Zonguldak Nedir

Zonguldak Nedir ? Zonguldak Ne demek ?

1-)İlin Kimliği

Yüzölçümü : : 6489 km2

Nüfusu : : 867.726

İlçeleri : : Merkez, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Eflani, Ereğli, Gökçebey, Karabük, Safranbolu, Yenice.

Batı Karadeniz bölümünde yer alan bir ilimiz. Güneyden Bolu,Çankırı, doğudan Bartın ve Kastamonu illeri, batıdan ise Karadeniz ile çevrilidir. Türkiye’nin kara elmas (kömür) yatağıdır. Trafik numarası 67’dir.

İsminin Menşei

Zonguldak, toprağının altındaki kömürün henüz varlığının bilinmediği sıralarda bir köydü. Sazlık ve bataklık bir arazide bulunduğu için (Sazlık) manasına gelen “Zongalık” adıyla anılırdı. Yirminci asır başında küçük bir kasabayken Cumhuriyet devrinde hızla gelişmiştir. Bu mütevazi köy bilahare modern kasaba ve büyük bir şehir haline gelmiş ve (Zongalık) kelimesi de halk lisanında “Zonguldak” olarak yerleşmiştir.

Tarihi

Zonguldak ve çevresinin tarihi Hititlerle başlar. Anadolu’da ilk siyasi birliği kuran Hitit İmparatorluğu bu bölgeyi sınırları içine dahil etti. Bu devirde bu bölgeye verilen isim “Palla”dır. Hitit İmparatorluğu iç savaşlar ve iktidar kavgaları ile zayıfladı ve nihayet yıkıldı.

Hititlerden sonra Anadolu’ya ve dolayısıyla bu bölgeye Firigya Krallığı hakim oldu. Frigya Krallığının yıkılışı ileAnadolu’ya ve bu bölgeye Lidya Krallığı hakim oldu. M.Ö. 6. asırda Pers İmparatorluğu Lidya ordusunu yenerek topraklarını kendisine kattı. Bu sıralarda Dorlu Rumları Ereğli’de (Herakleis) ve Amasra’da (Amastris) ticari koloniler kurdular. M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralı İskender, Pers İmparatorluğunu yenerek Anadolu ve İran’ı Makedonya Krallığına kattı.

Makedonya Kralı İskender’in ölümü üzerine bu bölge Pers asıllı, fakat Rumlaşmış, Pontus Krallığı tarafından alındı. Karadeniz’in kuzeyi (Kırım) ve güneyi(Kuzey Anadolu sahilleri) Pontus Krallığının elinde olup, batısında Bitinya Krallığı ve güneyinde Galata Krallığı bulunuyordu.

M.Ö. 1. asırda Roma İmparatorluğu Anadolu’da bulunan Pontus, Bitinya, Galata, Bergama, Kapadokya ve diğer krallıklara son vererek bütün Anadolu’yu Roma İmparatorluğu sınırları içine kattı. M.S. 395 senesinde Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Anadolu gibi bu bölge de Doğu Roma (Bizans)nın payına düştü. Bizanslılar devrinde Bizans topraklarına İslam orduları ve İranlı Sasaniler pekçok akınlar yapmışsa da bu bölge akınlardan uzak kalabilen nadir bölgelerden biridir.

1071 Malazgirt Zaferinden sonra bütün Anadolu gibi bu ölgeyi de AnadoluFatihi ve Anadolu Türk Devletinin kurucusu Selçuklu Oğuzlarından Kutalmışoğlu Birinci Süleyman Şah fethetmiştir. Bunun üzerine Hıristiyan dünyası, Bizans’ın daveti ve papalığın teşviki ile Haçlı Seferlerini başlatmışlardır. Yirmi beş sene Haçlı Seferleri sebebiyle Anadolu içlerine çekilen Selçuklulardan Batı, bilhassa sahil şehirlerinden çoğunu Bizans yeniden işgal etmiştir. Zonguldak bölgesi de Bizans’ın geri aldığı yerlerden biriydi. 1204’te Dördüncü Haçlı Seferinden sonra Cenevizliler Karadeniz ticaretine hakim oldular. Amasra, Ereğli ve Filyos’ta Ceneviz siteleri kurdular.

On üçüncü asırda bu bölge (Amasra hariç) tamamen Türkler tarafından yeniden fethedilmiştir. 1291’de Candaroğulları Beyliği başşehrini Eflani’de kurmuştur. Daha sonra başşehir Kastamonu’ya taşındı. (Eflani Zonguldak’a bağlı bir kaza merkezidir). Candaroğulları sonraki isimleri (İsfendiyaroğulları) 1326’da Safranbolu’yu fethettiler.

Candaroğulları 1309 senesine kadar Selçuklu Devletine (Konya’ya) bağlı oldular. 13E2��dan sonra İlhanlılara tabi oldular. 1392’de Yıldırım Bayezid Han, Zonguldak ve Kastamonu bölgesini ele geçirdi. Bu sırada Osmanlı Devletiyle Cenevizliler arasında dostluk devam ettiğinden Ereğli ve Amasra Cenevizlilerin elinde kaldı.

