Tan Nedir

Tan Nedir ? Tan Ne demek ?

1-)Güneş batınca gökyüzünde batış ufku üzerinde önce kırmızılık meydana gelir. Bu renk gittikçe zayıflar, incelir. Fark edilmez olur. Sonra hafif sarımsı bir renk çıkar. Sarı renk de kaybolurken gayet hafif bir beyazlık hasıl olur. Beyazlık mevsime göre 10 ila 20 dakika kadar durduktan sonra kaybolur ve koyu bir siyahlık çöker. Güneş ufkun altına 17 derece inince kırmızılık, 19 derece inince de beyazlık kaybolur. Sabahları güneş doğmadan önce de bunun tersi olur. Güneş ufka 19 derece yaklaşınca beyazlık doğar. 18 derecede beyazlık ufuk boyunca yayılır. 17 derecede de kırmızılık görülür. Tan olayı esnasında güneşin ufuk altına 18 derece yaklaştığı an Astronomik Tan, 12 derece yaklaştığı an Notik (Nautic) Tan, 10 derece yaklaştığı an Rasat Tanı, 6 derece yaklaştığı an Sivil (Civil) Tan adını alır. Notik Tan sırasında bütün parlak yıldızlar görülür. Rasat Tanında ise ufuk da bellidir, yer ve zaman tayini gözlemleri kolayca yapılabilir. Sivil Tan sırasında ise hava aydınlanır ve yıldızların çoğu kaybolur.

Atmosferdeki toz molekülleri, azot, oksijen ve diğer gaz iyonları ve atmosferin üst tabakalarındaki yoğunluğu çok az olan hava, tan olayına sebep olmaktadır.

Güneş ışığının yanısıra güneşten gelen gaz iyonları da yerküresini çevirip, koruyan manyetik kalkana çarpar ve atomlar parçalanır. Protonlar (pozitif yüklü tanecikler) bir yöne, elektronlar (negatif yüklü zerrecikler) diğer bir yöne gider. Zaman zaman bunlardan bazıları bu kalkanı aşarak bir mıknatıs olan yerküresinin manyetik kutuplarına doğru çekilirler.

Bu arada atmosferdeki mevcut gaz iyonlarına çarparak enerjilerinin bir kısmını ışık enerjisi olarak saçarlar. Böylece tan dışında da geceleyin gökyüzünde kutuplar civarında parlak ışıklar görünür. Bu olayın tana da tesiri olduğu sanılmaktadır. Atmosferin yerden 100 ila 1000 km kadar yüksekteki kısımlarından gelen bu ışıkların ve tan ışığının aydınlık nispeti atmosferdeki toz, bulut ve gaz miktarıyla çevredeki yüksek tepeler, binalar ve ağaçlar gibi ışığı yansıtan cisimlerin mevcudiyetine bağlıdır.

Gözlem yapılan noktanın yeryüzünden yüksekliği arttıkça tan müddeti de azalır ve atmosferin üst tabakalarında sıfıra ulaşır. Tan süresi, bulunulan yerin enlemine ve güneşin deklinasyonuna (meyline) yani mevsimlere bağlıdır. Takriben 1,5 ila 2 saat sürer. Kuzey yarımkürede enlemi 66,5 dereceden büyük yerlerde yazın güneş hiç batmaz ve kışın hiç doğmaz. Güneyde bunun tersi olur. Enlemi 48,5 dereceden küçük olan yerlerde astronomik tan olayı daima vuku bulur. Enlemi 48,5 ile 66,5 derece arasında kalan yerlerde ise, sadece senenin bir kısmında tan olayı meydana gelir. Her sabahın fecri vardır, fakat her fecrin sabahı yoktur. Ekvator yakınında güneş hemen hemen ufka dik olarak doğar ve batar. Enlem derecesi arttıkça güneşin yörüngesi ufka eğik hale gelir ve ufuktan belli bir yüksekliğe (irtifaa) ulaşması daha uzun sürer.

