Zemzem Nedir

Zemzem Nedir ? Zemzem Ne demek ?

1-)Mekke-i mükerremede, Mescid-i haram içerisinde, Kabe’nin Hacer-i esved köşesi tarafında bulunan kuyudan çıkan mübarek su. Zemzemin çeşitli isimleri vardır. Allahü teala zemzem ile İsmail aleyhisselamı suya kandırdığı için, “Sakıyyullah-ı İsmail”, inananlara fayda verdiği için “Nafia”, doya doya içenlerin Cehennem azabından kurtulacakları müjdesinden dolayı, “Büşra”, berrak ve safiyetinden dolayı “Muazzibe”; bozulmadığı için, “Salime”; sıhhat ve berekete sebep olduğu için “Meymune”; yemeğin yerini tuttuğu için “Kafiye”; içenler rahatlık ve afiyet bulduğu için “Âfiye” denilmiştir.

Zemzem suyu, İbrahim aleyhisselam zamanında çıkmıştır. Buhari’de Abdullah ibni Abbas’ın bildirdiği hadis-i şerifte hadise şöyle cereyan eder:

Hazret-i İbrahim zevcesi (hanımı) Hacer ile oğlu hazret-i İsmail’i bugünkü Mekke-i mükerreme şehrinin bulunduğu yere getirdi. Yanlarına da içi hurma dolu bir sepet ve su dolu bir testi bıraktı. O sırada Mekke-i mükerremede kimsecikler olmadığı gibi içecek su da yoktu. İbrahim aleyhisselam onları bırakıp Şam’a dönüp gitmek üzereyken hazret-i Hacer; “Ey İbrahim! Görüşecek bir ferd, yiyip içecek bir şey bulunmayan bir vadide bizi bırakıp nereye gidiyorsun?” dedi. İbrahim aleyhisselam cevap vermeyip yoluna devam edince, Hacer tekrar; “Bizi burada bırakmayı sana Allahü teala mı emretti?” diye sordu. İbrahim aleyhisselam; “Evet Allahü teala emretti.” diye cevap verince; “Öyleyse Allahü teala bizi zayi etmez ve korur.” diyerek oğlunun yanına döndü. Bir müddet sonra su bitip oğlunun susuzluktan toprak üstünde yuvarlandığını görünce üzüldü. Su bulma ümidi ile Safa ile Merve tepeleri arasında koşuşmaya başladı. Hacda Safa ile Merve tepeleri arasında gidip gelme buradan gelir. Bu sırada Cebrail aleyhisselam topuğu ile veya kanadı ile yeri kazıp su çıkardı. Hazret-i Hacer bunu görünce zayi olmasın diye hemen suyun etrafını çevirip havuz haline getirdi. Bir taraftan da testisini doldurmaya çalışıyordu. Cebrail aleyhisselam Hacer’e; “Sakın mahvoluruz diye korkmayınız. İşte şurası Beytullah (Kabe)dır. O beyti şu çocukla babası yapacaktır. Allahü teala o beytin ehlini zayi etmez.” dedi. Hacer bu şekilde yaşarken Cürhüm Kabilesi geldi. Hacer’den izin alıp oraya yerleşti. Zemzem suyunun çıktığı yer sonradan İbrahim aleyhisselam tarafından kazılarak kuyu haline getirildi. Önceleri kurak ve ıssız bir yer olan Mekke, Zemzemin ortaya çıkması ile şenlendi. Kuşlar gelip cıvıl cıvıl dolaşmaya başladı.