Yıldırım Bayezid Han 1402 Ankara Savaşında Timur Hana yenilince, Osmanlı Devleti “Fetret Devri” denilen bir devre içinde sıkıntılı günler geçirdi. Osmanlı Devleti taht kavgaları ile parçalanma durumuna geldi. Osmanlı Devletini yeniden şahsında birleştiren Çelebi Sultan Mehmed Han bu bölgeye hakim oldu. Fetret Devrinden sonra Osmanlı Devleti yeniden eski gücüne ulaştı ve seferler ve genişleme başladı.

Fatih Sultan Mehmed Han 1459’da Amasra’yı Cenevizlilerden alarak fethetti. Bu sefer Fatih’in Güney Karadeniz’i (Anadolu’nun kuzey sahillerini) Osmanlı Devletine katan üç seferinden ilki idi. Zonguldak’ın toprakları içinde Osmanlı devrinde hiçbir sancak (vilayet) yoktu, hepsi Anadolu Beylerbeyliğine bağlı 14 sancaktan biri olan Bolu’ya bağlı idiler.

Tanzimattan sonra bu kazalar Kastamonu vilayeti (eyaletine) bağlandılar.

Osmanlı devrinde her türlü istila ve savaştan uzak kalan bu topraklar üstünde insanlar sükunet içinde yaşamıştır. Tarihi hiçbir mühim vak’aya sahne olmamıştır. On dokuzuncu asır başlarında gemilerde buhar gücü kullanıldığı için kömür büyük önem kazandı. Ticaret gemileri gibi savaş gemileride buharla çalışıyor ve buhar da kömürle temin ediliyordu. Henüz Osmanlı topraklarında kömür bulunamamıştı. Sultan İkinci Mahmud Han, Osmanlı toprakları içinde maden kömürü bulacaklara mükafat vereceğini bir fermanla ilan etti. Orduda da askerlere maden kömürü tanıtılarak terhislerinde memleketlerinde bu madeni aramaları ders olarak anlatıldı.

1829 senesinde Ereğli ilçesinin Kestanelik Köyünde oturan Uzun Mehmed bir gün deniz kenarına inmişti. Bir fırtına sebebiyle “limancık” isimli kuytu bir köşeye sığındı. Isınmak için ateş yaktı. Az sonra ateş etrafındaki siyah taşların yanarak kor haline geldiğini görünce “Buldum, kömürü buldum” diye bağırdı. Çünkü askerlikte deniz eri iken öğretilenlere çok benziyordu. Bu yerden bir küfe dolusu kömürü sırtına yükleyip “Alaplı” yolundan İstanbul’a geldi. İstanbul’daki ilgililere başvurdu. Yapılan incelemelerde bunun kömür olduğu anlaşılarak Padişahın fermanı ile Uzun Mehmed’e 30 altın mükafat ve ölünceye kadar 6 altın maaş bağlandı. “Kara elmas” denilen kömür yatağını bulan ve ülkeye önemli bir yeraltı zenginliğinin kazandırılmasında yer alan Uzun Mehmed’in hatırası için Zonguldak’ta bir anıt dikilidir.

Kömür madeni sebebiyle Zonguldak gittikçe gelişti. Cumhuriyet devrinde ise en çok gelişen birkaç şehirden biridir. Ereğli Demir ve Çelik Tesisleri ile Zonguldak daha büyük hızla kalkınmıştır. Cumhuriyet devrinde il olan Zonguldak demiryolu ile Ankara’ya bağlanmış ve liman tesisleri yapılmıştır.

Fiziki Yapı

Zonguldak il topraklarının % 49’u dağlardan % 35’i platolardan ve % 16’ya yakını ovalardan ibarettir. Karadeniz’de uzunca bir kıyısı olup, dağlar denize paraleldir. Dağlar genel olarak 2000 metrenin altındadır.

Dağlar: Zonguldak ilinde dağların tipik bir özelliği vardır. Dağlar denize paralel üç sıra halindedir. Denizden içeriye gittikçe bu sıra dağlar Zonguldak Dağları olup, yükseklikleri 1000 metreden alçaktır. Başlıca tepeleri ise Göldağı (771 m), Boğma Tepe (663 m) dir.

İkinci sıradaki dağlar birinci sıraya nazaran daha yüksektir. Fakat batı kısmında yükseklik bin metrenin altındadır. Doğudaki kısım daha yüksektir. Kızılcaören Tepesi (1379 m), Göktepe (1416 m), Sarıçiçek Tepesi (1726 m), başlıca yüksek tepeleridir.

Üçüncü sıra daha yüksek olup, Bolu Dağlarının kısmen uzantısıdırlar. Başlıca dağları ise Keltepe (1999 m), il’in en yüksek dağıdır. Kızıltaç Tepesi (1486 m), Kaklıcak Tepesi (1462 m), Karatepe (1517 m) vePanayır Tepe (1544 m) dir. Dağların etekleri ve araları plato ve yaylalarla kaplıdır. Başlıcaları Karabük ve Safranbolu platoları ve Avdan ve Çetiören yaylalarıdır.

Ovalar: Zonguldak ilinde akarsuların meydana getirdiği pekçok vadi vardır. Bazıları genişliyerek ovalar meydana gelir.

