Teslis Nedir

Teslis Nedir ? Teslis Ne demek ?

1-)TESLİS



Üçleme, üçe çıkarma, şarabı üçte biri buharlaşıncaya kadar kaynatma. Hristiyanlıkta Allah'ın üç unsurdan meydana geldiğine inanma. Arapça Ekanim-i Selase, Fransızca Trinité aynı anlamlara gelir. Hristiyanlıkta teslis genel olarak, Allah'ın tek ve bölünmez bir alemde ayrı, eşit ve tek cevherli üç kişi (Baba, Oğul, Ruhu'l-Kudüs) olduğu şeklinde tarif edilmektedir. Hristiyanlığın üç şekilli tek Tanrı anlayışı demek olan bu temel inanç, Allah mefhumunu Baba, Oğul, Kutsal Ruh formülü içinde "teklik" olarak açıklamaya çalışmaktadır. Hristiyanlığın bu temel inancı üç görüntüde tek tanrı anlayışını anlatmaktadır. Buna göre "Oğul" diye nitelendirilen Hz. İsa da tanrı kabul edilir.

Teslis dogmasını belli esaslar dahilinde tesbit edebilmek için kilise ilk yüzyıllarda bir hayli uzun ve çetin tartışmalara sahne olmuştur. Teslis inancını yaşatabilmek için her yıl Hamsin'i takibeden ilk pazar Teslis Yortusu yapılır. Bu Yortu Roma Katolik Kilisesi'nin kararsızlığına rağmen XI. yy.dan beri kutlanmaktadır (Bertholet, Wörterbuchder Religionen, Stutgart, 1962, 567).

Teslis inancı Hristiyan sanatının çeşitli kollarında yüzyıllardır bir takım remiz ve sembollerle ifade edilmektedir. Doğu'da Bizans sanatında bu üç kişi, çoğu zaman üç meleğin Hz. İbrahim'e gelişini simgelendiren sahne ile canlandırılmıştır. Batılı sanatçılar daha çok insan figürlü şemalardan faydalanmışlardır, üç başlı Tanrı, aynı tahta oturan ve birbirine benzeyen üç kişi olarak tersim edilmiştir. XV.yy. sanatında kişileri birbirinden farklı gösterme eğilimi ağır basınca, bazan Baba ile Oğul birbirine benzer figürlerle, Ruhu'l-Kudüs de bir güvercinle simgelenmiştir. Ruhu'l-Kudüs'ün güvercin şeklinde simgelenişi daha çok Hz. Meryem'in Taç Giyişinde görülmekle beraber, bazan genç bir delikanlı olarak figüre edildiği de olmuştur. Bunun en güzel örneğini Troyes'deki St. Urbain Kilisesi ağaç heykel grubunda görmek mümkündür. Teslis'in sembollerle anlatılması konusundaki "Hidayet Tahtı" şeması, bütün Ortaçağ boyunca yaygınlık kazanmıştır. Buna göre Baba, papalık nişanlarını kuşanmış yaşlı bir adam olarak "Hidayet Tahtı"nda oturur ve kucağında "Oğul"un çarmıha gerilmiş veya çarmıhtan indirilmiş vücudunu tutar. Güvercin ise ikisinin başı arasında uçmaktadır (Büyük Larousse XVIII, 11455)

Hristiyanlıkta üç ayrı kişinin tek bir Tanrı'da birleşmesi inancını sembolize için yapılan Yortu dışındaki faaliyetlere de Teslis denilmektedir. Müslümanlıkta bu inancı benimseyenlere Erbab-ı Teslis, Ashab-ı Teslis veya Teslis Ehli adı verilmektedir. Hristiyanlardan aşırı derecede Teslis inancına bağlı olanların kurdukları Teslis Tarikatı'na göre Baba, Oğul, Ruhu'l-Kudüs, tek kişide toplanmış üç kişidir ve aralarında eşitlik vardır. Bu bakımdan birinin diğerine üstünlüğü söz konusu olamaz. Kutsal Teslis Tarikatı adlı tarikatın üyeleri "Teslisciler" diye bilinmektedir.