Yemen kabilelerinden Cürhümiler, burada yerleşip Mekke şehrini kurdular. İsmail aleyhisselam büyüyünce, babasına yardım edip, Allahü tealanın emriyle Kabe’yi yaptılar. Allahü teala Mekke’yi mübarek kılıp, insanların Kabe’yi tavaf etmesini emreyleyince, her taraftan insanlar akın akın Kabe’yi tavafa geldiler ve zemzemin suyundan içtiler. Açlar doyup susuzlar kandı ve hastalar şifa buldu. İsmail ve çocukları, gelen hacıların ibadetlerini kolayca yapmalarını sağlayıp, İsmail’in (aleyhisselam) akrabaları olan Cürhümiler de onların hukukuna riayet ettiler. Yıllar sonra İsmail aleyhisselam vefat etti. Muhammed aleyhisselamın nurunu taşıyan oğlu Kaydar da vefat etti. Cürhümiler, akrabalıkları münasebetiyle Kabe’nin idaresini ele geçirdiler. Zamanla Kabe’ye ve Harem-i şerife hürmetsizlik edip Harem-i şerifte günah işlediler. İsmail’in (aleyhisselam) torunları çevreye dağıldılar, sonunda Cürhümiler de, düşmanları olan Huzaa kabilesi tarafından Mekke’den çıkarıldı. Huzaalar Mekke’ye ve Kabe’nin idaresine hakim oldular. Cürhümiler, çıkarlarken Zemzem kuyusuna Kabe’nin kıymetli eşyalarını doldurup, ağzını kapatarak, kuyuyu belirsiz hale getirdiler. Yıllar geçince hafızalardan silinerek tamamen unutuldu.

Aradan uzun seneler geçti. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin dedesi Abdülmuttalib’e bir gece rüyasında zemzemin yeri haber verildi. Abdülmuttalib zemzem kuyusunu bulup, oğulları ile beraber onu kazdı. İçinden kılıçlar, zırhlar ve altından yapma geyik suretleri çıktı. Zemzem kuyusunu tamamen temizleyip Kabe’yi ziyarete gelenlere zemzem dağıtmaya başladı. Peygamber efendimizin asr-ı saadetlerinde (zamanlarında) hacılara zemzem dağıtma (sikaye) vazifesi Abdülmuttalib’in oğlu Abbas’a verildi (Bkz. Abbas bin Abdülmuttalib). Yüzbinlerce hacı içtiği, yıkandığı ve memleketine götürdüğü halde, kuyudaki zemzem tükenmiyor, şimdi her gün motorla ve geniş bir hortum ile gece gündüz çekildiği halde bitmek bilmiyor.

Zemzem kuyusu, Mescid-i haram içinde, Hacer-i esved köşesi karşısında ve köşeden sekiz metre uzakta bir odadadır. 1,8 metre yükseklikte taş bileziği vardır. Bu odayı, İstanbul’da Beylerbeyi Camiini yaptıran Sultan Birinci Abdülhamid Han yaptırmıştır. Odanın mermer döşeli zemini duvarlara doğru meyillidir. Duvar diplerinde olukları vardır. Kuyuya su sızmayacak şekilde ustalıklı yapılmıştır. Kuyu ağzı, bu hizadan bir buçuk metre kadar yüksektir. Tarihin kıymetli yadigarı olan bu güzel sanat eseri, 1963 (H. 1383) yılında yıktırıldı. Kuyu ağzı ve birkaç metre çevresi, yeryüzünden birkaç metre aşağı indirildi.

Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

Yeryüzünde bulunan kuyuların en hayırlısı, Zemzem suyunun mübarek kuyusudur.

Zemzem-i şerifin suyu mübarektir.

Zemzem suyu hastalara şifa verir. Onu içenler, yemek yemiş gibi açlıklarını giderirler.

Zemzem suyu ne için içilirse, ona şifadır.

Kim hac niyeti ile Beyt-i şerife (Kabe’ye) gelip yedi tavaf etse, sonra Makam-ı İbrahim’e gelip iki rekat tavaf namazı kılsa, ondan sonra Zemzem kuyusuna gelip suyundan içse, Cenab-ı Hak onu, anasından doğduğu gün gibi günahından tertemiz yapar.

Zemzem içmeden önce şu dua okunur: “Allahümme inni es’elüke ilmen nafian ve rızkan vasian ve şifaen min külli dain ve sekamin birahmetike ya erhamerrahimin: Allah’ım! Senden faydalı ilim, bol rızık ve her türlü hastalıktan şifa dilerim.”