Akarsular: Zonguldak ili akarsu bakımından oldukça zengindir. Başlıca akarsuları: Filyos Çayı, Köroğlu Tepesinden gelen Gerede Çayı ve Bolu’dan gelen Bolu suyu ile beslenir. Zonguldak içinden geçerken Soğanlı ismini alır. Karabük’te Araç Çayı ile birleşir. Hisarönü doğusunda Karadeniz’e dökülür.

Diğer akarsular Araplı Irmağı, Üzülmez Deresi ve Gülünçırmak gibi küçük akarsulardır.

Göller: Zonguldak ilinde önemli tabii ve sun’i göl yoktur.

İklim ve Bitki Örtüsü

İklim: Zonguldak ilinde Karadeniz iklimi hüküm sürer. Balkanlar üzerinden gelen soğuk hava akımlarına karşı açık olduğundan Doğu Karadeniz bölgesine nazaran kışlar daha soğuk geçer. Ortalama senelik yağış miktarı 1250 mm’dir. Her mevsim yağışlıdır. Kıyıdan içlere gidildikçe yağış azalır. Karadeniz’in en serin bölgesidir. Sıcaklık -8°C ile +40,5°C arasında seyreder.

Bitki Örtüsü: Zonguldak ili bitki örtüsü bakımından çok zengin sayılır. İl topraklarının % 65’i orman ve fundalıklar, % 32’si ekili-dikili alanlar, % 3’ü çayır ve mer’alarla kaplıdır. Yüksek yerlerdeki ormanlar iğne yapraklı, daha alçaklardaki ormanlar ise yayvan yapraklı ağaçlardır. Kuzeydeki ormanlarda kayın, güneydeki ormanlarda ise köknar, karaçam, kayın ve meşe çoğunluktadır. Ormanaltı bitkileri ise kızılcık, alıç, ahlat, üvez, çayır otları, sarmaşık, çalısüpürgesi, ormangülü, kuş üvezi, eğreltiotları, fındık, ısırgan, karayemiş, çoban püskülü ve böğürtlen olarak çok zengin bir ormanaltı bitki örtüsüne sahiptir.

Ekonomi

Zonguldak ilinin ekonomisi madenciliğe ve sanayiye dayanır. Ormancılık, hayvancılık ve tarla tarımı ikinci önemli bir kaynaktır. İl sınırları içinde zengin kömür (kara elmas) yatakları bulunur. Bunlara dayalı demir-çelik fabrikaları ve bunlara bağlı yan sanayii ekonominin belkemiğidir. Zonguldak bir nevi işçi şehridir.

Tarım: Zonguldak il ekonomisi büyük ölçüde madenciliğe ve sanayiye dayanmasına rağmen, faal nüfusun yarısı tarım sektöründe (tarım, ormancılık, avcılık ve hayvancılıkta) çalışır.

Ormanlar geniş bir bölgeyi kaplamasına rağmen ekili alan azdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, yulaf, mısır, bakla ve fasulyedir. Sebze ve meyvecilik gelişmiş olup, en çok karalahana, hıyar, sakızkabağı, pırasa, ıspanak, armut, fındık, erik, dut, ceviz, kestane, kızılcık ve kiraz yetiştirilir.

Ekime müsait alanlar az ve engebeli olduğu için tarım araçlarının kullanılmasına izin vermez fakat tarımda sulama gübreleme ve modern araçlar kullanılır.

Hayvancılık: Zonguldak ilinde çayır ve mer’a çok az olmasına rağmen hayvancılık (besi hayvancılığı) oldukça gelişmiştir. “Jersey” ırkı inekleri ile sığır cinsi ıslah edilmiştir. Sığır sayısı daha fazladır. Ayrıca koyun, kılkeçisi ve tiftik keçisi beslenir. Tavukçuluk ve arıcılık gelişmiştir.

Zonguldak ilinde balıkçılık da önemli yer tutar. Zonguldak ve Bartın kıyılarının açıkları hamsi sürülerinin yuvalandığı yerlerdir. Ereğli ve Amasra’da balıkçı barınakları vardır. Bu ilde hamsinin yanında kalkan, istavrit, palamut, mezgit, lüfer ve torik de avlanır.

Ormancılık: Zonguldak ili orman varlığı bakımından çok zengin sayılır. 540.000 hektara yakın orman ve 30.000 hektara yakın fundalık alanı vardır. Orman içinde 254 ve orman kenarında 269 köy vardır. İl genelinde bol miktarda sanayi odunu ve yakacak odunu elde edilir.

Madenler: Zonguldak ili maden kömürü bakımından Türkiye’nin en zengin ilidir. Maden kömürü Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun Ereğli Kömür İşletmesi tarafından çıkarılır. Faal nüfusun % 15’i ve 50.000’e yakın kişi maden çıkarma işlerinde çalışır. Maden kömürü çıkarılan üretim havzasında 14 milyar ton kömür rezervi vardır. Zonguldak ilinde zengin maden kömürü yanında demir, manganez, barit, kalker, dolamit, kuvarsit, alüminyum ve kil de bulunmaktadır.