Hristiyan kelamcıları karmaşık bir kavram olan Teslis'i anlatabilmek için bir takım yorumlar yapmak gereğini duymuşlardır. Bu açıklamalardan birine göre Tanrı tektir, ancak üç ayrı şekilde belirir. Beliren bu üç şekil de Tanrı'dır, fakat üç Tanrı değil tek Tanrı'dır (Elmalılı, Tefsir, VIII, 6327 vd.). Bir başka Hristiyan kelamcısının Teslisi yorumlaması şöyledir: Teslis'in birinci unsuru olan Baba-Tanrı ezelidir, ebeddir, her şeyin evvelini ve sonunu bilir. O'nun görmediği hiçbir şey yoktur ve O, kudretiyle her şeye hakimdir. Kainatı merhametiyle kaplamıştır. Teslis'in ikinci temel unsuru Oğul, Hz. İsa'dır. O, ilahi kelamın (Logos) cisim halini almış, canlı bir görüntüsüdür. Teslis'in üçüncü ve son unsuru Ruhu'l-Kudüs ise Tanrı ruhunu temsil eder. Hz. İsa, Hz. Yahya tarafından vaftiz edilirken Ruhu'l-Kudüs güvercin şekline bürünerek gökten yere inmiştir. Hz. İsa'nın göğe çıkışından kıyamete kadar geçecek zaman içinde Hıristiyanlara Ruhu'l-Kudüs yol gösterecektir.

Hristiyanların genel manada Teslis'e inanmaları gerekir. Hz. İsa'nın tebliğ ettiği din tevhide, yani Allah'ın birliğine dayanmaktadır. Hz. İsa'nın İncil'de geçen açık-seçik sözlerine göre hiçbir Hristiyanın Allah'ın birliğini inkar etmemesi gerekir. Hz. İsa çeşitli vesilelerle Allah'ın bir olduğunu, eşi ve benzerinin bulunmadığını ifade etmiş ve O'nun bu sözleri İncil'de aynen yer almıştır. Bu bakımdan gerçek Hristiyanlığın tevhide dayandığım Hristiyanların bile inkar etmesi mümkün değildir. Hristiyanların bu konudaki yanılgıları, "Allah'ın kelimesi” (en-Nisa, 4/171) ve "Allah'ın Ruhu" (en-Nisa, 4/171) vb. Kur'an ayetlerini yanlış yorumlamalarından kaynaklanmaktadır. Hristiyan bilginleri "Allah'ın kelimesi"nden Allah'ın kelam ve nutkunun Hz. İsa'da ifadesini bulduğunu, Allah'ın ruhunun O'na girdiğini, böylece kendisinin bir Tanrı olarak dünyaya geldiğini zannetmişlerdir. Hristiyanlığa böyle önemli bir unsurun girmesi, onların tevhid inançlarını olumsuz yönde etkileyerek onları bir çıkmaza sürüklemiştir. Ne yapacaklarını şaşıran Hristiyanlar kendi elleriyle ördükleri bu düğümü, yüzyıllar geçmesine rağmen hala çözebilmiş değillerdir. Bir yandan Allah'ın tek olduğunu kabul etmek, bir yandan da üç Tanrı bulunduğuna inanmak kolay çözülecek bir problem değildir. Bu hatalı anlayıştan kurtulabilmek için Hristiyanların yapacakları bir iş vardır: Hz. İsa ve Ruhu'l-Kudüs'ün uluhiyetini nazar-ı itibara almaksızın Allah'ı tek ilah kabul etmek, Allah'ın eşi ve benzeri olmadığını, Hz. İsa'nın da sadece O'nun kulu ve peygamberi olduğuna inanmak, Hz. İsa'ya herhangi bir ilahi sıfat ve isim yakıştırmamak (Mevdudi, Tevhid Mücadelesi, çev. A. Asrar, İstanbul, 1983, I, 548).

Bu konudaki bir başka Hristiyan inancına göre Allah bir cevherdir. Bu cevherin üç temel rüknü şunlardır: 1-Baba = Allah, 2- Oğul = İsa, 3-Ruhu'l-Kudüs = Hz. Meryem'e Allah tarafından ilka edilen ruh. İnançlarına göre bunların üçü de aynı ilahtır. Hristiyanların bu saçma ilah anlayışlarını Hz. İsa bizzat Kur'an diliyle şöyle cevaplandırmıştır: "...Ey İsrailoğulları, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin..." (el-Maide, 5/72).