Cabir’in (radıyallahü anh) rivayet ettiği hadis-i şerifte; “Zemzem suyu ne için içilirse, ona şifadır.” buyruldu. Abdullah ibni Abbas; “Zemzem-i şerifin kendisine mahsus en açık hususiyeti, hangi niyetle içilirse faydasının da ona göre olmasıdır.” buyurdu. Eğer içen şifa niyeti ile içerse şifa bulur, muhafaza için içerse hıfzolunur; hararet gidermek için içilirse, harareti giderir. Bütün bunlar, hadis-i şerifte bildirileni denemek kastıyla değil, halis niyetle olmalıdır. Yoksa Hak teala, imtihan için hareket edeni rezil ve rüsva eder. Abdullah ibni Mübarek hazretleri zemzemi içerken, kıyamet günü olacak olan susuzluğun giderilmesi için niyet ederek içerlerdi.

Bahr-ül-Amik ve Menasik-i İbn-ül-Acemi kitaplarında buyruldu ki: Zemzem-i şerifi cenab-ı Hak’tan mağfiret talebiyle içenlerin; “Ya Rabbi! Ben, Resulullah efendimizin; «Zemzem-i şerif her ne niyetle içilirse, şifası onun içindir.» buyurduklarından haberdar oldum. Ya Rabbi! İşte ben onu günahlarımın affedilmesi için içiyorum. Ey Allah’ım! Beni magfiret eyle.” diyerek içmelidir. Hastalıklardan şifa için içenler ise; “İlahi! Ben zemzem-i şerifi, şifa için içiyorum. Ya Rabbi! Muzdarib olduğum bu hastalıktan beni kurtar!” diye dua ederek içmelidir.

Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddik’in torunu Muhammed radıyallahü anh anlatır: “Bir gün İbn-i Abbas’ın huzurundaydık. Bir adam geldi. İbn-i Abbas, ona nereden geldiğini sordu. Zemzem kuyusundan geldiğini söyleyince; “Resulullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem sünnet-i şerifi üzere Zemzem içebildin mi?” buyurdu. O zat da; “Zemzem içtim. Ama sünnet-i şerif üzere nasıl içildiğini tarif ederseniz memnun olurum.” deyince; “Zemzem içileceği vakit kıbleye dönmeli ve Allahü tealanın ismini anarak doyuncaya kadar içmeli, içme esnasında üç nefes alıp, sonunda Allahü tealaya hamdetmelidir.” Ayakta su içilmez. Zemzem suyu, abdest aldıktan sonra kalan su ve ilaç yutmak için içilen su ayakta içilebilir.

Zemzem suyunun Harem haricine nakli, Müslüman memleketlerine teberrüken götürülmesi, abdest alınması ve gusl edilmesi caizdir. Ancak zemzem ile istinca yapanlar, sıkıntılı hastalıklara tutulurlar.


2-)ZEMZEM



Ka'be'nin yanında bulunan kuyu ve bu kuyunun mukaddes suyunun adı.

Zemzem Arapça bir kelime olup "alçak sesle konuşmak" demektir. Aslında atların çıkardığı alçak sese zemzem denir. Herhangi bir şeyi muhafaza etmek için de kullanılır (İbn Manzur, Lisanu'l-Arab, Beyrut 1956, XII, 237 vd).