Kömür yatakları Ereğli’nin doğusunda Köseağzı yakınından başlar, Kozlu, Zonguldak, Kilimli arasında büyük damarlar halinde bulunur. Çatalağzı bölgesinde yer yer kaybolur. Kömür havzasının boyu 180 km, eni 50 km’dir. 1829’da bulunan kömür 20 sene sonra işletilmeye başlanmıştır. Bu bölgedeki kömürün enerjisi bol, kalitesi üstün ve dünyanın en iyi cins taşkömürleri arasında yer alır. Senelik istihsal 10 milyon tona yakındır. Devrek’te bakır ve Çaycuma’da volfram çıkarılır.

Zonguldak’ta bir kısmı yer üstünde çalışırken, çok sayıda kişi de yerin çok derinliklerinde maden kömürünü yer üstüne çıkarmak için çalışır.

Enerji: Zonguldak ilinde kömür artıkları ile çalışan Çatalağzı Termik Santrali vardır. Üretilen elektrik enerjisi Marmara bölgesine ve Batı ve İç Anadolu’ya verilir. Termik Santral, Etibank tarafından işletilir.

Sanayi: Zonguldak ili sanayi bakımından İstanbul, Kocaeli ve İzmir’den sonra gelir. Zengin maden kömürü, enerji santrali, liman şehri oluşu, gür orman varlığı, başta demir-çelik tesisleri olmak üzere pekçok sanayi tesisinin kurulmasına ve ilin ileri bir sanayi bölgesi haline gelmesinin başta gelen sebebi olmuştur. Zonguldak limanı 1893’te yapılmıştır. Karabük Demir-Çelik Fabrikasının yapımına 1937’de başlandı. 1948’de Karadeniz Ereğlisi limanı yapıldı. 1949’da Filyos Ateş Tuğla Fabrikası açıldı. Eskiden beri Ereğli ve Bartın’da bulunan büyük tekne tersaneleri geliştirildi. Çok sayıda, mobilya fabrikaları, kireç, kağıt ve bisküvi fabrikaları; 1970’ten sonra artan özel sektöre ait fabrikalar önemli sanayi kuruluşlarıdır.

Çaycuma’da Türkiye’nin üçüncü büyük kağıt fabrikası, yem fabrikası, deri ve kösele atölyeleri, CDK Demir Sanayi Koll, Şti., Devrektaş, Çaytaş, Dokap Orman Ürünleri işleten fabrikalar bulunmaktadır.

İlin en önemli sanayi kuruluşları Karabük Demir-Çelik İşletmeleri (KDÇİ) ile Ereğli Demir Çelik İşletmeleri (Erdemir)’dir. Türkiye’de ağır sanayiinin kalbi Ereğli ve Karabük’te atar. Ereğli’deki tesisler Ortadoğu’nun en büyük tesisleridir. Karabük’teki fabrika genel olarak inşaat demiri, pik boru benzeri yuvarlak maddeler, Ereğli saç levhalar, teneke gibi yassı maddeler imal eder.

Ulaşım: Karayolu: Milletlerarası E-5 karayolunun İstanbul-İzmit-Bolu-Ankara bölümü Gerede yakınından ayrılan Devrek-Çaycuma ile Zonguldak’a ulaşır. Karasu’dan itibaren Karadeniz’e (kıyıya) paralel olarak uzanan yol Adapazarı’ndan ayrılan bir yol ile birleşerek E-5 karayoluna bağlanır. Gerede yakınından ayrılan diğer bir yol Karabük-Safranbolu-Bartın-Kurucaş’a ulaşır. Bu hat üzerindeki yerleşim merkezleri de Gerede vasıtasıyla E-5 karayoluna bağlanır.

İl sınırları içinde devlet yolları uzunluğu 1003, il yolları 490 km olup, bu yollar oldukça iyi kalitededir. 3000 km yol vardır (1994).

Demiryolu: Ankara-Kayseri hattından ayrılan Çankırı ilinin güneydoğu ve güneybatı doğrultusundan geçerek Eskipazar’ın kuzeyinde Zonguldak il topraklarına giren hat; Karabük-Çaycuma-Bartın ilçelerinden sonra kıyıya paralel giderek Zonguldak’a ulaşır. Ankara-Zonguldak arasında hergün Kara Elmas Ekspresi karşılıklı olarak çalışır. Ayrıca Zonguldak-Karabük, Zonguldak-Çaycuma ve Zonguldak-Gökçebey arasında karşılıklı olarak günde 3 posta treni sefer yapar.

Denizyolu: 1953’te işletmeye açılan Zonguldak limanı 460 m uzunlukta ve 25 m genişlikte kuzey mendireği ile 412 m uzunlukta ve 12 m genişlikte güney mendireği vardır. Aynı anda 7 gemi doldurma ve boşaltma yapabilmektedir. Rıhtımlarda havzada üretilen kömür yüklenir ve ocaklarda kullanılacak direkler boşaltılır. Yolcu gemileri ve feribotlar 300 m uzunluktaki rıhtıma yanaşırlar.

Ereğli’de iki ayrı liman vardır. Ayrıca Deniz Kuvvetlerinin 8640 m’lik kapalı ambarı ile Ereğli Kömür İşletmesinin açık kömür depoları da bulunur. Bartın limanında da 1500 m’lik bir kapalı ambar ile yükleme boşaltma kapasitesi 800 ton olan bir liman bulunmaktadır (1994).

