Yeden Nedir

1-)ziftlenmek, karavana, taam, lokma, aş, Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak, KAŞM, LEBZ, HECA, KEŞE', DE'S, CAHRE, ME'KEL, ADF, AZF, TELEMMÜC, SÜFÜL, lokma etmek, TELEMMÜK, TELEMMÜZ, SİMAT, Harcamak, tüketmek, bitirmek, Çağrılıları veya konukları yemekle ağırlama, Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek:"Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor." H. Taner, Isırmak, Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak:"Kendini topladı ama, fena yerinden gagayı yedi sanırım..." M. Ş. Esendal, Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek, Ağızda çiğneyerek yutmak:"Adam o kadar çabuk yiyor ki, hizmetçi ekmek yetiştiremiyor." B. Felek, Arada birşey yenmez." H. Taner. Çağrılıları veya konukları yemekle ağırlama:"Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu." F. R. Atay, Yemek yeme, karın doyurma işi:"Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni." N. Cumalı, Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam, Günün belli saatlerinde yenilen besin:"Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir, Harcamak, tüketmek, bitirmek:"Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu." M. Ş. Esendal, Yasal yoldan cezalandırılmak, Yemek yeme, karın doyurma işi, Günün belli saatlerinde yenilen besin, Ağızda çiğneyerek yutmak, Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek, Sürekli üzmek, tedirgin etmek, Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek, Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek, Birine alacağını vermemek, ödememek, Biri için başkasına para harcatmak, Uğramak, tutulmak, Yiyecek, Tat, lezzet, Yemek işi, Yemek işi:"Herkes yemeye ekmek bulamazken onlar rahat geçiniyorlardı." M. Ş. Esendal,

Bu bilgi faydalı oldu mu ?