Zemzem hakkında Kur'an'da herhangi bir ayet bulunmamaktadır. Ancak zemzem hakkında nakledilen bazı rivayetler vardır. İbn Abbas'tan nakledildiğine göre, İbrahim (a.s)'ın Hacer ve Sara adında iki hanımı vardı. Hacer İsmail (a.s)'ın annesi idi. İsmail (a.s)'ın annesi Hacer ile Sara'nın arasında geçimsizlik çıktı. Geçimsizlik had safhaya varınca, İbrahim (a.s) Yüce Allah'tan Mekke'ye gitmek ve İsmail (a.s.) ile annesi Hacer'i orada yerleştirmek üzere emir aldı. İbrahim (a.s.) bunun üzerine hanımı Hacer ve oğlu İsmail (a.s)'ı yanına alarak yola çıktı. İsmail (a.s) o zaman meme emen bir çocuktu. Uzun bir yolculuktan sonra nihayet Mekke'ye vardılar. O tarihte Mekke'de hiç kimse yoktu. İçecek su bile yoktu. İbrahim (a.s) hanımı Hacer ve oğlu İsmail (a.s)'ı buraya bıraktı. Yanlarında yalnız bir su kırbası ve biraz hurma vardı. Sonra İbrahim (a.s) Şam'a gitmek üzere geri döndü. Hacer onun peşine takıldı ve; "Ey İbrahim, bizi bu ıssız yere bırakıp nereye gidiyorsun? Bizi kime teslim ediyorsun" gibi sorular sordu. Defalarca böyle soruları sormasına rağmen, İbrahim (a.s) dönüp bakmadı. Nihayet (a.s); "Yoksa bunu sana Allah mı emretti?" diye sorunca, ibrahim (a.s) "Evet, Allah emretti" diye cevap verdi. O zaman Hacer; "öyle ise git. Allah bize yeter. O bizi korur" dedi. İbrahim (a.s); onları şimdiki Zemzem kuyusunun üst tarafında ve Ka'be'nin yerinin yukarısında bulunan bir ağacın altında bırakmıştı.

İbrahim (a.s) onları bırakıp giderken, Mekke'nin üstündeki "Seniyye" denilen yüksek bir yerde durdu. Ka'be tarafına döndü. Ellerini açarak dua etti. Yüce Allah Kur'an'da onun şöyle dua ettiğini haber vermiştir:

Rabb'imiz, ben çocuklarımdan bazıcını, senin Beyt-i Naram (Haram Ev)'inin yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabb'imiz, namazı kılsınlar diye (böyle yaptım). Artık sen de insanlardan bir takım gönülleri, onları sever (onlara koşar) yap ve onları çeşitli meyvelerle besle ki (sana) şükretsinler" (İbrahim, 14/37).

Bir müddet sonra Hacer'in yiyeceği ve içeceği bitti. Susuzluktan halsiz bir hale düştü. Haliyle sütü de kesildi. Çocuğu İsmail (a.s) açlıktan kıvranmaya başladı. Onun acı halini görmeye dayanamayan annesi Hacer, yanından uzaklaştı. Yanındaki Safa tepesine çıktı. Belki çevrede birini görürüm diye etrafına baktı. Ondan sonra Merve tepesine geçti. İki tepe arasında yedi defa gidip geldi. İki tepenin arasındaki çukur yeri koşarak geçiyordu. Hz. Muhammed (s.a.s) onun bu hatırası üzerine "İnsanlar bu sebeple Safa ve Merve arasında koşmaktadırlar" diye buyurmuştur.

Hacer, çocuğunun halini görmek için döndüğünde, bir ses duydu. "Ey ses sahibi, sesini duyurdun! Eğer sen bize yardım etme kudretine sahip isen, bize yardım et!" diye dua etti. Ondan sonra Zemzem kuyusunun yerinde bir meleği (Cebrail'i) gördü. Cebrail (a.s) ayağı veya kanadıyla yeri kazıyordu. Onun kazdığı yerden su göründü. Hacer hemen suyu havuz gibi yaptı. Ondan hem içti hem de kırbasına doldurdu. Su alındıkça, yerinden kaynamaya devam etti. Hz. Muhammed (s.a.s) bu hususta şöyle buyurmuştur:

Âllah İsmail'in annesi Hacer'e rahmet etsin! O, Zemzem'i kendi haline bıraksaydı, suyun etrafına kum gerip havuz havuz yapmasıydı, muhakkak zemzem akar ve bir ırmak olarak devam ederdi" (Buhari, Şirb,10; Enbiya, 9).

Hacer bu sudan içmeye devam etti. Bu su onun hem susuzluğunu hem de açlığını gideriyordu. Çocuğuna da süt emzirip bakıyordu.