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfus: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 867.726 olup, bunun 370.106’sı şehirlerde ve 497.620’si köylerde yaşar. Yüzölçümü 6489 km2 olup nüfus yoğunluğu 134’tür.

Örf ve adetler: Zonguldak bölgesinde Hititler’den bu yana birçok millet ve kültürler gelip geçmiştir. On üçüncü asırda Türkler bu bölgeyi ikinci defa fethedince buraya Türkmen boyları yerleştirilmiştir. Bu bölge kısa zamanda nüfus ve kültür bakımından Türkleşti ve Türk-İslam kültürü bu bölgede hakim oldu. Diğer kültürler, örf ve adetler unutulmuştur.

Mahalli kıyafet: Devrek ve Safranbolu’da an’anevi giyimler devam etmektedir. Kadınlar; başlarına fes geçirir ve üzerine “çatkı” veya “atça” denilen örtüler örterler. Gövdeye önü boydan boya açık kol ağızları ve yakası oyalı “ustufa” giyilir. Özel günlerde telli yelekler, ipekliden sırmalı yelekler “kutnu”lar giyilir. İş esnasında pazenden şalvar üzerine bol büzgülü etek, bunun üzerine aynı kumaştan çarşaf giyilir. Ayakkabılar kısa topukludur. Yemeni veya takunya giyilir. Erkeklerde; “seymen” kıyafeti hakimdir. Keçe külah veya fes, bürümcek, gömlek, zıpka ve poturdan ibarettir. Zıpka bol ağlı olup, paçaları dar, dizden yukarısı geniştir. El dokuması bezden veya ketenden yapılır. Sık düğmeli mintan ve üstüne körüklü yelek, ayaklara kabaralı ayakkabı giyilir.

Halk oyunları: Safranbolu, Devrek ve Eflani folklor bakımından zengindir. Kıyılarda Karadeniz, iç kısımlarda Bolu, Kastamonu ve Çankırı ilinin özellikleri görülür. Halk türküleri ve müziği zengindir. Halk oyunlarında davul oyunları, seymen, köçek ve efe oyunları yaygındır. Köroğlu, Sepetçioğlu-Çardak, Açkapı, Beylere, Aman gibi zeybek oyunları, Amani, Kaşık oyunu, Çıtırdağ ve Gençosman gibi çengi oyunları en çok oynanan oyunlardır.

El sanatları: Amasra’nın şimşir torna işleri Türkiye çapında meşhurdur. Bu ilde yetişen ketenden yapılan keten el dokumalar meşhurdur. Ereğli’nin çileği de çok tanınmıştır.

Mahalli yemekleri: Kuyu kebabı, bandırma ve beyaz baklavası meşhurdur.

Eğitim: Zonguldak ilinde okur-yazar nispeti % 95’e yakın olup, eğitim seviyesi oldukça yüksektir. Okulsuz köyü yoktur. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1992 senesinde kurulmuştur. Buna bağlı olarak Bartın Orman Fakültesi, Çaycuma İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Devrek Fen-Edebiyat Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Alaplı, Safranbolu, Zonguldak ve Zonguldak Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları bulunmaktadır.

İlçeleri

Zonguldak biri merkez olmak üzere 13 ilçeden ibarettir.

Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 249.610 olup, 116.725’i ilçe merkezinde, 132.885’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 7, Beycuma bucağına bağlı 16, Kilimli bucağına bağlı 7 ve Kozlu bucağına bağlı 14 köyü vardır. Yüzölçümü 637 km2 olup, nüfus yoğunluğu 392’dir.

İlçe topraklarını Bolu Dağlarının kuzey uzantıları engebelendirir. Kıyı şeridinde dar bir düzlük vardır. İlçe ekonomisi sanayi ve madenciliğe dayanır. Türkiye’nin zengin taşkömürü yatakları ilçe topraklarında bulunur.

İlçe merkezi Üzülmez Deresinin denize döküldüğü kesimde kurulmuştur. Kozlu ve Kilimli bucakları ile birleşme durumundadır. Limanı mevcut olup, buradan taşkömürü ihraç edilir. İlçe Ankara’ya 268 km, İstanbul’a ise 377 km mesafededir. İlçe belediyesi 1899’da kurulmuştur.

Alaplı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 41.267 olup, 12.105’i ilçe merkezinde, 29.162’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 37 köyü vardır. İlçe toprakları genelde düzdür. İlçe topraklarını Alaplı Deresi sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri mısır, buğday, arpa ve patatestir. Akarsu boylarında sebze ve meyve yetiştirilir. Elma, armut ve fındık en çok yetişen ürünlerdir. Kıyı kesimlerde balıkçılık yapılır.

İlçe merkezi deniz kıyısında Akçakoca-Ereğli sahil yolu üzerinde kurulmuştur. Ereğli’ye bağlı bir bucakken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kanunla ilçe oldu.