Bilinen bir gerçektir ki Hristiyanlar, Hz. İsa'dan sonra yalnız tevhid inancını terketmekle kalmamışlar, bir çeşit putperestliğe de dinlerinde yer vermişlerdir. Böylece tek Allah yerine üç Tanrı bulunduğunu zanneden Hristiyanlar, şirke saparak azizlere ve mezarlara tapmaya başlamışlardır. Özellikle Katoliklerde görülen (5. yy.) Hz. İsa ve O'nun Havarilerine tapma hadisesi zamanla kiliselere, başta Hz. Meryem ve Hz. İsa olmak üzere birçok aziz ve azizenin putunun yerleştirilmesine sebep olmuştur. Günümüze kadar gelen hemen bütün Hristiyan kiliselerinde bu çeşitli putlar görülmektedir. Ancak günümüz Hristiyanlarının kiliselerdeki bu put tasvirlerine ibadet için eskisi kadar şuursuz bir istek taşımadıkları da bilinmektedir. Aynı şekilde fanatik ve cahil olmayan Hristiyanlar Allah inancı konusunda Teslis'i terketmiş görünüyorlar. Bugün aydın bir Hristiyanın Hz. İsa'ya Allah'ın Oğlu nazarıyla bakması ve Allah'ı Baba olarak görmesi nerede ise muhal bir hal almıştır. Günümüz Hristiyanları da bizim gibi Allah'ın birliğine inanmakta ve Teslis'i mantıksız bir inanç olarak nitelendirmektedir. Nitekim en önemli ve en büyük buyruğun ne olduğu kendisine sorulduğunda Hz. İsa: "Dinle ey İsrail, Tanrımız olan Rab tek Rab'tır" (İncil, Markos, XII, 29) cevabını vermiştir. Pazar ayinlerinde her kilisede topluca söylenen Hristiyan Âmentüsü, "Tek Allah'a inanıyorum..." cümlesiyle başlamaktadır (Xavier Jakob, Sorabilir miyiz? İstanbul, 1988, 10).

Kur'an-ı Kerim, Hristiyanların Teslis ve Teslis'e benzer inançlarını kesinlikle reddeder ve böyle diyenlerin kafir olduklarını açıklar: Andolsun, Allah üçün üçüncüsüdür" diyenler elbet kafir olmuşlardır. Halbuki bir tek Tanrı 'dan başka hiçbir Tanrı yoktur. Eğer diye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kafir olanlara acı bir azap vardır" (el-Maide, 5/73). Bütün dünyanın süratle İslam'a koştuğu ve Hristiyan dünyasında şuurlu bir ihtida hadisesinin gerçekleşmekte olduğu bir ortamda Hristiyanların "Tevhid"e yönelmeseler bile en azından Teslis'i terketmeleri tabii bir davranış olarak görülmektedir.

Osman CİLACI


2-)Îseviliğin zuhurunda (ortaya çıkışında) teslis inancı yoktu. Teslis fikrini ilk defa, felsefeci Eflatun düşündü. Pavlos ismindeki yahudi hıristiyanlığa karıştırdı.

Bir rivayete göre miladdan 200 sene sonra, Sibelius adlı bir papaz teklif etmiştir. O zamana kadar yalnız tek Allah'a ve peygamber olarak Îsa aleyhisselama inanılıyordu. Sibelius'un teslis inanışıyla ilgili teklifi pekçok hıristiyan tarafından şiddetle reddedilmiş, kiliseler arasında kanlı kavgalar baş göstermiş ve çok kan dökülmüştür. 200 senesinde yalnız baba ve oğul fikri öne sürülmüştü. Bunlara Ruh-ül-kudüs ilavesi ise ondan 181 sene sonra yani; 381 yılında Bizans İmparatoru Theodasius zamanında İstanbul'da kurulan bir konsül (ruhani meclis) de kararlaştırılmıştır. Bu karara karşı gelen pekçok papa vardı.Bunlardan Papa Honorius hiçbir zaman teslisi kabul etmemiştir. Honorius öldükten seneler sonra afaroz edilmişse de, teslisi kabul etmeyen yeni mezhebler kurmuşlardır. (Elhac Abdullah bin Destan Mustafa)

Îsa aleyhisselamdan sonra yahudiler ve hıristiyanlar hakiki İncil'i yok ettiler. İncil'e birçok yeni parçalar ilave ederek, Allahü tealanın emirlerini değiştirdiler. İbranice nüshayı Yunancaya çevirirken birçok yanlış bilgiler ilave edildi. Putperest Yunanlıların tek Allah inancına karşı çıkmalarından ve İncil'i, Eflatun felsefesine uydurmak istemelerinden dolayı akl-ı selimin (bozukluk bulunmayan aklın) kabul etmeyeceği teslis inanışı ortaya çıktı. Hıristiyanlar, Îsa aleyhisselam; "Ben ancak sizin gibi bir insanım" dediği halde onu Allah'ın oğlu olarak kabul etmişler, buna bir de Ruh-ul-kudüs ekliyerek baba, oğul, ruh-ul-kuds adı altında teslis inancını ortaya koymuşlardır. (Harputlu İshak Efendi)


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Teslis kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Teslis kelimesi anlamı 109 defa okunmuştur. [242794] Teslis kelime anlamı, Teslis nedir, Teslis ne demek, Teslis sözlük anlamı

Paylaş