Yemenli Cürhüm kabilesinden bir yolcu kafilesi Şam'dan dönüyordu. Onların yakınından geçerken, Zemzem'in üzerinden kuşların uçtuğunu gördüler. Bu vadide ne su ne de bir insan yoktur, diyerek hayretlerini belirttiler. İki kişiyi vadiye gönderdiler. Onlar da oraya geldiler, Zemzem'i görüp kafileye haber verdiler. Kafile oraya geldi ve Hacer'e selam verdiler. Hacer onların selamlarına mukabelede bulundu. "Bu su kimindir?" dediler. Hacer; "Benimdir" dedi. "Seninle beraber burada bulunmamıza müsaade eder misin?" dediler. Hacer; "Evet" dedi. Ondan sonra orada beraber oturdular (ez-Zebidi, Sahihi Buhari Muhtasarı Tecridi Sarih Tercemesi, trc. Kamil Miras, Ankara 1971, IX, 115 vd).

İbrahim (a.s)'ın duası, Hacer'in teslimiyeti ve henüz küçük bir bebek olan İsmail (a.s)'ın hatırı için, Yüce Allah Zemzem'i böyle ortaya çıkardı.

Fakat sonradan Cürhüm kabilesinin Allah'a isyanı dolayısıyle, Yüce Allah Huzaa kabilesini onlara musallat etti. Huzaalılar, Cürhüm kabilesini oradan çıkardı. Ka'be ve Mekke'nin idaresi Cürhüm kabilesinden Huzaa kabilesine geçti. Allah'ın emir ve yasakları orada yaşanmaz oldu; halk, İlahi emirleri dinlemedi. O sıralarda Zemzem suyu kurudu. Yeri bile kaybolup bilinmez bir hale geldi. Zemzem'in yeri, Abdulmuttalib zamanına kadar insanlardan gizli kaldı (es-Suheyli, er-Ravdu'l-Unf, Mısır 1967, II, 7).

Çeşitli rivayetlere göre, Yüce Allah Abdulmuttalib'e rüyasında Zemzem kuyusunu, şimdiki bulunduğu yerde kazmasını işaret etti. Abdulmuttalib de, bu rüya üzerine kuyuyu kazıp Zemzem suyunu çıkarınca, hem Mekke halkı, hem de gelen hacılar ondan su içtiler. Zemzem suyu, Mescid-i Haram'da bulunduğu, diğer sular üzerine üstün olduğu ve İsmail (a.s)'ın kuyusu olduğu için, Mekke'deki diğer sulardan daha temiz idi (es-Suheyli, a.g.e., II, 95)

Zemzem suyu hakkında çeşitli övücü şiirler ve medhiyeler söylendi, yazıldı. Zemzem suyu defalarca temizlendi, kuyusu tamir gördü ve çeşitli devlet adamları tarafından idare edildi (Bu hususta geniş bilgi için bak. el-Ezraki, Ka'be ve Mekke Tarihi trc. Y. Vehbi Yavuz, İstanbul 1974, 326 vd).

İslam dinine göre suyu ayakta içmek mekruhtur, oturarak içmek sünnettir. Fakat İbn Abbas'tan nakledildiğine göre, Hz. Muhammed (s.a.s) Zemzem suyunu ayakta içmiştir (ez-Zebidi, a.g.e., XII, 54)

Yine İbn Abbas'tan nakledildiğine göre, Hz. Muhammed (s.a.s) (Haremi Şerifteki) şerbet dağıtılan sebil mahaline geldi ve şerbet istedi. Hz. Abbas (r.a) oğluna "Ey Fadl! Anana git yanındaki (hususi) şerbetten dedi. Rasulüllah (s.a.s) şerbetten Rasulullah (s.a.s)'e getir!" dedi. Rasulullah (s.a.s); "Hayır, bana şu şerbetten ver" diye buyurdu. Hz. Abbas (r.a): "Ya Rasulullah! halk, buradaki şerbete ellerini sokuyorlar" demişti. Hz. Muhammed (s.a.s); "İşte halkın içtiği bu şerbetten ver!" buyurdu. Ondan sonra Hz. Abbas (r.a)'ın sunduğu umumi şerbetten içti ve Zemzem kuyusuna geldi. Hz. Abbas (r.a)'ın çocukları burada kuyudan su çekiyorlardı ve hacılara dağıtıyorlardı. Hz. Muhammed (s.a.s) onlara; "Suyu çekiniz! Siz hayırlı bir iş işliyorsunuz"diyerek onları taltif etti. Ondan sonra "Halkın hücum etmesi endişesi olmasaydı, ben de devemden iner, hatta kuyunun ipini (eliyle omuzunu işaret ederek) şuraya kor sizin gibi çekerdim, buyurdu (ez-Zebidi, a.g.e., VI, 126).

