Sıfat-I Sübutıyye Nedir

Sıfat-I Sübutıyye Nedir ? Sıfat-I Sübutıyye Ne demek ?

1-)

Yüce Allah'ın zatının gereği olan ve bu zattan ayrılmayan, ezeli ve ebedi olan vacib sıfatlar. Bu sıfatların hepsi Kur'an ayetleriyle sabit oldukları ve bu ayetlerden çıkarıldıkları için ve varlıkları Yüce Allah'ın zatında isbat edilmiş olduğu için, "sübuti sıfatlar" diye isimlendirilmişlerdir. Yüce Allah bu sıfatlarla ta ezelde vasıflanmış idi. Bu sıfatların hiç biri sonradan kazanılmış (hadis) sıfatlardan değildir. Bunların da her biri Yüce Allah'ın zatıyla kaimdir. O'nun Yüce zatı ve varlığı düşünülmeden bu sıfatlardan bahsetmek de mümkün olmaz. Bu sıfat-ı sübutiyye şunlardır:

1. Hayat Sıfatı: Yüce Allah'ın diri, canlı ve ezeli bir hayat ile hayat sahibi olması demektir. Bunun zıddı olan ölü ve cansız olmak, Allah hakkında düşünülemez, mümteni'dir. Allahu Teala'nın bu sıfatına işaret eden pek çok ayet vardır. Mesela: "Ölümsüz, diri olan Allah'a güven ve O'nu tesbih et!..." diye buyurulmaktadır (Furkan, 25/58).

Her şeye can veren, ölü gibi görünen toprağa, kuru sanılan ağaçlara can, hayat ve tazelik veren Allahu Teala'dır. Bütün canlıların hayatı sonradandır ve Yüce Allah'ın yaratmasıyladır. Halbuki Yüce. Allah'ın "Hayat" sıfatı da; zatı gibi kadimdir, ezeli ve ebedidir; zatından ayrılmayan, zatı ile var olan vacib bir sıfattır. Zira hayat olmadan diğer sıfatları düşünmek, onlarla Allah'ı vasıflandırmak abes olur. Bu bakımdan sübuti sıfatların ilki "hayat" sıfatıdır.

2. İlim Sıfatı: Allahu Teala'nın ezeli ilmiyle her şeyi bilmesi demektir. O'nun ilmi, kainattaki her şeyi kuşatmıştır. Evrendeki hiç bir şey O'nun ilminin dışında meydana gelemez. Olmuşu, olmakta olanı ve olacağı gerek küll halinde (genel kurallarıyla); gerekse ayrı ayrı, hepsini bilir. O'nun ezeli olan ilim sıfatıyla muttasıf olduğunu gösteren pek çok ayet-i kerime vardır:

"İçinizde (sinelerinizde) olanı gizleseniz de açıklasanız da Allah onu bilir. Göklerde olanları da yerde olanları da bilir..." (Alu İmran, 3/29).

Şu halde Allah'ın ilmi gizli açık her şeyi kuşatmıştır. Kalblerimizden geçenler de O'na malumdur. Bütün gayb alemi, bizim sınırlı ve sonradan kazanılma bilgimizin ulaşamadığı o alem, Allah'ın bilgisi dahilindedir. O'nun ilmi, zatı ile kaim olan, ezeli ve ebedi, bilinenlerle değişmeyen bir ilimdir. Kulların ilmi gibi kazanılmış, sonradan elde edilmiş bir ilim değildir.

3. İrade Sıfatı: Yüce Allah'ın istediğini dileyip tercih etmesi demektir. Yani O'nun, bir işin şöyle olmasını değil de, böyle olmasını veya böyle olmasını değil de, şöyle olmasını dilemesi, dilediği gibi tayin ve tahsis etmesidir. Evrende olmuş ne varsa, hepsi O'nun dilemesi, iradesi ile olmuştur. O'nun iradesi ve isteği dışında hiç bir şey var veya yok olamaz. Cenab-ı Hakk'ın "irade" sıfatı, mümkün veya caiz olan şeylere tealluk eder. O'nun iradesi o şeyin olması veya olmaması şıklarından birini tercih eder. Tercih ettiği cihete iradesini tealluk ettirince, o şey de ya hemen oluverir veya olmamasını tercih etmiş ise, o şey olmaz, yok olur.