Çaycuma: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 105.586 olup, 13.308’i ilçe merkezinde, 92.278’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 30, Hisarönü bucağına bağlı 8, Perşembe bucağına bağlı 28 ve Saltukova bucağına bağlı 20 köyü vardır. Yüzölçümü 490 km2 olup, nüfus yoğunluğu 215’tir.

İlçe toprakları genelde düzdür. Batısında yüksek olmayan Batı Karadeniz Dağları yer alır. En önemli akarsuyu Filyos Çayıdır. Bu çayın vadisinin genişlediği yerlerde Çaycuma ve Filyos ovaları vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünü mısırdır. Akarsu boylarında sebze ve meyve yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiş olup, en çok manda beslenir. Deniz kıyısında olan Hisarönü bucağında başlıca gelir kaynağı balıkçılıktır. Avlanan balıkların büyük kısmı İstanbul’a gönderilir. Sümerbank Filyos Ateş Tuğlası Fabrikası ve Seka Kağıt Fabrikası başlıca sanayi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, Çaycuma Ovasının batı kıyısında kurulmuştur. Deniz kıyısından 25 km içeridedir. Eski ismi Coycami idi. Devrek’e bağlı bucakken, 1944’te ilçe oldu. Zonguldak-Bartın karayolu ve Ankara-Zonguldak demiryolu ilçe merkezinden geçer. İl merkezine 53 km mesafededir. İlçe belediyesi 1944’te kurulmuştur.

Devrek: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 74.138 olup, 16.442’si ilçe merkezinde, 57.696’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 46, Eğerci bucağına bağlı 13 köyü vardır. İlçe toprakları Batı Karadeniz ile Bolu Dağları arasında hafif engebeli alanda yer alır. Devrek Çayı ilçe topraklarını sular. Filyos Çayının küçük bir bölümü ilçe sınırları içine girer. Devrek Çayı Vadisinde Devrek Ovası yer alır. Topraklarının büyük bölümü ormanlarla kaplıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, mısır ve patates olup, akarsu boylarında sebze ve meyve yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiş olup, en çok koyun ve keçi beslenir. Köylü nüfusunun büyük kısmı Ereğli-Zonguldak kömür havzasında dönüşümlü olarak çalışır. Ormancılık ve orman ürünlerinin işlenmesi yaygındır. İlçede sunta, kereste ve yapı malzemesi fabrikaları vardır.

İlçe merkezi, Devrek Çayı Vadisinde kurulmuştur. Ankara-Zonguldak karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 61 km mesafededir. İlçe belediyesi 1887’de kurulmuştur.

Eflani: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 17.266 olup, 2894’ü ilçe merkezinde, 14.372’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 53 köyü vardır. Yüzölçümü 619 km2 olup nüfus yoğunluğu 28’dir. İlçe toprakları dağlık olup, küçük akarsularla parçalanmıştır. Dağlar ormanlarla kaplıdır.

Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayalıdır. Topraklarının ancak üçte biri ekilebilir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, patates, ayrıca az miktarda soğandır. Meyvecilik yaygın olarak yapılır. En çok ceviz, elma ve armut yetiştirilir. Ormancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. Toprakları otlak bakımından zengindir. En çok sığır, koyun ve tiftik keçisi beslenir. Arıcılık yaygındır.

İlçe, dağlık bir alanda, ulaşımı zor bir bölgede kurulmuştur. Gelişmemiş bir yerleşim merkezidir. Bartın-Safranbolu-Karabük karayoluna bağlayan 26 kilometrelik yol, zaman zaman ulaşıma kapalı kalır. İl merkezine en uzak ilçedir ve 187 km mesafededir. İlçe belediyesi 1953’te kurulmuştur.

Ereğli: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 152.710 olup, 63.987’si ilçe merkezinde, 88.723’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 76, Ormanlı bucağına bağlı 17 köyü vardır. İlçe topraklarının büyük kısmı fazla yüksek olmayan dağlarla kaplıdır. Dağlar küçük akarsu vadileriyle parçalanmıştır.

Ekonomisi ağır sanayiye dayalıdır. Ereğli Demir-Çelik Fabrikaları başlıca sanayi kuruluşudur. Madencilik ve tarım ilçenin diğer gelir kaynaklarıdır. Başlıca tarım ürünleri mısır, buğday, arpa ve patatestir. Sebze ve meyvecilik yaygındır. Elma, armut ve fındık en çok üretilen meyvelerdir. İç kesimlerde hayvancılık, kıyı kesimlerinde balıkçılık önemli gelir kaynağıdır. Türkiye’nin en zengin kömür yatakları bu ilçededir.

İlçe merkezi deniz kıyısında kurulmuştur. İlçe merkezi, Zonguldak ve Karabük’ten sonra ilin üçüncü büyük yerleşim merkezidir. Ereğli Demir-Çelik İşletmelerinin kurulması ilçenin gelişmesinde büyük rol oynamıştır. İl merkezine 56 km mesafededir. İlçe belediyesi 1890’da kurulmuştur.