Bütün bu rivayetlerden anlaşıldığı gibi, Zemzem suyu, İslam dinine göre mukaddes olarak kabul edilen bir sudur. Açlığını gidermek için içen kişinin açlığını, susuzluğunu gidermek için içenin susuzluğunu giderir ve şifa niyetiyle içene de şifa sunar. Dünyanın her yerinden hac ve umre için Mekke'ye giden mü'minler, memleketine Zemzem suyundan götürmekte ve yakınlarına ikram etmektedirler.

Nureddin TURGAY


3-)İbrahim aleyhisselamın zevcesi (hanımı), İsmail aleyhisselamın annesi olan Hacer, su aramak üzere Safa ve Merve tepeleri arasında gidip gelirken, Zemzem kuyusunun bulunduğu yerde, Cibril (Cebrail) aleyhisselam göründü. Topuğu ile (veya kanadıyla) toprağı kazıp suyu (Zemzem'i) meydana çıkardı. Hacer (bu durumu görünce) zayi olmasın diye hemen suyun etrafını çevirip, havuz haline getirdi. Bir taraftan da testisini doldurmaya çalışıyordu. Su ise avuç avuç alındıkça tekrar fışkırıyordu. Allahü teala İsmail'in anasına rahmet etsin! O, Zemzem'i kendi haline bırakmış olsaydı, yahut suyu avuçlamasa idi, muhakkak Zemzem akar bir ırmak olurdu. (Hadis-i şerif-Buhari)

Zemzem suyu ne için içilirse, ona şifadır. (Hadis-i şerif-Mir'at-ül-Haremeyn)

Kim hac niyeti ile Beyt-i şerife (Kabe'ye) gelip, Kabe-i şerifin etrafında yedi kere tavaf etse, dolaşsa sonra Makam-ı İbrahim'e gelip iki rek'at tavaf namazı kılsa, ondan sonra Zemzem kuyusuna gelip, suyundan içse, cenab-ı Hak onu anasından doğduğu gün gibi günahından tertemiz yapar. (Hadis-i şerif-Ahbaru Mekke)

Zemzem içerken, Kıbleye karşı yönelmeli, ayakta ve üç yudumda içmelidir. Zemzem içmeden önce, şu duayı okumalıdır: "Allahümme inni es'elüke ilmen nafian ve rızkan vasian ve şifaen min külli dain ve sekamin birahmetike ya Erhamerrahimin (Allah'ım senden faydalı ilim, bol rızık, her türlü hastalıktan şifa istiyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Bunları senin rahmetine güvenerek istiyorum)" (Eyyub Sabri Paşa)


4-)Kabe yakınında bulunan bir kuyu.


5-)Bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu, zemzem suyu
Örnek:Yavrum, hakkını helal et, ağzıma zemzem getir! S. M. Alus


6-)Kabe çevresindeki ünlü kuyu ve bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu.


7-)Mekke'de Zemzem kuyusu


8-)Zemzem suyu.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


  • İstanbul'dan Mekke'ye simit servisi Mescid-i Haram'ın yanı başındaki Zemzem Towers'da şube açan Simit Sarayı ve Sultanahmet Köftecisi, Türk damak tadının vazgeçilmez lezzetlerini kutsal topraklara taşıyor.
  • Yaklaşık 3,5 ay önce Mekke şubesini açan Simit Sarayı, mekan olarak Mescid-i Haram'ın yanı başındaki Zemzem Towers'ı seçti.

Sizde içinde Zemzem kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Zemzem kelimesi anlamı 3521 defa okunmuştur. [241257] Zemzem kelime anlamı, Zemzem nedir, Zemzem ne demek, Zemzem sözlük anlamı

Paylaş