Bu anlamda Yüce Allah'ın iradesini iki şekilde anlamak kabıldir:

a) Tekvini (kevni) irade: Bu iradeye "meşiyyet" de denir ki; bütün yaratılmışlara şamildir. Bir şeye tealluk edince, o şey olmamazlık edemez, her halde vuku bulur. Bu anlamda Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: "Birleyin olmasını istediğimiz zaman, sözümüz ona sadece "ol!" demektir ve o hemen oluverir" (en-Nahl, 16/40).

b) Teşrii (dini) irade: Bu irade Cenab-ı Hakk'ın muhabbet ve rızası demektir ki; bu manada irade ettiği şeyin herhalde meydana gelmesi vacib değildir. Çünkü kulların işleriyle ilgilidir. Bu manada Yüce Allah; "...Allah size kolaylık murat eder, zorluk istemez" buyuruyor (el-Bakara, 2/185). Bunun anlamı "şayet siz kullar, Allah'ın rıza ve mühabbetinin hilafına zorluk, kötülük, isterseniz; kendisi bunları istemediği dilemediği halde, siz istediğiniz için yaratır; zorluğa ve kötülüğe rızası yoktur" demektir.

4. Kudret Sıfatı: Allah Teala'nın bütün mümkünata gücünün yetmesi, her türlü tasarrufta bulunması demektir. İradesiyle bütün mümkünatı kuşattığı gibi, kudretiyle irade ettiklerini bir fiil meydana getirerek, yaratarak bunlara Kadir olur. Allah Teala'nın nihayetsiz, bitmek tüKerimek bilmeyen kudreti vardır. Bu sıfat da diğerleri gibi ezeli ve ebedidir. Ezeli olan bu kudret sıfatıyla, her hangi bir şeyi dilediği gibi yapmaya Kadirdir. O'nun kudretinin erişemeyeceği, bu kudretin dışında kalan hiç bir şey yoktur. Nitekim Yüce Allah; "Muhakkak ki, Allah her şeye kadirdir, gücü yetendir" buyurmaktadır (el-Bakara, 2/20).

5. Basar Sıfatı: Cenab-ı Hakk'ın görmesi demektir. O her türlü vasıta, organ ve bağıntılar olmaksızın her şeyi görür. O'nun görmesi, göz gibi bir organa, ışığa, uzaklığa ve yakınlığa bağlı değildir. Yüce Allah'ın görme sıfatı da ezelidir, sonradan olma değildir. Bu sıfat da bütün mevcudata, görmek şanından olan her şeye tealluk eder. O'nun görmeşinin dışında kalan hiç bir mahluk yoktur. İnsanın görmesi sınırlıdır, görme organından mahrum olanlar göremezler: Ayrıca aydınlık, karanlık, uzaklık, yakınlık ve daha dünyadaki nice olay, görmeye veya görmemeye etki etmektedir. Allah Teala'nın görmesi hiç bir şeyden etkilenmez. Bu sıfatla ilgili Kur'an-ı Kerim'de yüzlerce ayet yer almaktadır. Mesela; Bakara süresi 233. ayet mealen şöyle son bulmaktadır:" ... Biliniz ki, Allah, şüphesiz yaptıklarınızı görür ".

6. Semi' Sıfatı: Yüce Allah'ın işitmesi, duyması demektir. O bu sıfatla ezelde muttasıftır. O, her çeşit, her kuvvette ve zayıflıktaki sesleri işitir, duyar. İşitilmek şanından olan her şeyi işitir. Allahu Teala'nın işitip duyması, kulların işitmesi gibi, bir takım kayıt ve şartlara, vasıtalara ve organlara bağlı değildir. O, işitilmek şanından olan her şeyi, en gizli ve pek hafif sesleri, fısıltıları bile duyar. Özellikle kullarının dualarını, zikirlerini, gizli ve aşikar niyazlarıyla yalvarışlarını işitir, kabul eder ve mükafatlandırır. Bu sıfatla ilgili pek çok ayet vardır, ekserisi görmek sıfatıyla beraber yer almaktadır. Mesela; Nisa suresi 134. ayet mealen şöyle nihayet bulur: "...Allah işitir ve görür".