Güneş, batarken parlak bir ışıkla çevrilidir ve batı ile doğu cihetlerinde güneş ufkun altına indikten sonra kırmızı-sarı renkli şeritler zuhur eder. Doğu tarafında ufkun üzerindeki bu şeritler güneş ufuktan aşağı indikçe yükselir ve alttan karanlık çıkıp yükselmeğe başlar. Kırmızı bir sınırın altındaki bu karanlık, dünyanın gölgesidir. Ovalık yerlerde gözlenen bu şeritlere, yere yakın tozların güneş ışığını dağıtması sebep olur. Yüksek bir yerden bakınca toz etkisi az olacağından dünyanın gölgesi daha net görünür. Güneş ufuk altında 4 ila 10 derece alçaldığında dünyanın gölgesi süratle başucuna doğru ilerler ve doğuş tarafının kararması tamamlanır. Bu olay takriben 30 dakika sürer. Atmosfer olmasaydı tan meydana gelmez ve ayda olduğu gibi güneş batınca hemen tam karanlık çökerdi. Güneş ufka 20 dereceden daha yakınken atmosferin üst tabakaları aydınlıktır ve bu bölgeye gelen ışık dünyanın gölgede kalan kısmına yansır ve dağılır.

Akşam tanına şafak da denir. Kırmızılığa şafak-ı ahmer (kırmızı şafak), beyazlığa şafak-ı beyaz (beyaz şafak) adı verilir. Şafak “incelik” demektir. Şefkat de buradan gelmektedir ve kalbin rikkati, inceliği anlamını taşır. Işığın azalarak incelmesi sebebiyle bu ad verilmiştir. Sabah tanı ise fecr olarak bilinmektedir. Akşam doğu tarafında siyah çizgi zuhur eder ve yükselerek semadaki aydınlığı yok eder. Sabah aynı yerde beyaz çizgi hasıl olur ve yükselip, karanlığı yok eder.

Batıda, güneşin etrafındaki aydınlık leke, güneş yaklaşık ufkun iki derece altında bulunduğu zaman kaybolur. Bu sırada ufkun 25 derece üstüne kadar uzanan bölgede, güneşin üst kenarından yukarıya doğru erguvani bir ışık görülür, yani sarı, kırmızı, mavi karışımı bir renk süratle genişler ve kaybolur. Bu arada gökyüzü berrakken yerdeki cisimlere erguvani bir renk verecek şekilde netleşir. Bu erguvani ışığın şayan-ı kabul yegane izahı yaklaşık 10 km yüksekliğindeki hafif bir sis tabakasından dağıldığı şeklinde olmuştur. Mamafih bu da kat’i değildir.

Erguvani ışık kaybolduktan sonra batıda ufkun 20 derece üstüne kadar geniş bir ışık yayı şeklinde yayılan tan parlaklığı (aydınlığı) görülür. Güneş ufkun 18 derece altında kalana kadar geçen 1,5 saat süre zarfında bu ışık tedricen ufka doğru iner. 60 km’nin üzerinde atmosfer aydınlanırken dağılımların üst üste gelerek birbirini kuvvetlendirmesi sonucu iyonize azot ve sodyumun hasıl ettiği parlak şerit şeklinde ışıklar ortaya çıkar. Tan olayı bilhassa akşam, yatsı, imsak ve sabah vakitlerinin tayininde; gemicilikte seyr sırasında vakit ve yer bulunmasında ve askerlikte muharebede ehemmiyet arz eder.


2-)Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir.


3-)Bkz. gün ağarması.


4-)1. güneş doğmadan önceki alacakaranlık, şafak vakti. 2. sabah, akşam esen serin esinti.


5-)Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, şafak vakti.


6-)Sabah, akşam esen serin esinti.


7-)Hoş görmemek. Kötülemek. Birisinin ayıp ve kusurlarını beyan etmek. (Osmanlıca'da yazılışı: ta'n)


8-)Tangent.