Gökçebey: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 30.428 olup, 5081’i ilçe merkezinde, 25.347’si köylerde yaşamaktadır. Merkeze bağlı 20 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikte dağlarla kaplıdır. Filyos Irmağı Vadisinde düzlükler vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, mısır ve patates olup, akarsu boylarında sebze ve meyve yetiştirilir. Orman ürünlerini işleyen küçük atölyeler vardır. İlçe merkezi Filyos Çayı vadisinde kurulmuştur. Devrek ilçesine bağlı bucakken 9 Mayıs 1990’da ilçe merkezi oldu.

Karabük: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 123.361 olup, 105.373’ü ilçe merkezinde, 17.988’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 38 köyü vardır. İlçe topraklarının güneyinde Demiroluk Dağları yer alır. Bu dağlardaki Keltepe (1999 m) ilin en yüksek noktasıdır. Dağlar sarıçam, karaçam, köknar, kayın, ıhlamur, meşe ve gürgen ormanları ile kaplıdır. Dağlardan kaynaklanan suları Filyos Çayı toplar.

Ekonomisi sanayiye dayalıdır. Karabük Demir-Çelik İşletmeleri, Türkiye’nin üç büyük demir-çelik tesislerinden ilkidir. Ayrıca ilçede orman ürünlerini işleyen çok sayıda atölye vardır. Kırsal kesimde yaşayan halkın bir bölümü tarımla uğraşır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, patates, elma ve armuttur. Dağ köylerinde ormancılık önemli gelir kaynağıdır.

İlçe merkezi Filyos Çayı vadisinde kurulmuştur. Demir-Çelik İşletmelerinin kurulmasından sonra hızla gelişen ilçe, önemli bir sanayi ve ticaret merkezi oldu. 1953’te ilçe merkezi yapılan Karabük il merkezine 115 km mesafededir. Yüz binden fazla nüfusu ile Karadeniz bölgesinin dördüncü büyük yerleşim merkezidir. İlçe belediyesi 1939’da kurulmuştur.

Safranbolu: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 42.815 olup, 24.351’i ilçe merkezinde, 18.464’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 43, Ovacuma bucağına bağlı 14 köyü vardır. Yüzölçümü 1013 km2 olup, nüfus yoğunluğu 42’dir. İlçe toprakları dağlık olup, akarsu vadileriyle parçalanmıştır. Dağlar ormanlarla kaplıdır. Güneyde tabii sınırı çizen Filyos Çayı bölgede Soğanlı Çayı olarak isimlendirilir. Diğer bir akarsuyu da Araç Çayıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, elma ve üzümdür. Eskiden çok miktarda yetiştirilen safran üretimi günümüzde önemini kaybetmiştir. Hayvancılık gelişmiş olup, en çok sığır beslenir. Orman ürünlerini işleyen küçük atölyeler vardır. Halkın büyük kesimi 10 km mesafedeki Karabük’e çalışmak için gider.

İlçe merkezi Karabük-Bartın ve Karabük-Kastamonu yollarının kesiştiği yerde Bartın Çayına katılan küçük akarsuların meydana getirdiği bir vadide kurulmuştur. İl merkezine 125 km mesafededir. Bir sanayi şehri olan Karabük’e olan göç hareketi 1970’li yıllarda Safranbolu’yu da etkiledi. Karabük’e olan yakınlığı dolayısı ile hızla Karabük’e doğru gelişti. Eski evleri meşhur olup, Çarşı ismi verilen eski mahalleler “sit alanı” ilan edilerek muhafaza altına alınmıştır.

Yenice: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 30.545 olup, 9.840’ı ilçe merkezinde, 20.705’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 18 köyü vardır. Toprakları genelde dağlıktır. Filyos Çayı vadisinde küçük düzlükler vardır. Dağlar ormanlarla kaplıdır. Dağlardan kaynaklanan suları Filyos Çayı toplar.

Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayalıdır. Akarsu vadilerinde tarım yapılır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, patates, elma ve armuttur. Dağ köylerinde ormancılıkla uğraşılır. İlçe merkezinde Orman ÜrünleriSanayi kurumuna bağlı Kereste Fabrikası vardır.

İlçe merkezi Filyos Çayı kenarında, Zonguldak-Karabük demiryolu üzerinde kurulmuştur. Karabük’e bağlı bucakken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kanunla ilçe oldu.

Tarihi Eserler ve Turistik Yerleri

Zonguldak ili çok sayıda tabii güzelliklere, av bölgelerine, tarihi eserlere, içme ve kaplıcalara sahiptir. Tarihi eserlerin çoğunluğu Osmanlı devrine aittir. Başlıca tarihi eserler şunlardır:

Köprülü Camii: Safranbolu ilçesindedir. Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa tarafından 1622’de yaptırılmıştır. İlçenin en büyük camisidir.

Gazi Süleyman Paşa Camii: Safranbolu ilçesinde Cami-i kebir mahallesindedir. On altıncı asırda yapıldığı tahmin edilen eser, çok bakımsızdır.

Hidayetullah Camii: Safranbolu ilçesi İzzet Mehmed Paşa Mahallesindedir. Hidayet Ağa tarafından 1718-1719 senesinde yapılmıştır. Birkaç defa tamir gören caminin minaresi bezemelerle süslüdür.

