez şehirlerinde akçe basılmıştır. II. Murad zamanında sikke basılan şehir sayısı daha da artmıştı. Bu devirde Bursa'da basılan mangırda Murad adının altında, Osmanlıların Kayı boyundan geldiğini gösteren bir damga mevcuttur. Fatih devrinde ilk altın 882/1477'de basılmıştı. II. Bayezid zamanında da aynı tarzda sikkeler basıldı. Daha sonraki padişahlar döneminde sikke basımı, darbhaneleri ve miktarları açısından giderek artmıştır (Artuk, a.g.m., İA.).

Sikkelerin basıldığı yere, önceleri "sikkehane", daha sonraları da "darbhane" denilmiştir. Para ve madalya kalıbı yapana "sikkeken" adı verilirdi. Bunların hazırladığı kalıplar gerekli işlemlerden sonra "teksirhane"ye verilir, orada çoğaltılan kalıplarla para ve madalya basılırdı (Pakalın, a.g.e., III, 220-221).

Bütün bunların dışında sikke aynı zamanda Mevlevi külahı anlamına da gelmektedir. Mevlevi dervişlerinin başlarına giydikleri deve tüyü renginde, üstü daha darca ve yuvarlakça, silindir şeklinde, iki katlı keçe külahına "sikke" denmekteydi. Bu "Külahı Mevlevi" adı verilen sikkeler, Konya ve Bursa'da yapılırdı. Bu sikkeyi giyenlere "sikkepuş" denirdi. Mevlevi tarikatına yeni giren bir kişinin başına sikke giydirilirken, yapılan duaya ve getirilen tekbire de "sikke tekbiri" adı verilirdi.

Mefail HIZLI


3-)Madeni para.


4-)Madeni paralara vurulan damga.


5-)Hayvanları bağlamak için yere çakılan demir veya ağaç kazık.


6-)Mevlevi dervişlerinin giydikleri yüksek ve tepesi düz keçe külah.


7-)Bk. maden para


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Coin.
İngilizcesi İngilizce
Specie.
İngilizcesi İngilizce
Coined money.
İngilizcesi İngilizce
Hard money.

  • Ortaçağ'dan kalma Sikke bulundu Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkilileri, Koruma Kurulu'nun gözetiminde yapılan çalışmanın ardından ortaya çıkacak sonuca göre, tarihi cami için proje hazırlanacağını söyledi.

Sizde içinde Sikke kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Sikke kelimesi anlamı 168 defa okunmuştur. [240256] Sikke kelime anlamı, Sikke nedir, Sikke ne demek, Sikke sözlük anlamı

Paylaş