9-)Güneşlenmek, yanmak (güneşte), bronzlaşmak, tabaklamak, sepilemek, dövmek, kamçılamak


10-)(-ned, -ning), tabaklamak, de bagat etmek


11-)Güneşe göstererek karartmak


12-)Dili


13-)f. (--ned, --ning) 1. tabaklamak. 2. (cilt) (güneşte) bronzlaşmak/kararmak; (cildi) bronzlaştırmak/karartmak. i. 1. sarımsı kahverengi. 2. (ciltte) bronzlaşma: What a nice tan you have! Ne güzel yanmışsın! s. sarımsı kahverengi.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
See Picul.
İngilizcesi İngilizce
The bark of the oak, and some other trees, bruised and broken by a mill, for tanning hides; so called both before and after it has been used.
İngilizcesi İngilizce
Called also tan bark.
İngilizcesi İngilizce
Yellowish-brown color, like that of tan.
İngilizcesi İngilizce
Brown color imparted to the skin by exposure to the sun; as, hands covered with tan.
İngilizcesi İngilizce
Of the color of tan; yellowish- brown.
İngilizcesi İngilizce
To convert into leather, as by usual process of steeping it in an infusion of oak or some other bark, whereby it is impregnated with tannin, or tannic acid , and is thus rendered firm, durable, and in some degree impervious to water.
İngilizcesi İngilizce
To make brown; to imbrown, as by exposure to the rays of the sun; as, to tan the skin.
İngilizcesi İngilizce
To get or become tanned.
İngilizcesi İngilizce
Total Acid Number.
İngilizcesi İngilizce
Temporary Authorization Number TRA: Threat and Risk Assessment.
İngilizcesi İngilizce
Line activated telephone recorder.
İngilizcesi İngilizce
Traditional Access Nation.
İngilizcesi İngilizce
Computes a tangent.
İngilizcesi İngilizce
Body.
İngilizcesi İngilizce
Dawn.
İngilizcesi İngilizce
Daybreak.
İngilizcesi İngilizce
Twilight.
İngilizcesi İngilizce
Aurora.
İngilizcesi İngilizce
Sunglow.
İngilizcesi İngilizce
To thrash or beat; to flog; to switch.
İngilizcesi İngilizce
Light brown a browning of the skin resulting from exposure to the rays of the sun get a tan, from wind or sun treat skins and hides with tannic acid so as to convert them into leather of a light yellowish-brown color.
İngilizcesi İngilizce
Down.
İngilizcesi İngilizce
First light.
İngilizcesi İngilizce
Browning of the skin resulting from exposure to the rays of the sun.
İngilizcesi İngilizce
Light brown.
İngilizcesi İngilizce
Ratio of the opposite to the adjacent side of a right-angled triangle.
İngilizcesi İngilizce
Treat skins and hides with tannic acid so as to convert them into leather.
İngilizcesi İngilizce
Get a tan, from wind or sun.
İngilizcesi İngilizce
Of a light yellowish-brown color.
İngilizcesi İngilizce
Raised platform seats in the zendo upon which people sit for zazen.
İngilizcesi İngilizce
Variable color that is a light yellowish brown Plural tense: tan-colored articles of clothing.
İngilizcesi İngilizce
Tangent.
İngilizcesi İngilizce
Abbreviation for the Trust Assurance Network.
İngilizcesi İngilizce
Stay.
İngilizcesi İngilizce
Allotted seat on the platform for zazen.
İngilizcesi İngilizce
When the message pertains only indirectly to Photoshop.
İngilizcesi İngilizce
Name or designation.
İngilizcesi İngilizce
Total ammonia nitrogen.
İngilizcesi İngilizce
Tax Anticipation Note.
İngilizcesi İngilizce
Acid number.

  • Zirvede Malezya'yı ise Başbakan Birinci Yardımcısı Tan Sri Muhyiddin temsil etti.
  • Tan ile Kerry'in samimi poz vermeleri dikkat çekti.

Sizde içinde Tan kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Tan kelimesi anlamı 167 defa okunmuştur. [240381] Tan kelime anlamı, Tan nedir, Tan ne demek, Tan sözlük anlamı

Paylaş