İzzet Mehmed Paşa Camii: Safranbolu’da İzzet Mehmed PaşaMahallesindedir. Sultan Üçüncü Selim Hanın sadrazamı İzzet Mehmed Paşa tarafından 1779’da yapılmıştır. Çeşitli zamanlarda tamir görmüştür. Kubbelerinin hepsi kurşunla kaplıdır.

Lütfiye Camii: Safranbolu’da Akçasu Mahallesindedir. Hacı Hüseyin Hüsnü tarafından 1879’da yaptırıldığı kitabesinden anlaşılmaktadır. Kaçak Camii de denir. Ahşap minaresi ilgi çekicidir.

Gazi Süleyman Medresesi: Safranbolu Cami-i kebir Mahallesindedir. Candaroğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Sultan Abdülmecid Han 1846’da medreseyi tamir ettirmiştir. İlk yapıdan günümüze sadece duvarların bir bölümü kalmıştır. Diğer kısımlar tamirlerle değişmiştir.

Taş Köprü: Safranbolu ilçesinde Eflani Çayı üzerindedir. Kitabesi olmayan köprü, Candaroğulları zamanında yapıldığı tahmin edilmektedir. Uzunluğu 3.4 km olup, iki kemerli bir köprüdür.

Tokatlı Köprüsü: Safranbolu ilçesinin kuzeyinde, Gümüş Deresi üzerinde inşa edilmiştir. 1179’da su kemeri olarak yaptırılmış olup, 1797’de köprüye çevrilmiştir. 40 m uzunluğundadır.

Safranbolu Evleri: Anadolu Türk sivil mimarisinin en güzel örneğidir. On dokuzuncu asırdan beri orijinalliğini muhafaza eden bu evlerin bulunduğu bölge “sit alanı” ilan edilmiştir. Koruma altına alınan bu evlerin tavanları, oymalı duvarları, pencereleri ve kapı tokmakları ile ilgi çekmektedir. Kaymakam Konağı, Saraçoğlu Konağı, Safranbolu Arasta Çarşısı, Havuzlu Asmalar Konağı restore edilmiştir.

Safranbolu, koruma ve restore çalışmalarının çok ehemmiyet arz ettiği ve turistik değeri gittikçe artan bir ilçedir. Türkiye’nin tarihi ve an’anevi hususiyetlerini burada bulmak mümkündür.

Folklor araştırmacı ve uzmanları dikkati bu şehre çevirince, tarihi değeri olan bu evler, korunma altına alındı. Safranbolu neredeyse bütünüyle muhafaza altına alınmış bir şehir haline gelmiştir.

Roma Devri Kilisesi: Roma devrinde bir mağarada yapılan bu kilise, dünyanın kilisesi kabul edilmektedir. Ereğli’dedir. Romalılar Hıristiyanlığı serbest bırakınca Ereğli metropolis olmuştur.

Mesire Yerleri: Zonguldak tabii güzellikler bakımından oldukça zengindir. Zengin ormanları, kıyı boyunca uzanan tabii kumsalları ilde birçok mesire yeri meydana gelmesine yol açmıştır. Başlıca mesire yerleri şunlardır: Yedigöller: Devrek ilçesindedir. Bölgede yedi küçük göl vardır. Gür ormanlarla kaplıdır. Yedigöller bölgesi milli park ilan edilmiştir. Gölde bol balık ve civarında av hayvanları vardır. Yayla: Zonguldak-Devrek karayolu üzerinde olup, il merkezine 18 km mesafededir. Orman içi dinlenme yeridir. Çamlık: Karabük’e 1 km mesafede orman içi dinlenme yeridir. Manzarası güzel, bitki örtüsü zengin ve suyu boldur.

Filyos Kıyıları: Filyos Çayının denize döküldüğü bu yerin tabii güzelliği emsalsizdir. Ereğli Kıyısı: Çeliği ve çileği meşhur olan Ereğli’nin deniz sahilleri çok güzeldir.

İçme ve Kaplıcalar: Zonguldak ilinde çok sayıda maden suyu ve kaplıca vardır. Fakat bunlardan yeterli derecede istifade edilmez. Başlıca kaplıcaları şunlardır: Aşağıçayır Kaplıcası: Ereğli-Kozlu yolu üzerindedir. İl merkezine 20 km mesafededir. Konaklama tesisleri yetersiz olan kaplıcanın suyu içme olarak; mide, karaciğer, safra yolları hastalıklarına faydalıdır. Banyo olarak vücudu dinlendirici özelliği vardır. Bostanbükü İçmesi: Safranbolu ilçesine bağlı Bostanbükü köyündedir. İlçe merkezine 4 km mesafededir. Tesisleri mevcut olmayan içmenin suyu barsak, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına tavsiye edilir.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


  • Zonguldak Başsavcılığı tarafından çift hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla dava açıldığını ifade eden Acar, davaya bakan Zonguldak 2.
  • İkametgahlarını başka bir yere nakledip nakletmedikleri araştırılmalıydı” diyerek yerel mahkemenin kararını bozduğunu dile getiren Acar, Zonguldak 2.

Sizde içinde Zonguldak kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Zonguldak kelimesi anlamı 613 defa okunmuştur. [241280] Zonguldak kelime anlamı, Zonguldak nedir, Zonguldak ne demek, Zonguldak sözlük anlamı

Paylaş