7. Kelam Sıfatı. Yüce Allah'ın söylemesi ve konuşması demektir. O, harf ve seslere muhtaç olmadan konuşur ve söyler. Allahın "Kelam" sıfatı, ezeli ve ebedidir; yüce zatı için vacib olan sıfattır. O'nun dilsiz olması, konuşamaması düşünülemez. İşte yüce Rabbimiz bu sıfatıyla peygamberlerine söylemiş, emirler vermiştir. Kitablarını ve şeriatini bu kadim kelamıyla bildirmiştir. O, kelamını dilediği zaman, kendi zatına ve şanına layık bir şekilde meleklerine bildirir, işittirir ve anlatır. Bunu yaparken harflere, seslere, hecelere ve kitabete (yazıya) muhtaç değildir. Yüce Allah'ın dilediği şeyleri, emir ve yasaklarını peygamberlerine ya Cebrail vasıtasıyla veyahut doğrudan doğruya vahy ve ilham etmiş olması da bu "kelam" sıfatının bir tecellisidir. Cenab-ı Hakk'ın, peygamberleriyle tekellüm ettiğini (konuştuğunu) gösteren ayetler vardır. Mesela; Cenab-ı Allah mealen şöyle buyurmaktadır: "Allah Musa'ya hitabetti" veya "Âllah, Musa'ya da hitab ile konuştu" (en-Nisa, 4/164). Ayrıca Bakara suresi 253. ayette de şöyle buyurulmuştur:" ... Onlardan Allah'ın kendilerine hitab ettiği (konuştuğu), derecelerle yükselttikleri kimseler vardır..."

8. Tekvin Sıfatı: Allah Teala'nın bilfiil yaratması, yoktan var etmesi demektir. Allah'ın bu sıfatı ezelidir. Tekvin sıfatı da diğer sıfatları gibi, O'nun yüce zatıyla kaim ve O'nun hakkında vacib olan sübuti sıfatlarından biridir. Tekvin sıfatı, irade sıfatının muktezasına göre, mümkünata tesir eder, yaratır ve icad eder. Nitekim Allah Teala mealen şöyle buyurur: "Bir şeyi dilediği zaman, O'nun buyruğu, sadece o şeye "ol!" demektir ve o hemen oluverir" (Yasin, 36/82). İşte bütün bu kainatın ve içindeki varlıkların yaratanı, icad edeni, Yüce Allah'tır. Bunları varedip etmemeye muktedir olan (gücü yeten) Allah Teala, "İrade" sıfatıyla ezeli ilmine uygun olarak var olmasını, icad edilmesini irade buyurmuş (dilemiş) ve Tekvin sıfatıyla yaratıp icad eylemiştir.

Yüce Allah'ın alemleri yaratmak, rızık vermek, nimetler ihsan etmek, yaşatmak, öldürmek, diriltmek, azab etmek, mükafatlandırmak gibi bütün fiilleri Tekvin sıfatına racidir, yani Tekvin sıfatının tealluklarının başka başka olmasıyla bu isimleri alır. İşte Tekvin sıfatının bütün bu tealluklarına "sıfat-ı fiiliyye" de denir.

Allahü Teala'nın yüce zatına mahsustur. O'nun yüce zatı için vacib olan sıfatların hepsi, görüldüğü gibi, ayetlerle sabit olduğundan, bütün İslam alimleri arasında bu konuda ittifak vardır. O'nun bu sıfatlarla ezelde muttasıf olduğunda şüphe yoktur.

Yukarıda da ifade edildiği üzere, Yüce Allah, zatında, sıfatlarında, işlerinde, fiillerinde bir tekdir; O'nun eşi, ortağı ve benzeri yoktur. O'nun sıfatları ve işleri de yüce zatına mahsustur. O'nun yüce zatı ve varlığı kabul edilip tasdik edilmeden, yukarıda sayılıp açıklanan sıfatlardan ve O'nun güzel isimlerinden sözetmek de mümkün olamaz. Zira bu sıfatlar ve isimler, O'nun yüce zatının ve varlığının zorunlu bir gereğidir. Ne bu zat, bu sıfatlarsız; ne de bu sıfatlar, bu zatsız olur. Yine dikkat edilecek olursa, bu sıfatların her biri açık ve seçik olarak Kur'an ayetlerine dayanmaktadır. Yani, bizzat Yüce Allah, kendisini bu sıfatlarla vasıflandırmıştır. Böylece O'na olan inancımız daha da kuvvetlenmektedir. Çünkü bu sıfatlarıyla O'nu daha iyi anlıyabiliyoruz. Yoksa O'nu her hangi bir şeye haşa benzetmek gibi bir gaye için asla değildir. Bütün bu sıfatlar O'nun yüce zatına yaraşır bir tarzdadır. Biz bütün bu sıfatların asıllarına iman ederiz; fakat keyfiyetlerine, nasıl ve nice olduklarına dair her hangi bir şekilde söz söylemeyiz. Bu konuda söz etmeye de bilgilerimiz yeterli değildir.

 


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Sıfat-I Sübutıyye kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Sıfat-I Sübutıyye kelimesi anlamı 13 defa okunmuştur. [244482] Sıfat-I Sübutıyye kelime anlamı, Sıfat-I Sübutıyye nedir, Sıfat-I Sübutıyye ne demek, Sıfat-I Sübutıyye sözlük anlamı

Paylaş